belirleyici - Turkish English Dictionary
History

belirleyici



Meanings of "belirleyici" in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

Turkish English
General
belirleyici determinant n.
belirleyici arbiter n.
belirleyici determiner n.
belirleyici determinater n.
belirleyici dioristic adj.
belirleyici deterministic adj.
belirleyici significative adj.
belirleyici determinative adj.
belirleyici deterministle adj.
belirleyici indicative adj.
belirleyici decisive adj.
belirleyici deciding adj.
belirleyici decretal [obsolete] adj.
belirleyici determining adj.
belirleyici runaway adj.
belirleyici concludent [obsolete] adj.
belirleyici culminating adj.
belirleyici precisive adj.
belirleyici crushing adj.
Colloquial
belirleyici crunch adj.
Law
belirleyici decretive adj.
belirleyici distinctive adj.
Technical
belirleyici identifier n.
belirleyici seminal adj.
Computer
belirleyici identifier n.
Medical
belirleyici determinant adj.
Biochemistry
belirleyici characteristic adj.
Linguistics
belirleyici determiner n.
belirleyici constitutive adj.
Archaic
belirleyici decretory adj.

Meanings of "belirleyici" with other terms in English Turkish Dictionary : 123 result(s)

Turkish English
General
belirleyici faktör determinant n.
belirleyici etken determinant n.
belirleyici şey determinative n.
akım belirleyici trendsetter n.
belirleyici nitelik feature n.
belirleyici özellik feature n.
-in belirleyici feature n.
eğilim belirleyici trend-setter n.
belirleyici karar judgement call n.
belirleyici özellik idiosyncrasy n.
temel belirleyici key determinant n.
sosyal belirleyici social signifier n.
politika belirleyici policy maker n.
belirleyici rol determining role n.
belirleyici unsur determining factor n.
söylem belirleyici discourse marker n.
özel belirleyici nitelik special characteristic n.
trend belirleyici tastemaker n.
trend belirleyici taste-maker n.
eğilim belirleyici tastemaker n.
eğilim belirleyici taste-maker n.
trend belirleyici tastemaker n.
eğilim belirleyici tastemaker n.
trend belirleyici tastemaker n.
eğilim belirleyici tastemaker n.
belirleyici etmen causal factor n.
belirleyici an zero hour n.
zamanda belirleyici bir nokta zero hour n.
belirleyici karar judgment call n.
harita gibi belirleyici ve ayırt edici olan görünüş özelliği veya sözlü tarif map n.
bir davranış üzerinde belirleyici unsur molder n.
gelişim süreci üzerinde belirleyici faktör molder n.
belirleyici özellik lineaments n.
belirleyici faktör decisive factor n.
belirleyici faktör determining factor n.
belirleyici rehberlik direction n.
oylar eşit olduğunda belirleyici oyu kullanan kimse odd-man n.
oylar eşit olduğunda belirleyici oyu kullanabilen kimse odd-man n.
belirleyici bir olayın sonuçlanması closure n.
hayattaki belirleyici bir yılın sonuçlanmasından duyulan memnuniyet closure n.
politika belirleyici policy-maker n.
hız belirleyici işlevi görme pacemaking n.
trend belirleyici trend-setter n.
eğilim belirleyici trend-setter n.
hız belirleyici pace setter n.
hız belirleyici pacemaker n.
belirleyici faktör veya terim significative n.
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) önemli ilke stamen [obsolete] n.
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) hayatta kalma kuvveti stamen [obsolete] n.
belirleyici olmak be determinative v.
belirleyici olmak be decisive v.
belirleyici özelliklerini göstermek hallmark v.
belirleyici özelliklerini göstermek hall-mark v.
(yarışma, soru) sonucu belirleyici şekilde etkilemek decide v.
belirleyici olmak overarch v.
belirleyici özellikleri olmayan undifferentiated adj.
kimlik belirleyici identificatory adj.
belirleyici olmayan noncrucial adj.
belirleyici olmayan nondecisive adj.
belirleyici özellikleri olmayan monochrome adj.
belirleyici faktörlere ait determinantal adj.
belirleyici faktörlerden oluşan determinantal adj.
belirleyici faktörlerle ifade edilen determinantal adj.
tarihsel açıdan belirleyici historic adj.
tarihsel açıdan belirleyici historical adj.
birden fazla belirleyici psikolojik faktörü bulunan overdetermined adj.
belirleyici özelliği olmayan fluffy adj.
belirleyici bir şekilde deterministically adv.
belirleyici bir şekilde decisively adv.
Idioms
belirleyici an high noon n.
(sonuç üzerinde) belirleyici olmak swing the balance v.
(sonuç üzerinde) belirleyici olmak tip the balance v.
Trade/Economic
belirleyici nedensellik deterministle causation n.
belirleyici özellikler determinant attributes n.
faiz oranı ve vadesinin belirli bir fondan ödenmesi gereken yıllık düzenli taksit miktarlarını belirleyici fonksiyonu annuity factor n.
ölçüt belirleyici benchmarker n.
sonucu belirleyici rey deciding vote n.
sonucu belirleyici oy deciding vote n.
Politics
meclis oylamasında oyların eşit olması durumunda başkanın belirleyici oyu casting voice n.
belirleyici oy casting voice n.
belirleyici oy casting vote n.
bazı ortak ve belirleyici özelliklere sahip bir grup seçmen vote n.
uluslararası ilişkilerde önemli ve belirleyici rolü bulunan, askeri ve ekonomik açıdan çok güçlü ülke great power n.
Technical
belirleyici aygıt indicating instrument n.
hız belirleyici süreç rate-controlling process n.
hata belirleyici program diagnostic program n.
kimlik belirleyici authenticator n.
Computer
hata belirleyici program diagnostic program n.
konum belirleyici locator n.
Informatics
belirleyici nitelik characteristic n.
Telecom
belirleyici aktarma kipi deterministic transfer mode n.
belirleyici olmayan ağ nondeterministic network n.
Construction
menzil belirleyici rangefinder n.
Aeronautic
yer belirleyici locator n.
Marine
radar sinyali veren belirleyici sertifikası certificate for the radar transponder n.
Medical
belirleyici faktörler predictive factors n.
biyolojik belirleyici biological marker n.
moleküler belirleyici molecular marker n.
testis belirleyici faktör testis-determining factor n.
Math
belirleyici etken determinant n.
Statistics
belirleyici korelasyon determinant correlation n.
belirleyici süreç deterministic process n.
belirleyici değişken determining variable n.
belirleyici model deterministic model n.
Biology
insan veya hayvan davranışında belirleyici faktör olarak kalıtımın rolünü çevresel etkenlerden üstün tutan kimse hereditist n.
döllenmiş yumurta üzerindeki belirleyici faktörler stirp n.
Biochemistry
antijenik belirleyici epitope n.
Botanic
belirleyici bitki indicator plant n.
belirleyici özellikleri olmama amerism n.
bir bitki türünün belirleyici özellikleri jizz n.
Social Sciences
sınıf belirleyici class identifier n.
Education
sonuçları öğrencinin geleceği ile ilgili belirleyici olacak sınavlar high-stakes testing n.
Linguistics
belirleyici öbeği determiner phrase n.
miktar belirleyici quantifier n.
ön belirleyici predeterminer n.
Environment
belirleyici etken influent n.
Military
lazerli menzil belirleyici laser rangefinder n.
belirleyici konumda olan tahkimat magistral n.
Sport
önceden berabere kalmış takımların oynadığı belirleyici maç tie n.
(at) hız belirleyici yardımıyla hızı ayarlanan paced adj.
Theatre
(eserde) belirleyici an climax n.
Archaic
(teolojide) belirleyici şekilde dioristically adv.
Ornithology
bir kuş türünün belirleyici özellikleri jizz n.