Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
sticky
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"sticky"
in Turkish English Dictionary : 80 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
sticky
adj.
yapış yapış
2
Common Usage
sticky
adj.
yapışkan
General
3
General
sticky
n.
meraklı kimse
4
General
sticky
n.
hevesli kimse
5
General
sticky
n.
yerli yersiz sorular soran kimse
6
General
sticky
n.
meraklı bakış
7
General
sticky
n.
hevesli bakış
8
General
sticky
n.
post-it kağıtları
9
General
sticky
n.
yapışkanlı not kağıtları
10
General
sticky
v.
yapış yapış yapmak
11
General
sticky
v.
yapışkan hale getirmek
12
General
sticky
v.
ağdalandırmak
13
General
sticky
v.
her yere bulaştırmak
14
General
sticky
v.
(internet forumunda) bir haber dizisini gündemin başına sabitlemek
15
General
sticky
adj.
ıslak
16
General
sticky
adj.
rutubetli
17
General
sticky
adj.
zorlu
18
General
sticky
adj.
sıvık
19
General
sticky
adj.
isteksiz
20
General
sticky
adj.
vıcık
21
General
sticky
adj.
inatçı
22
General
sticky
adj.
sakız gibi
23
General
sticky
adj.
nemli
24
General
sticky
adj.
berbat
25
General
sticky
adj.
rutubetli (hava)
26
General
sticky
adj.
yapışkanlı
27
General
sticky
adj.
sıvışık
28
General
sticky
adj.
kötü
29
General
sticky
adj.
bulaşkan
30
General
sticky
adj.
gönülsüz
31
General
sticky
adj.
zor
32
General
sticky
adj.
tatsız
33
General
sticky
adj.
aşırı nemli
34
General
sticky
adj.
yapışkan
35
General
sticky
adj.
odunsu
36
General
sticky
adj.
çubuğa benzer
37
General
sticky
adj.
dala benzer
38
General
sticky
adj.
(kişi) odun gibi
39
General
sticky
adj.
(kişi) hareketsiz
40
General
sticky
adj.
(kişi) donuk
41
General
sticky
adj.
(kar) erimeye başlayan
42
General
sticky
adj.
(kar) yumuşak
43
General
sticky
adj.
yaş
44
General
sticky
adj.
terli
45
General
sticky
adj.
terden sırılsıklam
46
General
sticky
adj.
engelleyen
47
General
sticky
adj.
engellenen
48
General
sticky
adj.
alıkoyan
49
General
sticky
adj.
alıkoyulan
50
General
sticky
adj.
tıkanan
51
General
sticky
adj.
tıkalı
52
General
sticky
adj.
tıkayan
53
General
sticky
adj.
inatçı
54
General
sticky
adj.
yerinde sayan
55
General
sticky
adj.
değişikliğe direnen
56
General
sticky
adj.
satılması zor
57
General
sticky
adj.
zor satılan
58
General
sticky
adj.
satışı zor
59
General
sticky
adj.
elde kalan
60
General
sticky
adj.
ödenek sağlaması zor olan
61
General
sticky
adj.
ödemesi zor
62
General
sticky
adj.
ödenemeyen
63
General
sticky
adj.
zorluk yaratan
64
General
sticky
adj.
zorlayıcı
65
General
sticky
adj.
zor beğenen
66
General
sticky
adj.
yaygaracı
67
General
sticky
adj.
titiz
68
General
sticky
adj.
müşkülpesent
69
General
sticky
adj.
kılı kırk yaran
Colloquial
70
Colloquial
sticky
adj.
yılışık
71
Colloquial
sticky
adj.
yıvışık
Trade/Economic
72
Trade/Economic
sticky
adj.
(fiyat veya maaş) sabit
Technical
73
Technical
sticky
adj.
yapışkan
74
Technical
sticky
adj.
yapışan
Computer
75
Computer
sticky
adj.
(fare) belirli bir süre aktif kalan donanım ürününe ait veya ilgili
76
Computer
sticky
adj.
(fare) temas ile çalışan yazılım/donanım ürününe ait veya ilgili
Mechanic
77
Mechanic
sticky
adj.
yapışkan
Zoology
78
Zoology
sticky
adj.
(at) engel önünde kararsız kalan
79
Zoology
sticky
adj.
(at) zıplayacakken duraksayan
Sport
80
Sport
sticky
adj.
(üzerinde kriket oynanan suni çimen) yüzeyi yapışan
Meanings of
"sticky"
with other terms in English Turkish Dictionary : 200 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
sticky tape
n.
yapıştırıcı bant
2
General
sticky tape
n.
bant
3
General
sticky note paper
n.
yapışkanlı not kağıdı
4
General
sticky note
n.
yapışkanlı not kağıdı
5
General
sticky knowledge
n.
bilginin yapışkanlığı
6
General
sticky knowledge
n.
yapışkan bilgi
7
General
sticky floor
n.
yapışkan zemin
8
General
sticky note
n.
yapışkanlı not kağıdı
9
General
sticky shield
n.
yapışkan tuzak
10
General
sticky shield
n.
yapışkan böcek tuzak paneli
11
General
stick with sticky tape
v.
bantlamak
12
General
be sticky
v.
yapış yapış olmak (hava)
13
General
be sticky
v.
nemli olmak
14
General
be sticky
v.
yapış yapış olmak
15
General
make sticky
v.
vıcık vıcık etmek
16
General
be sticky about doing something
v.
isteksiz olmak
17
General
be sticky
v.
yapışkan olmak
18
General
sticky-fingered
adj.
hırsızlık yapan
19
General
sticky-fingered
adj.
çalan
20
General
sticky-fingered
adj.
cebe indiren
21
General
sticky-fingered
adj.
hırsız gibi
22
General
sticky-fingered
adj.
hırsıza benzer
23
General
sticky-fingered
adj.
çalıp çırpan
24
General
sticky-handed
adj.
hırsızlık yapan
25
General
sticky-handed
adj.
çalan
26
General
sticky-handed
adj.
cebe indiren
27
General
sticky-handed
adj.
hırsız gibi
28
General
sticky-handed
adj.
hırsıza benzer
29
General
sticky-handed
adj.
çalıp çırpan
30
General
stk (sticky)
abrev.
yapışkan
Colloquial
31
Colloquial
a sticky situation
n.
zor bir durum
32
Colloquial
a sticky wicket [uk/australia]
n.
başı belada
33
Colloquial
a sticky wicket [uk/australia]
n.
başı dertte
34
Colloquial
a sticky wicket
n.
(kriket) ıslak top
35
Colloquial
come to a sticky end
v.
sonu kötü bitmek
36
Colloquial
come to a sticky end
v.
sonu fena olmak
Idioms
37
Idioms
sticky wicket
n.
çıban başı
38
Idioms
sticky tune
n.
ağza/dile dolanan/takılan şarkı
39
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
garip bir durum
40
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
utanç verici bir durum
41
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
riskli bir durum
42
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
can sıkıcı bir durum
43
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
tatsız bir durum
44
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
münasebetsiz bir durum
45
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
uygunsuz bir durum
46
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
mahcup edici bir durum
47
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
nahoş bir durum
48
Idioms
a sticky situation [uk/australia]
n.
rezil bir durum
49
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
garip bir durum
50
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
zor bir durum
51
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
tatsız bir durum
52
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
münasebetsiz bir durum
53
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
uygunsuz bir durum
54
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
mahcup edici bir durum
55
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
nahoş bir durum
56
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
rezil bir durum
57
Idioms
a sticky wicket [uk/australia]
n.
yağmurdan vıcık vıcık olmuş zemin/saha
58
Idioms
sticky fingers
n.
çalma eğilimi
59
Idioms
sticky fingers
n.
hırsızlık eğilimi
60
Idioms
have sticky fingers
v.
çalmak
61
Idioms
one's hands to get sticky
v.
elleri yapış yapış olmak
62
Idioms
have sticky fingers
v.
eli uzun olmak
63
Idioms
meet a sticky end
v.
hoş olmayan bir şekilde ölmek
64
Idioms
be (batting) on a sticky wicket
v.
geçmişte yapmış olduğu hatalar yüzünden zor durumda olmak
65
Idioms
have sticky hands
v.
elleri yapış yapış olmak
66
Idioms
come to a sticky end
v.
hoş olmayan bir şekilde ölmek
67
Idioms
have sticky fingers
v.
hırsızlık yapmak
68
Idioms
meet a sticky end
v.
kötü bir şekilde ölmek
69
Idioms
come to a sticky end
v.
kötü bir şekilde ölmek
70
Idioms
meet a sticky end
v.
sonu fena olmak
71
Idioms
be on a sticky wicket
v.
yaptığının bedelini ödemek
72
Idioms
be batting on a sticky wicket
v.
yaptığının cezasını çekmek
73
Idioms
be batting on a sticky wicket
v.
yaptığının bedelini ödemek
74
Idioms
be on a sticky wicket
v.
yaptığının cezasını çekmek
75
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
tatsızlık/zorluk yaşamak
76
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
tatsız/zorlu bir döneme girmek
77
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
berbat bir döneme girmek
78
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
tatsız/zor zamanlar yaşamak
79
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
80
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
güç bir dönemde olmak
81
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
82
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
güç bir dönem geçiriyor olmak
83
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
zorluk/güçlük çekmek
84
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
yokluk/cefa çekmek
85
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
sıkıntı çekmek
86
Idioms
go through/hit a sticky patch
v.
dara/sıkıntıya düşmek
87
Idioms
hit a sticky patch
v.
tatsızlık/zorluk yaşamak
88
Idioms
hit a sticky patch
v.
tatsız/zorlu bir döneme girmek
89
Idioms
hit a sticky patch
v.
berbat bir döneme girmek
90
Idioms
hit a sticky patch
v.
tatsız/zor zamanlar yaşamak
91
Idioms
hit a sticky patch
v.
sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
92
Idioms
hit a sticky patch
v.
güç bir dönemde olmak
93
Idioms
hit a sticky patch
v.
sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
94
Idioms
hit a sticky patch
v.
güç bir dönem geçiriyor olmak
95
Idioms
hit a sticky patch
v.
zorluk/güçlük çekmek
96
Idioms
hit a sticky patch
v.
yokluk/cefa çekmek
97
Idioms
hit a sticky patch
v.
sıkıntı çekmek
98
Idioms
hit a sticky patch
v.
dara/sıkıntıya düşmek
99
Idioms
go through a sticky patch
v.
zor bir dönem geçirmek
100
Idioms
go through a sticky patch
v.
problemli bir dönem geçirmek
101
Idioms
go through a sticky patch
v.
can sıkıcı bir dönem geçirmek
102
Idioms
go through a sticky patch
v.
sıkıntılı bir dönem geçirmek
103
Idioms
go through a bad/sticky patch
v.
zor bir dönemde olmak
104
Idioms
go through a bad/sticky patch
v.
zor bir dönemden geçmek
105
Idioms
hit a bad/sticky patch
v.
zor bir döneme girmek
106
Idioms
be in a sticky situation
v.
güç bir durumda olmak
107
Idioms
be in a sticky situation
v.
zor bir durumda olmak
108
Idioms
be in a sticky situation
v.
berbat durumda olmak
109
Idioms
be in a sticky situation
v.
içinden çıkılması zor bir durumda olmak
110
Idioms
be in a sticky situation
v.
müşkül durumda olmak
111
Idioms
be in a sticky situation
v.
tatsız durumda olmak
112
Idioms
be in a sticky situation
v.
sıkıntılı bir durumda olmak
113
Idioms
be in a sticky situation
v.
mahcup edici bir durumda olmak
114
Idioms
be in a sticky situation
v.
can sıkıcı bir durumda olmak
115
Idioms
be in a sticky situation
v.
utanç verici bir durumda olmak
116
Idioms
be in a sticky situation
v.
yüz kızartıcı bir durumda olmak
117
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
zor bir durumda olmak
118
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
sıkıntılı bir durumda olmak
119
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
uygunsuz bir durumda olmak
120
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
başı belada olmak
121
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
başı dertte olmak
122
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
tatsız bir durumda olmak
123
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
nahoş/rezil bir durumda olmak
124
Idioms
be (batting) on a sticky wicket [uk]
v.
utanç verici bir durumda olmak
125
Idioms
go through a sticky patch
v.
zor bir dönemde olmak
126
Idioms
go through a sticky patch
v.
zor bir dönemden geçmek
127
Idioms
hit a sticky patch
v.
zor bir dönemde olmak
128
Idioms
hit a sticky patch
v.
zor bir dönemden geçmek
129
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
zor durumda
130
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
sıkıntı içerisinde
131
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
güçlük içerisinde
132
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
başı belada
133
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
başı dertte
134
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
tatsız bir durumda
135
Idioms
batting on a sticky wicket
adj.
nahoş/rezil bir durumda
136
Idioms
in a sticky situation
adv.
güç durumda
137
Idioms
in a sticky situation
adv.
zor durumda
138
Idioms
in a sticky situation
adv.
berbat durumda
139
Idioms
in a sticky situation
adv.
içinden çıkılması zor bir durumda
140
Idioms
in a sticky situation
adv.
müşkül bir durumda
141
Idioms
on a sticky wicket [uk/australia]
expr.
başı belada
142
Idioms
on a sticky wicket [uk/australia]
expr.
zor durumda
143
Idioms
on a sticky wicket [uk/australia]
expr.
tatsız bir durumda
144
Idioms
on a sticky wicket [uk/australia]
expr.
nahoş/rezil bir durumda
145
Idioms
on a sticky wicket [uk/australia]
expr.
utanç verici bir durumda
Trade/Economic
146
Trade/Economic
sticky prices
n.
fiyatların yapışkanlığı
147
Trade/Economic
sticky prices
n.
fiyat değişmelerinin yavaşlığı
148
Trade/Economic
sticky wages
n.
ücretlerin yapışkanlığı
149
Trade/Economic
sticky price model
n.
yapışkan fiyat modeli
150
Trade/Economic
sticky note
n.
yapışkanlı not kağıdı
151
Trade/Economic
sticky wages
n.
yapışkan ücretler
152
Trade/Economic
sticky prices
n.
yapışkan fiyatlar
153
Trade/Economic
sticky issues
n.
yapışkan tahviller
Technical
154
Technical
sticky substance
n.
bulaşıcı madde
155
Technical
sticky limit
n.
yapışma limiti
156
Technical
sticky point
n.
yapışma noktası
157
Technical
sticky keys
n.
yapışkan tuşlar
Computer
158
Computer
sticky bit
n.
yapışkan bit
159
Computer
sticky content
n.
(internet sitesinde) çok tıklanan popüler içerik
Informatics
160
Informatics
sticky keys
n.
yapışkan tuşlar
Medical
161
Medical
sticky blood
n.
kanda koyulaşma durumu
Gastronomy
162
Gastronomy
sticky rib
n.
kemikli pirzola
163
Gastronomy
sticky rice
n.
glütenli pirinç
164
Gastronomy
sticky rice
n.
yapışkan pirinç
165
Gastronomy
sticky bun
n.
tarçınlı çörek
Biology
166
Biology
sticky end
n.
(dna veya rna'da) tek zincirli uç
Botanic
167
Botanic
sticky bob
n.
yoğurtotu
168
Botanic
sticky bob
n.
dil kanatan
169
Botanic
sticky willy
n.
yoğurtotu
170
Botanic
sticky willy
n.
dil kanatan
171
Botanic
sticky willow
n.
yoğurtotu
172
Botanic
sticky willow
n.
dil kanatan
173
Botanic
sticky grass
n.
yoğurtotu
174
Botanic
sticky grass
n.
dil kanatan
175
Botanic
sticky goosefoot
n.
kızılbacak
176
Botanic
sticky goosefoot
n.
meşe yapraklı aromatik bir kazayağı bitkisi
177
Botanic
sticky aster (machaeranthera bigelovii)
n.
batı kolorado ve arizona'ya özgü yabani bir yıldız çiçeği
178
Botanic
sticky geranium
n.
kuzey amerika'ya özgü, beyaz veya soluk pembe renkli bir turnagagası
179
Botanic
sticky willie
n.
yoğurt otu
Military
180
Military
sticky bomb
n.
yapışkan bomba
Sport
181
Sport
sticky wicket
n.
(kriket) kale çevresindeki yapış yapış alan
182
Sport
sticky-fingered
adj.
top yakalamada iyi olan
183
Sport
sticky-fingered
adj.
topa hakim
Slang
184
Slang
icky-sticky
n.
bok
185
Slang
sticky icky
n.
esrar
186
Slang
sticky icky (rap slang)
n.
esrar
187
Slang
icky-sticky
n.
esrar
188
Slang
sticky icky (rap slang)
n.
ot
189
Slang
sticky icky
n.
ot
190
Slang
come to a sticky end
v.
bok yoluna gitmek
British Slang
191
British Slang
sticky biscuit
n.
bir mastürbasyon oyunu
192
British Slang
sticky love piss
n.
döl
193
British Slang
sticky wicket
n.
güçlük
194
British Slang
sticky love piss
n.
meni
195
British Slang
sticky wicket
n.
sıkıntı
196
British Slang
sticky love piss
n.
sperm
197
British Slang
sticky wicket
n.
zor durum
198
British Slang
bat on a sticky wicket
v.
başını belaya sokmak
199
British Slang
bat on a sticky wicket
v.
kendini ateşe atmak
200
British Slang
bat on a sticky wicket
v.
kendini zora sokmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sticky
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy