black - Turkish English Dictionary
History

black

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "black" in Turkish English Dictionary : 98 result(s)

English Turkish
Common Usage
black adj. siyahi
black adj. kara
black adj. siyah
General
black n. siyah boya
black n. is
black n. siyah giysi
black n. (satranç, dama) siyah taş
black n. (satranç, dama) siyah taşlarla oynayan oyuncu
black n. (bilardo) siyah top
black n. (rulet ve benzeri kumar oyunlarında) oyuncuların eşit para bahsi yapabilecekleri renk
black n. (eskiden ingiltere'de) yüzünü siyaha boyayarak avlanan kaçak avcı
black n. siyah giyinen bir grubun üyesi
black n. rahipler partisi üyesi
black n. faşist kimse
black n. siyah kalem
black v. siyahlatmak
black v. karartmak
black v. morartmak
black v. kararmak
black v. siyaha boyamak
black adj. uğursuz
black adj. koyu
black adj. kirli
black adj. kasvetli
black adj. kızgın
black adj. sade (kahve)
black adj. karanlık
black adj. sütsüz (kahve)
black adj. pis
black adj. dargın
black adj. zenci
black adj. yağız (at)
black adj. kötü
black adj. morarmış
black adj. karalayıcı
black adj. (kayak pisti) siyah
black adj. iç karartıcı
black adj. hicivli
black adj. öfkeli
black adj. somurtkan
black adj. onursuz
black adj. siyahlar içinde
black adj. (istihbarat operasyonlarında) ana kaynaktan farklı bir yerden çıkan
black adj. çok gizli
black adj. talihsiz
black adj. felaket
black adj. vahim
black adj. feci
black adj. felaket getiren
black adj. yasadışı
black adj. etik olmayan
black adj. şeytani
black adj. etrafı siyah nesnelerle kaplı
black adj. siyah nesnelerle karartılmış
black adj. esmer
black adj. (grup) siyah giyimli
black adj. (politika) rahiplerle ilgili
black adj. ışıksız
black adj. loş
black adj. siyah bir nesnenin sembolik kullanımıyla onursuzluk ifade eden
black adj. aşırı
black adj. son derece
black adj. harita veya tabloda istenmeyen bir durumu belirtmek için siyahla işaretli
black adj. köklü
black adj. onaylamış
black adj. yerleşmiş
black adj. mutlak
black adj. ışığı tamamen absorbe eden
black adj. karanlık ve renksiz
black adj. gayrimeşru
black adj. rezil
black adj. kasten zararlı
black adj. affedilemez
black adv. tamamen
black adj. faşist
Colloquial
black n. siyah frenk üzümü şurubu
Trade/Economic
black n. kar etme
Politics
black adj. (propaganda) kara
black adj. kara propaganda ile nitelenen
black adj. kara propagandayla bağlantılı
Technical
black adj. siyah bir oksit katmanıyla kaplı
black adj. galvanize olmayan
black adj. (çelik) haddehane veya demirhaneden geldiği şekilde
black adj. (çelik) işlenmemiş
Printing
black n. kalın yazı tipi
Zoology
black n. siyah renkli hayvan ırkı
black n. simsiyah at
black n. simsiyah hayvan
Social Sciences
black adj. siyahi haklarını savunan
History
black n. (italya'da) neri fraksiyonundan olan kimse
Geography
black n. alabama eyaletinde şehir
black n. teksas eyaletinde şehir
black n. abd'de bir nehir
black n. çin'de bir nehir
Military
black n. sinsi
Sport
black n. hedef tahtasında siyah halka
Baseball
black n. ana kalenin dar ve siyah kenarı
Slang
black n. bifetamin kapsülü

Meanings of "black" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
black sheep n. yüz karası
black cabbage n. kara lahana
black person n. siyahi
jet black adj. simsiyah
General
black earth n. çernozyom
black pine n. karaçam
black birch n. kara kayın
black pearl n. siyah inci
black frost n. kuru soğuk
black sea coast  n. karadeniz kıyısı 
coal black n. kömür karası
lamp black n. karbon karası
black peat n. kara turba
welsh black n. gal sığırı
black magic n. kötü bir amaç için yapılan büyü
black game n. kayıntavuğu
black and blue spot n. morartı
white winged black tern n. ak kanatlı deniz kırlangıcı
black book n. kara listedekilerin kayıtlı olduğu defter
black economy n. kayıtdışılık
black plague n. kara veba
black cherry juice n. vişne suyu
black pea n. karaburçak
black sesame n. çörek otu
carbon black n. karbon siyahı
black diamond n. karaelmas
black mark n. alınkarası
eastern black sea n. doğu karadeniz
american black bear n. amerikan siyah ayısı
black oak n. kara meşe
the black art n. büyü
black swan n. kara kuğu
black grouse n. kayıntavuğu
black thorn n. kara çalı
black body n. kara gövde
black money n. kara para
black sheep n. kara koyun
black lemur n. akumba
black mass n. şeytana tapınma ayini
black and white n. siyah beyaz resim
black grouse n. orman tavuğu
black cock n. siyah keklik
asiatic black bear n. asya siyah ayısı
black bear n. kara ayı
black book n. kara kitap
black tie n. siyah papyon kravat
black lamp n. is siyahı
black bogy n. karakoncolos
black goby n. karakayabalığı
black racer n. karayılan
interest in black n. cari faiz
little black ant n. küçük siyah karınca
black english in literature n. edebiyatta siyah ingilizcesi
black eye n. kara leke
carbon black n. lamba isi
black market n. karaborsa
black spot n. siyah nokta
black stork n. siyah leylek
black cumin n. çörek otu
black muslims n. siyah müslümanlar
black news n. kara haber
black leopard n. siyah pars
a black eye n. morarmış göz
black marketeer n. karaborsacı
black powder n. karabarut
black humour n. kara mizah
black pea n. küşne
black donkey n. karakaçan
black woodpecker n. kara ağaçkakan
black flag n. korsan bayrağı
black bile n. melankoli
black race n. siyah ırk
black stork n. karaleylek
black rhinoceros n. afrika gergedanı
black walnut n. karaceviz
black tie n. smokin
black sea n. karadeniz
black death n. veba
black eye n. morarmış göz
black widow n. zehirli örümcek
black bread n. çavdar ekmeği
black birch n. kara huş
black mulberry n. karadut
black art n. büyü
jet black n. kara kehribar gibi parlak siyah
black sea region n. karadeniz bölgesi
the black art n. büyücülük
black diamond n. siyah elmas
black belt n. judo siyah kuşak
black frost n. ayaz
black widow n. karadul
black tie n. kravat
black eye n. siyah göz
carbon black n. is
mountain black snake n. kara yılan
black spot n. siyahlık
black power n. siyah gücü
black letter n. gotik matbaa harfi
black cherry n. vişne
black spot n. kara nokta
black and white n. yazı
black belt n. kara kuşak
black lead n. grafit
black strap molasses n. son melas
black destiny n. kara yazgı
the black sea n. karadeniz
black tern n. kara sumru
black stork n. kara leylek
caucasian black grouse n. huş tavuğu
black redstart n. kara kızılkuyruk
black eagle n. karakuş
black kite n. kara çaylak
black cat n. kara kedi
black nationalism n. siyah milliyetçiliği
soot black n. is karası
black letter type n. gotik harfler
black willow n. karasöğüt
black amber n. karakehribar
black list n. kara liste
black hole n. kara delik
black english n. siyah ingilizcesi
black holes n. kara delikler
black literature n. siyah edebiyatı
black theater n. siyah tiyatrosu
black sausage n. bir tür domuz sosisi
black out n. hafıza kaybı
black english n. zenci ingilizcesi
black woman n. siyah kadın
black race n. kara ırk
black pepper n. karabiber
black magic n. kara büyü
black race n. zenci ırk
black mark n. kara leke
black-headed gull n. karabaş martı
black-and-white photography n. siyah-beyaz fotoğrafçılık
black-winged stilt n. uzunbacak
black-eared wheatear n. kara kulaklı kuyrukkakan
black-out n. bilinç kaybı
black-headed bunting n. karabaşlı kirazkuşu
black-marketeering n. karaborsacılık
black-out n. geçici hafıza kaybı
black-necked grebe n. kara boyunlu batağan
black-headed bunting n. kara başlı çinte
black-eyed pea n. börülce
black-shouldered kite n. ak çaylak
black-and-blue mark n. morluk
ivory-black n. siyah
coal-black n. kapkara
ivory-black n. kara
lesser black-backed gull n. kara sırtlı martı
pitch-black n. kapkara
white-winged black tern n. ak kanatlı sumru
white-crowned black wheatear n. ak tepeli kuyrukkakan
ivory black n. fildişi siyahı
lamp black n. is
lamp black n. lamba isi
paris black n. paris siyahı
prussiate aniline black n. prusiat siyahı
black fingernail n. kirli tırnak
black fingernail n. pis tırnak
black fingernail n. kirlenmiş tırnak
black coffee n. koyu kahve
black person n. zenci
black market ticket n. karaborsa bilet
ultimate black belt n. son siyah kuşak
black church n. afrika kökenli amerikalı siyahların kilisesi
black lead n. siyah kalem ucu
black cat n. siyah kedi
coal black n. kapkara
black eyes n. siyah gözler
black jacket n. siyah ceket
black bug n. kara böcek
black rose n. siyah gül
black girl n. siyahi kız
black pen n. siyah tükenmez kalem
black hair n. siyah saç
strong black coffee n. okkalı kahve
black budget n. gizli bütçe
black woman n. siyahi kadın
short straight black hair n. kısa düz siyah saç
black t-shirt n. siyah tişört
black painting n. kara tablolar
black smoke n. siyah duman
a young black man n. genç bir siyah adam
black cumin oil n. çörek otu yağı
black swan n. siyah kuğu
black word n. zenci kelimesi
black word n. zencilerin kullandığı kelime/sözcük
poor black people n. fakir siyah insanlar
black out n. güç kesintisi
black out n. karanlıkta bırakma/bırakılma
black out n. bilinç kaybı
black out n. elektrik arızası
black out n. elektrik kesilmesi
black and blue n. morartı
black-and-blue n. morartı
black out n. ışıkların sönmesi/söndürülmesi
an accident black spot n. çok kaza olan yer
black ice n. gizli buzlanma
black chocolate n. siyah çikolata
black cattle n. siyah sığır
black saturday n. kara cumartesi
black-jack n. korsan bayrağı
black-jack n. deriden büyük bira kabı
black beer n. dark bira
black spot n. kör nokta
black comedy n. kara mizah
men in black n. siyah giyen adamlar
black sunglasses n. koyu güneş gözlüğü
black sunglasses n. siyah güneş gözlüğü
black sweater n. siyah kazak
black box n. nükleer silah/füze kumanda çantası
black church n. zenci kilisesi
black friday n. kara cuma
black henna tattoo n. siyah kına dövmesi
black knight n. kara şövalye
black gram n. siyah mercimek
intense black n. doygun siyah
black spiderman n. siyah örümcek adam
black grape n. kara üzüm
black butterfly n. siyah kelebek
black gold n. petrol
black eagle n. siyah kartal
black seed n. çörekotu
black match n. siyah fitil
black friday n. abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün
black sorcerer n. siyah büyücü
black dog n. siyah köpek
black tai n. tay dillerinin bir kolu
black tai n. tai dillerinin bir kolu
black velvet n. siyah kadife
non-black n. siyahi olmayan kimse
non-black n. zenci olmayan kimse
black cab n. siyah taksi
black cab n. (özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi
black divider n. siyah bölücü
black hat n. siyah şapka
black man n. siyahi adam
black sea dishes n. karadeniz yemekleri
black tree fern n. yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı
black [uk] n. siyah havai fişek
black african n. siyahi afrikalı
black american n. afroamerikan
black bag n. doktor çantası
black bag n. doktor ilaçları
black beast n. sevilmeyen kimse
black beast n. uzak durulan kimse
black book n. içinde potansiyel romantik partnerlerin telefon numaralarının olduğu fihrist
black books n. kara büyü kitabı
black bottom n. 1920'li yıllarda abd'de ortaya çıkan bir dans
black dog [obsolete] n. gümüş veya kalaydan yapılmış madeni para
black eye n. engelleyici talihsiz olay
black eye n. sinir bozucu şey
black eye n. ciddi yenilgi
black eye n. sekte
black eye n. başarısızlık
black friday n. bir halk faciasının yaşandığı cuma günü
black hand n. italya'da şantaj ve şiddet uygulayan gizli bir suç örgütü
black look n. kaşlarını çatma
black magician n. kara büyücü
black man [dialect] [obsolete] n. kötü ruh
black man [dialect] [obsolete] n. şeytan
black man [dialect] [obsolete] n. öcü
black monday n. tatilden sonraki ilk okul günü olan pazartesi
black monday [obsolete] n. bazı ülkelerde tatil olan, paskalya sonrası ilk pazartesi günü
black nationalist n. beyazlardan ayrılıp özerk siyahi topluluklarının kurulmasını savunan bir siyahi militan grubu üyesi
black snake n. ağır bir tür kırbaç
black spot n. tehlikeli bölge
black spot n. zorlu alan
black stump [new zealand] n. uzak yol
black swan n. imkansız gibi görülmesine rağmen meydana gelen bir olay
black tie n. (erkekler için) yarı resmi kıyafet kuralı
black tracker [australia] n. polis için çalışan aborjin izci
black treacle [uk] n. melas
black witch n. kara büyücü
black-hander n. sırbistan'da bir terör örgütü üyesi
black-hander n. zorba
glossy black hair n. parlak siyah saç
black pink n. siyah pembe
penny black n. ilk yapışkanlı posta pulu
black cover n. siyah kapak
black door n. siyah kapı
black friday n. efsane cuma
black spot n. karartı
spanish black n. kağıdın yakılması ile elde edilen siyah pigment
turn black v. kararmak
go black in the face v. çok kızmak
black out v. karartmak
give someone a black look v. birine kızgın bir şekilde bakmak
give one a black eye v. bir gözünü patlatmak
be in the black v. alacaklı olmak
be black in the face v. çok kızmak
be in the black v. borcu kalmamak
give somebody a black eye v. gözünü morartmak
go on the black market v. karaborsaya düşmek
black out v. gözü kararmak
black out v. kısa bir süre için şuurunu kaybetmek
black somebody's eye v. morartmak
beat someone black and blue v. birini dövüp çürükler içinde bırakmak
make black v. siyahlaştırmak
black out v. karartma yapmak
beat somebody black and blue v. öldüresiye dövmek
beat somebody black and blue v. kıyasıya dövmek
be in the black v. borçlu olmamak
be available on the black market v. kara borsaya düşmek
sell on the black market v. kara borsada satmak
be sold on the black market v. kara borsada satılmak
be on the black market v. kara borsaya düşmek
someone's world turn black v. dünyası kararmak
black out v. bayılmak
get black and blue v. mosmor olmak
give somebody a black eye v. birinin gözünü morartmak
black-anneal v. kara tavlamak
make black-and-blue v. morartmak
turn black-and-blue v. mosmor olmak
emit black smoke v. siyah duman atmak
emit black smoke v. siyah duman çıkartmak
emit black smoke v. siyah duman yaymak
black out v. ışıklar kesilmek
black out v. ışıklar gitmek
black out v. elektrikler kesilmek
have a black belt v. siyah kuşağı olmak
dye the tip black v. ucunu siyaha boyamak
black out v. elektrik gitmek
black out v. elektrik kesilmek
black out v. bilgiyi gizlemek
black out v. bilincini kaybetmek
black out v. bilgi saklamak
black out v. elektrikleri kesmek
black out v. okunamaması için yazının bir bölümünü karalamak
black out v. elektrik kesintisine neden olmak
black out v. geçici olarak hafızasını kaybetmek
black out v. sahnedeki ışıkları kapatmak
black out v. geçici olarak bilincini kaybetmek
get a black eye v. gözü morartılmak
get a black eye v. gözü morarmak
give someone a black eye v. birinin gözünü morartmak
black out v. sansürlemek
paint the black v. siyaha boyamak
black [uk] v. işçi sendikası eylemi kapsamında boykot etmek
black (up) v. siyahi rolü için yüzünü siyaha boyamak
black (down) v. (gemi armasını) ziftle veya siyah yağ ile kaplamak
black-bottom v. black bottom dansı yapmak
black lead v. siyah kurşunla boyamak
black lead v. siyah kurşunla ovmak
black up v. siyah makyaj yapmak
black-flag v. (araba yarışlarında) siyah bayrak göstermek
black backed adj. siyah sırtlı
coal black adj. simsiyah
black as soot adj. simsiyah
as black as pitch adj. zift gibi
black and blue all over adj. mosmor
as black as adj. kadar siyah
as black as coal adj. kömür gibi
as black as coal adj. kirli
inky black adj. siyah mürekkepli
as black as pitch adj. simsiyah
as black as soot adj. kirli
black as ebony adj. abanoz gibi
black and white adj. aklı karalı
black as soot adj. kömür gibi
black as soot adj. kapkara
jet-black adj. kapkara
coal-black adj. kömür gibi
jet-black adj. simsiyah
pitch-black adj. zifiri karanlık
pitch-black adj. zifiri
black hearted adj. kötü huylu
black hearted adj. kötü kalpli
black hearted adj. ahlaksız
black hearted adj. kötü
black hearted adj. kötücül
black hearted adj. fena
jet-black adj. kuzguni kara
black-haired adj. koyu saçlı
dressed in black tights adj. siyah tayt giymiş
(someone) with black hair adj. siyah saçlı
black haired adj. siyah saçlı
black-and-blue adj. siyah-mavi
black and blue adj. siyah-mavi
black and blue adj. çürük
black-and-blue adj. mosmor
black-and-blue adj. çürümüş
black-and-blue adj. çürük
black-and-blue adj. morarmış
black coated adj. siyahlar giymiş
with black eyes adj. siyah gözlü
black eyed adj. siyah gözlü
non-black adj. siyahi olmayanlarla ilgili
jet black adj. kapkara
black-and-tan adj. hem beyaz hem siyahilerin uğrak yeri olan
black-and-white adj. yazılı
black-and-white adj. basılı
black-and-white adj. beyaz zemin üstünde siyah yazılı
black-and-white adj. iyi ve kötü olarak birbirinden net çizgilerle ayrılmış
black-and-white adj. net bir şekilde belirlenmiş
black-tie adj. erkeklerin yarı resmi giymesini gerektiren
black-a-vised [uk] adj. esmer
black-a-viced adj. esmer
black-barred adj. siyah şeritli
black-browed adj. kasvetli
black-browed adj. tehdit edici
black-browed adj. yasaklayıcı
black-coated [uk] adj. beyaz yakalı
black-coated adj. siyah kaplı
black-eyed adj. kara gözlü
black-faced adj. karanlık bir yönü olan
black-faced adj. karanlık yüzlü
black-gray adj. koyu gri
black-grey adj. koyu gri
black-letter adj. siyah harflerle yazılmış
black-letter adj. siyah harflerle basılmış
black-letter adj. eski kitapları inceleyen
black-letter adj. eski moda
black-letter adj. takvimde kırmızıyla işaretlenmemiş günlere ait
black-letter adj. takvimde kırmızıyla işaretlenmemiş günlerle ilgili
black-marked adj. siyah işaretli
black-mouthed adj. ağzı pis
black-mouthed adj. iftiracı
black-on-black adj. yalnızca siyahilerle ilgili
black-on-black adj. iki siyahinin karşı karşıya gelmesini içeren
blue black adj. siyahımsı mavi renkte
blue-black adj. çok koyu renkte
blue-black adj. maviye çalan siyah renkte
brown-black adj. kahverengiye çalan siyah renkte
brownish-black adj. kahverengiye çalan siyah renkte
inky-black adj. mürekkep karası
inky-black adj. siyah mürekkep renginde olan
soot-black adj. kara
soot-black adj. siyah
soot-black adj. is rengi
sooty-black adj. kara
sooty-black adj. siyah
sooty-black adj. is rengi
in black and white adv. yazılı olarak
on the black list adv. kara listede
off the coast of black sea adv. karadeniz açıkları
black [uk] adv. son derece
black [uk] adv. aşırı derecede
in black and white adv. sadece grinin tonlarını kullanarak
bw (black and white) abrev. siyah ve beyaz
Phrasals
black something out v. karanlığa gömmek
circle something in (red/black) v. (siyah/kırmızı ile) yuvarlak içine almak
black something out v. yayını engellemek
black out v. hava saldırısında düşman uçaklarından saklanmak için tüm ışıkları söndürmek
black out v. bir programın yayınını belirli bir bölgede kesmek
black out v. yok etmek
black out v. baskılamak
black out v. bozmak
black out v. yayımlanmasına engel olmak
black out v. dağıtılmasına engel olmak
black out v. yok etmek
black out v. söndürmek
black up v. siyahi makyajı yapmak
black up v. makyajla siyahi kılığına girmek
black out v. bozulmak
Phrases
blm (black lives matter) expr. siyahların yaşamı değerlidir
the pot calling the kettle black expr. dinime dahleden müslüman olsa
a day as black as coal expr. kapkara bir gün
Proverb
the pot calls the kettle black tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black tencere dibin kara seninki benden kara
the pot calling the kettle black dinime küfreden müslüman olsa
devil is not so black as he is painted kimse söylendiği kadar kötü değildir
there is a black sheep in every flock her sürünün içinde bir kara koyun vardır
there is a black sheep in every flock her ailede/grupta diğerlerinden farklı biri vardır
Colloquial
black and white n. polis
black and white n. siyah beyaz polis arabası
black and white n. siyah beyaz devriye arabası
black russian n. siyah rus
black russian n. kahve likörü ve votkadan yapılan alkollü bir içecek
black triangle n. siyah üçgen
black triangle n. üçgen biçiminde ufo
black box n. karakutu
black shirt n. faşist
black maria n. hapishane minibüsü
a black day n. kara gün
black ball n. karşı oy
black art n. kara büyü
black ball n. kırmızı oy
black maria n. polisin suçluları taşıdığı araç
black ball n. red oyu
black female cop n. siyah kadın polis
standard black n. standart siyah
black neighborhood n. zenci mahallesi
black bag job n. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black–bag job n. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black bag operation n. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black–bag operation n. bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme
black-and-tan n. hem beyaz hem siyahilerin gittiği gece kulübü
black belt n. siyahilerin yoğun yaşadığı bölge
black hat n. bilgisayar korsanı
black hat n. sanal alem suçlusu
black hole of calcutta [uk] n. sıkış tıkış yer
black wash n. iftira
black wash n. kara leke
in the black v. borçlu olmamak
in the black v. cebi sağlam olmak
in the black v. cukkası olmak
black out v. gözleri kararmak
give somebody a black look v. kötü bir bakış atmak