bazen - Turkish English Dictionary
History

bazen



Meanings of "bazen" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

Turkish English
Common Usage
bazen sometimes adv.
General
bazen while adv.
bazen now and again adv.
bazen sometime adv.
bazen at times adv.
bazen now and then adv.
bazen on occasion adv.
bazen betimes adv.
bazen between whiles adv.
bazen sometimes adv.
bazen once in a while adv.
bazen every so often adv.
bazen off-and-on adv.
bazen occasionally adv.
bazen now adv.
bazen whiles adv.
bazen whiles [scotland] adv.
bazen once and again adv.
bazen still an end [obsolete] adv.
bazen still and anon [obsolete] adv.
Phrases
bazen at one time or another expr.
Colloquial
bazen on occasions n.
bazen ever and again adv.
bazen every now and then/again adv.
bazen for once in a way expr.
bazen ever and again/anon expr.
Idioms
bazen now and anon [old-fashioned] adv.
bazen half the time expr.
bazen (as) often as not expr.
Technical
bazen occasionally adv.
bazen sometimes adv.
Archaic
bazen somewhile adv.

Meanings of "bazen" with other terms in English Turkish Dictionary : 238 result(s)

Turkish English
General
saç tıraşı sonra oluşan, bazen iltihaplanan küçük şişlik razor bump n.
tv'nin çerçeve hızını artırarak görüntüsünü pürüzsüz hale getiren ve bazen de abartılı gerçek ve garip bir görüntü veren bir tv teknolojisi motion smoothing n.
el falcılarının saldırganlık veya dayanıklılık, bazen de çabuk alevlenen bir mizaç ile ilişkilendirdikleri el çizgisi martian n.
bazen ölçü olarak kullanılan varil veya kova meal [obsolete] n.
şişik ve bazen kırmızı burun bottle nose n.
atları çalıştıran ve bazen jokeylik de yapabilen küçük ölçekli yarış atı sahibi gipsy n.
(orta çağ'da) britanya'nın bazı bölümlerinde yerel ticareti kontrol eden ve bazen yerel yönetimde rol alan tüccar birliği guild n.
(orta çağ'da) belirli bir zanaat veya ticaretle uğraşan kimselerden oluşup mesleklerinin ve meslektaşlarının refahı için çalışan ve bazen yönetime katılan bir birlik guild n.
bazen doğal gazla birlikte bulunan hafif, benzin benzeri bir hidrokarbon sıvısı drip gas n.
bazen harfe veya şekle ekli olabilen küçük haç crosslet n.
bazen başarılı bazen başarısız olan hit-and-miss adj.
bazen eksantrik görünecek kadar bağımsız ve bireysel olan ornery adj.
bazen söylenildiği gibi as it was sometimes called adv.
tam bir (bazen alaycı şekilde) right adv.
bazen . . . bazen sometimes . . . sometimes expr.
Phrases
bazen çalışmadığın yerden soru gelir life is like a box of chocolates expr.
bazen nadir de olsa sometimes, although rare expr.
hatta bazen even sometimes expr.
Proverb
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar great oaks from little acorns grow v.
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar tall oaks from little acorns grow v.
gerçeğin bir kısmını saklamak yalan söylemekle eşdeğerdir bazen half the truth is often a whole lie
olanın tümünü söylemeyen yalan söylemiş sayılır bazen half the truth is often a whole lie
sessizliğin içinden gelir bazen bilgelik a shut mouth catches no flies
bazen işler kibarlıkla çözülmez cat in gloves catches no mice
bazen tırnaklarını göstermelisin cat in gloves catches no mice
bazen sabırlı olup beklemek de ön saflarda olmak kadar önemlidir they also serve who (only) stand and wait
bazen sabırlı olup beklemek de bir iştir they also serve who only stand and wait
bazen aktif olmak istesen de durup beklemen gerekir they also serve who only stand and wait
bazen istediğin şeyin olmaması bir şanstır a stumble may prevent a fall
bazen bir şey yapmak istesen de durup sabırla beklemen gerekir they also serve who only stand and wait
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar great oaks from little acorns grow
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar tall oaks from little acorns grow
Colloquial
bazen estetik ve manevi kaygıları para kazanmak için göz ardı eden çok karlı plan veya kurum money-machine n.
bir fincan kahve/çay ve bazen de atıştırmalıktan oluşan ara öğün mug–up n.
(bazen alay yollu) ben ne anlarım ki what do I know expr.
bazen bencil olabiliriz sometimes we may be selfish expr.
bazen kazanır bazen kaybedersin (you) win a few, (you) lose a few expr.
Idioms
(bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız/oğlan/çocuk poor little rich girl/boy/kid n.
(bazen alay yollu) mutsuz/zavallı zengin kız/oğlan/çocuk/çocuğu poor little rich girl/boy/kid n.
(bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız poor little rich girl n.
(bazen alay yollu) mutsuz/zavallı zengin kız/çocuk/çocuğu poor little rich girl n.
en dikkatli/iyi insan bile (bazen) hata yapar even homer (sometimes) nods expr.
en dikkatli/iyi insan bile (bazen) hata yapar even jove (sometimes) nods expr.
bazen hayat sanatta tasvir edildiği gibidir life imitates art [cliché] expr.
bazen kazanır bazen kaybedersin win a few, lose a few expr.
Speaking
ama bazen de and sometimes expr.
bazen haklı olduklarını da düşünmüyor değilim sometimes I think maybe they're right expr.
bazen alınganlığı tutuyor she can be touchy sometimes expr.
bazen ne zaman şaka yaptığını anlamıyorum sometimes I don't know when you're kidding expr.
bazen haklı olduklarını düşünüyorum sometimes I think maybe they're right expr.
bazen bencil olmamız normaldir/doğaldır it's natural to be selfish sometimes expr.
bazen alınganlığı tutar she can be touchy sometimes expr.
bazen beni şaşırtıyorsun you surprise me sometimes expr.
bazen bencil olabiliriz it's ok to be selfish sometimes expr.
bazen yalan söylerim I lie sometimes expr.
bazen bencil olmamız normaldir/doğaldır it's normal to be selfish sometimes expr.
bazen bencil olmamız normaldir/doğaldır it's ok to be selfish sometimes expr.
ve bazen de and sometimes expr.
Law
jüri listesi (bazen jüri heyeti) jury panel n.
(roma ve iskoç yasalarına göre) babanın ölümü üzerine çocuklara ve bazen diğer mirasçılara ayrılan pay bairn's part n.
hakim, avukatlar ve bazen tarafların da yer aldığı özel görüşme sideband n.
hakim, avukatlar ve bazen tarafların da yer aldığı özel görüşme sidebar conference n.
Politics
(eski) ön asya ve doğu'da hükümdarların giydiği bazen mücevherlerle süslenen bez bir saç bandı diadem n.
Insurance
sigortalanmış geminin belirli bir yük tipine, hizmete ve bazen de tasarlandığı mevsime göre kullanımını kısıtlayan sigorta poliçesi trade warranty n.
sigortalanmış geminin belirli bir yük tipine, hizmete ve bazen de tasarlandığı mevsime göre kullanımını kısıtlayan sigorta poliçesi trading warranty n.
Technical
balon zarfının bazen iç donanım gerilimi nedeniyle bölündüğü bölümlerden her biri lobe n.
Textile
(bazen kolsuz) üst giysi overtop n.
Furniture
alçak çerçeveli ve ayak kısmı bulunmayan, köşe direkleri ve bazen başlığı olan yatak hollywood bed n.
Marine
bazen geminin amiral gemisi olduğunu gösteren tepe ışığı top light n.
bazen yolcuları gemiden karaya taşımakta kullanılan motorlu bot launch n.
denizaltının kaptan köşkünü ve bazen de gözetleme kulesini taşıyan üst yapısı fairwater n.
(sübye armalı gemilerde) rüzgar tam arkadan alındığında bazen açılan dört köşe seren yelkeni fly-by-night n.
Mining
bazen mücevherlerde veya diğer süs eşyalarında kullanılan gül renkli bir zoisit thulite n.
bazen prizmatik mavi ışıltılı olan çok yüksek dereceli saf beyaz bir elmas river n.
Medical
stafilokokla ilişkilendirilen ciddi akut (bazen ölümcül) enfeksiyondan kaynaklanan bir sendrom toxic shock n.
hastalıkta bazen ortaya çıkan (belirti) assident adj.
Anatomy
alt çene yayının çene kemiğinin parçası olmayan fakat bazen alt çene eklemini ve ortakulak kemiklerini meydana getiren kıkırdaksı parçası meckelian cartilage n.
alt çene yayının çene kemiğinin parçası olmayan fakat bazen alt çene eklemini ve ortakulak kemiklerini meydana getiren kıkırdaksı parçası meckelian rod n.
alt çene yayının çene kemiğinin parçası olmayan fakat bazen alt çene eklemini ve ortakulak kemiklerini meydana getiren kıkırdaksı parçası meckelian bar n.
bazen dalağın çevresinde bulunabilen küçük nodüller lienculus n.
Psychology
(bazen cinsel sapkınlık ile ilişkili olarak) bebek taklidi yapma infantilism n.
Pathology
vertigo, kulak ağrısı, yüz felci ve bazen işitme kaybı ile kendini gösteren, herpes virüsünün neden olduğu enfeksiyondan kaynaklanan rahatsızlık ramsay hunt syndrome n.
ortamda stafilokok varlığı ile ilişkilendirilen ciddi akut (bazen ölümcül) olabilen bir enfeksiyondan kaynaklanan sendrom toxic shock n.
bazen korneada görülen yay şeklinde beyazımsı tortu arcus n.
bazen korneada görülen yay şeklinde beyazımsı tortu arcus senilis n.
bazen sistemik lupus eritematozus hastalığı ile ilişkilendirilen verrüköz endokardit libman-sacks endocarditis n.
bazen viral bir hastalıktan sonra ortaya çıkan kas ağrısı, aşırı yorgunluk ve halsizlik ile karakterize bir hastalık myalgic encephalopathy n.
kas gücü kaybı, duyu kaybı, duyu değişimi ve bazen de felç ile karakterize edilen nadir bir polinevrit türü guillain-barrésyndrome n.
Pharmaceutics
bazen yetişkinlerde antiemetik olarak kullanılan sakinleştirici ve antidepresan bir ilaç triavil® n.
bazen yetişkinlerde antiemetik olarak kullanılan sakinleştirici ve antidepresan bir ilaç perphenazine n.
depresyon, anksiyete ve (bazen) uykusuzluğun tedavisinde kullanılan bir antidepresan ilaç trimipramine n.
depresyon, anksiyete ve (bazen) uykusuzluğun tedavisinde kullanılan bir antidepresan ilaç surmontil® n.
Veterinary
loco otu zehirlenmesinden kaynaklanıp zayıflık, koordinasyon eksikliği, kısmı felç ve bazen de ölümle karakterize olan bir besi hayvanı hastalığı loco n.
loco otu zehirlenmesinden kaynaklanıp zayıflık, koordinasyon eksikliği, kısmı felç ve bazen de ölümle karakterize olan bir besi hayvanı hastalığı locoism n.
Gastronomy
rom, brendi, yumurta, muskat ve bazen süt içeren sıcak bir içki tom, dick and jerry [us] n.
elma suyu, elmalı brendi veya elma likörü, votka ve bazen de vermuttan oluşan kokteyl appletini n.
içine bazen kuru üzüm de katılan tarçın aromalı sütlaç arroz con leche n.
(hint mutfağında) iç pilav, fasulye, mercimek ve bazen de balık fümeden oluşan bir yemek kedgeree n.
bazen jölede pişirilen, ince dilimlenmiş sebze ve meyvelerden oluşan salata, tatlı veya aperatif olarak servis edilen bir karışım macédoine n.
alkollü içeceklerin ve bazen de yiyeceklerin servis edildiği tezgah mahogany n.
bazen sosis ve hamburger gibi et ürünlerinin imalatında kullanılan, hayvandan elde edilen kıkırdak ve yağın oluşturduğu karışım mechanically recovered meat n.
kekin bazen ayrı yenmek üzere ayrılan üst kısmı muffin top n.
zencefil, kuru üzüm, limon kabuğu, su ve bazen de viski veya konyak ile yapılan bir içki ginger cordial n.
içine bazen lahana veya turp ilave edilebilen ve tereyağı ile patates püresinden oluşan bir iskoç yemeği rumbledethump n.
içinde domates, peynir ve bazen farklı dolgular bulunan bir hamur işi panzerotto [canada] n.
domates, soğan, mantar, yeşillikler ve bazen de şarapla hazırlanan (yemek) cacciatora adj.
domates, soğan, mantar, yeşillikler ve bazen de şarapla hazırlanan (yemek) cacciatore adj.
ekmek kırıntıları ve bazen de peynir ile kaplanıp pişirilmiş gratin adj.
bazen sosis ve hamburger gibi et ürünlerinin imalatında kullanılan, hayvandan elde edilen kıkırdak ve yağın oluşturduğu karışım mrm (mechanically recovered meat) abrev.
Physics
yerçekimi ve zayıf kuvvet yoluyla maddeyle etkileşime girip bazen bir galaksinin kayıp kütlesini oluşturduğu varsayılan çeşitli varsayımsal atom altı parçacıklardan biri wimp n.
Chemistry
tütün dumanında, bazı yiyeceklerde ve bazen içme suyunda bulunan toksik ve kanserojen bir madde n-nitrosodimethylamine n.
tütün dumanında, bazı yiyeceklerde, bazen içme suyunda atık olarak bulunan oldukça toksik, kanserojen bir nitrozamin ndma n.
terbiyum, evropiyum ve gadolinyum ve bazen disprozyumu içeren lantanit grubu terbium metal n.
bazen fosfor bronzunda bulunan küçük ve sert beyaz kütle tin spot n.
bazen üzüm suyunda bulunan bir tür tartarik asit racemic acid n.
Biochemistry
asitlerin veya alkalilerin etkimesiyle proteinlerden türetilip proteinlerin çözünürlüğünü ve bazen de bileşimini değiştiren ürünler metaprotein n.
güney amerika'ya özgü bir ağacın bazen ilaç olarak kullanılan kekre özü monesin n.
Marine Biology
bazen yemek olarak da kullanılan yaygın bir salyangoz tegula n.
bazen yiyecek olarak kullanılan, büyük ve kaslı basit bir tulumlu cinsi tethyum n.
sargasso denizinde yaygın olan ve bazen de kuzey amerika kıyılarında bulunan bir yengeç turtle crab (planes minutus) n.
sargasso denizinde yaygın olan ve bazen de kuzey amerika kıyılarında bulunan bir yengeç gulf-weed crab n.
sargasso denizinde yaygın olan ve bazen de kuzey amerika kıyılarında bulunan bir yengeç gulfweed crab n.
pasifik okyanusu'na özgü, bazen tatlı sularda da görülebilen küçük bir olta avı balığı machete (elops affinis) n.
ağırlığı bazen 50 pound ve üzerine çıkabilen, büyük göller'e ve mississippi vadisi'ne özgü bir sarıağız balığı freshwater drum (aplodinotus grunniens) n.
ağırlığı bazen 50 pound ve üzerine çıkabilen, büyük göller'e ve mississippi vadisi'ne özgü bir sarıağız balığı bubbler (aplodinotus grunniens) n.
ağırlığı bazen 50 pound ve üzerine çıkabilen, büyük göller'e ve mississippi vadisi'ne özgü bir sarıağız balığı freshwater drum (aplodinotus grunniens) n.
Astronomy
bazen on iki, bazen on üç kameri ayından oluşan kameri yıl moon year n.
Zoology
bazen eski kağıtların arasında bulunan küçük yalancı akrep book scorpion (chelifer cancroides) n.
büyük omurgalıları avlayan ve bazen insanlara saldıran, afrika ve madagaskar'da yaşayan büyük bir timsah nile crocodile (crocodylus niloticus) n.
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları zonule n.
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları zoonule n.
hayvan vücudunun bazen ayrı bir organizma olarak görülen eklemli parçaları zoonite n.
bazen mamut olarak da sınıflandırılan, kuzey amerika'ya özgü bir mastadon american mastodon (mammut americanum) n.
tembel ayıları içeren ve bazen ursus cinsi altında sınıflandırılan bir memeli cinsi melursus n.
tembel ayıları içeren ve bazen ursus cinsi altında sınıflandırılan bir memeli cinsi genus melursus n.
Botanic
bazen saman olarak da kullanılan uzun boylu bir ot reed grass (calamagrostis quadriseta) n.
avrupa kökenli, amerika'da da yetişen ve bazen bira yapımında kullanılan çalılı bir pelin otu lad's love (artemisia abrotanum) n.
avrupa kökenli, amerika'da da yetişen ve bazen bira yapımında kullanılan çalılı bir pelin otu southernwood n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, kuzey amerika ve doğu asya'da yetişen uzun ömürlü bir ot nabalus n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, kuzey amerika'nın kuzeydoğusunda yetişen, sarımsı-beyaz renkli, sarkık çiçekli bir ot white lettuce (nabalus alba) n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, kuzey amerika'nın kuzeydoğusunda yetişen, sarımsı-beyaz renkli, sarkık çiçekli bir tür ot prenanthes alba n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, kuzey amerika'nın kuzeydoğusunda yetişen, sarımsı-beyaz renkli, sarkık çiçekli bir tür ot cankerweed n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, abd'nin güney ve doğu bölgelerinde yaygın olarak yetişen çiçekli bir ot gall of the earth (nabalus serpentarius) n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, abd'nin güney ve doğu bölgelerinde yaygın olarak yetişen çiçekli bir ot prenanthes serpentaria n.
bazen prenanthes cinsine dahil edilen, abd'nin güney ve doğu bölgelerinde yaygın olarak yetişen çiçekli bir ot lion's foot n.
bazen sterculia cinsine dahil edilen ve kırmızı lekeli krem rengi çiçekleri olan, queensland'a özgü büyük bir ağaç narrow-leaved bottletree (brachychiton rupestris) n.
bazen sterculia cinsine dahil edilen ve kırmızı lekeli krem rengi çiçekleri olan, queensland'a özgü büyük bir ağaç queensland bottletree n.
bazen sterculia cinsine dahil edilen ve kırmızı lekeli krem rengi çiçekleri olan, queensland'a özgü büyük bir ağaç sterculia rupestris n.
mor ve pembe benekli çiçekleri olan, bazen yem veya yeşil gübre olarak da yetiştirilen çok yıllık bir bitki narrow-leaved everlasting pea (lathyrus sylvestris) n.
mor ve pembe benekli çiçekleri olan, bazen yem veya yeşil gübre olarak da yetiştirilen çok yıllık bir bitki flat pea n.
kuzey yarımküre'ye özgü, bazen süs bitkisi olarak kullanılan, beyaz çiçekli çok yıllık bir bitki northern bedstraw (galium boreale) n.
kuzey yarımküre'ye özgü, bazen süs bitkisi olarak kullanılan, beyaz çiçekli çok yıllık bir bitki northern snow bedstraw n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç portia tree (thespesia populnea) n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç bendy tree n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç seaside mahoe n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç tulip tree (hespesia populnea) n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç pacific rosewood n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç indian tulip tree n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç milo n.
bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki american hop (humulus americanus) n.
bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki native hop n.
bazen içme suyunda oluşarak suya balık tadı ve kokusu veren tatlı bir su yosunu anabaena n.
reçineli ve bazen zehirli öz suyu olan ağaç, çalı ve asmalardan oluşan bir kaju familyası anacardiaceae n.
reçineli ve bazen zehirli öz suyu olan ağaç, çalı ve asmalardan oluşan bir kaju familyası sumac family n.
reçineli ve bazen zehirli öz suyu olan ağaç, çalı ve asmalardan oluşan bir kaju familyası family anacardiaceae n.
meksika ve teksas'ın güneyinde bazen gölgesi için dikilen bir ağaç anaqua (ehretia elliptica) n.
meksika ve teksas'ın güneyinde bazen gölgesi için dikilen bir ağaç knockaway n.
meksika ve teksas'ın güneyinde bazen gölgesi için dikilen bir ağaç sandpaper tree n.
kırmızı veya pembemsi-beyaz çiçekleri olan ve bazen kök boyası yerine kullanılan çok yıllık bir avrupa bitkisi dyer's woodruff (asperula tinctoria) n.
reçineli ve bazen zehirli öz suyu olan ağaç, çalı ve asmalardan oluşan, kaju familyasından çift çenekli bir bitki cinsi astronium n.
reçineli ve bazen zehirli öz suyu olan ağaç, çalı ve asmalardan oluşan, kaju familyasından çift çenekli bir bitki cinsi genus astronium n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç bendy tree (thespesia populnea) n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç seaside mahoe (thespesia populnea) n.
bazen malvastrum cinsi altında sınıflandırılan, amerika'nın batısında yetişen kırmızı çiçekli bir tür yabani ebegümeci sphaeralcea coccinea n.
bazen malvastrum cinsi altında sınıflandırılan, amerika'nın batısında yetişen kırmızı çiçekli bir tür yabani ebegümeci prairie mallow n.
bazen malvastrum cinsi altında sınıflandırılan, amerika'nın batısında yetişen kırmızı çiçekli bir tür yabani ebegümeci malvastrum coccineum n.
bazen malvastrum cinsi altında sınıflandırılan, amerika'nın batısında yetişen kırmızı çiçekli bir tür yabani ebegümeci red false mallow n.
yaprakları veya kabuğu ateş düşürücü olarak kullanılan ve bazen de ateş çıkardığı düşünülen bir ağaç fever tree (pinckneya bracteata) n.
britanya adaları'nda yaygın olan, baharın gelmesiyle sarı ve bazen de mor renkli çiçekler açan bir çuha çiçeği cowslip (primula veris) n.
kırmızı veya pembemsi-beyaz çiçekleri olan ve bazen kök boyası yerine kullanılan çok yıllık bir avrupa bitkisi woodruff n.
pterostylis cinsinden olan, bazen mor, kahverengi veya kırmızı çizgili pembe ve yeşil çiçeklere sahip çeşitli orkidelere verilen ad helmet orchid n.
pterostylis cinsinden olan, bazen mor, kahverengi veya kırmızı çizgili pembe ve yeşil çiçeklere sahip çeşitli orkidelere verilen ad greenhood n.
bazen süs bitkisi olarak yetiştirilen, genellikle sahil bölgelerine özgü pantropik bir ağaç miro n.
bazen pyrola cinsine dahil edilen tek çiçekli bir ağaç moneses n.
bazen pyrola cinsine dahil edilen tek çiçekli bir ağaç genus moneses n.
bazen pyrolaceae familyası altında sınıflandırılan, monotropa ve sarcodes cinslerini içeren bir çürükçül ot familyası monotropaceae n.
bazen pyrolaceae familyası altında sınıflandırılan, monotropa ve sarcodes cinslerini içeren bir çürükçül ot familyası family monotropaceae n.
yapraklarda sarı veya yeşil beneklenmelere sebep olan, bazen de yaprakların kıvrılmasına, küçülmesine ve daralmasına yol açabilen çeşitli viral hastalıklara verilen ad mottle n.
kırmızı-kahverengi çok dayanıklı ahşaba sahip olup bazen tornacılık ve oymacılıkta kullanılan, yaprak dökmeyen bir ağaç mountain mahogany n.
bazen çukurlu yapısı olan, nispeten kalın duvarlı, uzun ve ince odun hücreleri libriform cells n.
Agriculture
bazen insan şekli verilip gömülen hasadın son destesi old man [dialect] [uk] n.
bazen insan şekli verilip gömülen hasadın son demeti old man [dialect] [uk] n.
Breeding
genellikle siyah olup bazen kırmızı da olabilen iskoçya kökenli bir boynuzsuz sığır ırkı angus n.
genellikle siyah olup bazen kırmızı da olabilen iskoçya kökenli bir boynuzsuz sığır ırkı black angus n.
ekili alanlar arasında sığırların geçtiği ve bazen sağıldığı boş alan loanin n.
Apiculture
iğnesiz arıların yuva yaparken saf balmumu yerine kullandığı balmumu, reçine ve bazen topraktan oluşan karışım cerumen n.
Fishery
bazen oltanın uzun makara kısmında bulunan kılavuz kanca casting line n.
Social Sciences
(genellikle anma ve dini amaçlı bazen de protesto amaçlı yapılan) mumışığı toplantıları candlelight vigil n.
kan bağının anne tarafından takip edildiği ve bazen mülkiyet mirasının ve sosyal imtiyazların da aynı kurala göre düzenlendiği bir toplumsal örgütlenme sistemi matriarchate n.
Literature
fransız şiirinde uyaklı beyitler ve dörtlükler halinde yazılan, bazen dini bir temayı işleyen bir form kyrielle n.
Linguistics
cümle oluşturmayan kelime dizisi (bazen aşağılama amaçlı kullanılır) nonsentence n.
ikiz ünlü (bazen üçüz ünlü) gliding vowel n.
izlerine etrüsk alfabesinde yazılmış az sayıdaki yazıtta rastlanmış, falerii kentinde ve kentin bulunduğu etrürya bölgesinde yaşayan halkın kullandığı, bazen latince'den ayrı bir dil olarak kabul edilen latince lehçesi faliscan n.
bazen telaffuz edilip bazen sessiz olan (harf) movable adj.
(harf, ses) bazen kullanılıp bazen kullanılmayan moveable adj.
History
15. yüzyıl ve sonrası avrupa kılıçlarında görülen, kabzanın bir tarafına takılan ve bazen kafes işi olabilen yarı dairesel kabza siperi shell n.
Religious
(şintoizm'de) doğa olaylarını ve bazen de özel yetenekli kişileri mesken tuttuğuna inanılan kutsal ruhlar kami n.
Geography
yalancı güneş çemberinde bazen güneşle aynı yükseklikte görünen beyaz bir nokta anthelion n.
bazen içinden dere geçen dar ve dik kenarlı kayalık vadi gill [uk] n.
Meteorology
bazen güneş'in yanında görülen ve atmosferdeki buz kristallerden kaynaklanan ışıklı halka parhelium n.
Geology
ingiltere'deki taş ocaklarından çıkarılan ve bazen bina yapımında kullanılan bir tür kireç taşı ancaster stone n.
Military
ortaya doğru incelen ve bazen dış kenarlarında girinti ve çıkıntılar bulunan üçgenimsi kollara sahip, eskiden malta şövalyeleri tarafından kullanılan bir haç maltese cross n.
Music
bazen fransız kornosu yerine kullanılan, dairesel biçimli bir alto saksafon mellophone n.
müzik aletlerinin üstünde bulunup bazen marka olarak kullanılan dekoratif bir yuvarlak ses deliği rose n.
ikinci ve üçüncü, beşinci ve altıncı, bazen de yedinci ve sekizinci dereceleri arasında yarım aralık bulunan (gam) minor adj.
ikinci üçüncü, beşinci ve altıncı, bazen de yedinci ve sekizinci dereceleri arasında yarım aralık bulunan bir gama dayalı (anahtar) minor adj.
Abbreviation
stafilokokla ilişkilendirilen ciddi akut (bazen ölümcül) enfeksiyondan kaynaklanan bir sendrom tss (toxic shock syndrome) n.
Latin
en akıllı insan bile bazen hata yapar aliquando bonus dormitat homerus expr.
Archaic
ingiliz mahkemesinde mahkumlardan sorumlu olan, bazen de gardiyan olarak çalışan görevli marshall n.
Ornithology
bazen yağmurkuşlarına eşlik eden ufak çulluk plover's page [scotland] n.
bazen yağmurkuşlarına eşlik eden ufak çulluk plover page [scotland] n.
Reptiles
eski dünya bukalemunlarını içeren ve bazen pullugillere mensup bir üst familya olarak sınıflandırılan familya rhiptoglossa n.
eski dünya bukalemunlarını içeren ve bazen pullugillere mensup bir üst familya olarak sınıflandırılan familya family chamaeleonidae n.
eski dünya bukalemunlarını içeren ve bazen pullugillere mensup bir üst familya olarak sınıflandırılan familya family chamaeleontidae n.
eski dünya bukalemunlarını içeren ve bazen pullugillere mensup bir üst familya olarak sınıflandırılan familya family rhiptoglossa n.
Entomology
abd'nin texas ve louisiana eyaletlerinde bazen yıkıcı etkileri olan, yaprak dökücü, yaprak kesen bir karınca texas leaf-cutting ant (atta texana) n.
soğanlara ve bazen tütünlere zarar verebilen bir böcek onion thrips (thrips tobaci) n.
soğanlara ve bazen tütünlere zarar verebilen bir böcek onion louse n.
asya'da yaygın bulunan, bazen ipek üretiminde kullanılan renkli ve devasa bir güve atlas moth (attacus atlas) n.
buğdaya ve bazen diğer tahıllara zarar veren bir kurtçuk wheat jointworm (harmolita tritici) n.
bok böcekleri familyasına mensup olup bazen ayrı bir familya olarak da sınıflandırılan bir alt familya melolonthidae n.
bok böcekleri familyasına mensup olup bazen ayrı bir familya olarak da sınıflandırılan bir alt familya subfamily melolonthidae n.
Slang
bazen genital bölgede bulunan kötü kokulu madde crotch cheese n.
bazen genital bölgede bulunan kötü kokulu madde crotch-cheese n.
bazen genital bölgede bulunan kötü kokulu madde cock-cheese n.
bazen böyle oluyor işte it really do be like that sometimes expr.
Modern Slang
geleneksel rap, yüksek canlı ritim, fuji , pidgin ingilizcesi ve bazen de yerli dilleri harmanlayan bir müzik türü için afrikalı hiphop sanatçıları tarafından türetilmiş bir isim afro hiphop n.
Metallurgy
kaplamada bazen bakır yerine kullanılan pirinç benzeri alaşım composition metal n.