benzeri - Turkish English Dictionary
History

benzeri



Meanings of "benzeri" in English Turkish Dictionary : 19 result(s)

Turkish English
General
benzeri like n.
benzeri similar n.
benzeri spitting image of adj.
benzeri suchlike adj.
benzeri quasi adj.
benzeri very image of adj.
benzeri siclike [dialect] [scotland] adj.
benzeri somewhat pron.
Phrases
benzeri as to be expr.
Colloquial
benzeri lookie-likie n.
benzeri along the lines of expr.
benzeri along the lines of expr.
benzeri cetera expr.
Idioms
benzeri and so forth expr.
benzeri along the lines expr.
benzeri on the lines of expr.
benzeri along the lines expr.
benzeri on the lines of expr.
Latin
benzeri quasi n.

Meanings of "benzeri" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
tarak (istiridye benzeri canlı) scollop n.
kızılcık benzeri bir meyve cranberry n.
tıpatıp benzeri picture n.
geniş dudak benzeri taçyaprağı labella n.
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet oar n.
kedigillerden jaguar benzeri bir hayvan catamount n.
playstation ve benzeri oyun platformalarında kullanılan oyun oynama gereci control pad n.
hokey benzeri top oyunu lacrosse n.
tıpatıp benzeri dead ringer n.
tıpatıp benzeri carbon copy n.
keçi benzeri hayvan tahr n.
şahin benzeri kuş accipit n.
sanat ve benzeri entelektüel uğraşlar açısından önemi vurgulanan atraksiyon cultural attraction n.
morina benzeri bir tür balık pollack n.
benzeri ürünler related products n.
tıpatıp benzeri ringer n.
doğu rusya ve sibirya bölgelerinde yaşayan koyun benzeri bir antilop türü saiga n.
tarak (istiridye benzeri canlı) scallop n.
kızılcık benzeri ağaç dogwood n.
tıpatıp benzeri a dead ringer n.
bilardo benzeri bir oyun bagatelle n.
merasimlerde gürültü çıkaran zil, borazan ve benzeri şey noisemaker n.
heykel veya benzeri için oyuk niche n.
eşi benzeri olmayan nonesuch n.
tarak (istridye benzeri canlı) toplama eylemi scalloping n.
eşi benzeri olmayan nonsuch n.
tarak (istridye benzeri canlı) toplayan kimse scalloper n.
hokey benzeri oyun hurley n.
arı benzeri kelebekler clearwing moths n.
tam benzeri counterpart n.
lokma benzeri bir tür tatlı doughnut n.
benzeri durumlar similar cases n.
hindistan' da kandil benzeri amaçlar için kullanılan yağı olan bir bitki jathropa n.
ancak bir kişinin sığabileceği çekmece benzeri kompartmanlar halinde uyunacak yer capsule hotel n.
lenf düğümü benzeri doku lymph node-like tissue n.
tombala benzeri bir oyun keno n.
lokma benzeri bir tür tatlı donut n.
baş piskoposun tören sırasında boynuna giydiği atkı benzeri tören giysisi (kayıp koyunun çoban tarafından boyunda taşınmasını simgeler) omophorion n.
yol çalışmaları (meditasyon benzeri bir uygulama) path-working n.
eşi benzeri olmayan lezzetler unique tastes n.
eşi benzeri olmayan tatlar unique tastes n.
kumaş ve benzeri ince ve yumuşak malzeme kesme aleti band knife n.
bank veya benzeri oturma yerleri için yapılan halı veya deri şeklinde süslü örtü bancal n.
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı calotte n.
gökkuşağı benzeri parlak renklerin gösterimi rainbow n.
çay ve benzeri içeceklerin yanında ufak tefek atıştırmalıklar servis edilen lokanta teashop n.
çay ve benzeri içeceklerin yanında ufak tefek atıştırmalıklar servis edilen lokanta tearoom n.
eğlence için şiir ve benzeri edebi alıntılar okuyan kimse recitationist n.
kale benzeri inşa edilmiş yapı castellation n.
peruğun başa oturan ağ benzeri taban bölümü caul [obsolete] n.
arka arkaya oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış bisiklet veya kano benzeri araç tandem n.
bingo benzeri bir oyun tango n.
hastane veya benzeri sağlık tesisinde kapılan enfeksiyon nonsocial infection n.
zil benzeri ses tocsin n.
dil benzeri küçük obje tonguelet n.
diş benzeri ufak çıkıntı toothlet n.
bilardo benzeri bir oyun troll-madam n.
bilardo benzeri bir oyun trou madame n.
bilardo benzeri bir oyun trou madame n.
oyuncuların sadece bir kişi kalana kadar rakip oyuncuları paintball, çorap, lastik bant veya benzeri nesnelerle ebeledikleri bir oyun assassin n.
birinin benzeri edition n.
özel banyolu ve mini mutfaklı, stüdyo benzeri küçük daire efficiency apartment [us] n.
tente benzeri sundurma awning n.
mikado benzeri denge oyunu jackstraw n.
mikado benzeri denge oyunu spillikins n.
çatı kaplama levhalarını kesmek ve süslemek için kullanılan balta benzeri bir alet zax n.
sapodila ağacından elde edilen sakız benzeri bir madde chicle gum n.
biber gazı benzeri bir göz yaşartıcı sprey markası mace® n.
damar benzeri bir işaret veining n.
(rulet ve benzeri kumar oyunlarında) oyuncuların eşit para bahsi yapabilecekleri renk black n.
iki kişiyle yapılan vals benzeri eski bir dans lavolt n.
maori topluluklarında akıl verme benzeri eğitici yetkileri bulunan kimse maori warden n.
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı mentum n.
(yumuşak veya lapa benzeri) hazırlanmış yiyecek mess n.
fikir, kültürel standart veya benzeri maddi olmayan şeyleri ileten kimse middleman n.
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan dekoratif cam millefiori glass n.
otların yapraklarından yapılan çay benzeri içecek herbal n.
samba benzeri bir brezilya dansı bossa nova n.
tırnak veya pençe benzeri keratinli doku horn n.
üzerine oturulan at benzeri şey horse n.
hulahop benzeri çember hula hoop n.
hulahop benzeri çember hula-hoop n.
uyku benzeri durum hypnosis n.
makosen benzeri dikişi olan ayakkabı moc n.
makosen benzeri dikişi olan ayakkabı mocassin n.
makosen benzeri dikişi olan bir ayakkabı moccasin n.
bir tacın tepesine yerleştirilmiş, dünyayı simgeleyen top benzeri nesne monde n.
monostomata alttakımına mensup parazit benzeri yassı kurt monostome n.
su ve nişasta karışımından yapılan, kağıt veya karton yapıştırmada kullanılan uhu benzeri bir yapıştırıcı library paste n.
başkasının çok benzeri olan şey look-alike n.
viski bardağı benzeri kısa bardaklarda buz veya su üzerinde servis edilen karıştırılmayan bir alkollü içecek lowball n.
(şamdan benzeri) ışık saçan dekoratif obje luster n.
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot muckluck n.
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot mucluc n.
at ve benzeri hayvanların arka bacağının bir bölümü gaskin n.
misk geyiği benzeri hayvan musk n.
(tahıl, kum ve benzeri) eleyen kimse riddler n.
tepsi benzeri servis gereci butler n.
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı chimb n.
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı chime n.
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı chine n.
(atı dehlerken olduğu gibi) dudakları kullanarak çıkarılan cıvıltı benzeri bir ses chirrup n.
taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı claw setting [uk] n.
taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı tiffany setting [us] n.
radar ekranındaki çim benzeri dikey çizgilere sebep olan elektronik titreşim grass n.
sanatta kartal başlı aslan gövdeli ejderhanın öncülü veya benzeri olan çeşitli fantastik hayvan figürlerine verilen ad gryphon n.
ipi istenen pozisyonda tutması için olta çubuğuna takılan halka benzeri alet guide n.
halka ve bıçak ağzından oluşan ve tonsil benzeri çıkıntılı yapıları kesip çıkarmak için kullanılan cerrahi bir alet guillotine n.
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun loggat [uk] n.
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun loggats [uk] n.
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun loggetsn [uk] n.
sonbaharda düzenlenen oktoberfest benzeri çeşitli festivallere verilen ad octoberfest n.
birden fazla sur veya siper benzeri set ile çevrili antik doneme ait dairesel askeri yapı multivallate hillfort n.
destan benzeri şiir iliad n.
çark benzeri şey impeller n.
çark benzeri şey impellor n.
tekinsiz vadi, robotik bir nesnenin insan benzeri görünümü ile hissettirdiği duygu uncanny valley n.
bilinen bir türün çok yakın benzeri bastard n.
küçük ve şekilsiz bedeni olup zanaatta yetenekli insan benzeri mitolojik varlık dwarf n.
abd'nin atlantik kıyılarında yaşayan siyah benekli küçük işkine benzeri bir balık goody n.
saç toplamak için kullanılan tarak benzeri dekoratif nesne comb n.
bazen doğal gazla birlikte bulunan hafif, benzin benzeri bir hidrokarbon sıvısı drip gas n.
çentik benzeri kenar kesiği indention n.
çentik benzeri kenar kesiği indenture n.
glokoma hastalarının ışık etrafında gördüğü halo benzeri görüntü iridization n.
tavla benzeri eski bir oyun irish n.
bazı halkalı solucanlarda küçük boynuzumsu diş benzeri ağız paragnath n.
bryozoan ve hydroid canlılarının oluşturduğu mercan benzeri yapı polypier n.
haç benzeri şövalye arması cross n.
haç benzeri şövalye arması takan kimse cross n.
mohawk benzeri bir saç stili fauxhawk n.
fare benzeri nesne pack rat n.
fare benzeri nesne packrat n.
kast, sınıf veya benzeri bir grubun üyeleri people n.
sıvı benzeri kıvamda olma plasteriness n.
tanıtım amaçlı kullanılan posta pulu benzeri etiket poster n.
söğüt benzeri ağaç sally n.
sikke benzeri nesne coin n.
(armada) taç benzeri destek figürü coronet n.
(armada) taç benzeri destek figürü crest coronet n.
sayfa benzeri bir dizi bölüm halinde katlanmış olan basılı kağıt folder n.
ağız benzeri vücut açıklığı os n.
ağız benzeri vücut açıklığı osar n.
louisiana eyaletinde ilçe benzeri birim parish n.
partenogenez benzeri bir süreçle üretilme parthenogenesis n.
tünek benzeri şey perch n.
kanat benzeri yapı pterygium [obsolete] n.
peluş benzeri kaba bir ipek kumaş silk shag n.
paintball benzeri bir oyun skirmish n.
(çorap benzeri) koruyucu örtü sock n.
piramit benzeri dağılım gösteren sosyal yapı pyramid n.
sert malzemeden oluşmuş iğne benzeri cisim spicule n.
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses squelch n.
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses squidge n.
(müzikaller, film müzikleri, oyunlar ve benzeri için kullanılan) özel amaçlı bir müzik stage and screen n.
güneş benzeri nesne sun n.
orkestra için bestelenmeyen senfoni benzeri eser symphony n.
kese benzeri şekle sahip olmak be saclike v.
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) correspond to v.
kolayca başvurulacak (tablo, liste benzeri) bir forma getirmek reference v.
et benzeri şekil vermek enflesh [obsolete] v.
küre benzeri bir şeyle etrafını çevirmek englobe v.
bir şeyin üzerinde battaniye benzeri bir örtü oluşturmak blanket (over) v.
(hayvan) baykuş benzeri ses çıkarmak hoot v.
(bilimsel, akademik ve benzeri nitelikte) yazmak lucubrate v.
kurdele benzeri şeritlere dönüşmek ribbon v.
kurdele benzeri şeritlere ayırmak ribbon v.
hindi benzeri ses çıkarmak gobble v.
(atı dehlerken) dudakları kullanarak cıvıltı benzeri bir ses çıkarmak chirrup v.
(bir şeye karşı) cıvıltı benzeri bir ses çıkarmak chirrup v.
(bit benzeri) zararlı organizmalardan arındırmak delouse v.
(bit benzeri) zararlı şeyleri temizlemek delouse v.
homurtu benzeri ses çıkarmak grundle v.
kovan benzeri yer oluşturmak hive v.
tutkal benzeri madde ile kaplamak oversize [obsolete] v.
robotlar veya robot benzeri makineler tarafından otomatik operasyon veya üretim için dönüştürmek robotize v.
robotlar veya robot benzeri makineler tarafından otomatik operasyon veya üretim için dönüştürmek robotise v.
(ip veya halat benzeri) güçlü bir şekilde çekmek rouse v.
(benzeri ile karıştırılan şeyi) ayırt etmek distinguish v.
(benzeri ile karıştırılan şeyi) fark etmek distinguish v.
şınav benzeri düz durarak fotoğraf çektirmek plank v.
kese benzeri saclike adj.
benzeri olmayan unexampled adj.
eşi benzeri yok unique adj.
mika benzeri micaceous adj.
yaprak benzeri taçları olan petalous adj.
benzeri görülmemiş unprecedented adj.
eşi benzeri olmayan matchless adj.
lav benzeri lavalike adj.
benzeri olmayan unparalleled adj.
eşi benzeri yok extraordinary adj.
dalga benzeri wavelike adj.
benzeri şeyler suchlike adj.
eşi benzeri görülmemiş unprecedented adj.
kanun benzeri lawlike adj.
bağırsak benzeri gutlike adj.
balık benzeri ichthyoid adj.
balık benzeri ichthyic adj.
kartal benzeri aquiline adj.
girdap benzeri whirlpool-like adj.
benzeri yaşanmamış unprecedented adj.
eşi benzeri olmayan unprecedented adj.
eşi benzeri olmayan one of a kind adj.
insan benzeri anthropomorphic adj.
eşi benzeri olmayan novel adj.
dinozor benzeri dinosaur-like adj.
isa benzeri christ-like adj.
eşi ve benzeri olmayan matchless adj.
eşi ve benzeri olmayan unique adj.
yoğurt benzeri yogurt-like adj.
peri benzeri elfin adj.
peri benzeri elvish adj.
peri benzeri elfish adj.
dünya benzeri earth-like adj.
askeri benzeri quasi-military adj.
bitki benzeri plant-like adj.
kafes benzeri cagelike adj.
gökkuşağı benzeri rainbowlike adj.
gökkuşağı benzeri rainbowy adj.
hücre benzeri cell-like adj.
balmumu benzeri cereous [obsolete] adj.
koni benzeri taperwise adj.
ağ benzeri networklike adj.
yeni fikirlere, modaya, ve benzeri şeylere aşırı düşkün newfangle adj.
yeni fikirlere, modaya, ve benzeri şeylere aşırı düşkün newfangled adj.
kubbe benzeri dome-like adj.
köle benzeri thrall-like adj.
ufak diş benzeri çıkıntıları olan toothleted adj.
gaga veya burun benzeri dar kısmı olan (organ) angustirostrate adj.
önlük benzeri apronlike adj.
kol benzeri armlike adj.
kulak benzeri ear-like adj.
teyze benzeri auntlike adj.
hala benzeri auntlike adj.
yenge benzeri auntlike adj.
kulak benzeri auricular adj.
eşi benzeri olmayan ultrarare adj.
eko benzeri echolike adj.
yankı benzeri echolike adj.
eko benzeri echoic adj.
yankı benzeri echoic adj.
element benzeri elementoid adj.
balta benzeri axelike adj.
benzeri olmayan unheard-of adj.
havlama benzeri yappy adj.
benzeri olmayan unparagoned adj.
eşi benzeri görülmemiş unparagoned adj.
benzeri olmayan unpeered adj.
eşi benzeri olmayan unpeered adj.
fıçı benzeri barrel adj.
epik benzeri epic-like adj.
valf benzeri parçaları olan valvate adj.
quaker benzeri quakerish adj.
ince, tel benzeri metal çerçevesi olan wire-rimmed adj.
ince, tel benzeri metal çerçeveli wire-rimmed adj.
bacak benzeri leglike adj.
boynuz benzeri maddeden yapılmış hornlike adj.
sırtında yosun benzeri oluşum olan moss-backed adj.
sırtında yosun benzeri oluşum olan mossy-backed adj.
benzeri olan lookalike adj.
cam benzeri glass-like adj.
toprak benzeri glebous adj.
kabuk benzeri cildi olan rindy adj.
göz benzeri ocellate adj.
göz benzeri ocellated adj.
tribün benzeri grandstand adj.
granit benzeri granitoidal adj.
çivi benzeri desenli hobnail adj.
tıpatıp benzeri identikit adj.
yanında benzeri olmayan lonely adj.
birden fazla dal benzeri bölümü bulunan multiramified adj.
birden fazla sur veya siper benzeri set ile cevrili multivallate adj.
pençe benzeri uzantıları olan fanged adj.
diş benzeri çıkıntıları olan fanged adj.
köy benzeri cottagely adj.
parmak benzeri beş çıkıntıya sahip pentadactyl adj.
parmak benzeri beş bölümü olan pentadactyl adj.
pepsin veya benzeri bir madde içeren peptic adj.
tabak benzeri platelike adj.
ateş benzeri semptomlar gösteren feverish adj.
ip benzeri yapılar oluşturabilen ropy adj.
torba benzeri scrotiform adj.
güneş benzeri sun-like adj.
eşi benzeri görülmemiş bir şekilde unprecedentedly adv.
ve benzeri şeyler and so on adv.
ve benzeri and so forth adv.
ve benzeri et cetera adv.
ve benzeri şeyler and what not adv.
ve benzeri gibi and so forth adv.
ve benzeri and so on adv.
ve benzeri gibi and so on adv.
eşi benzeri olmayarak unprecedentedly adv.
ve benzeri etc adv.
eşi benzeri görülmemiş derecede sky-high adv.
haç benzeri şekil anlamı veren ön ek cross- pref.
(belirli şekilde) saç veya benzeri parçası olan anlamındaki son ek -trichous suf.
solungaç benzeri bir organ anlamı veren son ek -branch suf.
testere benzeri vücut bölümüne sahip anlamını veren bir son ek -prion suf.
ve benzeri blah-blah-blah expr.
Phrasals
benzeri olmak measure up to v.
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak cut at (someone or something) v.
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak cut at (someone or an animal) v.
çivi veya benzeri bir şeyle bir yere sabitlemek peg down v.
çivi veya benzeri bir şeyle bir yere tutturmak peg down v.
(çivi veya benzeri bir şeyle) çakmak peg down v.
bir şeyi sepet ya da benzeri bir şeyin içerisine atmak (basket atar gibi) dunk in (something) v.
bir şeyi sepet ya da benzeri bir şeyin içerisine atmak (basket atar gibi) dunk into (something) v.
(uyku veya benzeri bir haldeyken) bilinci yerine gelmek/bilincini geri kazanmak wake (up) from (something) v.
(uyku veya benzeri bir haldeyken) bilincini yerine getirmek/bilincini geri kazandırmak wake (up) from (something) v.
Phrases
hayret veya benzeri güçlü duyguları ifade eden ünlem o interj.
benzeri görülmemiş miktarda unprecedented amount of expr.
ve benzeri and more of the same expr.
ve benzeri and the like expr.
eşi benzeri olmayan bir şey/biri he/she/it is something else expr.
(bir şey) benzeri in the nature of (something) expr.
Colloquial
kıkırdama benzeri ses tee-hee n.
kaplan benzeri yırtıcı hayvan tiger n.
eşi benzeri olmayan a one-off [brit] n.
eşi benzeri olmayan a one-off [brit] n.
insan benzeri robot droid n.
dünyadaki … benzeri insanlar the... of this world n.
birinin tıpa tıp benzeri ringer for someone n.
(özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran fangirl n.
(özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran fangurl n.
yürüyüşlere götürülen granola benzeri pratik tatlı atıştırmalık scroggin [new zealand] n.
ve benzeri zımbırtılar anlamı veren ön ek schm- pref.
ve benzeri zımbırtılar anlamı veren ön ek shm- pref.
(yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü how now brown cow expr.
(yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü how now, brown cow? expr.
bu ve benzeri şeyler all that jazz expr.
dünyada eşi benzeri yok like nothing on earth expr.
eşi benzeri olmayan bir şey/biri he/she/it is something else expr.
benzeri bir şey anything like that expr.
benzeri bir şey something like that expr.
ya da benzeri şeyler/bir şey, ya da her neyse or whatever expr.
ve benzeri and everything expr.
ve benzeri şeyler and everything expr.
ve benzeri and things (like that) expr.
ve benzeri şeyler and things (like that) expr.
(bir şey) benzeri (something)-adjacent expr.
ve benzeri şeyler and (all) that expr.
ve benzeri şeyler and all that (rubbish, stuff) expr.
ve benzeri şeyler and all this expr.
ve benzeri şeyler and so on and so forth expr.
ve benzeri şeyler and stuff like that expr.
ve benzeri şeyler and stuff like that (there) expr.
… ve benzeri ... and such expr.
ve benzeri şeyler and that expr.
ve benzeri şeyler and the like expr.
ve benzeri şeyler and the rest expr.
ve benzeri şeyler and (all) the rest (of it) expr.
ve benzeri and things expr.
ve benzeri şeyler and this and that expr.
ve benzeri şeyler and whatnot expr.
ve benzeri cetera expr.
Idioms
benzeri şeylerin en büyüğü the mother of all n.
benzeri şeylerin en iyisi the mother of all n.
benzeri şeylerin en kötüsü the mother of all n.
çok geniş siyasi görüşleri bünyesinde toplayan siyasi parti benzeri bir grup a big tent n.
popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle yapılan dans bump and grind n.
tıpatıp benzeri a carbon copy n.
deniz topu ya da benzeri silah gunner's daughter [obsolete] n.
birinin tıpa tıp benzeri a dead ringer for somebody n.
birinin tıpa tıp benzeri a dead ringer for someone n.
eşi benzeri az bulunur bir tip/şey a rare bird n.
(birinin) tıpatıp benzeri dead ringer for (someone) n.
(birinin/bir şeyin) benzeri the likes of (someone or something) n.
(birinin) çok benzeri olan kimse the spit of (one) n.
(birinin) çok benzeri olan kimse the spitten image of (one) n.
çok benzeri the spitting image n.
(birinin) çok benzeri olan kimse the spitting image of (one) n.
popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle dans etmek bump and grind v.
birbirinin tıpatıp benzeri olmak be made from the same mold v.
birbirinin tıpatıp benzeri olmak be cut from the same cloth v.
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak kiss the gunner's daughter [obsolete] v.
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak marry the gunner's daughter [obsolete] v.
birbirinin aynısı, benzeri olmak be cast in a (some kind of) mold v.
birbirinin aynısı, benzeri olmak be cast in a ... mould v.
eşi benzeri olmamak be one of a kind v.
eşi benzeri olmamak be without equal v.
eşi benzeri olmamak have no equal v.
-benzeri (something)-adjacent (as in gay-adjacent) adj.
eşi benzeri yok without compare adj.
daha az talep/rağbet gören bir benzeri a poor relation (of) adj.
kötü bir benzeri/taklidi a poor relation (of) adj.
eşi benzeri bulunmaz in a class by oneself adj.
birbirinin tıpatıp benzeri made from the same mold expr.
birbirinin tıpatıp benzeri cut from the same cloth expr.
benzer benzeri çeker it takes one to know one expr.
dünyada eşi benzeri olmayacak kadar ilginç like nothing on earth expr.
Speaking
eşi benzeri olmayan they broke the mould when they made somebody expr.
eşi benzeri olmayan they broke the mould when they made something expr.
Trade/Economic
belediye ve benzeri kurumlar tarafından tesis edilen şirket municipal corporation n.
bir üst düzey şirket yöneticisinin görevine son verildiğinde kendisine yüklü miktarda tazminat ve benzeri menfaatler sağlanmasını belirten sözleşme parachute contracts n.
birincil sermaye benzeri borç primary subordinated debt n.
diğer faiz ve faiz benzeri gelirler other interest and quasi-interest revenues n.
gümrük tarifesi benzeri faktörler tariff like factors n.
gümrük vergisi benzeri harç customs duty-like fee n.
gümrük tarife benzeri customs tariff-like n.
hisse senedi benzeri quasi-equity n.
ikincil sermaye benzeri borç secondary subordinated debt n.
ithalattan alınan gümrük vergisi ve benzeri vergiler import taxes n.
kiralama veya diğer benzeri yükümlülükler leasing and other similar obligations n.
kiralama ve benzeri haklar altında duran varlıklar fixed assets held under leasing and other similar rights n.
nakit benzeri değerler cash equivalents n.
noter veya benzeri resmi makamlar önünde verilen yazılı ve yeminli beyan affidavit n.
nakit ve nakit benzeri değerler cash and securities n.
özsermaye benzeri fonlar quasi equity capital n.
para benzeri likit kıymetler near money n.
para benzeri quasi money n.
para benzeri likitler near money n.
para benzeri near money n.
rant benzeri quasi rent n.
satış fiyatına idare faiz ve satış benzeri masrafların eklenmesi loading n.
satış ve benzeri masrafların eklenmesi loading n.
sermaye benzeri borç subordinated debt n.
sermaye benzeri kredi subordinated loan n.
sermaye benzeri krediler subordinated debts n.
sermaye benzeri kredi subordinated loan n.
tasfiye benzeri işlemler dissolution n.
tasfiye benzeri işlemler liquidation n.
tarife benzeri faktörler tariff like factors n.
senet ve benzeri değerli kağıtları kırdırmak negotiate v.
senet ve benzeri değerli kağıtları satmak negotiate v.
senet ve benzeri değerli kağıtları devretmek negotiate v.
senet ve benzeri değerli kağıtları ciro etmek negotiate v.
akit benzeri quasi contract expr.
Law
fransa'da devletin belirli yasal belgeleri ibraz ve belgelendirmesi, mülk işlemlerini denetlemesi benzeri işlemlere bakan kurum notaire n.
(eski ingiliz hukukunda) maddi varlıklara el koyma ve benzeri ciddi yaptırımları olan suçlar sınıfı felony n.
yargı benzeri quasi-legal adj.
Politics
mülteci benzeri durum refugee-like situation n.
tarife benzeri engeller para-tariff barriers n.
ingiliz ferman mührü emininin iskoçya ve cornwall'daki benzeri olan yetkili keeper of the privy seal n.
(iskoçya'da) kontluk benzeri idari birim council area n.
kasaba, şehir veya benzeri yerel yönetime ait veya bunlarla ilgili olmayan nonmunicipal adj.
devlet benzeri quasi-state adj.
Industry
(su girişlerine çöp veya taşların girmesini engellemeye yarayan) elek benzeri ızgara grisly n.
fildişi benzeri yüzeyi olan cilalı porselen ivory porcelain n.
tüp benzeri bir kapta paketlenmiş roll-on adj.
Tourism
yolcu bileti veya benzeri dokümanlar için iata resmi terimi traffic document n.
Media
gazete ve benzeri yayınların reklam haricindeki düzenli içeriği reading matter n.
film, dizi veya kitap benzeri eserlerde lgbtq+ topluluğu ile özdeşleştirilen davranışlarda bulunan ancak bu topluluğa ait olduğu açık olarak söylenmeyen karakterlerin kullanılması queerbaiting n.
film, dizi veya kitap benzeri eserlerde lgbtq+ topluluğu ile özdeşleştirilen davranışlarda bulunan ancak bu topluluğa ait olduğu açık olarak söylenmeyen karakterlerin kullanılması queerbait n.
Technical
tırmık ve benzeri aletler raker n.
zincir benzeri yapıda olma catenation n.
bisiklet tekerinin (veya benzeri bir tekerleğin) göbeğine teğet biçimde sabitlenmiş jant teli tangent spoke n.
destek için kullanılan branda veya benzeri malzeme backer n.
acil onarımlar için kullanılan pratik tel veya benzeri araç number eight wire n.
ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm timber hitch n.
ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm bowyer's knot n.
akmaz benzeri akış quasiviscous flow n.
akmaz benzeri eğrisi quasiviscous curve n.
bir tarafı yarımküre şeklinde metal ve benzeri nesneleri dövmek için kullanılan çekiç ballpeen hammer n.
bir tarafı yarımküre şeklinde metal ve benzeri nesneleri dövmek için kullanılan çekiç ball-peen hammer n.
beton ve benzeri ile çevresini sarma encasement n.
çan benzeri reseptör toll-like receptor n.
denge benzeri quasi-equilibrium n.
esnek katı benzeri durum elastic solid-like state n.
esnek benzeri saçınım quasielastic scattering n.
elektriksel aydınlatma ve benzeri cihazlar electrical lighting and similar equipment n.
ev ve benzeri yerlerde kullanılan doğrudan gaz ateşlemeli tamburlu kurutucu domestic direct gas-fired tumble dryer n.
ev ve benzeri yerlerdeki sayısal kablo yolu domestic digital bus n.
ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazlar tarafından havada yayılan gürültünün belirlenmesi determination of airborne acoustical noise emitted by household and similar electrical appliances n.
ev ve benzeri yerlerde kullanılan elektrikli cihazların güvenlik kuralları safety of household and similar electrical appliances n.
gevrek benzeri davranım quasibrittle behaviour n.
ikili benzeri kesiti quasibinary section n.
ikili benzeri dizge quasibinary system n.
ikili benzeri alaşımlar quasibinary alloys n.
kaynak ve benzeri işlemler sırasında gözü ve yüzü koruma teçhizatı equipment for eye and face protection during welding and allied processes n.
kaynak ve benzeri işlemler sırasında göz ve yüzü korumak İçin donanım equipment for eye and face protection during welding and allied processes n.
kaynak ve benzeri işlemler welding and allied processes n.
küçük nokta benzeri alanlar small dot-like areas n.
teflon benzeri kaplama teflon-like coating n.
taş ve benzeri malzemeler stone and similar materials n.
üçlü benzeri kesiti quasiternary section n.
üçlü benzeri dizge quasiternary system n.
yarılma benzeri quasicleavage n.
yarılma benzeri kırılma quasicleavage fracture n.
doğu hindistan'a özgü bir sütleğen bitkisinden elde edilen kauçuk benzeri madde kattimundoo n.
odunu yarmak için kullanılan balyoz benzeri, tek kenarı kama biçiminde olan bir alet mall n.
ek veya destek görevi gören, dışbükey bir yüzeye oturması için oyulmuş flanş benzeri aksam saddle n.
ince levha yapımında kullanılan pirinç benzeri alaşım latten n.
kağıt yapımı makinesindeki mikser benzeri işleve sahip dikey bölme midfeather n.
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan dekoratif cam millefiori n.
arşimet vidası benzeri aparat worm n.
sepet yapımında kullanılan makas benzeri araç brake n.
hidrolik pres veya benzeri makinenin büyük dış pistonu hydraulic ram n.
dokuma için kesilip kurutulan odun, palmiye yaprağı, saman ve benzeri malzemeler chip n.
(silika jel benzeri) nem tutucu madde dehydrator n.
parmak izinde bulunan üçgen benzeri şekil delta n.
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim deltohedron n.
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim deltoid dodecahedron n.
(kristal benzeri) on iki dörtgen yüz ile çevrili üç boyutlu cisim tetragonal tristetrahedron n.
optik sistemlerin deniz tabanındaki mayın veya mayın benzeri objeleri tespit edip sınıflandırmada kullanılması optical minehunting n.
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı ruche n.
boyalı yüzey üzerinde aletle oluşturulan ahşap ya da mermer benzeri desen comb n.
(dikişsiz cilt yapımında) genellikle plastikten yapılıp sırttan çıkan bir dizi yay benzeri çıkıntı comb n.
elektronik cihazlara yazı yazmak için kullanılan kalem benzeri alet digital pen n.
denge yayında kullanılan kaldıraç benzeri regülatör index n.
(özellikle gözden) yabancı cisim çıkarmak için kullanılan kürek benzeri küçük bir alet paddle n.