bench - Turkish English Dictionary
History

bench

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "bench" in Turkish English Dictionary : 86 result(s)

English Turkish
Common Usage
bench n. sıra
bench n. bank
bench n. tezgah
bench n. yedek kulübesi
General
bench n. kürsü
bench n. yargıçlık
bench n. baro
bench n. hakim kürsüsü
bench n. yargıç kürsüsü
bench n. peyke
bench n. benç
bench n. oturma sırası
bench n. kanepe
bench n. yarışmaya katılan köpeklerin dizildikleri platform
bench n. sahanlık
bench n. mevki
bench n. koltuk
bench n. makam
bench n. köpek şovu
bench n. laboratuvar
bench v. banklarla donatmak
bench v. banka oturmak
bench v. kullanımdan kaldırmak
bench v. (köpek, maymun gibi hayvan şovlarında) hayvanın konulacağı bankı düzenlemek
bench v. (köpek şovunda köpekleri) bank üzerinde sergilemek
bench v. banka oturtmak
bench v. görevden geçici uzaklaştırmak
Colloquial
bench n. yedek kuvvet
bench n. ihtiyat birliği
bench v. oyuncuyu kenara almak
bench v. bekleme kulübesine almak
bench v. yedek kulübesine almak
bench v. emekli etmek
bench v. emekliye ayırmak
bench v. geri çekmek
bench v. görevden almak
Law
bench n. hakimler heyeti
bench n. hakim heyeti
bench n. hakim kürsüsü
bench n. mahkeme
bench n. mahkemede hakimin oturduğu yer
bench n. yargıçlar
bench n. yargıçlık makamı
bench n. mahkemede yargıçların oturduğu yer
Politics
bench n. (mecliste) hükümet sıraları
Technical
bench n. bank
bench n. peyke
bench n. sıra oturma sırası
bench n. tezgah
bench n. takım tezgahı
bench n. fırında kömür gazı üretmek için kullanılan imbikler
bench n. imbikli fırın
Automotive
bench n. sıra
bench n. test sehpası
bench n. tezgah
Traffic
bench n. palye
Marine
bench n. düz veya yumuşak eğimli alan
bench n. tekne oturağı
Mining
bench n. basamak
bench n. maden damarının bir bölümünü oluşturan kömür katmanı
bench n. kömür madeni damarında bölme
bench v. (maden veya taş ocağı) işlenebilir yüzeyleri sıralar halinde kesmek
Agriculture
bench n. saksı bitkilerini ya da toprağı tutan yükseltilmiş platform
bench v. (bitkiyi) sera yataklarına yerleştirmek
Archaeology
bench n. teras
bench n. sahanlık
bench n. açmalarda oluşturulan basamak
Religious
bench v. birkat hamazon duası okumak
Geography
bench n. seki
bench n. yamaçta düzlük
bench v. doğal süreçlerle seki oluşturmak
Geology
bench n. basamak
bench n. daha dik yamaçlarla sınırlanmış ince ve düz toprak şeridi
Sport
bench n. bank
bench n. sıra
bench n. yedek kulübesi
bench n. yedek oyuncular
bench n. göğüs presinde kaldırılabilen en yüksek ağırlık
bench v. oyundan uzak tutmak
bench v. oyundan çıkarmak
bench v. göğüs pres yapmak
bench v. göğüsle itiş hareketi yapmak
Basketball
bench n. yedekler
Volleyball
bench n. sıra
Engineering
bench n. haritacılık aletlerini kaya veya duvara monte eden destek parçası
Slang
bench v. (birini) iterek arkasındakini de düşürmek

Meanings of "bench" with other terms in English Turkish Dictionary : 251 result(s)

English Turkish
General
the bench on which the corpse is washed n. teneşir
lab bench n. laboratuvar tezgahı
park bench n. bank (park vb gibi yerlerdeki)
bench mark n. ölçüt
bench mark n. seviye işareti
bench mark n. denektaşı
bench mark n. röper noktası
editing bench n. kurgu masası
bench mark n. röper
bench clamp n. işkence
bench mark n. kıstas
editing bench n. montaj masası
penalty bench n. cezalı oyuncuların oturduğu yer
bench work n. tezgah işi
cross-bench n. parlementoda bağımsızların oturacak yerleri
bench seat n. arasında boşluk olmayan iki kişilik koltuk
bench seat n. bank koltuk
sitting bench n. oturma bankı
kitchen bench n. mutfak tezgahı
the bench on which the corpse is washed n. salacak
cobbler's bench n. kunduracı tezgahı
sit on the bench n. bankta oturmak
bench knife n. hamur kesme/sıyırma bıçağı
bench [australia] n. mutfak tezgahı
bench of bishops n. piskoposlar heyeti
bench show n. bir tür köpek şovu
marshal of the queen's bench n. eskiden southwark'taki queen's bench hapishanesi'nin vesayetine sahip olan görevliye verilen unvan
queen's bench n. (ingiltere'de) kraliçe mahkemesi
church-bench n. kilise bankı
bench marking v. karşılaştırmak
bench marking v. kıyaslamak
bench [obsolete] v. yargıç koltuğuna oturmak
on the bench adv. kadro dışı
Colloquial
bench someone v. (ilişkilerde) birini yedekte tutmak
bench someone v. (ilişkilerde) birini yan cebe koymak
Idioms
bench jockey n. yedekte beklerken sürekli öneride/nasihatte bulunan oyuncu
bench warmer n. ikinci sınıf oyuncu
bench warmer n. ikinci derece oyuncu
bench warmer n. çoğunlukla yedekte bekleyen oyuncu
take the bench v. yargıç/hakim makamına/kürsüsüne getirilmek
take the bench v. yargıç/hakim olarak atanmak
take the bench v. yargıç/hakim olarak göreve başlamak
grab some bench v. yedek kulübesine/yedeğe alınmak
grab some bench v. yedek kulübesine/yedeğe çekilmek
warm the bench v. oyuna dahil olamamak
warm the bench v. yedek soyunmak
warm the bench v. yedekte kalmak
ride the bench [us] v. (beysbol veya başka bir sporda) kenarda beklemek
ride the bench [us] v. (beysbol veya başka bir sporda) yedekte/yedek kulübesinde beklemek
ride the bench [us] v. (beysbol veya başka bir sporda) oyuna girememek
ride the bench [us] v. yedek beklemek
ride the bench [us] v. yedek soyunmak
on the bench expr. davaya başkanlık eden
on the bench expr. hüküm veren
on the bench expr. yargılayan
on the bench expr. yedek kulübesinde
on the bench expr. (davayı) yöneten (hakim)
Trade/Economic
bench fee n. bölüm katkı ücreti
bench mark n. kalite testi
bench test n. sınama testi
Law
the bench n. hakim kürsüsü
the bench n. mahkemede hakimin oturduğu yer
common law bench n. asliye mahkemesi
masters of the bench n. baro idare meclisi üyeleri
masters of the bench n. baro yönetim kurulu üyeleri
free bench n. dul kadına ait intifa hakkı
bench memoranda n. hakimler tarafından dava sürecinde başvurulan notlar
masters of the bench n. hukukçular okulu yönetim kurulu üyeleri
bench trial n. jürisiz yargılama
bench trial n. jürisiz duruşma
bench-warrant n. ihzar müzekkeresi
bench warrant n. ihzar müzekkeresi
king's bench n. kral mahkemesi
bench warrant n. mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
bench memo n. mahkemelerde katipler tarafından hazırlanan ve dava ile ilgili bilgiler içeren, hakimler tarafından dava sürecinde başvurulan notlar
bench memoranda n. mahkemelerde katipler tarafından hazırlanan ve dava ile ilgili bilgiler içeren, hakimler tarafından dava sürecinde başvurulan notlar
bench warrant n. mahkemede verilen tutuklama müzekkeresi
bench memorandum n. mahkemelerde katipler tarafından hazırlanan ve dava ile ilgili bilgiler içeren, hakimler tarafından dava sürecinde başvurulan notlar
bench trial n. kürsü duruşması
bench memoranda n. mahkemelerde katipler tarafından hazırlanan ve dava ile ilgili bilgiler içeren
bench legislation n. sarahaten kanuna aykırı mahkeme kararı
bench warrant n. tutuklama müzekkeresi
bench warrant n. tutuklama emri
bench warrant n. yakalama müzekkeresi
court of king's bench n. yüksek temyiz mahkemesi
upper bench n. yüksek temyiz mahkemesi
kings bench n. adalet yüksek mahkemesi
kings bench n. en yüksek ingiliz teamül hukuku mahkemesi
kings bench n. ingiltere ve galler yüksek mahkemesi'nin alt mahkemesi
queen's bench division n. (ingiltere'de) yargıçlar kurulu bölümü
lay bench n. hukukçu olmayan yargıç
common bench n. (eskiden) ingiltere kralı'nı ilgilendirmeyen, tebaa arasındaki genellikle sivil meselelere bakan mahkeme
Politics
treasury bench n. (ingiltere'de) avam kamarasında konuşmacının sağ tarafında kalan ön sıra
king's bench (kb) n. kral mahkemesi
Technical
adjusting lug test bench n. ayar tırnağı
bench flume n. ayaklı kanalet
bench sander n. bantlı zımpara makinesi
bench plane n. büyük rende
bushing press bench n. burç çakma makinesi
bench yoke vice n. boru mengenesi
work bench n. çalışma tezgahı
child bench n. çocuk sırası
draw bench n. çekme makinesi
bench mark n. değerlendirme işareti
circular saw bench n. dairesel testere tezgahı
bench rpm n. deneme devir sayısı
rod bench n. demirci tezgahı
test bench n. deney tezgahı
casting bench n. döküm tezgahı
test bench n. enjektör ayar tezgahı
fuel pump test bench n. enjeksiyon pompası ayar tezgahı
drawing bench n. hadde tezgahı
draw bench n. hadde tezgahı
bench trimmer n. kenar kesme makinesi
cutting bench n. kesim tezgahı
bench life n. kullanım ömrü
bench mark n. kot röperi
bench drill n. masa matkabı
planing bench n. marangoz tezgahı
bench-type switchboard n. masa tipi tablo
bench lathe n. mekanisyen tornası
bench grinder n. masa tipi taşlama tezgahı
bench lathe n. küçük torna tezgahı
bench type lathe n. masa tipi torna
bench drill n. matkap tezgahı
vise bench n. mengene tezgahı
test bench n. pompa ayar tezgahı
bench mark n. röper
bench mark n. sabit nokta
bench mark n. referans işareti
test bench n. sınama denektaşı
repair bench n. tamir tezgahı
bench cramp n. tezgah keneti
test bench n. test tezgahı
bench photometer n. tezgah fotometresi
bench drilling machine n. tezgah matkabı
turn bench n. torna tezgahı
bench work n. tezgah işi
bench vice n. tezgah mengenesi
bench saw n. tepsi testere
under-bench cabinet n. tezgahaltı dolap
bench shears n. tezgah makası
bench drill n. tezgah delgisi
bench stop n. tezgah tırnağı
bench blower n. tezgah üfleci
bench grinder n. tezgah üstü taşlama makinesi
bench vise n. tezgah mengenesi
bench drilling machines n. tezgah üstü delme makinaları
bench life n. tezgah ömrü
bench plane n. tezgah rendesi
bench plate shears n. tezgah makası
bench rammer n. tezgah tokmağı
bench stop n. tırnak
the bench n. tezgah
saw bench n. testere tezgahı
bench screw n. tezgah burgusu
bench pin n. tezgah takozu
passenger bench n. yolcu basamağı
passenger bench n. yolcu tezgahı
bench clamp n. tezgah kelepçesi
bench clamp n. tezgah mengenesi
bench clamp n. tezgah üzerindeki işi sabit tutmaya yarayan kelepçe
bench hook n. tezgah kancası
bench scale test n. laboratuvar ölçekli test
Computer
test bench n. denektaşı testi
Telecom
split bench n. atsırtı
Mechanic
draw bench n. çekme makinesi
bench lathe n. masa tornası
bench lathe n. saatçi tornası
bench molding n. tezgah kalıplaması
Architecture
bench table n. binanın tabanında veya sütunun etrafında oturmaya yetecek alan sağlayan çıkıntı yüzeyi
church bench n. kilise sırası
church bench n. arkalıklı uzun bank
Construction
bench clamp n. işkence
bench type consolidation n. sıralı tip konsolidasyon cihazı
bench [new zealand] v. düz bir alandan tepeye doğru (yol) kazmak
Woodworking
joiner's bench n. marangoz tezgahı
joiner bench n. marangoz tezgahı
plane bench n. marangoz tezgahı
plane bench operator n. planya tezgahı operatörü
Automotive
split bench seat n. bölünmeli katlanır arka koltuklar
split bench seat n. bölünmüş sıra tipi ön koltuk
straightening bench n. doğrultma tezgahı
distributor test bench n. distribütör test tezgahı
fuel pump test bench n. enjektör pompası ayar tezgahı
air flow bench n. hava akışı ölçme tezgahı
hydraulic service bench n. hidrolik servis tezgahı
bench shears n. kollu makas
bench test n. sehpa testi
bench seat n. sıra koltuk
body straightening bench n. şasi düzeltme tezgahı
bench work n. tezgah çalışması
bench drill n. tezgah matkabı
bench vise n. tezgah mengenesi
bench grinder n. tezgah zımpara taşı
bench bleeding n. tezgahta hava alma
bench race n. yarış sohbeti
Traffic
bench ditch n. palye suyu boşaltma hendeği
Aeronautic
bench running hours n. deney süresi
bench marks n. lastik deney tezgahı işaretleri
bench test n. tezgah testi
bench check n. tezgah muayenesi
Marine
wave-cut bench n. dalgayı kesme
Mining
open pit bench n. açık ocak basamağı
open pit bench n. açık ocak gradeni
Medical
laboratory bench n. laboratuvar tezgahı
bench to bedside n. laboratuvardan/araştırmadan tedaviye
from bedside to bench n. vakadan/hasta yatağından (araştırma) laboratuarına
bench surgery n. organın ameliyathane dışında onarılıp vücuda geri takıldığı cerrahi operasyon
bench surgery n. ex vivo ameliyatı
Physics
optical bench n. optik deneylerinde kullanılan ve masa, ayarlanabilir ışık kaynağı, lens, prizma gibi unsurlardan oluşan bir ekipman
Chemistry
bench chemistry n. yaş analiz
Agriculture
bench grafting n. aşılamanın kapalı özel mekanda yapılması
bench grafting n. masa başı aşısı
bench [new zealand] n. koyunların oluşturduğu yamaç oyuğu
Religious
mourners' bench n. kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank
anxious bench n. kilisenin ön tarafında günahkarların tövbe etmesi için bulunan bank
people of the bench n. ahl al-şuffa
Environment
bench test method using the real pollutant n. gerçek kirleticiyi kullanarak tezgah deney metodu
bench mark n. sabit yükseklik noktası
Military
bench test n. bremze muayenesi
bench check n. bremze kontrolü
bench mark n. nirengi işareti
bench mark n. nivelman noktası
Sport
the bench n. yedek kulübesi
the bench n. yedek kulübesindeki oturaklar
bench press n. göğüs pres
massage bench n. masaj masası
bench player n. yedek oyuncu
bench area n. yedek kulübesi alanı
bench penalty n. yedek kulübesi cezası
bench warmer n. nadiren oyuna giren yedek oyuncu
bench-press n. üst göğüs çalışması
incline bench press n. eğimli göğüs presi
flat bench n. ağırlık sehpası
flat bench n. ağırlık çalışan kişinin üzerine yatarak çalıştığı sehpa
be left on the bench v. forma şansı bulamamak
Basketball
players' bench n. yedek kulübesi
Football
sit on bench v. yedek soyunmak
be stuck on the bench v. yedek kulübesine mahkum olmak
sit in bench v. yedek kulübesinde beklemek
be on bench v. yedek soyunmak
Weight Lifting
bench-press v. sırt üstü yatarken kollarla yukarı doğru ağırlık kaldırmak
bench-press v. göğüs presi yapmak
Cinema
editing bench n. kurgu masası
editing bench n. montaj masası
Engineering
bench study n. parçanın veya cihazın kurulum öncesi detaylı incelenmesi
Slang
bench jockey n. beyzbolda yedek kulübesinden hakeme veya karşı takımın oyuncularına kızan veya onlarla dalga geçen koç veya oyuncu
British Slang
face like a welder's bench n. aşırı çirkin tip
face like a welder's bench n. gudubet tip
face like a welder's bench n. bakılmayacak kadar çirkin yüz