elektromanyetik - Turkish English Dictionary

elektromanyetik

Meanings of "elektromanyetik" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
General
elektromanyetik electromagnetics n.
elektromanyetik electromagnetical adj.
elektromanyetik electromagnetic adj.
Technical
elektromanyetik electromagnetic adj.
Electric
elektromanyetik electromagnetics n.
elektromanyetik electromagnetic adj.
Automotive
elektromanyetik electromagnetic adj.

Meanings of "elektromanyetik" with other terms in English Turkish Dictionary : 367 result(s)

Turkish English
General
elektromanyetik dalgalar electromagnetic waves n.
What are the effects of electromagnetic waves on the human body?
Elektromanyetik dalgaların insan vücudu üzerindeki etkileri nelerdir?

More Sentences
Technical
elektromanyetik radyasyon electromagnetic radiation n.
An infrared ray is electromagnetic radiation.
Kızılötesi ışın elektromanyetik radyasyondur.

More Sentences
General
elektromanyetik kirlilik electromagnetic pollution n.
elektromanyetik sismograf electromagnetic seismograph n.
elektromanyetik teori electromagnetic theory n.
elektromanyetik tetkik electromagnetic survey n.
elektromanyetik alanlar electromagnetic fields n.
elektromanyetik darbe electromagnetic pulse n.
elektromanyetik alan electromagnetic field n.
elektromanyetik ekran electromagnetic screen n.
elektromanyetik zırh electromagnetic screen n.
elektromanyetik bağdaşırlık electromagnetic compatibility n.
elektromanyetik siper electromagnetic screen n.
elektromanyetik radyasyon ile ilgili radio adj.
elektromanyetik spektrumda radyo dalgaları ve kızılötesi dalgaları arasında yer alan, frekansları 300 megahertz ile 300 gigahertz arasında olup 1 metre ile 1 milimetre arasında dalga uzunluklarına sahip elektromanyetik ışımaya ilişkin microwave adj.
elektromanyetik olarak electromagnetically adv.
Trade/Economic
elektromanyetik uyumluluk electromagnetic compatibility n.
Technical
0,5 cm ile 30,000 m arasında dalga boyuna sahip elektromanyetik bir dalga radio- n.
elektromanyetik dalgaları yansıtmaya yarayan madeni anten aparatı reflector n.
aktif ve pasif cihazların elektromanyetik bozulmaya karşı bağışıklıkları immunity to electromagnetic disturbances of active and passive equipment n.
cgs sisteminin elektromanyetik birimi abcoulomb n.
dalga boyu on santimetre olan elektromanyetik dalgalar decimetric waves n.
dikişsiz ve kaynaklı çelik boruların otomatik elektromanyetik muayenesi electromagnetic testing of seamless and welded ferromagnetic steel tubes n.
elektromanyetik huni electromagnetic horn n.
elektromanyetik atalet electromagnetic inertia n.
elektromanyetik ışın veya sıcaklık iletilme özelliği diathermancy n.
elektromanyetik uyumluluk kuralları electromagnetic compatibility requirements n.
elektromanyetik moment electromagnetic momentum n.
elektromanyetik girişimlerin bastırılması için tespit edilmiş endüktörler fixed inductors for electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik dalga yayılımı electromagnetic wave propagation n.
elektromanyetik karışma electromagnetic interference n.
elektromanyetik enerji electromagnetic energy n.
elektromanyetik spektrum electromagnetic spectrum n.
elektromanyetik alan şiddeti electromagnetic field intensity n.
elektromanyetik uyumluluk electromagnetic compatibility n.
elektromanyetik girişim bastırma kondansatörleri electromagnetic interference suppression capacitors n.
elektromanyetik sızma güvenliği emission security n.
elektromanyetik sapma electromagnetic deflection n.
elektromanyetik girişimi bastırmak için sabit indüktör fixed inductor for electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik uzaktan kumandalı anahtarlar electromagnetic remote-control switches n.
elektromanyetik endüksiyon electromagnetic induction n.
elektromanyetik aşırı duyarlılık electromagnetic hypersensitivity n.
elektromanyetik kavrama electromagnetic coupling n.
elektromanyetik alan şiddetinin ölçülmesi ve hesaplanması calculation and measurement of electromagnetic field strength n.
elektromanyetik anahtar electromagnetic switch n.
elektromanyetik pompa electromagnetic pump n.
elektromanyetik volanlı fren electromagnetic flywheel brake n.
elektromanyetik frenleme electromagnetic braking n.
elektromanyetik çekim electromagnetic attraction n.
elektromanyetik iletişim electromagnetic communications n.
elektromanyetik girişim bastırması electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik osilograf electromagnetic oscillograph n.
elektromanyetik darbe electromagnetic pulse n.
elektromanyetik debi ölçer electromagnetic flow-meter n.
elektromanyetik belirlenmemiş var-yok rölesi electromechanical non-specified time all-or-nothing relay n.
elektromanyetik parazit electromagnetic interference n.
elektromanyetik karıştırma electromagnetic stirring n.
elektromanyetik valf solenoid valve n.
elektromanyetik girişim bastırma electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik bozanetken electromagnetic disturbance n.
elektromanyetik fren electromagnetic brake n.
elektromanyetik hoparlör electromagnetic speaker n.
elektromanyetik yayılma electromagnetic emission n.
elektromanyetik puls electromagnetic pulse n.
elektromanyetik reaksiyon electromagnetic reaction n.
elektromanyetik ayna electromagnetic mirror n.
elektromanyetik karışma emi -electromagnetic interference n.
elektromanyetik girişim bastırması için pasif filtre birimleri passive filter units for electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik gecikme hattı electromagnetic delay line n.
elektromanyetik osiloskop electromagnetic oscilloscope n.
elektromanyetik bozulma electromagnetic disturbance n.
elektromanyetik emniyet ventili solenoid safety valve n.
elektromanyetik birim electromagnetic unit n.
elektromanyetik frekans spektrumu electromagnetic frequency spectrum n.
elektromanyetik çevre electromagnetic environment n.
elektromanyetik sürgülü vana solenoid-operated gate valve n.
elektromanyetik sürgülü vana solenoid gate valve n.
enine elektromanyetik mod transverse electromagnetic mode n.
elektriksel ve elektronik cihazların radyasyon yoluyla yayılan elektromanyetik enerjiye bağışıklığı the immunity of electrical and electronic equipment to radiated electromagnetic energy n.
elektromanyetik zirh electromagnetic screen n.
elektromanyetik akı electromagnetic flux n.
elektromanyetik girişimi azaltma electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik frenler electromagnetic brakes n.
elektromanyetik mercek electromagnetic lens n.
elektromanyetik gürültü electromagnetic noise n.
elektromanyetik girişimi bastırmak için pasif filtre birimi passive filter unit for electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik girişim radio frequency interference n.
elektromanyetik alan bağışıklık deneyi electromagnetic field immunity test n.
elektromanyetik kuvvet electromagnetic force n.
enine elektromanyetik dalga transverse electromagnetic wave n.
elektromanyetik debi ölçerin performansı performance of electromagnetic flow-meter n.
elektromanyetik radyasyon kontrolü control of electromagnetic radiation n.
elektromanyetik dalga electromagnetic wave n.
elektromanyetik çatlak sezici electromagnetic crack detector n.
elektromanyetik kontaktör electromagnetic contactor n.
elektromanyetik yayılmanın ölçülmesi measurement of electromagnetic emission n.
elektromanyetik kuplaj electromagnetic coupling n.
elektromanyetik uyarım electromagnetic stimulation n.
elektromanyetik hoparlör electromagnetic loudspeaker n.
elektromanyetik girişimi bastırma electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik ayırıcı electromagnetic separator n.
elektromanyetik katot ışın tüpü electromagnetic cathode ray n.
elektromanyetik devre kesici electromagnetic cutout n.
elektromanyetik tüp electromagnetic tube n.
elektromanyetik birimler electromagnetic units n.
elektromanyetik girişimi bastırmak için pasif filtre birimleri passive filter units for electromagnetic interference suppression n.
elektromanyetik kavrama electromagnetic clutch n.
elektromanyetik supap solenoid valve n.
elektromanyetik emisyon deneyi electromagnetic emission test n.
elektromanyetik girişim ortamı electromagnetic interference environment n.
elektromanyetik gölgeli bölge shadow region n.
elektromanyetik röle electromagnetic relay n.
elektromanyetik dalgalar yayan bir cihaz oscillator n.
elektromanyetik mikrofon electromagnetic microphone n.
elektromanyetik deneme electromagnetic probing n.
elektromanyetik odaklama electromagnetic focusing n.
görünmez elektromanyetik radyasyon electrosmog n.
gömülü borular ve kablolar için elektromanyetik yer bulucular electromagnetic locators for buried pipes and cables n.
görünmez elektromanyetik radyasyon invisible electromagnetic radiation n.
ışık ve ışık ile elektromanyetik radyasyonda kullanılan büyüklükler ve birimler quantities and units of light and related electromagnetic radiations n.
insanların elektromanyetik alanlara maruz kalması human exposure to electromagnetic fields n.
kalitesi tayin edilmiş elektromanyetik ana röle electromechanical elementary relay of assessed quality n.
melez elektromanyetik dalga hybrid electromagnetic wave n.
radyo frekans elektromanyetik alanlara maruz kalan ölçme measurement exposed to radio-frequency electromagnetic fields n.
elektromanyetik bomba electromagnetic bomb n.
elektromanyetik radyasyon tehlikesi electromagnetic radiation hazard n.
elektromanyetik kuvvet electro-magnetism n.
elektronik bir donanımı yok etmek veya engellemek için kullanılan, mikrodalga frekans aralığında güçlü bir elektromanyetik darbe oluşturan bomba microwave bomb n.
tüp içindeki elektron ışınlarının tarama hareketine neden olup onu kontrol eden elektromanyetik bir düzenek yoke n.
elektromanyetik ışıma yoğunluğunu ölçmeye yarayan hava geçirmez ampul light mill n.
alıcı-verici ve reflektör arası elektromanyetik dalga iletimi sağlayan boynuz anten feedhorn n.
elektromanyetik dalganın istenen zaman aralığında veya istenen genlik limitleri arasındaki kısmını seçme gating n.
mıknatıslı cevherlerden kaya, kum gibi katışkıları ayırmak için kullanılan elektromanyetik aparat separator n.
elektromanyetik yanıltma simulative electromagnetic deception n.
elektromanyetik örtme ve aldatma simulative electromagnetic deception n.
elektromanyetik dalgalarla göndermek transmit v.
elektromanyetik darbe emp abrev.
Computer
elektromanyetik sızma güvenliği emission security n.
gizliliği bozan elektromanyetik yayılım compromising emanations n.
Informatics
çevresel elektromanyetik gürültü environmental radio noise n.
Telecom
dünya atmosferinin sağladığı elektromanyetik radyasyon frekansları radio window n.
elektromanyetik taşıyıcı transponder n.
elektromanyetik uyumluluk şartları electromagnetic compatibility requirements n.
elektromanyetik ışıma enerjisi electromagnetic radiation energy n.
elektromanyetik ışıma dağılması electromagnetic radiation scattering n.
elektromanyetik girişim electromagnetic interference n.
elektromanyetik yayım denetimi electromagnetic emission control n.
elektromanyetik uyumluluk ve radyo spektrumu konuları electromagnetic compatibility and radio spectrum matters n.
elektromanyetik yayım electromagnetic emission n.
elektromanyetik ışıma electromagnetic radiation n.
elektromanyetik alan electromagnetic field n.
elektromanyetik gürültüye karşı olan bağışıklık immunity to electromagnetic disturbance n.
elektromanyetik bozulma electromagnetic disturbance n.
elektromanyetik duyarlılık electromagnetic susceptibility n.
elektromanyetik sızma electromagnetic intrusion n.
elektromanyetik radyasyon denetimi control of electromagnetic radiation n.
elektromanyetik ortam electromagnetic environment n.
elektromanyetik spektrum electromagnetic spectrum n.
elektromanyetik uyumluluk ve radyo spektrum konuları electromagnetic compatibility and radio spectrum matters n.
elektromanyetik enerjinin akış oranı radiant power n.
elektromanyetik girişim denetimi electromagnetic interference control n.
radar elektromanyetik taşıyıcı radar transponder n.
radyo cihazları ve servisleri için elektromanyetik uyumluluk standardı electromagnetic compatibility standard for radio equipment and services n.
sayısal radyo telefonlarından yayılan elektromanyetik alanlar radiated electromagnetic field from digital radio telephones n.
elektromanyetik sinyallerin teller aracılığıyla iletimine ait wireline adj.
elektromanyetik sinyallerin teller aracılığıyla iletimiyle ilgili wireline adj.
Electric
aşırı yüklenme durumunda elektromanyetik devreyi kesen anahtar release n.
kızılötesi bölgede en kısa dalga boylarına sahip olan elektromanyetik radyasyon near-infrared radiation n.
elektromanyetik yayılma electromagnetic radiation n.
elektromanyetik tayf electromagnetic spectrum n.
elektromanyetik dalgalar electromagnetic waves n.
elektromanyetik ünite electromagnetic unit n.
elektromanyetik mercek electromagnetic lens n.
elektromanyetik alan şiddeti electromagnetic field intensity n.
elektromanyetik endüksiyon electromagnetic induction n.
elektromanyetik alanlar electromagnetic fields n.
elektromanyetik röle electromagnetic relay n.
elektromanyetik osiloskop electromagnetic oscilloscope n.
elektromanyetik ayna electromagnetic mirror n.
elektromanyetik hoparlör electromagnetic loudspeaker n.
elektromanyetik pompa electromagnetic pump n.
elektromanyetik zırh electromagnetic screen n.
elektromanyetik moment electromagnetic momentum n.
elektromanyetik darbe electromagnetic pulse n.
elektromanyetik osilograf electromagnetic oscillograph n.
elektromanyetik ekran electromagnetic screen n.
elektromanyetik kuvvet electromagnetic force n.
elektromanyetik spektrum electromagnetic spectrum n.
elektromanyetik tüp electromagnetic tube n.
elektromanyetik çevre electromagnetic environment n.
elektromanyetik çekim electromagnetic attraction n.
elektromanyetik hoparlör electromagnetic speaker n.
elektromanyetik parazit electromagnetic interference n.
elektromanyetik güç electromagnetic force n.
elektromanyetik jeneratör electromagnetic generator n.
elektromanyetik enerji electromagnetic energy n.
elektromanyetik osilograf oscillograph electromagnetic n.
elektromanyetik akı electromagnetic flux n.
elektromanyetik birim electromagnetic unit n.
elektromanyetik devre anahtarı electromagnetic shutter-release n.
elektromanyetik kuplaj electromagnetic coupling n.
elektromanyetik frekans spektrumu electromagnetic frequency spectrum n.
elektromanyetik huni electromagnetic horn n.
elektromanyetik alan electromagnetic field n.
elektromanyetik katot ışın tüpü electromagnetic cathode ray tube n.
elektromanyetik radyasyon electromagnetic radiation n.
elektromanyetik uyumluluk electromagnetic compatibility n.
elektromanyetik teori electromagnetic theory n.
elektromanyetik puls electromagnetic pulse n.
elektromanyetik mikrofon electromagnetic microphone n.
elektromanyetik odaklama electromagnetic focusing n.
elektromanyetik devre kesici electromagnetic cutout n.
elektromanyetik indüksiyon yasası law of electromagnetic induction n.
elektromanyetik atalet electromagnetic inertia n.
elektromanyetik anahtar electromagnetic switch n.
elektromanyetik reaksiyon electromagnetic reaction n.
elektromanyetik şalter electromagnetic switch n.
elektromanyetik etkileşim electromagnetic interactions n.
melez elektromanyetik dalga hybrid electromagnetic wave n.
elektromanyetik teori electro-magnetic n.
elektromanyetik motor electro-magnetic engine n.
elektromanyetik endüksiyon electro-magnetic induction n.
elektromanyetik teori electro-magnetic theory of light n.
radyo astronomisinde kullanılan bir elektromanyetik akı yoğunluğu birimi jansky n.
elektromanyetik tayfta uzak kızılötesi ile mikrodalgalar arasındaki frekansta yer alan radyasyon terahertz radiation n.
elektronik bir cihazın ürettiği elektromanyetik bir sinyal birdie n.
kısa devreli bobinleri manyetize ve demanyetize etmek için kullanılan elektromanyetik cihaz growler n.
radyo astronomisinde kullanılan bir elektromanyetik akı yoğunluğu birimi jy (jansky) abrev.
Television
çanak antenden yansıyan elektromanyetik dalgaları toplayan parça feedhorn n.
elektromanyetik bir dalganın herhangi bir esnada radyo veya televizyon vericisinin alanındaki yoğunluğu field strength n.
Radio
elektromanyetik bozulma electromagnetic disturbance n.
radyo yayın alıcılarının ve ilgili cihazların elektromanyetik bağışıklılığı electromagnetic immunity of radio broadcast receivers and associated equipment n.
gezegen atmosferinden engellenmeden geçen bir dizi elektromanyetik frekans window n.
Textile
elektromanyetik baskı mili kaldırıcısı electromagnetic presser bar lifter n.
Lighting
elektromanyetik ışınım electromagnetic radiation n.
elektromanyetik ışıma electromagnetic radiation n.
Automotive
darbeli elektromanyetik etkili korna impact horn n.
elektromanyetik volanlı fren electromagnetic flywheel brake n.
elektromanyetik beslemeli tip electromagnetic pickup type n.
elektromanyetik kavramalı fan electromagnetically coupled fan n.
elektromanyetik hız kesici eddy-current brake n.
elektromanyetik elektrik düğmesi solenoid switch n.
elektromanyetik fan bağlantısı electromagnetic fan coupling n.
elektromanyetik algılama electromagnetic sensing n.
elektromanyetik bilyeli supaplar electromagnetic ball valves n.
elektromanyetik çok plakalı kavrama electromagnetic multi-plate clutch n.
elektromanyetik indüksiyon electromagnetic induction n.
elektromanyetik enerji electromagnetic energy n.
elektromanyetik enjektör electromagnetic injector n.
elektromanyetik enterferans electromagnetic interference n.
elektromanyetik kavrama electromagnetic clutch n.
elektromanyetik şekillendirme electromagnetic forming n.
elektromanyetik valf electromagnetic valve n.
elektromanyetik vakum valfi electromagnetic vacuum valve n.
elektromanyetik uyumluluk (emc) electromagnetic compatibility (emc) n.
elektromanyetik göbek electromagnetic hub n.
linear elektromanyetik süspansiyon linear electromagnetic suspension n.
Aeronautic
eliptik vari elektromanyetik dalga elliptically polarized electromagnetic wave n.
elektromanyetik dalga bileşeni extraordinary wave component n.
elektromanyetik uygunluk electromagnetic compatibility n.
uçak sistemlerinin elektromanyetik uyumluluğu electromagnetic compatibility of aircraft systems n.
yüksek etkili elektromanyetik alan high intensity radiated fields n.
Marine
elektromanyetik denizcilik pusulası marine electromagnetic compass n.
elektromanyetik pusula electromagnetic compass n.
Mining
elektromanyetik ölçme yöntemiyle arama electromagnetic exploration n.
Medical
beynin çeşitli bölgelerinin elektromanyetik uyarımı transcranial magnetic stimulation n.
elektromanyetik dalga frekans birimi hertz n.
elektromanyetik alanlar electromagnetic fields n.
elektromanyetik dalga enerji birimi photon n.
elektromanyetik rezonans electromagnetic resonance n.
noniyonizan elektromanyetik alanlar non-ionizing electromagnetic fields n.
Food Engineering
bakterileri öldürüp bozulmayı geciktirmek için (yiyecekleri) elektromanyetik radyasyona maruz bırakmak irradiate v.
Physics
yüklü bir parçacığın bir ortamdaki ışık hızından daha yüksek bir hızda o ortamın içinden geçirilmesiyle üretilen elektromanyetik ışıma cherenkov radiation n.
elektromanyetik radyasyon nonparticulate radiation n.
kızılötesi bölgede en kısa dalga boylarına sahip olan elektromanyetik radyasyon near-point n.
sıcaklığın bir sonucu olarak ısı veya ışık kaynağından yayılan elektromanyetik radyasyon thermal radiation n.
yüksek sıcaklık nedeniyle nükleer silahların meydana getirdiği enkazdan yayılan elektromanyetik radyasyon thermal x-rays n.
elektromanyetik indüksiyon yasası law of electromagnetic induction n.
elektromanyetik radyasyon electromagnetic radiation n.
elektromanyetik fenomenler electromagnetic phenomena n.
atmosfer yoluyla iletilebilen elektromanyetik dalga boyu atmospheric window n.
elektromanyetik etkileşim electromagnetic interaction n.
elektromanyetik etkileşim örneği electromagnetic interaction n.
elektromanyetik moment electromagnetic moment n.
elektromanyetik olguları inceleyen fizik dalı electro-magnetism n.
elektromanyetik alan emf (electromagnetic field) n.
elektromanyetik alanın korunumlu türevleri zilch n.
elektromanyetik ve yerçekimi kuvvetlerini birleştirmeyi hedefleyen bir birleşik alan teorisi kaluza-klein theory n.
düşman tarafından kullanılabilecek bariz elektromanyetik göstergelerin açığa çıkmasını engelleme veya yanıltıcı şekilde aktarma faaliyetleri manipulative electromagnetic deception n.
atmosferik karışıklıklardan kaynaklanan 1 ila 30 kilohertz aralığındaki çok düşük frekanslı elektromanyetik dalga whistler n.
elektromanyetik alanların klasik özelliklerini özetleyen dört diferansiyel denklem maxwell's equations n.
radyo dalgalarından kısa görünür ışıktan uzun dalga boylu elektromanyetik radyasyon infrared emission n.
(elektromanyetik spektruma ait) kızılötesi alan infrared film n.
algılanan elektromanyetik radyasyon sonucu üretilen görüntü infrared frequency n.
elektromanyetik radyasyonun doğrudan elektriğe dönüştürülmesini içeren yarı iletken teknolojisi alanı photovoltaics n.
elektromanyetik radyasyonu doğrudan elektriğe dönüştüren cihazlar photovoltaics n.
elektromanyetik dalga genliğinin, fazının veya polarizasyonunun rastgele dalgalanması scintillation n.
kısa dalga boylu elektromanyetik dalga shortwave n.
yerçekimi ve elektromanyetik alanların bulunmadığı bölge free space n.
(elektromanyetik dalga genliği, fazı veya polarizasyonu) rastgele dalgalanmak scintillate v.
(elektromanyetik dalga) yayılma yönünde hem elektrik hem manyetik alan vektör bileşenleri olan hybrid adj.
elektromanyetik radyasyondan etkilenen photoinduced adj.
elektromanyetik radyasyonun manyetik bileşeni ile nükleer parçacıkların manyetik dipol momentleri arasındaki etkileşimlerle ilgili photomagnetic adj.
Chemistry
elektromanyetik kuram elecromagnetic theory n.
ışık veya elektromanyetik radyasyonla meydana gelen kimyasal indirgenme photoreduction n.
Astronomy
elektromanyetik spektrumun kızılötesi emisyonlarını gözlemleyen bir astronomi alanı infrared astronomy n.
bol miktarda çeşitli radyo frekansları yayan bir yıldızdan kaynaklı oluşan elektromanyetik radyasyonun yoğunluk birimi flux unit n.
bilim kurguda yükleri elektromanyetik raylar kullanarak uzaya fırlatmaya yarayan araç mass driver n.
elektromanyetik spektrumun yüksek frekans bölgesine ait blue adj.
Agriculture
tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin kıvılcım ateşlemeli motorlarının ürettiği radyo parazitlerinin giderilmesi (elektromanyetik uyumluluk) suppression of radio interference produced by spark-ignition engines fitted to wheeled agricultural or forestry tractors n.
Environment
deprem nedenli elektromanyetik emisyon electromagnetic emission related to an earthquake n.
elektromanyetik karışım electromagnetic interference n.
elektromanyetik ayrışma electromagnetic separation n.
elektromanyetik yanıltma electromagnetic deception n.
insanların elektromanyetik alanlara maruziyeti human exposure to electromagnetic fields n.
insanların elektromanyetik alanlara maruz kalması human exposure to electromagnetic fields n.
nükleer olmayan elektromanyetik puls silahı non-nuclear electromagnetic pulse weapon n.
Meteorology
elektromanyetik spektrum eloctromagnetic spectrum n.
elektromanyetik radyasyon electromagnetic radiation n.
Geology
elektromanyetik ışıma emr n.
elektromanyetik yöntemler electromagnetic methods n.
kontrollü kaynak elektromanyetik yöntem controlled source electromagnetic method n.
Military
atmosfer dışında/yüksek irtifada elektromanyetik darbe high-altitude electromagnetic pulse n.
elektromanyetik yayınların kontrolü electromagnetic emissions control n.
elektromanyetik örtü ve aldatma electromagnetic cover and deception n.
elektromanyetik dalga yayma electromagnetic emission n.
elektromanyetik engelleme electromagnetic intrusion n.
elektromanyetik yayım electromagnetic radiation n.
elektromanyetik radyasyon electromagnetic radiation n.
elektromanyetik darbe koruma sistemi electromagnetic pulse protection system n.
elektromanyetik karışma electromagnetic interference n.
elektromanyetik bomba e-bomb n.
elektromanyetik çevre etkisi electromagnetic environmental effect n.
elektromanyetik hassasiyet electromagnetic vulnerability n.
elektromanyetik araştırma uçağı ferret n.
elektromanyetik bomba electronic bomb n.
elektromanyetik sıkıştırma electromagnetic jamming n.
elektromanyetik örtme ve aldatma electromagnetic deception n.
elektromanyetik çevre electromagnetic environment n.
elektromanyetik enterferans electromagnetic interference n.
elektromanyetik yayın electromagnetic emission n.
elektromanyetik kuvvetlendirme electromagnetic hardening n.
elektromanyetik karıştırma electromagnetic jamming n.
elektromanyetik kamuflaj electromagnetic camouflage n.
elektromanyetik pals electromagnetic pulse n.
elektromanyetik uyumluluk electromagnetic compatibility n.
elektromanyetik radyasyon tehlikesi electromagnetic radiation hazards n.
elektromanyetik spektrum electromagnetic spectrum n.
nato elektromanyetik uyum analizi nato electromagnetic compatibility analysis n.
nükleer elektromanyetik koruma nuclear electromagnetic protection n.
yoğunlaştırılmış elektromanyetik enerji directed energy n.
elektronik araçlara zarar veren çok güçlü elektromanyetik dalgalar yaratan bir bomba türü e-bomb n.
elektromanyetik enerji ve müttefik iletişim ve elektronik sistemlerinin düşman elektronik savaş destek önlemlerine karşı kullanılması electronic masking n.
izin verilen elektromanyetik ve akustik yayım miktarını belirten politika emission control policy n.
yabancı ekipmanlardan yayılan elektromanyetik unsurların incelenmesiyle elde edilen istihbarat unintentional radiation intelligence n.
elektromanyetik radyasyonun yönetmelik tehlikesi hazards of electromagnetic radiation to ordnance n.
yönlendirilmiş enerji silahlarının, cihazlarının ve karşı önlemlerinin düşmana ait teçhizat, tesis ve personele zarar vermede veya elektromanyetik spektrumun düşmanca kullanımını önlemede kullanılmasını içeren askeri harekat directed-energy warfare n.
elektromanyetik top railgun n.
yönlendirilmiş enerji silahlarının, cihazlarının ve karşı önlemlerinin düşmana ait teçhizat, tesis ve personele zarar vermede veya elektromanyetik spektrumun düşmanca kullanımını önlemede kullanılmasını içeren askeri harekat dew (directed-energy warfare) abrev.
Music
elektromanyetik sarmal coil n.
yamalı elektromanyetik sarmal coil tap n.
Engineering
elektromanyetik sinyallerin frekans bandı channel n.
arazinin elektromanyetik mesafe ölçümü için üçgenlere bölündüğü bir arazi ölçüm yöntemi trilateration n.
elektromanyetik dalgadan istihbarat elde etme detection n.
operasyonlar, iletişim ve istihbaratta elektromanyetik spektrum kullanımını koordine eden sistematik yönetim prosedürü frequency deconfliction n.
Star Wars
elektromanyetik darbe electromagnetic pulse n.
elektromanyetik tüp electromagnetic tube n.