bir yöne doğru - Turkish English Dictionary
History

bir yöne doğru



Meanings of "bir yöne doğru" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
bir yöne doğru sideway adv.

Meanings of "bir yöne doğru" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

Turkish English
General
diğerlerinden farklı bir yöne doğru uzamış saç kümesi cowlick n.
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt medicine-wheel n.
bir yöne doğru eğilmek tilt v.
geniş bir yay çizerek bir yöne doğru dönmek swing v.
gitmek (belirli bir yöne doğru) bear v.
sapmak (belirli bir yöne doğru) take v.
dönmek (bir yöne doğru) swing v.
soluk soluğa (belirli bir yöne doğru) yürümek puff v.
dumanlar çıkararak ilerlemek (lokomotif/vapur belirli bir yöne doğru) puff v.
bir yöne doğru hareket etmek/ettirmek head v.
büyütmek (bir bitkiyi belirli bir yöne doğru veya belirli bir biçimde) train v.
bir yöne doğru eğilimi engellemek detrend v.
(bir yöne doğru) yaymak thrust v.
(bir yöne/kişiye doğru) meşale tutmak shine a torch v.
belirli bir yöne veya noktaya doğru hareket etmek verge v.
yeni bir yöne doğru yüzmek (balina) mill v.
önce bir yöne sonra tersine doğru hareket etmek move back and forth v.
bir merkezden dışarıya her yöne doğru hareket eden ve gerçekleşen quaquaversal adj.
bir yöne doğru olan polary adj.
tam bir yöne doğru due adv.
Phrasals
(bir yöne) doğru hareket etmek bear up to v.
bir yöne doğru kaymak tilt to something v.
uzatmak (bir yöne doğru) put out v.
gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek peel off v.
yeni bir yöne doğru ilerlemek strike off v.
başka bir yöne doğru devam etmek strike off v.
farklı bir şeye/yöne doğru gitmek swing to something v.
(bir yöne) doğru yatmak lean in (to something) v.
bir şeyi doğru yöne döndürmek/çevirmek head something up v.
bir yöne doğru gitmek go toward v.
(bir yöne) doğru çıkıntı yapmak stick out to (something) v.
(bir yöne) doğru uzamak stick out to (something) v.
Idioms
bir yöne doğru ışık/fener tutmak flash something up (some place) v.
(bir yöne) doğru kıvrılmak/dönmek jog to (some direction) v.
Technical
ölçme aparatının iki parçasının birbiriyle temas kurduğu anda bir yöne doğru eğilmesiyle belirlenen hassas seviye contact level n.
sadece bir yöne doğru kademeli olarak hareket ettirmek rachet up v.
sadece bir yöne doğru derece derece hareket ettirmek rachet up v.
Architecture
(kata) her yanından belirli bir yöne doğru sahne veya platformla hafif eğim vermek bowl v.
Marine
yükün veya balastın yer değiştirmesi sonucu oluşan sarsılma ile geminin bir yöne doğru eğilmesi parliament heel n.
bir geminin burnunu bir yöne doğru çevirmek box off v.
Botanic
güneş ışığından uzak bir yöne doğru büyüyen apheliotropic adj.
Geology
bir merkezden dışarıya her yöne doğru gerçekleşen periclinal adj.
Sport
topun belirli bir yöne doğru sapması bias n.
(kayak sporunda) kayakların uçlarını içe doğru döndürüp ağırlığı ters yöne vererek yapılan bir dönüş snowplow n.