dark - Turkish English Dictionary
History

dark

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "dark" in Turkish English Dictionary : 85 result(s)

English Turkish
Common Usage
dark n. karanlık
dark adj. koyu
General
dark n. belirsizlik
dark n. gölge
dark n. akşam
dark n. koyu renk
dark n. bilgisizlik
dark n. çepel
dark n. gece
dark n. akşam vakti
dark n. gece karanlığı
dark n. izbe yer
dark n. ışıksız alan
dark n. karanlık mekan
dark n. koyu ton
dark n. koyu geçiş
dark n. koyu tonlu geçiş
dark n. gizem
dark n. sır
dark v. karartmak
dark v. loş hale getirmek
dark v. bulutlanmak
dark adj. izbe
dark adj. cehalet içinde
dark adj. esmer
dark adj. kara
dark adj. kapanık
dark adj. ışıksız
dark adj. siyah
dark adj. kasvetli
dark adj. çapraşık
dark adj. bulanık
dark adj. muğlak
dark adj. üzüntülü
dark adj. koyu
dark adj. gizli
dark adj. kötü
dark adj. yağız (kişi)
dark adj. yağız
dark adj. habersiz
dark adj. müphem
dark adj. esrarlı
dark adj. karaca
dark adj. korkutucu
dark adj. asık suratlı
dark adj. loş
dark adj. karanlık
dark adj. kapkaranlık
dark adj. zifiri karanlık
dark adj. koyu renkli
dark adj. (renk) koyu
dark adj. koyu boyanmış
dark adj. koyu tonda yapılmış
dark adj. karanlık güçten doğan
dark adj. kötülükten doğan
dark adj. kötü
dark adj. aşağılık
dark adj. gaddar
dark adj. gizli olan
dark adj. toplum tarafından bilinmeyen
dark adj. ateş ile kürlenen
dark adj. karanlık havada kürlenen
dark adj. kızgın
dark adj. sinirli
dark adj. somurtkan
dark adj. kasvetli
Technical
dark n. karanlık
Textile
dark adj. koyu
Gastronomy
dark adj. (kahve) koyu
dark adj. (kahve) yoğun
dark adj. (kahve) çok az sütlü
dark adj. (kahve) az kremalı
Linguistics
dark adj. (ses) derin
dark adj. (ses) boğuk
dark adj. (ı sesi) diş setinde dilin ucu ile seslendirilen
dark adj. (sesli harf) dilin gerisi ile üretilen
Meteorology
dark adj. koyu
Theatre
dark adj. (tiyatro) ışıkları kapalı
dark adj. (tiyatro) sahnesi kapalı
dark adj. (tiyatro) kapalı
Archaic
dark adv. karanlıkta kalacak biçimde
dark adv. karanlıkta giderek
dark adv. gizemli bir şekilde
Slang
dark adj. harika
dark adj. müthiş

Meanings of "dark" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
get dark v. kararmak
General
dark green n. nefti
a dark horse n. kapalı kutu
dark spot n. karanlık nokta
dark horse n. kazanma ihtimali zor olan
dark side of the moon n. ayın karanlıkta kalan tarafı
leap in the dark n. tehlikeli girişim
the dark continent n. kara kıta
dark continent n. afrika
dark day n. karanlık gün
the dark n. karanlık
dark blue n. gömgök
a dark day n. kötü gün
the dark of the moon n. ay karanlığı
dark lantern n. hırsız feneri
dark segment n. karanlık kesim
a shot in the dark n. körü körüne bir deneme
dark and narrow place n. in gibi
dark horse n. yarışta kazanması umulmayan at
the dark ages n. karanlık devirler
dark place n. zindan
a dark day n. karanlık gün
the dark ages n. ortaçağın ilk yarısı
beige dark n. koyu bej
leap in the dark n. sonu belirsiz iş
dark nebula n. kara nebula
dark blue n. koyu mavi
dark violet n. koyu mor
dark fuchsia n. koyu fuşya
dark magenta n. koyu eflatun
dark blue n. lacivert
dark purple n. koyu eflatun
dark turquoise n. koyu firuze
dark orange n. koyu portakal
dark green n. koyu yeşil
dark purple n. koyu mor
dark blue n. mavi
dark period n. karanlık dönem
dark news n. kara haber
dark side of the moon n. ayın karanlık kalan kısmı
dark colour n. koyu renk
dark spots n. (güneşteki) karanlık noktalar
dark-room n. karanlık oda
dark-field microscope n. karanlık saha mikroskobu
pitch-dark n. kapkara
dark horse n. beklenmedik başarı gösteren yarış atı
dark horse n. beklenmedik başarı gösteren politikacı
dark horse n. beklenmedik başarı gösteren kişi
dark horse n. hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider
dark skin n. koyu ten
dark coffee n. koyu kahve
dark matter n. karanlık madde
dark ages n. ortaçağ
dark knight n. kara şövalye
dark age n. karanlık çağ
dark age n. karanlık dönem
dark tea n. demli çay
dark face n. karanlık yüz
the dark face of something n. bir şeyin karanlık yüzü
dark shade/shadow n. karanlık gölge
dark ride n. korku tüneli
dark weather n. karanlık hava
dark sky n. karanlık hava
dark sky n. karanlık gökyüzü
dark evil n. kara şeytan
dark hair n. koyu saç
dark magic n. kara büyü
dark topic n. karanlık konu
the dark side n. karanlık taraf
dark lover n. gizemli aşık
a dark road n. karanlık bir yol
defense against the dark arts n. karanlık sanatlara karşı savunma
dark tunnel n. karanlık tünel
dark forces n. karanlık güçler
dark slate blue n. koyu arduvaz mavisi
dark ages n. karanlık çağlar
dark comedy n. kara mizah
coalsack dark nebula n. kömür çuvalı bulutsusu
dark sun-glasses n. koyu güneş gözlüğü
dark sun-glasses n. siyah güneş gözlüğü
dark circle n. koyu halka
dark spot n. cilt lekesi
dark chocolate n. siyah çikolata
dark meat n. kümes hayvanlarının but kısmı
dark maroon n. koyu kestane
dark galaxy n. karanlık galaksi
dark forest n. karanlık orman
dark lamp n. karanlık lamba
dark storm n. karanlık fırtına
dark brown n. koyu kumral
dark ideas n. karanlık fikirler
dark circles under eyes n. göz altı morlukları
dark world n. karanlık dünya
dark chocolate n. bitter çikolata
dark wizard n. kara büyücü
the dark and bloody ground n. abd'nin kentucky eyaletinin isminin önemine vurgu yapan, karanlık ve kanlı toprak anlamına gelen söz
the dark n. gizli durum
the dark n. bilmeme hali
the dark n. habersiz olma
the dark n. karanlık ve izbe yer
dark man n. karanlık adam
dark age n. (bir şeyin gelişmeye başladığı) ilk dönem
dark age n. ilkel dönem
dark age n. gerileme dönemi
dark age n. kesatlık
dark age n. durgunluk dönemi
dark continent n. bilinmezler diyarı
dark continent n. bilinmeyen şey
dark continent n. keşfedilmeyen şey
dark glasses n. koyu güneş gözlüğü
dark glasses n. siyah güneş gözlüğü
dark horse n. kapalı kutu olan kimse
dark horse n. hayatını gizli tutan kimse
dark horse n. beklenmedik yetenekleri olan, kendinden bahsetmeyen kimse
dark house n. delilerin kapatıldığı yer
dark sentence n. açıklaması zor deyiş
dark sentence n. anlamı derin ve karmaşık ifade
dark forest theory n. karanlık orman teorisi
dark humor n. karanlık mizah
arrive after dark v. karanlığa kalmak
become dark v. loşlaşmak
keep in dark v. gizlemek
be afraid of the dark v. karanlıktan korkmak
keep something dark v. açığa vurmamak
keep dark v. saklamak
get dark v. ortalık kararmak
fear of the dark v. karanlıktan korkmak
get dark v. hava kararmak
make dark v. karartmak
grow dark v. kararmak
get dark v. karanlık olmak
get dark v. akşam olmak
keep dark v. sır vermemek
be left in the dark v. karanlıkta kalmak
be left in the dark v. bir şeyden haberdar edilmemek
whistle in the dark v. korkmuyormuş gibi davranmak
get dark v. karanlık basmak
get dark v. karanlık çökmek
walk in the dark v. karanlıkta yürümek
get dark v. gün kavuşmak
dark [obsolete] v. koyulaşmak
dark [obsolete] v. kararmak
dark [obsolete] v. gölge düşmek
dark [obsolete] v. (güneş/ay) tutulmak
dark [dialect] [uk] v. kulak misafiri olmak
dark [dialect] [uk] v. gizlice dinlemek
dark [dialect] [uk] v. kulak kabartmak
dark [obsolete] v. karanlık basmak
go dark v. radardan kaybolmak
go dark v. radyolu iletişimi kesmek
dark grey adj. koyu gri
pitch dark adj. kuzguni
dark red adj. güvez
dark colored adj. esmer
as dark as adj. kadar karanlık
very dark adj. zifir gibi
very dark adj. çok koyu
dark red adj. koyu kırmızı
dark gray and dark red adj. koyu gri ve koyu kırmızı
dark gray adj. koyu gri
dark red adj. ateş kırmızısı
dark-skinned adj. esmer tenli
dark-complexioned adj. karaşın
dark-skinned adj. buğday benizli
dark-haired adj. koyu renk saçlı
dark-skinned adj. esmer
pitch-dark adj. zifiri karanlık
dark-eyed adj. koyu renk gözlü
dark-eyed adj. koyu gözlü
dark-haired adj. koyu saçlı
dark-skinned adj. koyu tenli
half-dark adj. yarı karanlık
dark-colored adj. koyu renkli
dark-coloured adj. koyu renkli
quite dark adj. oldukça koyu
quite dark adj. oldukça karanlık
completely dark adj. kapkaranlık
dark enough adj. yeterince karanlık
dark [dialect] adj. kör
dark [dialect] adj. göremeyen
dark-blue adj. lacivert olan
dark-blue adj. koyu mavi olan
dark-coated adj. koyu saçlı
dark-coated adj. koyu kıllı
dark-spotted adj. koyu noktalı
dark-spotted adj. puantiyeli
dark-spotted adj. dalmaçyalı
very dark adj. kopkoyu
glow-in-the-dark adj. karanlıkta parlayan
glow in the dark adj. karanlıkta parlayan
gritty and dark adj. gerçekçi ve kasvetli
dark and gritty adj. kasvetli ve gerçekçi
at dark adv. hava kararırken
in the dark adv. malumatı olmadan
till dark adv. akşama dek
at dark adv. akşam olunca
after dark adv. ortalık karardıktan sonra
in the dark adv. habersiz
before dark adv. ortalık kararmadan
in the dark adv. karanlıkta
on the dark side adv. karanlık tarafta
in the dark age adv. karanlık çağda
dark object n. karartı
Phrases
wash dark colors separately expr. koyu renkleri ayrı yıkayınız
wash dark colours separately expr. koyu renklileri ayrı yıkayınız
wash dark colours separately expr. koyu renkleri ayrı yıkayınız
wash dark colors separately expr. koyu renklileri ayrı yıkayınız
until dark expr. karanlık olana kadar
until dark expr. karanlık çökene kadar
until dark expr. karanlığa kadar
alone in the dark expr. karanlıkta yalnız başına
alone in the dark expr. karanlıkta tek başına
Proverb
all cats are gray in the dark karanlıkta bütün kediler gridir
all cats are gray after dark/at night köre renkten bahsolunmaz
all cats are gray after dark/at night köre elvandan bahsolunmaz
all cats are gray after dark/at night zifiri karanlıkta her şey siyahtır/aynıdır
all cats are gray in the dark zifiri karanlıkta her şey aynıdır
all cats are gray in the dark köre renkten bahsolunmaz
all cats are grey in the dark zifiri karanlıkta her şey aynıdır
all cats are grey in the dark köre renkten bahsolunmaz
all cats are grey in the dark karanlıkta bütün kediler gridir
all cats are gray in the dark zifiri karanlıkta her şey aynıdır
all cats are gray in the dark köre renkten bahsolunmaz
all cats are grey in the dark zifiri karanlıkta her şey aynıdır
all cats are grey in the dark köre renkten bahsolunmaz
all cats are grey in the dark karanlıkta bütün kediler gridir
every dark cloud has a silver lining her şeyde bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her işte bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her yokuşun bir inişi vardır
every dark cloud has a silver lining her şerde bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her felakette bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her gecenin bir sabahı vardır
every dark cloud has a silver lining gün doğmadan neler doğar
Colloquial
a dark secret n. karanlık bir sır
a shot in the dark n. karanlığa kurşun sıkma
dark satanic mills n. karanlık şeytani değirmenler
a stab in the dark n. kafadan atma
a shot in the dark n. kafadan atma
a shot in the dark n. kafadan sallama
a shot in the dark n. kaba bir tahmin
a dark alley n. karanlık bir sokak
shot in the dark n. kaba tahmin
a leap in the dark n. riskli girişim
leap in the dark n. riskli girişim
a leap in the dark n. sonucundan emin olunmayan girişim
leap in the dark n. tehlikeli iş
a leap in the dark n. tehlikeli hamle
a stab in the dark n. tahmin etme
a stab in the dark n. yuvarlak tahmin
go dark v. iletişim araçlarıyla ulaşılamaz hale gelmek
with brown eyes and dark hair adj. kahverengi gözlü koyu renk saçlı
tall, dark, and handsome adj. uzun boylu
tall, dark, and handsome adj. esmer ve yakışıklı
tall, dark, and handsome adj. kadınlar için ideal olduğu düşünülen erkek tipini belirten ifade
a leap in the dark expr. karanlıkta atılan adım
Idioms
the dark side of someone n. birinin karanlık yüzü
dark horse n. hiç bilinmediği halde seçimi kazanan politikacı
dark days n. kara günler
a leap in the dark n. körü körüne atılma
dark clouds on the horizon n. muhtemel tehlike
dark horse n. sürpriz at
dark clouds on the horizon n. ufuktaki kara bulutlar
a dark horse n. yarışı sürpriz biçimde kazanmış sporcu
a dark horse n. yere bakan yürek yakan
deep, dark secret n. herkesten saklanan sır
deep, dark secret n. hiç kimsenin bilmediği sır
deep, dark secret n. derinlere gömülmüş, karanlık bir sır
a shot in the dark n. kafadan atma
a shot in the dark n. karanlığa kurşun sıkma
a shot in the dark n. körü körüne bir deneme
a shot in the dark n. kaba bir tahmin
a shot in the dark n. öylesine bir tahminde bulunma
a shot in the dark n. kafadan sallama
a shot in the dark n. yuvarlak tahmin
a shot in the dark n. rastgele tahminde bulunma
a stab in the dark n. kafadan atma
a stab in the dark n. karanlığa kurşun sıkma
a stab in the dark n. körü körüne bir deneme
a stab in the dark n. kaba bir tahmin
a stab in the dark n. öylesine bir tahminde bulunma
a stab in the dark n. kafadan sallama
a stab in the dark n. yuvarlak tahmin
a stab in the dark n. rastgele tahminde bulunma
dark cloud on the horizon n. muhtemel tehlike
dark cloud on the horizon n. ufuktaki kara bulutlar
dark cloud on the horizon n. tehlike çanları
dark cloud on the horizon n. kötü günlerin geleceğinin göstergesi
dark cloud on the horizon n. kötüye gideceğinin göstergesi
dark side of n. -in karanlık yanı
dark side of n. '-in karanlık tarafı
dark side of n. '-in karanlık kısmı
dark side of n. '-in karanlık yüzü
dark side of someone or something n. birinin/bir şeyin karanlık yüzü
dark side of someone or something n. birinin/bir şeyin olumsuz yanı/tarafı
dark side of someone or something n. birinin/bir şeyin görünmeyen yüzü
dark side of someone or something n. birinin/bir şeyin tersi/ters yüzü
keep dark v. hiçbir şeyi açığa vurmamak
keep dark v. sır küpü olmak
grope in the dark v. elleriyle yoklamak
grope in the dark v. aranıp/arayıp durmak
grope in the dark v. el yordamıyla aramak
grope in the dark v. anlamaya/yapmaya/bulmaya çalışmak
grope in the dark v. el yordamıyla bulmaya çalışmak
grope in the dark v. körü körüne aramak
fly in the dark v. işe yarayıp yaramadığını bilmeden bir şeyler yapmak
be in the dark about v. anlamamak
leave somebody in the dark v. birisini haberdar etmemek
keep somebody in the dark v. birisini bilgilendirmemek
keep somebody in the dark v. birisini haberdar etmemek
be in the dark about v. bilmemek
be whistling in the dark v. bilmeden atmak
keep someone in the dark about someone v. birine bilgi/haber vermemek
leave somebody in the dark v. birisini bilgilendirmemek
be kept in the dark (about something) v. bir konuda kendisine bilgi verilmemek
be in the dark about v. bilgisi olmamak
be in the dark about v. bihaber olmak
be whistling in the dark v. desteksiz atmak
keep dark v. gizlemek
keep dark v. gizli tutmak
be in the dark about v. haberi olmamak
keep something dark v. gizli tutmak
take a shot in the dark v. kafadan atmak
be whistling in the dark v. kafadan sallamak
be whistling in the dark v. korkmuyormuş gibi görünmek/davranmak
whistle in the dark v. korkmuyormuş gibi görünmek/davranmak
whistle in the dark v. kafadan sallamak
whistle in the dark v. kafadan atmak
be whistling in the dark v. karanlıkta ıslık çalmak
be whistling in the dark v. karanlıkta (korkmadığını göstermek için) ıslık çalmak
be whistling in the dark v. korktuğunu belli etmemek
keep dark v. karanlıkta bırakmak
be in the dark about v. karanlıkta olmak
whistle in the dark v. karanlıkta (korkmadığını göstermek için) ıslık çalmak
whistle in the dark v. karanlıkta ıslık çalmak
whistle in the dark v. korktuğunu belli etmemek
take a wild stab in the dark v. rastgele tahminde bulunmak
keep dark v. saklamak
whistle in the dark v. tahminde bulunmak
grasp in the dark v. belirsizlik içinde savrulmak
grasp in the dark v. körebe oynar gibi karanlıkta tutunmaya çalışmak
grasp in the dark v. önünü görmeden ilerlemek
grasp in the dark v. ne yapacağını bilmemek
grope in the dark v. karanlıkta yoklamak
grope in the dark v. hiçbir şey görmeden bir şey aramak
grope in the dark v. belirsizlik içinde savrulmak
grope in the dark v. körebe oynar gibi karanlıkta tutunmaya çalışmak
grope in the dark v. önünü görmeden ilerlemek
grope in the dark v. ne yapacağını bilmemek
stay in the dark v. karanlıkta kalmak
stay in the dark v. karanlıkta bırakılmak
stay in the dark v. bihaber olmak
stay in the dark v. hiçbir şeyden haberi olmamak
be in the dark v. (herkesin bildiği bir şey hakkında) bilgisi olmamak
be in the dark v. (herkesin bildiği bir şeyden) haberdar olmamak
be in the dark v. bihaber olmak
be left in the dark (about something) v. (bir konuda/bir şey hakkında) bilgilendirilmemek
be left in the dark (about something) v. (bir konuda/bir şey hakkında) kendisine bilgi verilmemek
be left in the dark (about something) v. (bir konudan/bir şeyden) haberdar edilmemek
keep (someone) in the dark (about something) v. (bir şey hakkında birine) bilgi/haber vermemek
keep (someone) in the dark (about something) v. (birini bir şey hakkında) bilgilendirmemek
keep (someone) in the dark (about something) v. (birine bir şeyi) söylememek
keep in the dark v. haberdar etmemek
keep in the dark v. bilgilendirmemek
keep in the dark v. bilgi/haber vermemek
keep in the dark v. bilgisiz/habersiz bırakmak/kalmak
keep it dark v. açığa vurmamak
keep it dark v. gizli tutmak
keep something dark v. açığa vurmamak
keep something dark v. gizli tutmak
keep it dark (from somebody) [uk] v. (birinden) gizli tutmak
keep it dark (from somebody) [uk] v. (birine) söylememek
keep something dark (from somebody) [uk] v. (birinden) gizli tutmak
keep something dark (from somebody) [uk] v. (birine) söylememek
keep someone in the dark v. birine bilgi/haber vermemek
keep someone in the dark v. birini habersiz bırakmak
keep someone in the dark v. birini haberdar etmemek
leave someone in the dark v. birine bilgi/haber vermemek
leave someone in the dark v. birini habersiz bırakmak
leave someone in the dark v. birini haberdar etmemek
leave (someone) in the dark (about something) v. (birine bir şey hakkında) bilgi/haber vermemek
leave (someone) in the dark (about something) v. (birini bir konudan) haberdar etmemek
stay in the dark about (something) v. (bir şeyden) bihaber olmak
stay in the dark about (something) v. (bir şeyden) haberi olmamak
stay in the dark about (something) v. (bir şeyden) habersiz olmak/kalmak
stay in the dark about (something) v. (bir şeyi) görmezden gelmek
at oh dark hundred adv. şafakta
at oh dark hundred adv. tan ağarırken
in the dark expr. aydınlanmamış
in the dark expr. bilinmeyen
as dark as pitch expr. kapkaranlık
as dark as pitch expr. karanlık
in the dark expr. karanlıkta kalmış
in the dark expr. ortaya çıkarılmamış
as dark as pitch expr. kör karanlık
as dark as pitch expr. simsiyah
as dark as pitch expr. zifiri karanlık
dark clouds on the horizon expr. ufukta kara bulutlar belirmek (olumsuz bazı durumların yaşanacığını gösterir)
as dark as pitch expr. zifir gibi
oh dark hundred expr. gecenin bir körü
oh dark hundred expr. gün doğmadan
oh dark thirty expr. gecenin bir körü
oh dark thirty expr. gün doğmadan
zero dark thirty expr. gecenin bir körü
zero dark thirty expr. gün doğmadan
zero dark thirty expr. sabah olmadan
(as) dark as a pocket expr. zifiri karanlık
(as) dark as a pocket expr. tamamen karanlık
(as) dark as a pocket expr. tamamen siyah
(as) dark as a pocket expr. kapkaranlık
(as) dark as a pocket expr. kapkara
in the dark about (something) expr. (bir konuda) kendisine bilgi verilmemiş
in the dark about (something) expr. (bir konuda/bir şey hakkında) bilgilendirilmemiş
in the dark about (something) expr. (bir konudan/bir şeyden) haberdar edilmemiş
in the dark about (something) expr. (bir şey) söylenmemiş/gizli tutulmuş
Speaking
why is it so dark in here? expr. burası neden bu kadar karanlık?
why is it so dark in here? expr. burası niye bu kadar karanlık?
it's getting dark expr. hava kararıyor
before it gets dark expr. hava kararmadan
how fast it got dark! expr. hava ne çabuk karardı!
how quick it got dark! expr. hava ne çabuk karardı!
I can't sleep in the dark expr. karanlıkta uyuyamam
before it gets dark expr. karanlık basmadan
I slipped and fell in the dark expr. karanlıkta kayıp düştüm
it was dark expr. karanlıktı
before it gets dark expr. karanlık olmadan
it was a dark night expr. karanlık bir geceydi
how quick it got dark! expr. ne çabuk akşam oldu
how fast it got dark! expr. ne çabuk akşam oldu
it's getting dark expr. ortalık kararıyor
are you afraid of the dark? expr. karanlıktan korkar mısın?
the bedroom was dark and cold expr. yatak odası karanlık ve soğuktu
it's gonna be dark soon expr. yakında hava kararacak
Trade/Economic
dark syrup n. koyu şerbet
leap in the dark n. tehlikeli iş
Law
dark lantern n. hırsız feneri
Politics
dark horse n. sürpriz yapabilme olasılığına sahip siyasal parti veya lider
pitch-dark n. zifir karanlık
Tourism
dark tourism n. karanlık turizm
dark tourism n. dark turizm
dark tourism n. trajedi, felaket ve ölüm ile ilişkilendirilen yerlere gerçekleştirilen turizm
Media
dark angel n. kara melek
Technical
aston dark space n. aston karanlık bölgesi
dark-line spectrum n. absorplama spektrumu
dark current n. boş akım
faraday dark space n. faraday karanlık bölgesi
dark discharge n. ışıksız deşarj
dark-line spectrum n. karanlık çizgi izgesi
dark trace screen n. karanlık izli ekran
dark room n. karanlık oda
dark current n. karanlık akım
dark boundary n. karanlık sınırı
dark field illumination n. karanlık alan aydınlatması
dark resistance n. karanlık direnci
dark field technique n. karanlık alan yöntemi
dark discharge n. karanlık deşarj
dark field microscobe n. karanlık alan mikroskobu
dark field image n. karanlık alan görüntüsü
dark discharge n. karanlık boşalım
dark field n. karanlık alan
dark noise n. karanlık gürültüsü
cathode dark space n. katot karanlık bölgesi
dark-colored oil n. koyu renkli yakıt
dark brown n. koyu kestane
dark colour n. koyu renk
langmuir dark space n. langmuir karanlık uzayı
dark current n. siyah akım
dark lantern n. siyah fener
Computer
cyan and dark blue n. camgöbeği ve koyu mavi
dark forces demo install n. dark forces demo yüklemesi
dark forces setup n. dark forces kurulumu
dark sun installation n. dark sun yüklemesi
dark blue n. k mavi
dark net n. kara ağ
dark net n. karanlık ağ
dark web n. kara ağ
dark web n. karanlık ağ
dark current n. karanlık akımı
dark red n. k kırmızı
dark yellow n. k sarı
dark cyan n. koyu camgöbeği
dark yellow n. koyu sarı
dark shading n. koyu gölgeleme
dark border n. koyu kenarlık
dark cyan and magenta n. koyu camgöbeği ve eflatun
dark chartreuse n. koyu uçuk yeşil
dark picture n. koyu resim
dark teal n. koyu deniz mavisi
dark vertical n. koyu dikey
dark image n. koyu görüntü
ocr very dark n. ocr çok koyu
ocr normal dark n. ocr normal koyu
ocr dark n. ocr koyu
yellow and dark blue n. sarı ve koyu mavi
yellow and dark cyan n. sarı ve koyu camgöbeği
yellow and dark green n. sarı ve koyu yeşil
dark mode n. karanlık mod
dark store n. depo
dark store n. online alışveriş için hizmet veren bir perakende satış noktası veya dağıtım merkezi
dark supermarket n. online alışveriş için hizmet veren bir perakende satış noktası veya dağıtım merkezi
extra dark adj. çok koyu