graze - Turkish English Dictionary
History

graze

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "graze" in Turkish English Dictionary : 43 result(s)

English Turkish
Common Usage
graze n. sıyrık
General
graze n. sıyırma
graze n. bere
graze n. otlama
graze n. otlatma
graze n. hayvan otlatmaya elverişli yeşillik
graze n. hayvan otlatmak için kullanılan yeşillik
graze n. otlak
graze n. mera
graze n. yüzeyi sıyırma
graze n. yüzeyi sıyırarak aşındırma
graze n. yüzeye hafifçe sürtme
graze n. yüzeyi baştan sona fırçalama
graze n. yüzeyi kazıma
graze v. otlanmak
graze v. sıyrılmak
graze v. yalamak
graze v. sıyırıp geçmek
graze v. sıyırmak
graze v. otlamak
graze v. otlatmak
graze v. yellemek
graze v. büyükbaşları otlatmak
graze v. (yetişen otları) koparıp yemek
graze v. (meradaki) otlarla beslenmek
graze v. zaplamak
graze v. televizyon kanalları arasında gezinip durmak
graze v. market alışverişi sırasında reyonlardan tatlı aşırıp yemek
graze v. hafifçe dokunmak
graze v. hafifçe ovmak
Colloquial
graze v. bir şeyler atıştırmak
graze v. ufak tefek bir şeyler yemek
graze v. bir şeyler atıştırmak
graze v. ufak tefek bir şeyler yemek
graze v. azar azar yemek
graze v. azar azar tatmak
graze v. yemekleri tatmak
graze v. çizmek
graze v. sıyırmak
graze v. sıyırıp geçmek
Hunting
graze n. top mermisinin birden fırlaması
Sport
graze n. (eskrimde) kılıcın en güçlü kısmını rakibinkinin en zayıf kısmına bastırıp bıçağını baştan aşağı sıyırma şeklinde yapılan hücum
Archaic
graze v. otarmak

Meanings of "graze" with other terms in English Turkish Dictionary : 22 result(s)

English Turkish
General
graze against something v. (araba vb) bir şeye sürtmek
graze [dialect] v. otlatmalık yeşillik vermek
graze [dialect] v. otlatmak için yeşillik tedarik etmek
graze [obsolete] v. otlayan büyükbaşları gütmek
Phrasals
graze on v. otlamak
graze against v. -'e sürtmek
graze against v. -'i sıyırıp geçmek
graze against (someone or something) v. (birine/bir şeye) sürtmek
graze against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) sıyırıp geçmek
graze on (something) v. otlamak
graze on (something) v. (bir şeyle) beslenmek
graze on (something) v. (bir şey) otlanmak
graze on (something) v. (bir şeyden) otlanmak
graze on (something) v. (bir şey) atıştırmak
graze on (something) v. azar azar (bir şeyler) yemek
Colloquial
graze [south africa] n. atıştırmalık
graze [south africa] n. yenilen şey
Military
mixed graze n. karışık-vuruş
graze burst n. satıhta paralanma
graze burst n. yerde paralanma
graze burst n. zeminde paralanma
Star Wars
riverside graze n. nehirtarafı otlağı