hareketsiz - Turkish English Dictionary
History

hareketsiz



Meanings of "hareketsiz" in English Turkish Dictionary : 99 result(s)

Turkish English
Common Usage
hareketsiz motionless adj.
hareketsiz immobile adj.
hareketsiz still adj.
hareketsiz stationary adj.
hareketsiz inactive adj.
hareketsiz dormant adj.
General
hareketsiz saturator n.
hareketsiz clay cold n.
hareketsiz staring adj.
hareketsiz ponderous adj.
hareketsiz sedentary adj.
hareketsiz at rest adj.
hareketsiz quiescent adj.
hareketsiz sleepy adj.
hareketsiz in repose adj.
hareketsiz moveless adj.
hareketsiz inactive adj.
hareketsiz dead adj.
hareketsiz breathless adj.
hareketsiz stock still adj.
hareketsiz flat adj.
hareketsiz languid adj.
hareketsiz immobile adj.
hareketsiz tepid adj.
hareketsiz stock-still adj.
hareketsiz inert adj.
hareketsiz immovable adj.
hareketsiz off-position adj.
hareketsiz stockstill adj.
hareketsiz static adj.
hareketsiz torpid adj.
hareketsiz non-moving adj.
hareketsiz nonmotile adj.
hareketsiz nonmoving adj.
hareketsiz actionless adj.
hareketsiz dormant adj.
hareketsiz dormant adj.
hareketsiz torpent [obsolete] adj.
hareketsiz aseptic adj.
hareketsiz unactive adj.
hareketsiz unfired adj.
hareketsiz unmoving adj.
hareketsiz unquickened adj.
hareketsiz exanimate adj.
hareketsiz unspirited adj.
hareketsiz vegetative adj.
hareketsiz vegetive [obsolete] adj.
hareketsiz blank adj.
hareketsiz leaden-limbed adj.
hareketsiz whisht adj.
hareketsiz glazed adj.
hareketsiz rigid adj.
hareketsiz immoble [obsolete] adj.
hareketsiz immoveable adj.
hareketsiz impassive adj.
hareketsiz inanimated adj.
hareketsiz inertial adj.
hareketsiz comatose adj.
hareketsiz do-nothing adj.
hareketsiz fixt [obsolete] adj.
hareketsiz pulseless adj.
hareketsiz sedent adj.
hareketsiz sessile adj.
hareketsiz signless adj.
hareketsiz sluggard adj.
hareketsiz slumbersome adj.
hareketsiz slumbrous adj.
hareketsiz stalled adj.
hareketsiz statarian adj.
hareketsiz stirless adj.
hareketsiz streamless adj.
hareketsiz put adv.
Colloquial
hareketsiz beige adj.
Idioms
hareketsiz dead in the water expr.
Trade/Economic
hareketsiz passive adj.
hareketsiz nonmovable adj.
hareketsiz dormant exchange adj.
Technical
hareketsiz inert adj.
hareketsiz immovable adj.
hareketsiz motionless adj.
hareketsiz quicescent adj.
hareketsiz immobile adj.
hareketsiz still adj.
hareketsiz stator adj.
hareketsiz quiet adj.
hareketsiz stationary adj.
hareketsiz sluggish adj.
hareketsiz static adj.
hareketsiz stagnant adj.
hareketsiz fixed adj.
Automotive
hareketsiz immobile adj.
hareketsiz motionless adj.
Aeronautic
hareketsiz quickescent n.
Food Engineering
hareketsiz static adj.
Physics
hareketsiz rest adj.
Sport
hareketsiz inert adj.
Archaic
hareketsiz stagnate adj.
Slang
hareketsiz white-bread adj.
hareketsiz whitebread adj.

Meanings of "hareketsiz" with other terms in English Turkish Dictionary : 207 result(s)

Turkish English
Common Usage
kalmak (sessiz/hareketsiz) remain v.
General
hareketsiz hale getirme immobilization n.
hareketsiz kaynak stationary source n.
hareketsiz kılma immobilisation n.
hareketsiz yük dead load n.
hareketsiz ortam static environment n.
hareketsiz ortam motionless environment n.
hareketsiz kılma immobilization n.
hareketsiz hale getirme immobilisation n.
hareketsiz varlık vegetation n.
hareketsiz duramayan kimse wiggler n.
hareketsiz duramayan kimse squirmer n.
hareketsiz duramayan kimse wriggler n.
dans hareketinin sonundaki ani hareketsiz duruş hold n.
hareketsiz hale gelme rigidifying n.
hareketsiz hale getirme rigidifying n.
hareketsiz hale getirilebilirlik congealableness n.
hareketsiz hale gelme congealedness n.
hareketsiz dönem dog days n.
hareketsiz duran nesne/kimse poiser n.
hareketsiz şey stockfish n.
hareketsiz durmak poise v.
hareketsiz tutmak poise v.
hareketsiz olmak be at rest v.
korkutup hareketsiz bırakmak overawe v.
hareketsiz kalmak jam v.
hareketsiz hale getirmek immobilize v.
hareketsiz durmak stand still v.
hareketsiz kılmak immobilise v.
hareketsiz kılmak pin down v.
hareketsiz oturmak sit dormant v.
hareketsiz yatmak lie still v.
hareketsiz kılmak immobilize v.
hareketsiz hale getirmek immobilise v.
hareketsiz hale getirmek torpefy v.
hareketsiz hale getirmek torpify v.
(bir kişiyi) hareketsiz hale getirmek unactive v.
(hareketsiz bir nesne) yürür gibi hareket etmek walk v.
bir kişiyi (ellerinden tutarak) hareketsiz hale getirmeye çalışmak wrestle v.
hareketsiz hale getirmek bowl (out) [uk] v.
hareketsiz hale getirmek bowl (down) [uk] v.
hareketsiz bırakacak şekilde korkutmak hypnotise v.
hareketsiz bırakacak şekilde ürkütmek hypnotise v.
hareketsiz bırakacak şekilde korkutmak hypnotize v.
hareketsiz bırakacak şekilde ürkütmek hypnotize v.
hareketsiz bırakacak şekilde korkutmak hypnotise v.
hareketsiz bırakacak şekilde ürkütmek hypnotise v.
hareketsiz olmak hybernacle v.
hareketsiz kılmak rigidify v.
hareketsiz olmak drumble [dialect] v.
hareketsiz hale getirmek constipate v.
hareketsiz bırakmak fascinate v.
hareketsiz bırakmak freeze v.
kadar hareketsiz as dumb as adj.
hareketsiz rahatta ölmüş at rest adj.
çok hareketsiz (yer) sleepy adj.
hareketsiz (araç) neutral adj.
hareketsiz hale getirilebilir congealable adj.
donuk ve hareketsiz comatous adj.
(iş, piyasa) hareketsiz featureless adj.
hareketsiz ve sakin peaceful adj.
hareketsiz dururken burnuyla avını gösteren (köpek) dead set adj.
tembel ve hareketsiz sluggardly adj.
(kişi) hareketsiz sticky adj.
hareketsiz bir şekilde movelessly adv.
hareketsiz bir şekilde motionlessly adv.
put gibi hareketsiz like a bump on a log adv.
hareketsiz bir şekilde inactively adv.
hareketsiz bir şekilde untroubledly adv.
hareketsiz bir şekilde stagnantly adv.
hareketsiz bir şekilde statarianly adv.
hareketsiz bir şekilde statedly adv.
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında hareketsiz bırakmak pin someone or something under someone or something v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak pin (someone or something) underneath (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak pin (someone or something) beneath (someone or something) v.
altında hareketsiz bırakmak pin beneath v.
altında hareketsiz bırakmak pin under v.
(pasif/hareketsiz bir hale) geçmek sink into (something) v.
Colloquial
hareketsiz durma meydan okuması mannequin challenge n.
insanların belli bir süre bir manken gibi hareketsiz durup hareketli bir kamera vasıtasyla bu anların filme alındığı bir internet video virali mannequin challenge n.
uzun süre hareketsiz yolculuk etmekten kaynaklı derin toplardamar pıhtılaşması economy class syndrome n.
bir şeyin yapılabilmesi için hareketsiz durmak hold still for (someone or something) v.
birinin bir şey yapabilmesi için sabit/hareketsiz kalmak hold still for (someone) v.
(biri) için hareketsiz kalmak hold still for (someone) v.
ölü gibi hareketsiz still as death adj.
hareketsiz (ekonomi/iş) down in the doldrums expr.
Idioms
hareketsiz durmak freeze into immobility v.
hareketsiz kalmak stay stock-still v.
hareketsiz olmak let the grass grow beneath (one's) feet v.
hareketsiz durmak/kalmak hold hard [uk] v.
hareketsiz olmak/durmak be stock still v.
hareketsiz olmak, durmak, kalmak be, stay, stand, stock-still v.
(biri/bir şey) için hareketsiz durmak stand still for (someone or something) v.
(biri/bir şey) için hareketsiz durmak stay still for (someone or something) v.
hareketsiz durmak stay stock still v.
heykel gibi hareketsiz as still as a statue expr.
ölü gibi hareketsiz as still as death expr.
hareketsiz bir dönemde in a holding pattern expr.
Trade/Economic
hareketsiz hesap dormant account n.
hareketsiz piyasa flat market n.
hareketsiz stok inactive stock n.
hareketsiz stok dead stock n.
hareketsiz hesap dead account n.
hareketsiz varlıklar slow assets n.
hareketsiz pazar flat market n.
hareketsiz stok inactive inventory n.
hareketsiz borsa dormant exchange n.
hareketsiz menkul değer inactive stock n.
hareketsiz hesap inactive account n.
hareketsiz tahvil inactive bond n.
Politics
hareketsiz kalmak fail to act v.
Industry
işlem sırasındaki belirli bir aralıkta hareketsiz olmak (hareketli alet veya makine parçası) dwell v.
Media
teknik ve teknik olmayan olaylara ait hareketli, hareketsiz ve sesli medyanın kaydedilmesi visual information documentation n.
Technical
titreşen plaka veya telde diğer kısımlar titreşim halindeyken hareketsiz kalan çizgi veya noktalar nodal line n.
dönme hareketsiz darbeli güç aleti non-rotary percussive power tool n.
elektrik motorunun hareketsiz kısmı stator n.
hareketsiz parça stationary part n.
hareketsiz kanat stationary blade n.
hareketsiz durum zero position n.
hareketsiz çerçeve stationary frame n.
hareketsiz kütle rest mass n.
hareketsiz döküm die cast n.
hareketsiz uç fixed end n.
hareketsiz yük dead load n.
hareketsiz su standing water n.
hareketsiz parçalar (makine) fixed parts n.
hareketsiz dalgalar standing waves n.
rüzgarsızlık nedeniyle hareketsiz kalmak (yelkenli) becalm v.
hareketsiz kalmış becalmed adj.
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan anchyl- pref.
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan anchylo- pref.
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan ankyl- pref.
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan ankylo- pref.
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan ancyl- pref.
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan ancylo- pref.
Computer
hareketsiz görüntü still image n.
hareketsiz açık still on expr.
hareketsiz kapalı still off expr.
Telecom
hareketsiz çerçeve still frame n.
Mechanic
hareketsiz parçalar fixed parts n.
Construction
hareketsiz mesnet fixed bearing n.
Automotive
hareketsiz durumdan kalkış standing start n.
(arabayı) tekerlek kilidi ile hareketsiz hale getirme clamping n.
(arabayı) tekerlek kilidi ile hareketsiz hale getirmek clamp v.
Aeronautic
hareketsiz seyrüsefer sistemi inertial navigation system n.
hareketsiz sahalar nonmovement areas n.
Marine
demir atmadan veya palamara bağlanmadan geminin suda hareketsiz durması heave to n.
hareketsiz yük dead load n.
içi su dolu hareketsiz gemi water logged n.
Medical
hareketsiz yaşam tarzı sedentary lifestyle n.
hareketsiz distonik postür immobile dystonic posture n.
hareketsiz olarak geçirilen süre the time spent motionless n.
hareketsiz silya sendromu immobile cüiary syndrome n.
radyoterapi uygulamadan önce hastanın hareketsiz kalması ve ışın alanlarının merkezlerini belirtmek için cilt üzerine konulan işaretler localization marks n.
uzvu özellikle eklem bölümünden hareketsiz hale getirmek için kullanılan bandaj spica n.
Anatomy
(özellikle kafatası kemikleri arasındaki) hareketsiz eklem fibrous joint n.
Psychology
büsbütün karartılmış bir ortamda hareketsiz duran bir ışıklı noktanın hareket ediyormuş gibi görünmesi autokinetic illusion n.
Pathology
sperm hücrelerinin cansız veya hareketsiz olması necrospermia n.
Parasitology
anaplasmataceae familyasından parazitik, gram negatif, hareketsiz bir bakteri cinsi anaplasm n.
anaplasmataceae familyasından parazitik, gram negatif, hareketsiz bir bakteri cinsi anaplasma n.
hem virüslere hem de bakterilere benzerlik gösteren gram-negatif ve hareketsiz bir mikroorganizma mycoplasmataceae n.
hem virüslere hem de bakterilere benzerlik gösteren gram-negatif ve hareketsiz bir mikroorganizma family mycoplasmataceae n.
Biology
hareketsiz kınlı liflerden oluşan bir bakteri cinsi thiothrix n.
düşük alglerde bulunan hareketsiz gamet veya eşlenik hücre aplanogamete n.
belirli alg ve mantarların ürettiği hareketsiz aseksüel spor aplanospore n.
insan ve hayvanlarda hastalıklara yol açan hareketsiz çubuk şekilli bir gram pozitif bakteri cinsi erysipelothrix n.
spor üretmeyen ve çeşitli hastalıklara neden olan gram-pozitif, hareketsiz bir bakteri cinsi corynebacterium n.
hareketsiz (alg ve mantar sporu) aplanetic adj.
Marine Biology
kırmızı alglerin hareketsiz sporu carpospore n.
üşüyen balıkların hareketsiz yan yana durmaları shimmies n.
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız ascidian n.
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız sea squirt n.
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız ascidiarium n.
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız ascidiozooid n.
kırmızı alglerin hareketsiz sporuna benzer carposporic adj.
kırmızı alglerin hareketsiz sporu ile ilgili carposporic adj.
hareketsiz spora sahip carposporous adj.
Astronomy
aktörlerin filmde etkileşimde bulunduğu hareketsiz nesneler film dekoru n.
Linguistics
fiilin ifade ettiği eylemin hareketsiz, istemsiz, dolaysız nedenini belirten bir isim tamlamasının anlamıyla ilgili instrumental adj.
Military
deniz dibinde hareketsiz kalmış denizaltı personeli distressed submarine personnel n.
hareketsiz kadro dormant post n.
(mayın savaşında) ateşlemeler arasındaki hareketsiz dönem inter-look dormant period n.
kütük gibi hareketsiz olmak stand stock still v.
Hunting
köpeğin burnuyla avını gösterirken hareketsiz durması dead set n.
Sport
hareketsiz duruş motionless position n.
yerde hareketsiz tutuş scarf hold n.
(körling) oynanan taşın hareketsiz bir taşa yön değiştirmeye yetecek kadar değdiği atış wick n.
(körling) (hareketsiz duran taşa) oynanan taşın yönünü değiştirmeye yetecek kadar vurmak wick v.
Theatre
oyuncuların bir sahneyi, sessiz ve hareketsiz kalarak bir resim gibi canlandırması tableau vivant n.
oyuncuların bir sahneyi, sessiz ve hareketsiz kalarak bir resim gibi canlandırması tableau n.
tüm oyuncuların kısa bir süre sahnede hareketsiz kalması tableau n.
tüm oyuncuların kısa bir süre sahnede hareketsiz kalması tableau vivant n.
Cinema
hareketsiz görüntü insert n.
bandı durdurarak hareketsiz halde görüntülenebilen video kaydı karesi freeze-frame n.
Photography
hareketsiz obje fotoğrafçılığı still photography n.
hareketsiz görüntü üzerine çalışılan fotoğrafçılık still photography n.
hareketsiz obje fotoğrafçılığında kullanılan bir fotoğraf makinesi markası kodak® n.
hareketsiz obje fotoğrafı kodak [dated] n.
hareketsiz obje fotoğrafı still n.
35 mm'lik ve daha az genişlikte film kullanılan hareketsiz obje fotoğrafçılığı miniature adj.
hareketsiz obje fotoğrafına özgü still adj.
hareketsiz obje fotoğrafı ile ilgili still adj.
hareketsiz obje fotoğrafı için tasarlanan still adj.
(fotoğraf) hareketsiz objeleri konu alan still adj.
Archaic
hareketsiz çizgi deadline n.
(yılan) bir bakışla hareketsiz bırakmak fascinate v.
Entomology
avı ağa takılana kadar hareketsiz bekleyen örümceklerin oluşturduğu bir kabile sedentary spider n.