Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
Spanish - English
History
hard on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"hard on"
in Turkish English Dictionary : 1 result(s)
Category
English
Turkish
Automotive
1
Automotive
hard on
v.
tam güçle frene basmak
Meanings of
"hard on"
with other terms in English Turkish Dictionary : 141 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
hard-on
n.
ereksiyon
2
General
hard-on
n.
nadir bir soyisim
3
General
bear hard on
v.
yük olmak
4
General
breathe hard on
v.
uhlamak
5
General
be hard on somebody's trail
v.
ensesinde olmak
6
General
be hard on someone's heels
v.
birinin peşini bırakmamak
7
General
be hard on the heels of
v.
-in hemen ardından gelmek
8
General
be hard on yourself
v.
kendine haksızlık etmek
9
General
fallen on hard times
adj.
düşkün
Colloquial
10
Colloquial
not hard on the eyes
expr.
çekici
11
Colloquial
not hard on the eyes
expr.
hoş
12
Colloquial
not hard on the eyes
expr.
iyi görünümlü
13
Colloquial
not hard on the eyes
expr.
yakışıklı
Idioms
14
Idioms
be hard on someone
v.
birini üzmek
15
Idioms
come down hard on someone
v.
birisini ağır biçimde eleştirmek/azarlamak
16
Idioms
come down hard on someone
v.
birinin aklını başına getirmek
17
Idioms
be hard on someone
v.
birine kötü davranmak
18
Idioms
get a hard on for someone
v.
birine kafayı takmak ve onunla uğraşmak
19
Idioms
come down hard on someone
v.
birinin burnunu sürtmek
20
Idioms
be hard on
v.
birine çok kötü davranmak
21
Idioms
be hard on
v.
birine karşı çok kötü olmak
22
Idioms
put the hard word on someone
v.
birine sırnaşmak
23
Idioms
put the hard word on someone
v.
birine asılmak
24
Idioms
fall on hard times
v.
darda olmak
25
Idioms
be hard on someone's track
v.
ensesine yapışmak
26
Idioms
be hard on someone's trail
v.
ensesine yapışmak
27
Idioms
follow hard on
v.
peşini bırakmamak
28
Idioms
come down hard on someone
v.
tepesine binmek
29
Idioms
fall on hard times
v.
zor günler geçirmek
30
Idioms
fall on hard times
v.
zor günler yaşamak
31
Idioms
come down hard on (someone)
v.
(birini) fena azarlamak
32
Idioms
come down hard on (someone)
v.
(birinin) fena üstüne gitmek
33
Idioms
come down hard on (something)
v.
(bir şeye) sert düşmek
34
Idioms
come down hard on (something)
v.
(bir şeyin) üstüne sert bir şekilde düşmek
35
Idioms
come down hard on (something)
v.
sertçe (bir yerinin) üstüne düşmek
36
Idioms
be hard on (one)
v.
(birine) sert/kötü davranmak
37
Idioms
be hard on (one)
v.
(birine) merhametsizce/acımasızca davranmak
38
Idioms
be hard on (one)
v.
(birine) çok katı davranmak
39
Idioms
be hard on (one)
v.
(birini) üzmek
40
Idioms
be hard on (one)
v.
(biri) için zor olmak
41
Idioms
be hard on (one)
v.
(birine) ağır gelmek
42
Idioms
be hard on (one)
v.
(birine) haksızlık olmak
43
Idioms
be hard on somebody
v.
birine sert/kötü davranmak
44
Idioms
be hard on somebody
v.
birine merhametsizce/acımasızca davranmak
45
Idioms
be hard on somebody
v.
birine çok katı davranmak
46
Idioms
be hard on somebody
v.
birini üzmek
47
Idioms
be hard on somebody
v.
biri için zor olmak
48
Idioms
be hard on somebody
v.
birine ağır gelmek
49
Idioms
be hard on somebody
v.
birine haksızlık olmak
50
Idioms
come down hard on (someone)
v.
(birinin) üstüne gelmek
51
Idioms
come down hard on (someone)
v.
(birini) fena fırçalamak/azarlamak
52
Idioms
come down hard on (someone)
v.
(birini) haşlamak/paylamak
53
Idioms
come down hard on (something)
v.
(bir şeyin) üstüne sertçe düşmek
54
Idioms
come down hard on (something)
v.
(bir uzvunun) üstüne sert düşmek
55
Idioms
come down (hard) (on someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) çok üstüne gitmek
56
Idioms
come down (hard) (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) fena azarlamak
57
Idioms
come down (hard) (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) fena fırçalamak/paylamak
58
Idioms
come down (hard) (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) ağır biçimde cezalandırmak/eleştirmek
59
Idioms
come down (hard) (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
60
Idioms
come down (hard) (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) acımasızca cezalandırmak/eleştirmek
61
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak
62
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) intikam almak istemek
63
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) canına okumak istemek
64
Idioms
have a hard-on for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) fiziksel zarar vermek istemek
65
Idioms
have a hard-on for someone
v.
birine kafayı takmak ve onunla uğraşmak
66
Idioms
have a hard-on for someone
v.
birinden intikam almak istemek
67
Idioms
have a hard-on for someone
v.
birinin canına okumak istemek
68
Idioms
have a hard-on for someone
v.
birine fiziksel zarar vermek istemek
69
Idioms
put the hard word on
v.
-e asılmak/sırnaşmak
70
Idioms
put the hard word on
v.
-e yazmak
71
Idioms
put the hard word on
v.
-den parasal bir istekte bulunmak
72
Idioms
put the hard word on
v.
-e yanlamak
73
Idioms
put the hard word on (one)
v.
(birine) asılmak/sırnaşmak
74
Idioms
put the hard word on (one)
v.
(birine) yazmak
75
Idioms
put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand]
v.
(birine) baskı yapmak
76
Idioms
put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand]
v.
(birini) sıkıştırmak
77
Idioms
hard on the eyes
adj.
çirkin
78
Idioms
hard on the eyes
adj.
itici
79
Idioms
hard on the eyes
adj.
çekici olmayan
80
Idioms
hard on the eyes
adj.
tipsiz
81
Idioms
hard on the eyes
adj.
suratsız
82
Idioms
hard on someone
adj.
birine karşı sert
83
Idioms
hard on someone
adj.
birine karşı acımasız
84
Idioms
hard on someone
adj.
birinin üstüne giden
85
Idioms
hard on someone
adj.
birine karşı talepkar
86
Idioms
hard on someone
adj.
birinden çok şey bekleyen
87
Idioms
hard on someone's heels
expr.
hemen ardından/peşi sıra
88
Idioms
hard/hot on somebody's heels
expr.
hemen peşi sıra
89
Idioms
hard on someone's heels
expr.
peşini bırakmadan
90
Idioms
hard/hot on somebody's heels
expr.
tam/hemen arkasından
91
Idioms
hard on the heels
expr.
hemen ardından/peşi sıra
92
Idioms
hard on the heels
expr.
ensesinde
93
Idioms
hard on the heels
expr.
hemen arkasından/peşinden
94
Idioms
hard on (one's) the heels
expr.
(birinin) hemen ardından/peşi sıra
95
Idioms
hard on (one's) the heels
expr.
(birinin) ensesinde
96
Idioms
hard on (one's) the heels
expr.
(birinin) hemen arkasından/peşinden
97
Idioms
hard on the heels of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) hemen ardından
98
Idioms
hard on the heels of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) peşi sıra
99
Idioms
hard on the heels of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) hemen arkasından
100
Idioms
hard on the heels of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) peşinden
101
Idioms
hard on the heels of something
expr.
birinin/bir şeyin hemen ardından
102
Idioms
hard on the heels of something
expr.
birinin/bir şeyin peşi sıra
103
Idioms
hard on the heels of something
expr.
birinin/bir şeyin hemen arkasından
104
Idioms
hard on the heels of something
expr.
birinin/bir şeyin peşinden
105
Idioms
hard on your heels
expr.
hemen ardında
106
Idioms
hard on your heels
expr.
hemen peşinde
107
Idioms
hard on your heels
expr.
geçmek üzere
108
Idioms
hard on your heels
expr.
ensesinde
109
Idioms
hard on your heels
expr.
peşinde
Speaking
110
Speaking
there's no hard feelings on this
expr.
bunda darılmaca gücenmece olmaz
111
Speaking
don't be so hard on yourself
expr.
kendine bu kadar yüklenme
112
Speaking
a hard knock on the door woke me up
expr.
kapının sertçe çalınması uyandırdı beni
113
Speaking
don't be too hard on yourself
expr.
kendine karşı bu kadar katı olma
114
Speaking
I have been hard on you
expr.
sana sert davrandım
Technical
115
Technical
hard-on-hard blows
n.
kalıp kalıba vurma darbeleri
116
Technical
dropping on a hard surface
n.
sert bir zemine düşürülme
Computer
117
Computer
on the user's hard disk
expr.
sunucunun sabit diskinde
Slang
118
Slang
hard-on
n.
sertleşme
119
Slang
hard-on
n.
ereksiyon
120
Slang
hard-on
n.
kalkma
121
Slang
hard-on
n.
tutkunu/müptelası/bağımlısı olma
122
Slang
hard-on
n.
(bir şeye) kafayı takma
123
Slang
hard-on
n.
(bir şeye) kapılma
124
Slang
hard-on
n.
aklını (bir şeyle) bozma
125
Slang
a hard-on
n.
hıyarın teki
126
Slang
hard-on
n.
çok isteme
127
Slang
hard-on
n.
fena arzulama
128
Slang
hard-on
n.
erekte olmuş penis
129
Slang
have a hard on
v.
kalkmak/erekte olmak
130
Slang
put the hard word on someone
v.
birine asılmak/yazmak
131
Slang
put the hard word on someone
v.
birine yazmak
132
Slang
put the hard word on someone
v.
biriyle flört etmek
133
Slang
put the hard word on someone
v.
birine asılmak/sırnaşmak
134
Slang
get a hard-on
v.
çadırı kurmak
135
Slang
get a hard-on
v.
ereksiyon olmak
136
Slang
get a hard on
v.
kalkmak
137
Slang
get a hard on
v.
sertleşmek
138
Slang
get a hard-on
v.
penisi sertleşmek
139
Slang
have a hard-on
v.
ereksiyon olmak
140
Slang
have a hard-on
v.
erekte olmak
141
Slang
have a hard-on
v.
penisi kalkmak/sertleşmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hard on
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy