|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
tarak (istiridye benzeri canlı) |
scollop n.
|
|
|
2 |
General |
kızılcık benzeri bir meyve |
cranberry n.
|
|
3 |
General |
tıpatıp benzeri |
picture n.
|
|
4 |
General |
geniş dudak benzeri taçyaprağı |
labella n.
|
|
5 |
General |
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet |
oar n.
|
|
6 |
General |
kedigillerden jaguar benzeri bir hayvan |
catamount n.
|
|
7 |
General |
playstation ve benzeri oyun platformalarında kullanılan oyun oynama gereci |
control pad n.
|
|
8 |
General |
hokey benzeri top oyunu |
lacrosse n.
|
|
9 |
General |
tıpatıp benzeri |
dead ringer n.
|
|
10 |
General |
tıpatıp benzeri |
carbon copy n.
|
|
11 |
General |
keçi benzeri hayvan |
tahr n.
|
|
12 |
General |
şahin benzeri kuş |
accipit n.
|
|
13 |
General |
sanat ve benzeri entelektüel uğraşlar açısından önemi vurgulanan atraksiyon |
cultural attraction n.
|
|
14 |
General |
morina benzeri bir tür balık |
pollack n.
|
|
15 |
General |
benzeri ürünler |
related products n.
|
|
16 |
General |
tıpatıp benzeri |
ringer n.
|
|
17 |
General |
doğu rusya ve sibirya bölgelerinde yaşayan koyun benzeri bir antilop türü |
saiga n.
|
|
18 |
General |
tarak (istiridye benzeri canlı) |
scallop n.
|
|
19 |
General |
kızılcık benzeri ağaç |
dogwood n.
|
|
20 |
General |
tıpatıp benzeri |
a dead ringer n.
|
|
21 |
General |
bilardo benzeri bir oyun |
bagatelle n.
|
|
|
22 |
General |
merasimlerde gürültü çıkaran zil, borazan ve benzeri şey |
noisemaker n.
|
|
23 |
General |
heykel veya benzeri için oyuk |
niche n.
|
|
24 |
General |
eşi benzeri olmayan |
nonesuch n.
|
|
25 |
General |
tarak (istridye benzeri canlı) toplama eylemi |
scalloping n.
|
|
26 |
General |
eşi benzeri olmayan |
nonsuch n.
|
|
27 |
General |
tarak (istridye benzeri canlı) toplayan kimse |
scalloper n.
|
|
28 |
General |
hokey benzeri oyun |
hurley n.
|
|
29 |
General |
arı benzeri kelebekler |
clearwing moths n.
|
|
30 |
General |
tam benzeri |
counterpart n.
|
|
31 |
General |
lokma benzeri bir tür tatlı |
doughnut n.
|
|
32 |
General |
benzeri durumlar |
similar cases n.
|
|
33 |
General |
hindistan' da kandil benzeri amaçlar için kullanılan yağı olan bir bitki |
jathropa n.
|
|
34 |
General |
ancak bir kişinin sığabileceği çekmece benzeri kompartmanlar halinde uyunacak yer |
capsule hotel n.
|
|
35 |
General |
lenf düğümü benzeri doku |
lymph node-like tissue n.
|
|
36 |
General |
tombala benzeri bir oyun |
keno n.
|
|
37 |
General |
lokma benzeri bir tür tatlı |
donut n.
|
|
38 |
General |
baş piskoposun tören sırasında boynuna giydiği atkı benzeri tören giysisi (kayıp koyunun çoban tarafından boyunda taşınmasını simgeler) |
omophorion n.
|
|
39 |
General |
yol çalışmaları (meditasyon benzeri bir uygulama) |
path-working n.
|
|
40 |
General |
eşi benzeri olmayan lezzetler |
unique tastes n.
|
|
41 |
General |
eşi benzeri olmayan tatlar |
unique tastes n.
|
|
42 |
General |
kumaş ve benzeri ince ve yumuşak malzeme kesme aleti |
band knife n.
|
|
43 |
General |
bank veya benzeri oturma yerleri için yapılan halı veya deri şeklinde süslü örtü |
bancal n.
|
|
44 |
General |
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı |
calotte n.
|
|
45 |
General |
gökkuşağı benzeri parlak renklerin gösterimi |
rainbow n.
|
|
46 |
General |
çay ve benzeri içeceklerin yanında ufak tefek atıştırmalıklar servis edilen lokanta |
teashop n.
|
|
47 |
General |
çay ve benzeri içeceklerin yanında ufak tefek atıştırmalıklar servis edilen lokanta |
tearoom n.
|
|
48 |
General |
eğlence için şiir ve benzeri edebi alıntılar okuyan kimse |
recitationist n.
|
|
49 |
General |
kale benzeri inşa edilmiş yapı |
castellation n.
|
|
50 |
General |
peruğun başa oturan ağ benzeri taban bölümü |
caul [obsolete] n.
|
|
51 |
General |
arka arkaya oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış bisiklet veya kano benzeri araç |
tandem n.
|
|
52 |
General |
bingo benzeri bir oyun |
tango n.
|
|
53 |
General |
hastane veya benzeri sağlık tesisinde kapılan enfeksiyon |
nonsocial infection n.
|
|
54 |
General |
zil benzeri ses |
tocsin n.
|
|
55 |
General |
dil benzeri küçük obje |
tonguelet n.
|
|
56 |
General |
diş benzeri ufak çıkıntı |
toothlet n.
|
|
57 |
General |
bilardo benzeri bir oyun |
troll-madam n.
|
|
58 |
General |
bilardo benzeri bir oyun |
trou madame n.
|
|
59 |
General |
bilardo benzeri bir oyun |
trou madame n.
|
|
60 |
General |
oyuncuların sadece bir kişi kalana kadar rakip oyuncuları paintball, çorap, lastik bant veya benzeri nesnelerle ebeledikleri bir oyun |
assassin n.
|
|
61 |
General |
birinin benzeri |
edition n.
|
|
|
62 |
General |
özel banyolu ve mini mutfaklı, stüdyo benzeri küçük daire |
efficiency apartment [us] n.
|
|
63 |
General |
tente benzeri sundurma |
awning n.
|
|
64 |
General |
mikado benzeri denge oyunu |
jackstraw n.
|
|
65 |
General |
mikado benzeri denge oyunu |
spillikins n.
|
|
66 |
General |
çatı kaplama levhalarını kesmek ve süslemek için kullanılan balta benzeri bir alet |
zax n.
|
|
67 |
General |
sapodila ağacından elde edilen sakız benzeri bir madde |
chicle gum n.
|
|
68 |
General |
biber gazı benzeri bir göz yaşartıcı sprey markası |
mace® n.
|
|
69 |
General |
damar benzeri bir işaret |
veining n.
|
|
70 |
General |
(rulet ve benzeri kumar oyunlarında) oyuncuların eşit para bahsi yapabilecekleri renk |
black n.
|
|
71 |
General |
iki kişiyle yapılan vals benzeri eski bir dans |
lavolt n.
|
|
72 |
General |
maori topluluklarında akıl verme benzeri eğitici yetkileri bulunan kimse |
maori warden n.
|
|
73 |
General |
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı |
mentum n.
|
|
74 |
General |
(yumuşak veya lapa benzeri) hazırlanmış yiyecek |
mess n.
|
|
75 |
General |
fikir, kültürel standart veya benzeri maddi olmayan şeyleri ileten kimse |
middleman n.
|
|
76 |
General |
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan dekoratif cam |
millefiori glass n.
|
|
77 |
General |
otların yapraklarından yapılan çay benzeri içecek |
herbal n.
|
|
78 |
General |
samba benzeri bir brezilya dansı |
bossa nova n.
|
|
79 |
General |
tırnak veya pençe benzeri keratinli doku |
horn n.
|
|
80 |
General |
üzerine oturulan at benzeri şey |
horse n.
|
|
81 |
General |
hulahop benzeri çember |
hula hoop n.
|
|
82 |
General |
hulahop benzeri çember |
hula-hoop n.
|
|
83 |
General |
uyku benzeri durum |
hypnosis n.
|
|
84 |
General |
makosen benzeri dikişi olan ayakkabı |
moc n.
|
|
85 |
General |
makosen benzeri dikişi olan ayakkabı |
mocassin n.
|
|
86 |
General |
makosen benzeri dikişi olan bir ayakkabı |
moccasin n.
|
|
87 |
General |
bir tacın tepesine yerleştirilmiş, dünyayı simgeleyen top benzeri nesne |
monde n.
|
|
88 |
General |
monostomata alttakımına mensup parazit benzeri yassı kurt |
monostome n.
|
|
89 |
General |
su ve nişasta karışımından yapılan, kağıt veya karton yapıştırmada kullanılan uhu benzeri bir yapıştırıcı |
library paste n.
|
|
90 |
General |
başkasının çok benzeri olan şey |
look-alike n.
|
|
91 |
General |
viski bardağı benzeri kısa bardaklarda buz veya su üzerinde servis edilen karıştırılmayan bir alkollü içecek |
lowball n.
|
|
92 |
General |
(şamdan benzeri) ışık saçan dekoratif obje |
luster n.
|
|
93 |
General |
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot |
muckluck n.
|
|
94 |
General |
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot |
mucluc n.
|
|
95 |
General |
at ve benzeri hayvanların arka bacağının bir bölümü |
gaskin n.
|
|
96 |
General |
misk geyiği benzeri hayvan |
musk n.
|
|
97 |
General |
(tahıl, kum ve benzeri) eleyen kimse |
riddler n.
|
|
98 |
General |
tepsi benzeri servis gereci |
butler n.
|
|
99 |
General |
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı |
chimb n.
|
|
100 |
General |
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı |
chime n.
|
|
101 |
General |
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı |
chine n.
|
|
102 |
General |
(atı dehlerken olduğu gibi) dudakları kullanarak çıkarılan cıvıltı benzeri bir ses |
chirrup n.
|
|
103 |
General |
taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı |
claw setting [uk] n.
|
|
104 |
General |
taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı |
tiffany setting [us] n.
|
|
105 |
General |
radar ekranındaki çim benzeri dikey çizgilere sebep olan elektronik titreşim |
grass n.
|
|
106 |
General |
sanatta kartal başlı aslan gövdeli ejderhanın öncülü veya benzeri olan çeşitli fantastik hayvan figürlerine verilen ad |
gryphon n.
|
|
107 |
General |
ipi istenen pozisyonda tutması için olta çubuğuna takılan halka benzeri alet |
guide n.
|
|
108 |
General |
halka ve bıçak ağzından oluşan ve tonsil benzeri çıkıntılı yapıları kesip çıkarmak için kullanılan cerrahi bir alet |
guillotine n.
|
|
109 |
General |
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun |
loggat [uk] n.
|
|
110 |
General |
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun |
loggats [uk] n.
|
|
111 |
General |
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun |
loggetsn [uk] n.
|
|
112 |
General |
sonbaharda düzenlenen oktoberfest benzeri çeşitli festivallere verilen ad |
octoberfest n.
|
|
113 |
General |
birden fazla sur veya siper benzeri set ile çevrili antik doneme ait dairesel askeri yapı |
multivallate hillfort n.
|
|
114 |
General |
destan benzeri şiir |
iliad n.
|
|
115 |
General |
çark benzeri şey |
impeller n.
|
|
116 |
General |
çark benzeri şey |
impellor n.
|
|
117 |
General |
tekinsiz vadi, robotik bir nesnenin insan benzeri görünümü ile hissettirdiği duygu |
uncanny valley n.
|
|
118 |
General |
bilinen bir türün çok yakın benzeri |
bastard n.
|
|
119 |
General |
küçük ve şekilsiz bedeni olup zanaatta yetenekli insan benzeri mitolojik varlık |
dwarf n.
|
|
120 |
General |
abd'nin atlantik kıyılarında yaşayan siyah benekli küçük işkine benzeri bir balık |
goody n.
|
|
121 |
General |
saç toplamak için kullanılan tarak benzeri dekoratif nesne |
comb n.
|
|
122 |
General |
bazen doğal gazla birlikte bulunan hafif, benzin benzeri bir hidrokarbon sıvısı |
drip gas n.
|
|
123 |
General |
çentik benzeri kenar kesiği |
indention n.
|
|
124 |
General |
çentik benzeri kenar kesiği |
indenture n.
|
|
125 |
General |
glokoma hastalarının ışık etrafında gördüğü halo benzeri görüntü |
iridization n.
|
|
126 |
General |
tavla benzeri eski bir oyun |
irish n.
|
|
127 |
General |
bazı halkalı solucanlarda küçük boynuzumsu diş benzeri ağız |
paragnath n.
|
|
128 |
General |
bryozoan ve hydroid canlılarının oluşturduğu mercan benzeri yapı |
polypier n.
|
|
129 |
General |
haç benzeri şövalye arması |
cross n.
|
|
130 |
General |
haç benzeri şövalye arması takan kimse |
cross n.
|
|
131 |
General |
mohawk benzeri bir saç stili |
fauxhawk n.
|
|
132 |
General |
fare benzeri nesne |
pack rat n.
|
|
133 |
General |
fare benzeri nesne |
packrat n.
|
|
134 |
General |
kast, sınıf veya benzeri bir grubun üyeleri |
people n.
|
|
135 |
General |
sıvı benzeri kıvamda olma |
plasteriness n.
|
|
136 |
General |
tanıtım amaçlı kullanılan posta pulu benzeri etiket |
poster n.
|
|
137 |
General |
söğüt benzeri ağaç |
sally n.
|
|
138 |
General |
sikke benzeri nesne |
coin n.
|
|
139 |
General |
(armada) taç benzeri destek figürü |
coronet n.
|
|
140 |
General |
(armada) taç benzeri destek figürü |
crest coronet n.
|
|
141 |
General |
sayfa benzeri bir dizi bölüm halinde katlanmış olan basılı kağıt |
folder n.
|
|
142 |
General |
ağız benzeri vücut açıklığı |
os n.
|
|
143 |
General |
ağız benzeri vücut açıklığı |
osar n.
|
|
144 |
General |
louisiana eyaletinde ilçe benzeri birim |
parish n.
|
|
145 |
General |
partenogenez benzeri bir süreçle üretilme |
parthenogenesis n.
|
|
146 |
General |
tünek benzeri şey |
perch n.
|
|
147 |
General |
kanat benzeri yapı |
pterygium [obsolete] n.
|
|
148 |
General |
peluş benzeri kaba bir ipek kumaş |
silk shag n.
|
|
149 |
General |
paintball benzeri bir oyun |
skirmish n.
|
|
150 |
General |
(çorap benzeri) koruyucu örtü |
sock n.
|
|
151 |
General |
piramit benzeri dağılım gösteren sosyal yapı |
pyramid n.
|
|
152 |
General |
sert malzemeden oluşmuş iğne benzeri cisim |
spicule n.
|
|
153 |
General |
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses |
squelch n.
|
|
154 |
General |
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses |
squidge n.
|
|
155 |
General |
(müzikaller, film müzikleri, oyunlar ve benzeri için kullanılan) özel amaçlı bir müzik |
stage and screen n.
|
|
156 |
General |
güneş benzeri nesne |
sun n.
|
|
157 |
General |
orkestra için bestelenmeyen senfoni benzeri eser |
symphony n.
|
|
158 |
General |
kese benzeri şekle sahip olmak |
be saclike v.
|
|
159 |
General |
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) |
correspond to v.
|
|
160 |
General |
kolayca başvurulacak (tablo, liste benzeri) bir forma getirmek |
reference v.
|
|
161 |
General |
et benzeri şekil vermek |
enflesh [obsolete] v.
|
|
162 |
General |
küre benzeri bir şeyle etrafını çevirmek |
englobe v.
|
|
163 |
General |
bir şeyin üzerinde battaniye benzeri bir örtü oluşturmak |
blanket (over) v.
|
|
164 |
General |
(hayvan) baykuş benzeri ses çıkarmak |
hoot v.
|
|
165 |
General |
(bilimsel, akademik ve benzeri nitelikte) yazmak |
lucubrate v.
|
|
166 |
General |
kurdele benzeri şeritlere dönüşmek |
ribbon v.
|
|
167 |
General |
kurdele benzeri şeritlere ayırmak |
ribbon v.
|
|
168 |
General |
hindi benzeri ses çıkarmak |
gobble v.
|
|
169 |
General |
(atı dehlerken) dudakları kullanarak cıvıltı benzeri bir ses çıkarmak |
chirrup v.
|
|
170 |
General |
(bir şeye karşı) cıvıltı benzeri bir ses çıkarmak |
chirrup v.
|
|
171 |
General |
(bit benzeri) zararlı organizmalardan arındırmak |
delouse v.
|
|
172 |
General |
(bit benzeri) zararlı şeyleri temizlemek |
delouse v.
|
|
173 |
General |
homurtu benzeri ses çıkarmak |
grundle v.
|
|
174 |
General |
kovan benzeri yer oluşturmak |
hive v.
|
|
175 |
General |
tutkal benzeri madde ile kaplamak |
oversize [obsolete] v.
|
|
176 |
General |
robotlar veya robot benzeri makineler tarafından otomatik operasyon veya üretim için dönüştürmek |
robotize v.
|
|
177 |
General |
robotlar veya robot benzeri makineler tarafından otomatik operasyon veya üretim için dönüştürmek |
robotise v.
|
|
178 |
General |
(ip veya halat benzeri) güçlü bir şekilde çekmek |
rouse v.
|
|
179 |
General |
(benzeri ile karıştırılan şeyi) ayırt etmek |
distinguish v.
|
|
180 |
General |
(benzeri ile karıştırılan şeyi) fark etmek |
distinguish v.
|
|
181 |
General |
şınav benzeri düz durarak fotoğraf çektirmek |
plank v.
|
|
182 |
General |
kese benzeri |
saclike adj.
|
|
183 |
General |
benzeri olmayan |
unexampled adj.
|
|
184 |
General |
eşi benzeri yok |
unique adj.
|
|
185 |
General |
mika benzeri |
micaceous adj.
|
|
186 |
General |
yaprak benzeri taçları olan |
petalous adj.
|
|
187 |
General |
benzeri görülmemiş |
unprecedented adj.
|
|
188 |
General |
eşi benzeri olmayan |
matchless adj.
|
|
189 |
General |
lav benzeri |
lavalike adj.
|
|
190 |
General |
benzeri olmayan |
unparalleled adj.
|
|
191 |
General |
eşi benzeri yok |
extraordinary adj.
|
|
192 |
General |
dalga benzeri |
wavelike adj.
|
|
193 |
General |
benzeri şeyler |
suchlike adj.
|
|
194 |
General |
eşi benzeri görülmemiş |
unprecedented adj.
|
|
195 |
General |
kanun benzeri |
lawlike adj.
|
|
196 |
General |
bağırsak benzeri |
gutlike adj.
|
|
197 |
General |
balık benzeri |
ichthyoid adj.
|
|
198 |
General |
balık benzeri |
ichthyic adj.
|
|
199 |
General |
kartal benzeri |
aquiline adj.
|
|
200 |
General |
girdap benzeri |
whirlpool-like adj.
|
|
201 |
General |
benzeri yaşanmamış |
unprecedented adj.
|
|
202 |
General |
eşi benzeri olmayan |
unprecedented adj.
|
|
203 |
General |
eşi benzeri olmayan |
one of a kind adj.
|
|
204 |
General |
insan benzeri |
anthropomorphic adj.
|
|
205 |
General |
eşi benzeri olmayan |
novel adj.
|
|
206 |
General |
dinozor benzeri |
dinosaur-like adj.
|
|
207 |
General |
isa benzeri |
christ-like adj.
|
|
208 |
General |
eşi ve benzeri olmayan |
matchless adj.
|
|
209 |
General |
eşi ve benzeri olmayan |
unique adj.
|
|
210 |
General |
yoğurt benzeri |
yogurt-like adj.
|
|
211 |
General |
peri benzeri |
elfin adj.
|
|
212 |
General |
peri benzeri |
elvish adj.
|
|
213 |
General |
peri benzeri |
elfish adj.
|
|
214 |
General |
dünya benzeri |
earth-like adj.
|
|
215 |
General |
askeri benzeri |
quasi-military adj.
|
|
216 |
General |
bitki benzeri |
plant-like adj.
|
|
217 |
General |
kafes benzeri |
cagelike adj.
|
|
218 |
General |
gökkuşağı benzeri |
rainbowlike adj.
|
|
219 |
General |
gökkuşağı benzeri |
rainbowy adj.
|
|
220 |
General |
hücre benzeri |
cell-like adj.
|
|
221 |
General |
balmumu benzeri |
cereous [obsolete] adj.
|
|
222 |
General |
koni benzeri |
taperwise adj.
|
|
223 |
General |
ağ benzeri |
networklike adj.
|
|
224 |
General |
yeni fikirlere, modaya, ve benzeri şeylere aşırı düşkün |
newfangle adj.
|
|
225 |
General |
yeni fikirlere, modaya, ve benzeri şeylere aşırı düşkün |
newfangled adj.
|
|
226 |
General |
kubbe benzeri |
dome-like adj.
|
|
227 |
General |
köle benzeri |
thrall-like adj.
|
|
228 |
General |
ufak diş benzeri çıkıntıları olan |
toothleted adj.
|
|
229 |
General |
gaga veya burun benzeri dar kısmı olan (organ) |
angustirostrate adj.
|
|
230 |
General |
önlük benzeri |
apronlike adj.
|
|
231 |
General |
kol benzeri |
armlike adj.
|
|
232 |
General |
kulak benzeri |
ear-like adj.
|
|
233 |
General |
teyze benzeri |
auntlike adj.
|
|
234 |
General |
hala benzeri |
auntlike adj.
|
|
235 |
General |
yenge benzeri |
auntlike adj.
|
|
236 |
General |
kulak benzeri |
auricular adj.
|
|
237 |
General |
eşi benzeri olmayan |
ultrarare adj.
|
|
238 |
General |
eko benzeri |
echolike adj.
|
|
239 |
General |
yankı benzeri |
echolike adj.
|
|
240 |
General |
eko benzeri |
echoic adj.
|
|
241 |
General |
yankı benzeri |
echoic adj.
|
|
242 |
General |
element benzeri |
elementoid adj.
|
|
243 |
General |
balta benzeri |
axelike adj.
|
|
244 |
General |
benzeri olmayan |
unheard-of adj.
|
|
245 |
General |
havlama benzeri |
yappy adj.
|
|
246 |
General |
benzeri olmayan |
unparagoned adj.
|
|
247 |
General |
eşi benzeri görülmemiş |
unparagoned adj.
|
|
248 |
General |
benzeri olmayan |
unpeered adj.
|
|
249 |
General |
eşi benzeri olmayan |
unpeered adj.
|
|
250 |
General |
fıçı benzeri |
barrel adj.
|
|
251 |
General |
epik benzeri |
epic-like adj.
|
|
252 |
General |
valf benzeri parçaları olan |
valvate adj.
|
|
253 |
General |
quaker benzeri |
quakerish adj.
|
|
254 |
General |
ince, tel benzeri metal çerçevesi olan |
wire-rimmed adj.
|
|
255 |
General |
ince, tel benzeri metal çerçeveli |
wire-rimmed adj.
|
|
256 |
General |
bacak benzeri |
leglike adj.
|
|
257 |
General |
boynuz benzeri maddeden yapılmış |
hornlike adj.
|
|
258 |
General |
sırtında yosun benzeri oluşum olan |
moss-backed adj.
|
|
259 |
General |
sırtında yosun benzeri oluşum olan |
mossy-backed adj.
|
|
260 |
General |
benzeri olan |
lookalike adj.
|
|
261 |
General |
cam benzeri |
glass-like adj.
|
|
262 |
General |
toprak benzeri |
glebous adj.
|
|
263 |
General |
kabuk benzeri cildi olan |
rindy adj.
|
|
264 |
General |
göz benzeri |
ocellate adj.
|
|
265 |
General |
göz benzeri |
ocellated adj.
|
|
266 |
General |
tribün benzeri |
grandstand adj.
|
|
267 |
General |
granit benzeri |
granitoidal adj.
|
|
268 |
General |
çivi benzeri desenli |
hobnail adj.
|
|
269 |
General |
tıpatıp benzeri |
identikit adj.
|
|
270 |
General |
yanında benzeri olmayan |
lonely adj.
|
|
271 |
General |
birden fazla dal benzeri bölümü bulunan |
multiramified adj.
|
|
272 |
General |
birden fazla sur veya siper benzeri set ile cevrili |
multivallate adj.
|
|
273 |
General |
pençe benzeri uzantıları olan |
fanged adj.
|
|
274 |
General |
diş benzeri çıkıntıları olan |
fanged adj.
|
|
275 |
General |
köy benzeri |
cottagely adj.
|
|
276 |
General |
parmak benzeri beş çıkıntıya sahip |
pentadactyl adj.
|
|
277 |
General |
parmak benzeri beş bölümü olan |
pentadactyl adj.
|
|
278 |
General |
pepsin veya benzeri bir madde içeren |
peptic adj.
|
|
279 |
General |
tabak benzeri |
platelike adj.
|
|
280 |
General |
ateş benzeri semptomlar gösteren |
feverish adj.
|
|
281 |
General |
ip benzeri yapılar oluşturabilen |
ropy adj.
|
|
282 |
General |
torba benzeri |
scrotiform adj.
|
|
283 |
General |
güneş benzeri |
sun-like adj.
|
|
284 |
General |
eşi benzeri görülmemiş bir şekilde |
unprecedentedly adv.
|
|
285 |
General |
ve benzeri şeyler |
and so on adv.
|
|
286 |
General |
ve benzeri |
and so forth adv.
|
|
287 |
General |
ve benzeri |
et cetera adv.
|
|
288 |
General |
ve benzeri şeyler |
and what not adv.
|
|
289 |
General |
ve benzeri gibi |
and so forth adv.
|
|
290 |
General |
ve benzeri |
and so on adv.
|
|
291 |
General |
ve benzeri gibi |
and so on adv.
|
|
292 |
General |
eşi benzeri olmayarak |
unprecedentedly adv.
|
|
293 |
General |
ve benzeri |
etc adv.
|
|
294 |
General |
eşi benzeri görülmemiş derecede |
sky-high adv.
|
|
295 |
General |
haç benzeri şekil anlamı veren ön ek |
cross- pref.
|
|
296 |
General |
(belirli şekilde) saç veya benzeri parçası olan anlamındaki son ek |
-trichous suf.
|
|
297 |
General |
solungaç benzeri bir organ anlamı veren son ek |
-branch suf.
|
|
298 |
General |
testere benzeri vücut bölümüne sahip anlamını veren bir son ek |
-prion suf.
|
|
299 |
General |
ve benzeri |
blah-blah-blah expr.
|
|
Phrasals |
|
300 |
Phrasals |
benzeri olmak |
measure up to v.
|
|
301 |
Phrasals |
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak |
cut at (someone or something) v.
|
|
302 |
Phrasals |
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak |
cut at (someone or an animal) v.
|
|
303 |
Phrasals |
çivi veya benzeri bir şeyle bir yere sabitlemek |
peg down v.
|
|
304 |
Phrasals |
çivi veya benzeri bir şeyle bir yere tutturmak |
peg down v.
|
|
305 |
Phrasals |
(çivi veya benzeri bir şeyle) çakmak |
peg down v.
|
|
306 |
Phrasals |
bir şeyi sepet ya da benzeri bir şeyin içerisine atmak (basket atar gibi) |
dunk in (something) v.
|
|
307 |
Phrasals |
bir şeyi sepet ya da benzeri bir şeyin içerisine atmak (basket atar gibi) |
dunk into (something) v.
|
|
308 |
Phrasals |
(uyku veya benzeri bir haldeyken) bilinci yerine gelmek/bilincini geri kazanmak |
wake (up) from (something) v.
|
|
309 |
Phrasals |
(uyku veya benzeri bir haldeyken) bilincini yerine getirmek/bilincini geri kazandırmak |
wake (up) from (something) v.
|
|
Phrases |
|
310 |
Phrases |
hayret veya benzeri güçlü duyguları ifade eden ünlem |
o interj.
|
|
311 |
Phrases |
benzeri görülmemiş miktarda |
unprecedented amount of expr.
|
|
312 |
Phrases |
ve benzeri |
and more of the same expr.
|
|
313 |
Phrases |
ve benzeri |
and the like expr.
|
|
314 |
Phrases |
eşi benzeri olmayan bir şey/biri |
he/she/it is something else expr.
|
|
315 |
Phrases |
(bir şey) benzeri |
in the nature of (something) expr.
|
|
Colloquial |
|
316 |
Colloquial |
kıkırdama benzeri ses |
tee-hee n.
|
|
317 |
Colloquial |
kaplan benzeri yırtıcı hayvan |
tiger n.
|
|
318 |
Colloquial |
eşi benzeri olmayan |
a one-off [brit] n.
|
|
319 |
Colloquial |
eşi benzeri olmayan |
a one-off [brit] n.
|
|
320 |
Colloquial |
insan benzeri robot |
droid n.
|
|
321 |
Colloquial |
dünyadaki … benzeri insanlar |
the... of this world n.
|
|
322 |
Colloquial |
birinin tıpa tıp benzeri |
ringer for someone n.
|
|
323 |
Colloquial |
(özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran |
fangirl n.
|
|
324 |
Colloquial |
(özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran |
fangurl n.
|
|
325 |
Colloquial |
yürüyüşlere götürülen granola benzeri pratik tatlı atıştırmalık |
scroggin [new zealand] n.
|
|
326 |
Colloquial |
ve benzeri zımbırtılar anlamı veren ön ek |
schm- pref.
|
|
327 |
Colloquial |
ve benzeri zımbırtılar anlamı veren ön ek |
shm- pref.
|
|
328 |
Colloquial |
(yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü |
how now brown cow expr.
|
|
329 |
Colloquial |
(yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü |
how now, brown cow? expr.
|
|
330 |
Colloquial |
bu ve benzeri şeyler |
all that jazz expr.
|
|
331 |
Colloquial |
dünyada eşi benzeri yok |
like nothing on earth expr.
|
|
332 |
Colloquial |
eşi benzeri olmayan bir şey/biri |
he/she/it is something else expr.
|
|
333 |
Colloquial |
benzeri bir şey |
anything like that expr.
|
|
334 |
Colloquial |
benzeri bir şey |
something like that expr.
|
|
335 |
Colloquial |
ya da benzeri şeyler/bir şey, ya da her neyse |
or whatever expr.
|
|
336 |
Colloquial |
ve benzeri |
and everything expr.
|
|
337 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and everything expr.
|
|
338 |
Colloquial |
ve benzeri |
and things (like that) expr.
|
|
339 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and things (like that) expr.
|
|
340 |
Colloquial |
(bir şey) benzeri |
(something)-adjacent expr.
|
|
341 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and (all) that expr.
|
|
342 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and all that (rubbish, stuff) expr.
|
|
343 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and all this expr.
|
|
344 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and so on and so forth expr.
|
|
345 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and stuff like that expr.
|
|
346 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and stuff like that (there) expr.
|
|
347 |
Colloquial |
… ve benzeri |
... and such expr.
|
|
348 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and that expr.
|
|
349 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and the like expr.
|
|
350 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and the rest expr.
|
|
351 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and (all) the rest (of it) expr.
|
|
352 |
Colloquial |
ve benzeri |
and things expr.
|
|
353 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and this and that expr.
|
|
354 |
Colloquial |
ve benzeri şeyler |
and whatnot expr.
|
|
355 |
Colloquial |
ve benzeri |
cetera expr.
|
|
Idioms |
|
356 |
Idioms |
benzeri şeylerin en büyüğü |
the mother of all n.
|
|
357 |
Idioms |
benzeri şeylerin en iyisi |
the mother of all n.
|
|
358 |
Idioms |
benzeri şeylerin en kötüsü |
the mother of all n.
|
|
359 |
Idioms |
çok geniş siyasi görüşleri bünyesinde toplayan siyasi parti benzeri bir grup |
a big tent n.
|
|
360 |
Idioms |
popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle yapılan dans |
bump and grind n.
|
|
361 |
Idioms |
tıpatıp benzeri |
a carbon copy n.
|
|
362 |
Idioms |
deniz topu ya da benzeri silah |
gunner's daughter [obsolete] n.
|
|
363 |
Idioms |
birinin tıpa tıp benzeri |
a dead ringer for somebody n.
|
|
364 |
Idioms |
birinin tıpa tıp benzeri |
a dead ringer for someone n.
|
|
365 |
Idioms |
eşi benzeri az bulunur bir tip/şey |
a rare bird n.
|
|
366 |
Idioms |
(birinin) tıpatıp benzeri |
dead ringer for (someone) n.
|
|
367 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) benzeri |
the likes of (someone or something) n.
|
|
368 |
Idioms |
(birinin) çok benzeri olan kimse |
the spit of (one) n.
|
|
369 |
Idioms |
(birinin) çok benzeri olan kimse |
the spitten image of (one) n.
|
|
370 |
Idioms |
çok benzeri |
the spitting image n.
|
|
371 |
Idioms |
(birinin) çok benzeri olan kimse |
the spitting image of (one) n.
|
|
372 |
Idioms |
popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle dans etmek |
bump and grind v.
|
|
373 |
Idioms |
birbirinin tıpatıp benzeri olmak |
be made from the same mold v.
|
|
374 |
Idioms |
birbirinin tıpatıp benzeri olmak |
be cut from the same cloth v.
|
|
375 |
Idioms |
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak |
kiss the gunner's daughter [obsolete] v.
|
|
376 |
Idioms |
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak |
marry the gunner's daughter [obsolete] v.
|
|
377 |
Idioms |
birbirinin aynısı, benzeri olmak |
be cast in a (some kind of) mold v.
|
|
378 |
Idioms |
birbirinin aynısı, benzeri olmak |
be cast in a ... mould v.
|
|
379 |
Idioms |
eşi benzeri olmamak |
be one of a kind v.
|
|
380 |
Idioms |
eşi benzeri olmamak |
be without equal v.
|
|
381 |
Idioms |
eşi benzeri olmamak |
have no equal v.
|
|
382 |
Idioms |
-benzeri |
(something)-adjacent (as in gay-adjacent) adj.
|
|
383 |
Idioms |
eşi benzeri yok |
without compare adj.
|
|
384 |
Idioms |
daha az talep/rağbet gören bir benzeri |
a poor relation (of) adj.
|
|
385 |
Idioms |
kötü bir benzeri/taklidi |
a poor relation (of) adj.
|
|
386 |
Idioms |
eşi benzeri bulunmaz |
in a class by oneself adj.
|
|
387 |
Idioms |
birbirinin tıpatıp benzeri |
made from the same mold expr.
|
|
388 |
Idioms |
birbirinin tıpatıp benzeri |
cut from the same cloth expr.
|
|
389 |
Idioms |
benzer benzeri çeker |
it takes one to know one expr.
|
|
390 |
Idioms |
dünyada eşi benzeri olmayacak kadar ilginç |
like nothing on earth expr.
|
|
Speaking |
|
391 |
Speaking |
eşi benzeri olmayan |
they broke the mould when they made somebody expr.
|
|
392 |
Speaking |
eşi benzeri olmayan |
they broke the mould when they made something expr.
|
|
Trade/Economic |
|
393 |
Trade/Economic |
belediye ve benzeri kurumlar tarafından tesis edilen şirket |
municipal corporation n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
bir üst düzey şirket yöneticisinin görevine son verildiğinde kendisine yüklü miktarda tazminat ve benzeri menfaatler sağlanmasını belirten sözleşme |
parachute contracts n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
birincil sermaye benzeri borç |
primary subordinated debt n.
|
|
396 |
Trade/Economic |
diğer faiz ve faiz benzeri gelirler |
other interest and quasi-interest revenues n.
|
|
397 |
Trade/Economic |
gümrük tarifesi benzeri faktörler |
tariff like factors n.
|
|
398 |
Trade/Economic |
gümrük vergisi benzeri harç |
customs duty-like fee n.
|
|
399 |
Trade/Economic |
gümrük tarife benzeri |
customs tariff-like n.
|
|
400 |
Trade/Economic |
hisse senedi benzeri |
quasi-equity n.
|
|
401 |
Trade/Economic |
ikincil sermaye benzeri borç |
secondary subordinated debt n.
|
|
402 |
Trade/Economic |
ithalattan alınan gümrük vergisi ve benzeri vergiler |
import taxes n.
|
|
403 |
Trade/Economic |
kiralama veya diğer benzeri yükümlülükler |
leasing and other similar obligations n.
|
|
404 |
Trade/Economic |
kiralama ve benzeri haklar altında duran varlıklar |
fixed assets held under leasing and other similar rights n.
|
|
405 |
Trade/Economic |
nakit benzeri değerler |
cash equivalents n.
|
|
406 |
Trade/Economic |
noter veya benzeri resmi makamlar önünde verilen yazılı ve yeminli beyan |
affidavit n.
|
|
407 |
Trade/Economic |
nakit ve nakit benzeri değerler |
cash and securities n.
|
|
408 |
Trade/Economic |
özsermaye benzeri fonlar |
quasi equity capital n.
|
|
409 |
Trade/Economic |
para benzeri likit kıymetler |
near money n.
|
|
410 |
Trade/Economic |
para benzeri |
quasi money n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
para benzeri likitler |
near money n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
para benzeri |
near money n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
rant benzeri |
quasi rent n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
satış fiyatına idare faiz ve satış benzeri masrafların eklenmesi |
loading n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
satış ve benzeri masrafların eklenmesi |
loading n.
|
|
416 |
Trade/Economic |
sermaye benzeri borç |
subordinated debt n.
|
|
417 |
Trade/Economic |
sermaye benzeri kredi |
subordinated loan n.
|
|
418 |
Trade/Economic |
sermaye benzeri krediler |
subordinated debts n.
|
|
419 |
Trade/Economic |
sermaye benzeri kredi |
subordinated loan n.
|
|
420 |
Trade/Economic |
tasfiye benzeri işlemler |
dissolution n.
|
|
421 |
Trade/Economic |
tasfiye benzeri işlemler |
liquidation n.
|
|
422 |
Trade/Economic |
tarife benzeri faktörler |
tariff like factors n.
|
|
423 |
Trade/Economic |
senet ve benzeri değerli kağıtları kırdırmak |
negotiate v.
|
|
424 |
Trade/Economic |
senet ve benzeri değerli kağıtları satmak |
negotiate v.
|
|
425 |
Trade/Economic |
senet ve benzeri değerli kağıtları devretmek |
negotiate v.
|
|
426 |
Trade/Economic |
senet ve benzeri değerli kağıtları ciro etmek |
negotiate v.
|
|
427 |
Trade/Economic |
akit benzeri |
quasi contract expr.
|
|
Law |
|
428 |
Law |
fransa'da devletin belirli yasal belgeleri ibraz ve belgelendirmesi, mülk işlemlerini denetlemesi benzeri işlemlere bakan kurum |
notaire n.
|
|
429 |
Law |
(eski ingiliz hukukunda) maddi varlıklara el koyma ve benzeri ciddi yaptırımları olan suçlar sınıfı |
felony n.
|
|
430 |
Law |
yargı benzeri |
quasi-legal adj.
|
|
Politics |
|
431 |
Politics |
mülteci benzeri durum |
refugee-like situation n.
|
|
432 |
Politics |
tarife benzeri engeller |
para-tariff barriers n.
|
|
433 |
Politics |
ingiliz ferman mührü emininin iskoçya ve cornwall'daki benzeri olan yetkili |
keeper of the privy seal n.
|
|
434 |
Politics |
(iskoçya'da) kontluk benzeri idari birim |
council area n.
|
|
435 |
Politics |
kasaba, şehir veya benzeri yerel yönetime ait veya bunlarla ilgili olmayan |
nonmunicipal adj.
|
|
436 |
Politics |
devlet benzeri |
quasi-state adj.
|
|
Industry |
|
437 |
Industry |
(su girişlerine çöp veya taşların girmesini engellemeye yarayan) elek benzeri ızgara |
grisly n.
|
|
438 |
Industry |
fildişi benzeri yüzeyi olan cilalı porselen |
ivory porcelain n.
|
|
439 |
Industry |
tüp benzeri bir kapta paketlenmiş |
roll-on adj.
|
|
Tourism |
|
440 |
Tourism |
yolcu bileti veya benzeri dokümanlar için iata resmi terimi |
traffic document n.
|
|
Media |
|
441 |
Media |
gazete ve benzeri yayınların reklam haricindeki düzenli içeriği |
reading matter n.
|
|
442 |
Media |
film, dizi veya kitap benzeri eserlerde lgbtq+ topluluğu ile özdeşleştirilen davranışlarda bulunan ancak bu topluluğa ait olduğu açık olarak söylenmeyen karakterlerin kullanılması |
queerbaiting n.
|
|
443 |
Media |
film, dizi veya kitap benzeri eserlerde lgbtq+ topluluğu ile özdeşleştirilen davranışlarda bulunan ancak bu topluluğa ait olduğu açık olarak söylenmeyen karakterlerin kullanılması |
queerbait n.
|
|
Technical |
|
444 |
Technical |
tırmık ve benzeri aletler |
raker n.
|
|
445 |
Technical |
zincir benzeri yapıda olma |
catenation n.
|
|
446 |
Technical |
bisiklet tekerinin (veya benzeri bir tekerleğin) göbeğine teğet biçimde sabitlenmiş jant teli |
tangent spoke n.
|
|
447 |
Technical |
destek için kullanılan branda veya benzeri malzeme |
backer n.
|
|
448 |
Technical |
acil onarımlar için kullanılan pratik tel veya benzeri araç |
number eight wire n.
|
|
449 |
Technical |
ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm |
timber hitch n.
|
|
450 |
Technical |
ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm |
bowyer's knot n.
|
|
451 |
Technical |
akmaz benzeri akış |
quasiviscous flow n.
|
|
452 |
Technical |
akmaz benzeri eğrisi |
quasiviscous curve n.
|
|
453 |
Technical |
bir tarafı yarımküre şeklinde metal ve benzeri nesneleri dövmek için kullanılan çekiç |
ballpeen hammer n.
|
|
454 |
Technical |
bir tarafı yarımküre şeklinde metal ve benzeri nesneleri dövmek için kullanılan çekiç |
ball-peen hammer n.
|
|
455 |
Technical |
beton ve benzeri ile çevresini sarma |
encasement n.
|
|
456 |
Technical |
çan benzeri reseptör |
toll-like receptor n.
|
|
457 |
Technical |
denge benzeri |
quasi-equilibrium n.
|
|
458 |
Technical |
esnek katı benzeri durum |
elastic solid-like state n.
|
|
459 |
Technical |
esnek benzeri saçınım |
quasielastic scattering n.
|
|
460 |
Technical |
elektriksel aydınlatma ve benzeri cihazlar |
electrical lighting and similar equipment n.
|
|
461 |
Technical |
ev ve benzeri yerlerde kullanılan doğrudan gaz ateşlemeli tamburlu kurutucu |
domestic direct gas-fired tumble dryer n.
|
|
462 |
Technical |
ev ve benzeri yerlerdeki sayısal kablo yolu |
domestic digital bus n.
|
|
463 |
Technical |
ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar tarafından havada yayılan gürültünün belirlenmesi |
determination of airborne acoustical noise emitted by household and similar electrical appliances n.
|
|
464 |
Technical |
ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazların güvenlik kuralları |
safety of household and similar electrical appliances n.
|
|
465 |
Technical |
gevrek benzeri davranım |
quasibrittle behaviour n.
|
|
466 |
Technical |
ikili benzeri kesiti |
quasibinary section n.
|
|
467 |
Technical |
ikili benzeri dizge |
quasibinary system n.
|
|
468 |
Technical |
ikili benzeri alaşımlar |
quasibinary alloys n.
|
|
469 |
Technical |
kaynak ve benzeri işlemler sırasında gözü ve yüzü koruma teçhizatı |
equipment for eye and face protection during welding and allied processes n.
|
|
470 |
Technical |
kaynak ve benzeri işlemler sırasında göz ve yüzü korumak İçin donanım |
equipment for eye and face protection during welding and allied processes n.
|
|
471 |
Technical |
kaynak ve benzeri işlemler |
welding and allied processes n.
|
|
472 |
Technical |
küçük nokta benzeri alanlar |
small dot-like areas n.
|
|
473 |
Technical |
teflon benzeri kaplama |
teflon-like coating n.
|
|
474 |
Technical |
taş ve benzeri malzemeler |
stone and similar materials n.
|
|
475 |
Technical |
üçlü benzeri kesiti |
quasiternary section n.
|
|
476 |
Technical |
üçlü benzeri dizge |
quasiternary system n.
|
|
477 |
Technical |
yarılma benzeri |
quasicleavage n.
|
|
478 |
Technical |
yarılma benzeri kırılma |
quasicleavage fracture n.
|
|
479 |
Technical |
doğu hindistan'a özgü bir sütleğen bitkisinden elde edilen kauçuk benzeri madde |
kattimundoo n.
|
|
480 |
Technical |
odunu yarmak için kullanılan balyoz benzeri, tek kenarı kama biçiminde olan bir alet |
mall n.
|
|
481 |
Technical |
ek veya destek görevi gören, dışbükey bir yüzeye oturması için oyulmuş flanş benzeri aksam |
saddle n.
|
|
482 |
Technical |
ince levha yapımında kullanılan pirinç benzeri alaşım |
latten n.
|
|
483 |
Technical |
kağıt yapımı makinesindeki mikser benzeri işleve sahip dikey bölme |
midfeather n.
|
|
484 |
Technical |
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan dekoratif cam |
millefiori n.
|
|
485 |
Technical |
arşimet vidası benzeri aparat |
worm n.
|
|
486 |
Technical |
sepet yapımında kullanılan makas benzeri araç |
brake n.
|
|
487 |
Technical |
hidrolik pres veya benzeri makinenin büyük dış pistonu |
hydraulic ram n.
|
|
488 |
Technical |
dokuma için kesilip kurutulan odun, palmiye yaprağı, saman ve benzeri malzemeler |
chip n.
|
|
489 |
Technical |
(silika jel benzeri) nem tutucu madde |
dehydrator n.
|
|
490 |
Technical |
parmak izinde bulunan üçgen benzeri şekil |
delta n.
|
|
491 |
Technical |
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim |
deltohedron n.
|
|
492 |
Technical |
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim |
deltoid dodecahedron n.
|
|
493 |
Technical |
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim |
tetragonal tristetrahedron n.
|
|
494 |
Technical |
optik sistemlerin deniz tabanındaki mayın veya mayın benzeri objeleri tespit edip sınıflandırmada kullanılması |
optical minehunting n.
|
|
495 |
Technical |
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı |
ruche n.
|
|
496 |
Technical |
boyalı yüzey üzerinde aletle oluşturulan ahşap ya da mermer benzeri desen |
comb n.
|
|
497 |
Technical |
(dikişsiz cilt yapımında) genellikle plastikten yapılıp sırttan çıkan bir dizi yay benzeri çıkıntı |
comb n.
|
|
498 |
Technical |
elektronik cihazlara yazı yazmak için kullanılan kalem benzeri alet |
digital pen n.
|
|
499 |
Technical |
denge yayında kullanılan kaldıraç benzeri regülatör |
index n.
|
|
500 |
Technical |
(özellikle gözden) yabancı cisim çıkarmak için kullanılan kürek benzeri küçük bir alet |
paddle n.
|
|