both

Meanings of "both" in Turkish English Dictionary : 10 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	both adj.	her ikisi de
They are both banned substances that were brought to light by the use of this procedure. Her ikisi de bu prosedürün kullanılmasıyla gün ışığına çıkarılan yasaklı maddelerdir. More Sentences
2	General	both adj.	her iki
It had always been our opinion that the Fiori report should be considered together with both the Caudron reports. Fiori raporunun her iki Caudron raporuyla birlikte değerlendirilmesi gerektiği her zaman bizim görüşümüz olmuştur. More Sentences
3	General	both adj.	her ikisi (de)
This applies to both paragraphs 27 and 28. Bu, 27. ve 28. paragrafların her ikisi için de geçerlidir. More Sentences
4	General	both adj.	ikisi de
You are both most welcome to this House. İkiniz de bu Meclise hoş geldiniz. More Sentences
5	General	both adj.	(her) iki
I believe that both of these approaches are wrong. Ben bu iki yaklaşımın da yanlış olduğuna inanıyorum. More Sentences
6	General	both pron.	(her) iki
We cannot have it both ways. İkisine birden sahip olamayız. More Sentences
7	General	both pron.	her iki
Both aspects have been addressed often enough here today. Her iki husus da bugün burada yeterince sık ele alınmıştır. More Sentences
8	General	both conj.	her ikisi (de)
There is a happy medium and a balance between both, which must be maintained. Her ikisi arasında korunması gereken mutlu bir orta yol ve bir denge vardır. More Sentences
Technical
9	Technical	both adj.	her iki
Both aspects are important, but they are not the only weighty matters. Her iki husus da önemlidir, ancak tek ağırlıkları bunlar değildir. More Sentences
General
10	General	both adj.	her ikisi

Meanings of "both" with other terms in English Turkish Dictionary : 473 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	both sides n.	iki taraf
Such are the market forces on both sides. İki taraftaki piyasa güçleri de böyledir. More Sentences
2	General	both sides n.	her iki taraf
The way forward is for both sides to get together around a table. Bunun yolu her iki tarafın da bir masa etrafında bir araya gelmesidir. More Sentences
3	General	both of adj.	her ikisi de
Both of them, however, held very closely to the time that they were allocated. Ancak her ikisi de kendilerine tahsis edilen zamana çok sıkı bir şekilde bağlı kalmışlardır. More Sentences
4	General	with both hands adv.	iki eliyle
We should grasp this opportunity with both hands, well aware that this is not a simple task. Bunun basit bir görev olmadığının bilincinde olarak bu fırsatı iki elimizle kavramalıyız. More Sentences
5	General	both of them pron.	her ikisi
I agree with both of them so, in principle, this should not be impossible. Her ikisine de katılıyorum, dolayısıyla prensipte bu imkansız olmamalı. More Sentences
6	General	both of us pron.	ikimiz de
Speaking like my youthful partner and friend, the High Representative, both of us have grown younger in these jobs. Genç ortağım ve dostum Yüksek Temsilci gibi konuşacak olursam, ikimiz de bu görevlerde gençleştik. More Sentences
7	General	both of us pron.	ikimiz
It was very educational for both of us. İkimiz için de çok eğiticiydi. More Sentences
Phrases
8	Phrases	both parents n.	her iki ebeveyn
If both parents are Rh negative, all of their children will be Rh negative. Her iki ebeveyn de Rh negatifse, tüm çocukları Rh negatif olacaktır. More Sentences
Colloquial
9	Colloquial	in both cases expr.	her iki durumda
Either you are liberal in both cases or strict in both cases! Ya her iki durumda da liberalsiniz ya da her iki durumda da katı! More Sentences
Idioms
10	Idioms	on both counts expr.	her iki açıdan
You succeeded admirably on both counts. Her iki açıdan da takdire şayan bir başarı elde ettiniz. More Sentences
Speaking
11	Speaking	both of you expr.	ikiniz
Energy and enthusiasm are very important for both of you. Enerji ve coşku ikiniz için de çok önemli. More Sentences
12	Speaking	we both know expr.	ikimiz de biliyoruz
We both know what the answer is. Cevabın ne olduğunu ikimiz de biliyoruz. More Sentences
General
13	General	both side n.	önlü arkalı
14	General	both of the companies/firms n.	her iki şirket
15	General	both companies/firms n.	her iki şirket
16	General	both companies/firms n.	her iki firma
17	General	both of the companies/firms n.	her iki firma
18	General	jack-on-both-sides n.	tarafsız kimse
19	General	jack-on-both-sides n.	tarafsız olmaya çalışan kimse
20	General	both-hands n.	çok sayıda farklı işi olan kimse
21	General	keep a foot in both camps v.	nabza göre şerbet vermek
22	General	make both ends meet v.	kazancı masrafına yetişmek
23	General	play both ends against the middle v.	kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
24	General	have a foot in both camps v.	ikili oynamak
25	General	make both ends meet v.	geliri gidere denkleştirmek
26	General	play both ends against the middle v.	ikili oynamak
27	General	make both ends meet v.	geçinmek
28	General	have both one's feet on the ground v.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
29	General	make both ends meet v.	kıt kanaat geçinmek
30	General	pull something at both ends v.	çekiştirmek
31	General	hold the rope at both ends v.	kendini helak etmek
32	General	have both one's feet on the ground v.	aklı başında olmak
33	General	burn the candle at both ends v.	fazla çalışmak
34	General	make both ends meet v.	idare etmek
35	General	burn the candle at both ends v.	gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek
36	General	pull at both ends v.	çekiştirmek
37	General	burn the candle at both ends v.	durup dinlenmeden çalışmak
38	General	keep a foot in both camps v.	ikili oynamak
39	General	fasten the nappy at both sides v.	bebek bezi bağlamak
40	General	fasten the nappy at both sides v.	bebeğin bezini bağlamak
41	General	manage both v.	ikisini bir arada yürütmek
42	General	both study and work v.	hem çalışıp hem okumak
43	General	engage both the mind and the eye v.	hem göze hem akla hitap etmek
44	General	engage both the mind and the eye v.	hem gözü hem aklı meşgul etmek
45	General	threaten to kill them both v.	ikisini de öldürmekle tehdit etmek
46	General	appeal to both eye and ear v.	hem göze hem kulağa hitap etmek
47	General	both-sided adj.	önlü arkalı
48	General	both beautiful and smart adj.	hem güzel hem akıllı
49	General	of both sexes together adj.	kızlı erkekli
50	General	on both sides adv.	sağlı sollu
51	General	on both sides adv.	her iki yandan
52	General	in both cities adv.	her iki şehirde
53	General	with both hands adv.	iki elle
54	General	a little bit of both adv.	ikisinden de biraz
55	General	with both ears and eyes adv.	pürdikkat
56	General	in both ears adv.	binoral olarak
57	General	in both ears adv.	iki kulaklı bir şekilde
58	General	both at the same time pron.	ikisi aynı anda
59	General	both... and conj.	hem... hem de
60	General	both and conj.	gerek gerekse
61	General	both and conj.	her ikisi de
62	General	both... and conj.	hem
63	General	either or both conj.	biri ya da ikisi
64	General	both as ... and as ... conj.	hem ... hem ... olarak
65	General	both and conj.	hem hem de
66	General	both ... and ... expr.	hem ... hem de ...
Phrases
67	Phrases	both parents n.	ebeveynlerin her ikisi
68	Phrases	the worst of both worlds n.	her ikisi durumdan da zarar görme
69	Phrases	best of both possible worlds n.	her ikisinin de en iyi özellikleri/tarafları
70	Phrases	best of both possible worlds n.	hem (onun) hem (bunun) en iyi özellikleri/tarafları
71	Phrases	both verbally and physically adv.	gerek sözlü gerekse fiziki olarak
72	Phrases	with both men and women present expr.	kadınlı erkekli
73	Phrases	both mental and physical expr.	hem zihinsel hem fiziksel
74	Phrases	a group of young people of both sexes expr.	gençlerden oluşan kızlı erkekli bir grup
75	Phrases	trust goes both ways expr.	güven karşılıklıdır
Proverb
76	Proverb	one hand washes the other (and both wash the face)	bir elin nesi var iki elin sesi var
77	Proverb	one hand washes the other (and both wash the face)	el eli yıkar el döner yüzü yıkar
78	Proverb	you can't serve (both) god and mammon	hem tanrının hem de paranın emrinde olunamaz
Colloquial
79	Colloquial	due to the reasons both within and beyond control n.	elde olan veya olmayan nedenlerden dolayı
80	Colloquial	a bit of both expr.	her ikisinden de biraz
81	Colloquial	it cuts both ways expr.	hem olumlu hem olumsuz
82	Colloquial	it cuts both ways expr.	hem iyi hem kötü
Idioms
83	Idioms	the worst of both worlds n.	mümkün dünyaların en kötüsü
84	Idioms	the worst of both worlds n.	daha kötüsü olmayan
85	Idioms	the worst of both worlds n.	kötünün de kötüsü
86	Idioms	a foot in both camps n.	ikili oynama
87	Idioms	a foot in both camps n.	iki tarafta da bir ayağı olma
88	Idioms	a foot in both camps n.	iki tarafı birden idare etme
89	Idioms	a foot in both camps n.	nabza göre şerbet
90	Idioms	foot in both camps n.	iki tarafı birden idare etme
91	Idioms	foot in both camps n.	ikili oynama
92	Idioms	foot in both camps n.	iki tarafta da bir ayağı olma
93	Idioms	burn the candle at both ends v.	geceyi gündüze katmak
94	Idioms	play both ends against the middle v.	şeytana külahı ters giydirmek
95	Idioms	to take one's courage in both hands v.	kelleyi koltuğa almak
96	Idioms	take one's courage in both hands v.	kelle koltukta
97	Idioms	have a foot in both camps v.	ikili oynamak
98	Idioms	play both ends against the middle v.	birbirine düşürmek
99	Idioms	play both ends against the middle v.	şeytana külahını ters giydirmek
100	Idioms	make both ends meet v.	iki ucunu bir araya getirmek
101	Idioms	make both ends meet v.	iki yakası bir araya gelmek
102	Idioms	keep a foot in both camps v.	ikili oynamak
103	Idioms	make both ends meet v.	ucu ucuna yetişmek
104	Idioms	make both ends meet v.	zar zor iki yakasını bir araya getirmek
105	Idioms	make both ends meet v.	kıt kanaat geçinmek
106	Idioms	burn the candle at both ends v.	kendisini paralamak
107	Idioms	burn the candle at both ends v.	kendisini helak etmek
108	Idioms	burn the candle at both ends v.	dur durak bilmeden çalışmak
109	Idioms	take one's courage in both hands v.	cesaretini toplamak
110	Idioms	take one's courage in both hands v.	tüm cesaretini toplamak
111	Idioms	hold the rope at both ends v.	kendisini helak etmek
112	Idioms	hold the rope at both ends v.	kendisini paralamak
113	Idioms	hold the rope at both ends v.	dur durak bilmeden çalışmak
114	Idioms	butter both sides of one's bread v.	iki iyi şeyi bir arada yaşamak
115	Idioms	butter both sides of one's bread v.	iki ayrı durumdan çıkar sağlamak
116	Idioms	the best of both worlds v.	iki ayrı durumdan çıkar sağlamak
117	Idioms	the best of both worlds v.	iki iyi şeyi bir arada yaşamak
118	Idioms	butter both sides of one's bread v.	her ikisinden de yararlanmak
119	Idioms	the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
120	Idioms	play both ends against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden avantaj devşirmek
121	Idioms	play both ends against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden nemalanmaya çalışmak
122	Idioms	play both sides v.	ikili oynamak
123	Idioms	speak out of both sides of your mouth v.	nabza göre şerbet vermek
124	Idioms	talk out of both sides of your mouth v.	adamına göre konuşmak
125	Idioms	talk out of both sides of your mouth v.	nabza göre şerbet vermek
126	Idioms	speak out of both sides of your mouth v.	adamına göre konuşmak
127	Idioms	cut both ways v.	her iki tarafı da etkilemek
128	Idioms	cut both ways v.	hem lehine hem de aleyhine olmak
129	Idioms	not to make both ends meet v.	iki yakası bir araya gelmemek
130	Idioms	land upon both feet v.	dört ayağı üstüne düşmek
131	Idioms	land upon both feet v.	iki ayağı üzerine düşmek
132	Idioms	land upon both feet v.	ayakları üstüne düşmek
133	Idioms	land on both feet v.	dört ayak üstüne düşmek
134	Idioms	land on both feet v.	dört ayağı üstüne düşmek
135	Idioms	land on both feet v.	ayakları üstüne düşmek
136	Idioms	land on both feet v.	iki ayağı üzerine düşmek
137	Idioms	land upon both feet v.	dört ayak üstüne düşmek
138	Idioms	land on both feet v.	(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
139	Idioms	jump in with both feet v.	dört elle sarılmak
140	Idioms	dive in with both feet v.	dört elle sarılmak
141	Idioms	jump in with both feet v.	bir işe balıklama dalmak
142	Idioms	dive in with both feet v.	bir işe balıklama dalmak
143	Idioms	criticize someone with both barrels v.	sert biçimde eleştirmek
144	Idioms	criticize someone with both barrels v.	ağır bir dille eleştirmek
145	Idioms	criticize someone with both barrels v.	sert bir dille eleştirmek
146	Idioms	live in the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
147	Idioms	have the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
148	Idioms	enjoy the best of both worlds v.	her ikisinden de yararlanmak
149	Idioms	have it both ways v.	birbirine zıt iki şeyi aynı anda istemek
150	Idioms	land upon both feet v.	(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
151	Idioms	have a foot in both camps v.	iki tarafı birden idare etmek
152	Idioms	play both sides v.	iki tarafı birden idare etmek
153	Idioms	keep a foot in both camps v.	iki tarafı birden idare etmek
154	Idioms	play both sides v.	iki tarafı da idare etmek
155	Idioms	have a foot in both camps v.	iki tarafı da idare etmek
156	Idioms	keep a foot in both camps v.	iki tarafı da idare etmek
157	Idioms	keep one's both feet on the ground v.	iki ayağı da yere basmak
158	Idioms	keep one's both feet on the ground v.	ayakları yere basmak
159	Idioms	let someone have it with both barrels v.	birine (sözlü olarak) girişmek/saldırmak (açtı ağzını yumdu gözünü)
160	Idioms	speak out of both sides of your mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
161	Idioms	talk out of both sides of your mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
162	Idioms	work both ways v.	hem olumlu hem olumsuz olmak
163	Idioms	work both ways v.	iki tarafın da işine gelmek
164	Idioms	work both ways v.	iki tarafa da yaramak
165	Idioms	enjoy the best of both worlds v.	bir taşla iki kuş vurmak
166	Idioms	hardly make both ends meet v.	zar zor geçinmek
167	Idioms	hardly make both ends meet v.	ayın sonunu zor getirmek
168	Idioms	hardly make both ends meet v.	kın kanaat geçinmek
169	Idioms	barely make both ends meet v.	zar zor geçinmek
170	Idioms	barely make both ends meet v.	ayın sonunu zor getirmek
171	Idioms	barely make both ends meet v.	kıt kanaat geçinmek
172	Idioms	talk out of both sides of one's mouth v.	çelişkili şeyler söylemek
173	Idioms	talk out of both sides of one's mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
174	Idioms	see both sides (of something) v.	iki açıdan da değerlendirmek
175	Idioms	bat for both sides v.	bir yarışma ya da müsabakada iki tarafı da desteklemek
176	Idioms	see both sides (of something) v.	madalyonun iki yüzünü de görmek
177	Idioms	give (one) both barrels v.	(birisini) sert biçimde eleştirmek
178	Idioms	keep both oars in the water v.	kendine hakim olmasına bilmek
179	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak
180	Idioms	work both sides of the street v.	ikili oynamak
181	Idioms	burn both ends of the candle v.	canı çıkana kadar çalışmak
182	Idioms	bat for both sides v.	iki tarafı da tutmak
183	Idioms	burn both ends of the candle v.	pestili çıkana kadar çalışmak
184	Idioms	work both sides of the street v.	her iki tarafı da desteklemek
185	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın her iki yakasında tezgah açmak
186	Idioms	burn both ends of the candle v.	kendini helak etmek
187	Idioms	keep both oars in the water v.	duruşunu bozmamak
188	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın/caddenin iki tarafında da çalışmak
189	Idioms	give (one) both barrels v.	ağır bir dille eleştirmek
190	Idioms	give (one) both barrels v.	fırçayı kaymak
191	Idioms	keep both oars in the water v.	olup bitenler karşısında sarsılmamak
192	Idioms	work both sides of the street v.	iki tarafı birden idare etmek
193	Idioms	give (one) both barrels v.	verip veriştirmek
194	Idioms	work both sides of the street v.	iki tarafı birden idare etmek
195	Idioms	keep both oars in the water v.	istifini bozmamak
196	Idioms	burn both ends of the candle v.	durup dinlenmeden/bıkıp usanmadan çalışmak
197	Idioms	keep both oars in the water v.	soğukkanlılığını korumak
198	Idioms	work both sides of the street v.	sokağın her iki yakasında tezgah açmak
199	Idioms	burn both ends of the candle v.	gece gündüz demeden çalışmak
200	Idioms	bat for both sides v.	biseksüel olmak
201	Idioms	burn both ends of the candle v.	kendini hırpalamak
202	Idioms	work both sides of the street v.	her iki tarafı da desteklemek
203	Idioms	work both sides of the street v.	ikili oynamak
204	Idioms	give (one) both barrels v.	ağzının payını vermek
205	Idioms	see both sides (of something) v.	her iki tarafa da kulak vermek
206	Idioms	grab life with both hands v.	hayata sıkı sıkı sarılmak
207	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	har vurup harman savurmak
208	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek
209	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek
210	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	çalışıp çabalamadan bir eli yağda bir eli balda olsun demek
211	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	ikili oynamak
212	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) çıkar sağlama peşinde koşmak
213	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı yarar sağlamak
214	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamak
215	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek
216	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	ikili oynamak
217	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	düşüncesizce harcayarak yaşamak
218	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	kolay yoldan para kazanmayı/köşe dönmeyi istemek
219	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
220	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	bir eli yağda bir eli balda olmak
221	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	hesapsızca harcayarak yaşamak
222	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	gak dediğinde et guk dediğinde süt bulmak
223	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	iki taraflı yarar sağlamak
224	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamak
225	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	gak dediğinde et guk dediğinde süt istemek
226	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
227	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
228	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak
229	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	müsrifçe yaşamak
230	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	ikili oynamak
231	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	hem sütüne hem buduna göz koymak
232	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	hem etine hem buduna göz dikmek
233	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı yarar sağlamak
234	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
235	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	para saçarak yaşamak
236	Idioms	have (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamak
237	Idioms	have your bread buttered on both sides v.	birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak
238	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmeye çalışmak
239	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	ikili oynamak
240	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamaya çalışmak
241	Idioms	want (one's) bread buttered on both sides v.	iki taraflı çıkar sağlamaya çalışmak
242	Idioms	burn both ends of the candle v.	kendini çok yormak/hırpalamak
243	Idioms	burn both ends of the candle v.	çok fazla çalışmak
244	Idioms	burn both ends of the candle v.	işe sabah karanlıkta gidip gece yarılarına kadar çalışmak
245	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	har vurup harman savurmak
246	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
247	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	düşüncesizce/hesapsızca harcayarak yaşamak
248	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	iki taraflı menfaat elde etmek/çıkar sağlamak
249	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	müsrifçe yaşamak
250	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	ikili oynamak
251	Idioms	burn both ends of the candle v.	gece gündüz çalışmak
252	Idioms	burn both ends of the candle v.	sabahlara kadar çalışmak
253	Idioms	burn both ends of the candle v.	gece yarılarına kadar çalışmak
254	Idioms	give someone both barrels v.	(birine) ateş yağdırmak
255	Idioms	give someone both barrels v.	(birini) topa tutmak
256	Idioms	give someone both barrels v.	(birine) bombardıman etmek
257	Idioms	bat for both sides v.	her iki taraf için oynamak
258	Idioms	bat for both sides v.	hem erkeklerle hem kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak
259	Idioms	bat for both sides v.	her iki tarafa destek çıkmak
260	Idioms	bat for both sides v.	hem erkeklere hem kadınlara ilgi duymak
261	Idioms	bat for both sides v.	biseksüel olmak
262	Idioms	have both oars in the water v.	sakin kalmak
263	Idioms	have both oars in the water v.	ayağı/ayakları yere basmak
264	Idioms	have both oars in the water v.	sağlıklı düşünebilmek
265	Idioms	have both oars in the water v.	sakin olmak
266	Idioms	have both oars in the water v.	gerçekçi olmak
267	Idioms	have both oars in the water v.	mantıklı olmak
268	Idioms	have both oars in the water v.	istisnai değişikliklerden etkilenmemek
269	Idioms	have both oars in the water v.	salim kafayla düşünebilmek
270	Idioms	have both oars in the water v.	aşırı duygusal tepkilere bağlı hareket etmemek
271	Idioms	have both oars in the water v.	dengeli olmak
272	Idioms	jump in with both feet v.	-e girişmek
273	Idioms	jump in with both feet v.	-e hevesle dalmak
274	Idioms	jump in with both feet v.	-in içine dalmak
275	Idioms	jump in with both feet v.	-in içine tereddütsüz/korkusuzca atlamak
276	Idioms	play both sides against the middle v.	iki karşıt grubu birbirine düşürüp çıkar sağlamak
277	Idioms	play both sides against the middle v.	kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
278	Idioms	play both sides against the middle v.	kendi çıkarı için iki zıt grubu birbirine düşürmek
279	Idioms	play both sides against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden avantaj devşirmek
280	Idioms	play both sides against the middle v.	ikili oynamak
281	Idioms	play both sides against the middle v.	birbirine düşürmek
282	Idioms	play both sides against the middle v.	şeytana külahı ters giydirmek
283	Idioms	play both sides against the middle v.	iki tarafı birbirine düşürmek
284	Idioms	play both sides against the middle v.	şeytana külahını ters giydirmek
285	Idioms	play both sides against the middle v.	iki zıt grubun mücadelesinden nemalanmaya çalışmak
286	Idioms	be torn both ways v.	ikileme düşmek
287	Idioms	be torn both ways v.	iki arada bir derede kalmak
288	Idioms	bat for both teams v.	hem hemcinsiyle hem de karşı cinsle cinsel ilişki yaşamak
289	Idioms	bat for both teams v.	biseksüel olmak
290	Idioms	bat for both teams v.	hem kadınlara hem erkeklere ilgi duymak
291	Idioms	bat for both teams v.	hem hemcinslerine hem de karşı cinse ilgi duymak
292	Idioms	bat for both teams v.	hem erkeklerle hem kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak
293	Idioms	be speaking out of both sides of (one's) mouth v.	ikili oynamak
294	Idioms	be speaking out of both sides of (one's) mouth v.	iki tarafı da idare etmek
295	Idioms	be speaking out of both sides of (one's) mouth v.	iki tarafı birden idare etmek
296	Idioms	be talking out of both sides of (one's) mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
297	Idioms	burn one's candle at both ends v.	gece gündüz demeden çalışarak kendini helak etmek
298	Idioms	burn one's candle at both ends v.	dur durak bilmeden çalışmak
299	Idioms	burn one's candle at both ends v.	durup dinlenmeden çalışmak
300	Idioms	burn one's candle at both ends v.	kendini paralamak/helak etmek
301	Idioms	burn one's candle at both ends v.	fazla çalışmak
302	Idioms	burn one's candle at both ends v.	gecesini gündüzüne katmak/geceyi gündüze katmak
303	Idioms	butter (one's) bread on both sides v.	bir eli yağda bir eli balda olmak/yaşamak
304	Idioms	cut both ways v.	hem olumlu hem olumsuz olmak
305	Idioms	have both feet on the ground v.	aklı başında olmak
306	Idioms	have both feet on the ground v.	ayakları yere basmak
307	Idioms	have both feet on the ground v.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
308	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	ayakları yere basar olmak
309	Idioms	have both/your feet on the ground v.	ayakları yere basmak
310	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	mantıklı olmak
311	Idioms	have both/your feet on the ground v.	mantıklı olmak
312	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	ayakları yere basmak
313	Idioms	have both/your feet on the ground v.	gerçekçi olmak
314	Idioms	keep both/your feet on the ground v.	gerçekçi olmak
315	Idioms	have both/your feet on the ground v.	ayakları yere basar olmak
316	Idioms	keep both feet on the ground v.	soğukkanlı olmak
317	Idioms	keep both feet on the ground v.	ayakları yere basmak
318	Idioms	keep both feet on the ground v.	soğukkanlılığını/sakinliğini korumak
319	Idioms	keep both feet on the ground v.	iki ayağı da yere basmak
320	Idioms	play both ends v.	şeytana külahı ters giydirmek
321	Idioms	play both ends v.	ikili oynamak
322	Idioms	play both ends v.	birbirine düşürmek
323	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	ona öyle buna böyle konuşmak
324	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	adamına göre konuşmak
325	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	nabza göre şerbet vermek
326	Idioms	speak out of both sides of (one's) mouth v.	çelişkili şeyler söylemek
327	Idioms	take your courage in both hands v.	tüm cesaretini toplamak
328	Idioms	take your courage in both hands v.	cesaretini toplamak
329	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek
330	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	gak dediğinde et guk dediğinde süt istemek
331	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	hem etine hem buduna göz dikmek
332	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	kolay yoldan para kazanmayı/köşe dönmeyi istemek
333	Idioms	want your bread buttered on both sides v.	hem sütüne hem buduna göz koymak
334	Idioms	the worst of both worlds adj.	olabileceğin en kötüsü
335	Idioms	the worst of both worlds adj.	kötünün de kötüsü
336	Idioms	the worst of both worlds adj.	mümkün dünyaların en kötüsü
337	Idioms	with both hands adv.	büyük bir heves ve dikkatle
338	Idioms	with both hands adv.	iki elle (sarılmak)
339	Idioms	with both hands adv.	şevkle
340	Idioms	both sheets in the wind expr.	ayakta duramayacak kadar sarhoş
341	Idioms	can't find one's butt with both hands in broad daylight expr.	son derece aptal veya beceriksiz
342	Idioms	can't find one's butt with both hands in broad daylight expr.	iki eliyle bir işi beceremeyen
343	Idioms	with both barrels expr.	var gücüyle
344	Idioms	both sheets in the wind expr.	sarhoş
345	Idioms	with both barrels expr.	açtı ağzını yumdu gözünü
346	Idioms	with both hands tied behind one's back expr.	zorlanmadan
347	Idioms	with both hands tied behind one's back expr.	kolayca
348	Idioms	(both) feet on the ground expr.	ayakları yere basan
349	Idioms	a plague on both your houses expr.	allah belanızı versin
350	Idioms	a plague on both your houses expr.	soyunuz kurusun
351	Idioms	a plague on both your houses expr.	gün yüzü görmeyin
352	Idioms	with both oars in the water expr.	dengeli
353	Idioms	with both oars in the water expr.	eğitici
354	Idioms	with both oars in the water expr.	makul
355	Idioms	with both oars in the water expr.	mantıklı
356	Idioms	with both oars in the water expr.	kararlı
357	Idioms	with both oars in the water expr.	soğukkanlı
358	Idioms	with both oars in the water expr.	sakin
359	Idioms	with both oars in the water expr.	istikrarlı
360	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	evine/evinize ateş düşsün
361	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	allah belanı/belanızı versin
362	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	soyun/soyunuz kurusun
363	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	ocağına/ocağınıza ateş düşsün
364	Idioms	a plague on both your/their houses expr.	gün yüzü görme/görmeyin
365	Idioms	best of both worlds expr.	her ikisinin de en iyi tarafları
366	Idioms	best of both worlds expr.	iki tarafın da en iyi özellikleri
367	Idioms	the best of both worlds expr.	iki farklı fırsattan yararlanılabilen durum
368	Idioms	best of both worlds expr.	iki farklı fırsattan yararlanılabilen durum
369	Idioms	the best of both worlds expr.	her ikisinin de en iyi tarafları
370	Idioms	the best of both worlds expr.	iki tarafın da en iyi özellikleri
371	Idioms	with both barrels expr.	sert biçimde
372	Idioms	with both feet on the ground expr.	ayağı yere sağlam basan
373	Idioms	with both feet on the ground expr.	ayakları yere basar şekilde
374	Idioms	with both feet on the ground expr.	aklı başında
375	Idioms	with both feet on the ground expr.	ayakları yere basan
376	Idioms	with both feet on the ground expr.	mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen
377	Idioms	with both barrels expr.	ağır bir dille
378	Idioms	with both barrels expr.	ağır biçimde
379	Idioms	with both barrels expr.	sonuna kadar
380	Idioms	you can't have it both ways expr.	hem öyle hem böyle olmaz
381	Idioms	can't have it both ways expr.	hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz
382	Idioms	you can't have it both ways expr.	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz
383	Idioms	can't have it both ways expr.	hem öyle hem böyle olmaz
384	Idioms	you can't have it both ways expr.	hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz
385	Idioms	can't have it both ways expr.	iki zıt şeye aynı anda sahip olunmaz
386	Idioms	can't have it both ways expr.	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz
387	Idioms	you can't have it both ways expr.	iki zıt şeye aynı anda sahip olamazsın, olunmaz
388	Idioms	when I was a kid, I walked to school uphill both ways expr.	ben çocukken okula yürüyerek giderdim
389	Idioms	when I was your age, I walked to school uphill both ways expr.	ben senin yaşındayken okula gitmek için bile neler çekerdim
390	Idioms	when I was your age, I walked to school uphill both ways expr.	ben senin yaşındayken okula gidip gelmek için dağlar tepeler aşardım
391	Idioms	when I was your age, I walked to school uphill both ways expr.	ben senin yaşındayken yürüyerek giderdim
392	Idioms	when I was a kid, I walked to school uphill both ways expr.	ben çocukken okula gidip gelmek için dağlar tepeler aşardım
393	Idioms	when I was a kid, I walked to school uphill both ways expr.	ben çocukken okula gitmek için bile neler çekerdim
394	Idioms	on both counts expr.	her iki noktadan
395	Idioms	on both counts expr.	her iki yönden
Speaking
396	Speaking	both your lives are in the scales expr.	her ikinizin de hayatı tartışılıyor
397	Speaking	both he and I expr.	hem o, hem ben
398	Speaking	they both amount to the same thing expr.	ikisi bir kapıya çıkar
399	Speaking	both of you expr.	her ikiniz
400	Speaking	I just like the fact that we both share a love for soccer expr.	ikimizin de futbolu seviyor olmamız çok hoşuma gitti
401	Speaking	I just like the fact that we both share a love for soccer expr.	ikimizin de futbol seviyor olmamız çok hoşuma gitti
402	Speaking	we're both walking on air expr.	ikimiz de sevinçten havalara uçuyoruz
403	Speaking	it seems to work both ways expr.	iki türlü de idare ediyorum
404	Speaking	you both look great expr.	ikiniz de harika görünüyorsunuz
405	Speaking	a little time apart would be good for both of us expr.	biraz ayrı kalmak ikimiz için de iyi olur
406	Speaking	traffic was halted in both directions expr.	trafik iki yönde durduruldu
407	Speaking	both of them are me expr.	ikisi de benim
408	Speaking	we're both out 500 bucks expr.	500'er dolar içerideyiz
409	Speaking	you both must be tired expr.	ikiniz de yorulmuşsunuzdur
410	Speaking	you both must be tired expr.	ikiniz de yorulmuş olmalısınız
411	Speaking	you both must be tired expr.	ikiniz de yorgunsunuzdur
412	Speaking	thank you both expr.	ikinize de teşekkür ederim
Trade/Economic
413	Trade/Economic	both to blame collision clause n.	iki taraflı kusur klozu
414	Trade/Economic	event which with notice or lapse of time or both would become a default n.	ihbar üzerine, zamanın geçmesiyle veya her ikisi sonucunda bir temerrüt teşkil edecek durum
415	Trade/Economic	all working time saved both ends n.	her iki sonuçta kazanılan bütün çalışma zamanı
416	Trade/Economic	all time saved both ends n.	her iki sonuçta kazanılan bütün eylem zamanı
417	Trade/Economic	both to sign joint account n.	teselsülsüz müşterek hesap
418	Trade/Economic	both dates inclusive expr.	her iki tarih dahil
Law
419	Law	follow and finalize all transactions with all public and private bodies, local administrations and other agencies both within the country and abroad expr.	yurtiçi ve yurtdışındaki bilcümle resmi ve hususi daireler ile özel idareler ve sair merciler nezdindeki işlemlerimizi takip ve tedvire
Insurance
420	Insurance	both to blame collision clause n.	her ikisi de kusurlu çatma klozu
421	Insurance	both days inclusive expr.	her iki gün dahil
Technical
422	Technical	beam with both ends built in n.	her iki ucu ankastre kiriş
423	Technical	common provisions for both measuring instruments and methods of metrological control n.	ölçüm aletleri ve metrolojik denetim yöntemleri
424	Technical	not-both n.	ve değil
425	Technical	grinding wheel recessed on both sides n.	iki tarafı faturalı taşlama taşı
426	Technical	walking aids manipulated by both arms n.	her iki kol ile kullanılan yürüme yardımcıları
427	Technical	tape made from various backing materials with pressure-sensitive adhesive on both sides n.	her iki tarafı da basınca duyarlı yapışkanlı çeşitli altlık malzemelerden yapılmış şerit
Computer
428	Computer	full defragmentation (both files and free space) n.	tam birleştirme dosyaları ve boş alanı
429	Computer	both font types n.	her iki yazı tipi
430	Computer	both pages n.	her iki sayfa
431	Computer	both hanging adj.	her iki yanda asılı
432	Computer	both shifts expr.	her iki üstkarakter
433	Computer	both strict expr.	ikisi de kesin
434	Computer	both sides expr.	iki tarafa
435	Computer	fit both expr.	ikisine de sığdır
436	Computer	hold both buttons down for 2 secs expr.	her iki tuşu 2 saniye basılı tut
437	Computer	gridlines: both expr.	kılavuz çizgileri: ikisi de
Telecom
438	Telecom	both-way propagation time n.	gidiş-geliş yayılım gecikmesi
Textile
439	Textile	both side-raised adj.	iki yüzü havlanmış
Construction
440	Construction	beam with both ends built in n.	her iki ucu ankastre kiriş
Automotive
441	Automotive	motor vehicle headlamps emitting an asymmetrical passing beam or driving beam or both n.	asimetrik kısa huzme veya uzun hüzme veya ikisini birden yayan motorlu taşıt farları
Marine
442	Marine	both ends n.	her iki son
443	Marine	both ends n.	her iki uç
Medical
444	Medical	thrombus in both of pulmonary arteries n.	her iki pulmoner arter içerisinde trombüs
445	Medical	peripheral facial paralysis developed on both sides n.	iki taraflı periferik tipte fasiyal paralizi
446	Medical	both anaerobic (type a) and aerobic (type b) lactic acidosis n.	hem anaerobik (tip a) hem de aerobik (tip b) laktik asidoz
447	Medical	chance of survival of both mother and baby n.	hem annenin hem de bebeğin hayatta kalma şansı
448	Medical	o2 (both eyes) abrev.	her iki göz
Pathology
449	Pathology	twins both stillborn n.	her ikisi ölü ikiz doğum
450	Pathology	twins both liveborn n.	canlı ikiz doğum
451	Pathology	unqualified visual loss in both eyes n.	her iki gözde nitelendirilmemiş görme kaybı
Literature
452	Literature	a plague o' both your houses n.	felaket
Linguistics
453	Linguistics	be used both as intransitive or as transitive v.	hem geçişli hem de geçişsiz olarak kullanılmak
Religious
454	Religious	communion in both kinds n.	aşai rabbani ayinine katılan herkesin kutsal ekmek ve şarabın ikisinden de tatması
Wagering
455	Wagering	exacta both ways n.	sırasız ikili
456	Wagering	both ways adj.	aynı oyuncu üzerinde ilk üçe girer bahsi yapılan
Slang
457	Slang	swing both ways v.	biseksüel takılmak
458	Slang	smoke both ends of the cigar v.	erkek erkeğe oral seks yapmak
459	Slang	smoke both ends of the cigar v.	erkek erkeğe oral seks yapmak
460	Slang	smoke both ends of the cigar v.	erkek erkeğe sakso yapmak
461	Slang	play for both teams v.	biseksüel olmak
462	Slang	play for both teams v.	hem hemcinslerine hem de karşı cinse karşı çekim duymak/ilgisi olmak
463	Slang	play for both teams v.	hem erkeklerle hem kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak
464	Slang	play for both teams v.	hem erkeklere hem de kadınlara ilgi duymak
465	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	iki eliyle bir siki doğrultamaz
466	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	en basit şeyi bile yapamaz
467	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	beceriksiz
468	Slang	can't find (one's) butt with both hands expr.	bir işi beceremez
469	Slang	can't find butt with both hands expr.	bir işi beceremez
470	Slang	can't find butt with both hands expr.	en basit şeyi bile yapamaz
471	Slang	can't find butt with both hands expr.	beceriksiz
472	Slang	can't find butt with both hands expr.	iki eliyle bir siki doğrultamaz
British Slang
473	British Slang	bat for both sides expr.	biseksüel