discourse - Turkish English Dictionary

discourse

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "discourse" in Turkish English Dictionary : 43 result(s)

English Turkish
Common Usage
discourse n. söylem
He gave a speech on oral discourse tactics in Middle English.
Orta İngilizcede sözlü söylem taktikleri üzerine bir konuşma yaptı.

More Sentences
discourse n. söylev
General
discourse n. konuşma
They listened to her discourse on English lexicography.
İngilizce sözlükbilimi üzerine yaptığı konuşmayı dinlediler.

More Sentences
discourse n. tartışma
There is an ongoing discourse about healthcare systems.
Sağlık sistemleri hakkında süregelen bir tartışma mevcut.

More Sentences
discourse v. konuşmak
She discoursed on the poetic style of Emily Dickinson.
Emily Dickinson'ın şiirsel tarzı üzerine konuştu.

More Sentences
Linguistics
discourse n. söylem
I would ask that we bring forward discourse on the finality of science, and also on ethics in Europe.
Bilimin sonluluğu ve Avrupa'da etik üzerine söylemleri öne çıkarmamızı rica ediyorum.

More Sentences
General
discourse n. tez
discourse n. mükaleme
discourse n. makale
discourse n. muhavere
discourse n. müzakere
discourse n. söz
discourse n. hitabe
discourse n. diskur
discourse n. nutuk
discourse n. broşür
discourse n. vaiz
discourse n. anlatım
discourse n. ciddi ve ayrıntılı yazı
discourse v. söylev vermek
discourse v. ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak
discourse v. söylemek
discourse v. ayrıntılı bir şekilde konuşmak
discourse v. işlemek
discourse v. bahsetmek
discourse v. üzerinde durmak
discourse v. oynamak
discourse v. çalmak
discourse v. icra etmek
Social Sciences
discourse n. kurumsallaşmış düşünce biçimi
discourse n. belirli bir konu hakkında söylenebilecekleri belirleyen toplumsal sınır
Linguistics
discourse n. dilce
Music
discourse v. (ses) çıkarmak
discourse v. ses çıkarmak
Archaic
discourse n. akılcılık
discourse n. rasyonalizm
discourse n. düzenli ve sırayla ilerleyebilme
discourse n. akıl yürütme
discourse n. akıl yürütme gücü
discourse v. (biriyle) görüşmek
discourse v. (biriyle) sohbet etmek
discourse v. anlatmak
discourse v. tartışmak

Meanings of "discourse" with other terms in English Turkish Dictionary : 78 result(s)

English Turkish
Linguistics
universe of discourse n. söylem evreni
You and I, Mr. Quistgaard, are not in the same universe of discourse.
Siz ve ben, Bay Quistgaard, aynı söylem evreninde değiliz.

More Sentences
General
literary discourse analysis n. edebi söylev analizi
discourse analysis n. söylev analizi
narrative discourse analysis n. hikaye söyleşi analizi
narrative discourse analysis n. anlatımsal söylev analizi
literary discourse analysis n. edebi söyleşi analizi
discourse analysis n. müzakere tahlili
counter-discourse n. aksi yönde söylem
counter-discourse n. aksi söylem
discourse analysis n. söylem analizi
narrative discourse analysis n. anlatı söylemi analizi
narrative discourse analysis n. anlatısal söylem analizi/çözümlemesi
literary discourse analysis n. edebi söylem analizi
poetic discourse n. şiirsel söylem
discourse marker n. söylem belirleyici
discourse marker n. söylem belirleyicisi
discourse marker n. söylem işaretçisi
discourse ethics n. söylem etiği
counter-discourse n. karşı-söylem
discourse [obsolete] n. konuya aşina olma
discourse [obsolete] n. olayların seyri
discourse [obsolete] n. hikaye
discourse [obsolete] n. açıklama
discourse [obsolete] n. anlatı
discourse [obsolete] n. sosyal aşinalık
discourse [obsolete] n. konuşma becerisi
develop a new discourse v. yeni bir söylem geliştirmek
discourse [obsolete] v. sonuca varmak
discourse [obsolete] v. sonuç çıkarmak
discourse [obsolete] v. gerekçe göstermek
discourse centred adj. anlatım merkezli
Phrasals
discourse upon/on v. bir konu ile ilgili konuşma yapmak
discourse on (something) v. (bir konuda) nutuk atmak
discourse on (something) v. (bir konuda) söylev vermek
discourse upon v. ile ilgili konuşma yapmak
discourse upon (something) v. (bir konuda) söylev vermek
discourse on v. hakkında söylev vermek
discourse upon v. üzerine konuşmak
discourse on v. üzerine konuşmak
discourse upon (something) v. (bir konu) ile ilgili konuşma yapmak
discourse on v. hakkında nutuk atmak
discourse upon v. hakkında söylev vermek
discourse on (something) v. (bir şey/konu) üzerine konuşmak
discourse upon v. hakkında nutuk atmak
discourse upon (something) v. (bir konuda) nutuk atmak
discourse on v. ile ilgili konuşma yapmak
discourse upon (something) v. (bir şey/konu) üzerine konuşmak
discourse on (something) v. (bir konu) ile ilgili konuşma yapmak
Politics
policy discourse n. politika söylemi
official discourse n. resmi söylem
public discourse n. kamusal söylem
official discourse n. devlet söylemi
racist discourse n. ırkçı söylem
nationalist discourse n. milliyetçi söylem
anti-colonist discourse n. sömürgecilik karşıtı söylem
colonial discourse n. sömürge söylemi
Social Sciences
sexist discourse n. cinsiyetçi söylem
Literature
discourse narratology n. söylem naratolojisi
discourse time n. söylem zamanı
attributive discourse n. niteleyici söylem
direct discourse n. doğrudan söylem
indirect discourse n. dolaylı söylem
narrator's discourse n. anlatıcının söylemi
character's discourse n. karakterin söylemi
narrative report of discourse n. anlatısal söylem raporu
Linguistics
field of discourse n. söylem alanı
direct discourse n. dolaysız söylem
discourse analysis n. söylem çözümlemesi
discourse construction n. dilce kurması
connected discourse n. bağıntılı söylem
field of discourse n. söylem alanı
discourse analysis n. dilce çözümlemesi
discourse competence n. söylem edinci
classroom discourse n. sınıfiçi söylemi
indirect discourse n. dolaylı söylem
manner of discourse n. söylem biçimi
spoken-written discourse n. sözlü-yazılı söylem
discourse structure n. söylem yapısı