|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
kalmak (sessiz/hareketsiz) |
remain f.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
hareketsiz hale getirme |
immobilization i.
|
|
3 |
Genel |
hareketsiz kaynak |
stationary source i.
|
|
4 |
Genel |
hareketsiz kılma |
immobilisation i.
|
|
5 |
Genel |
hareketsiz yük |
dead load i.
|
|
6 |
Genel |
hareketsiz ortam |
static environment i.
|
|
7 |
Genel |
hareketsiz ortam |
motionless environment i.
|
|
8 |
Genel |
hareketsiz kılma |
immobilization i.
|
|
9 |
Genel |
hareketsiz hale getirme |
immobilisation i.
|
|
10 |
Genel |
hareketsiz varlık |
vegetation i.
|
|
11 |
Genel |
hareketsiz duramayan kimse |
wiggler i.
|
|
12 |
Genel |
hareketsiz duramayan kimse |
squirmer i.
|
|
13 |
Genel |
hareketsiz duramayan kimse |
wriggler i.
|
|
14 |
Genel |
dans hareketinin sonundaki ani hareketsiz duruş |
hold i.
|
|
15 |
Genel |
hareketsiz hale gelme |
rigidifying i.
|
|
16 |
Genel |
hareketsiz hale getirme |
rigidifying i.
|
|
17 |
Genel |
hareketsiz hale getirilebilirlik |
congealableness i.
|
|
18 |
Genel |
hareketsiz hale gelme |
congealedness i.
|
|
19 |
Genel |
hareketsiz dönem |
dog days i.
|
|
20 |
Genel |
hareketsiz duran nesne/kimse |
poiser i.
|
|
21 |
Genel |
hareketsiz şey |
stockfish i.
|
|
22 |
Genel |
hareketsiz durmak |
poise f.
|
|
23 |
Genel |
hareketsiz tutmak |
poise f.
|
|
24 |
Genel |
hareketsiz olmak |
be at rest f.
|
|
25 |
Genel |
korkutup hareketsiz bırakmak |
overawe f.
|
|
26 |
Genel |
hareketsiz kalmak |
jam f.
|
|
27 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
immobilize f.
|
|
28 |
Genel |
hareketsiz durmak |
stand still f.
|
|
29 |
Genel |
hareketsiz kılmak |
immobilise f.
|
|
30 |
Genel |
hareketsiz kılmak |
pin down f.
|
|
31 |
Genel |
hareketsiz oturmak |
sit dormant f.
|
|
32 |
Genel |
hareketsiz yatmak |
lie still f.
|
|
33 |
Genel |
hareketsiz kılmak |
immobilize f.
|
|
34 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
immobilise f.
|
|
35 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
torpefy f.
|
|
36 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
torpify f.
|
|
37 |
Genel |
(bir kişiyi) hareketsiz hale getirmek |
unactive f.
|
|
38 |
Genel |
(hareketsiz bir nesne) yürür gibi hareket etmek |
walk f.
|
|
39 |
Genel |
bir kişiyi (ellerinden tutarak) hareketsiz hale getirmeye çalışmak |
wrestle f.
|
|
40 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
bowl (out) [uk] f.
|
|
41 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
bowl (down) [uk] f.
|
|
42 |
Genel |
hareketsiz bırakacak şekilde korkutmak |
hypnotise f.
|
|
43 |
Genel |
hareketsiz bırakacak şekilde ürkütmek |
hypnotise f.
|
|
44 |
Genel |
hareketsiz bırakacak şekilde korkutmak |
hypnotize f.
|
|
45 |
Genel |
hareketsiz bırakacak şekilde ürkütmek |
hypnotize f.
|
|
46 |
Genel |
hareketsiz bırakacak şekilde korkutmak |
hypnotise f.
|
|
47 |
Genel |
hareketsiz bırakacak şekilde ürkütmek |
hypnotise f.
|
|
48 |
Genel |
hareketsiz olmak |
hybernacle f.
|
|
49 |
Genel |
hareketsiz kılmak |
rigidify f.
|
|
50 |
Genel |
hareketsiz olmak |
drumble [dialect] f.
|
|
51 |
Genel |
hareketsiz hale getirmek |
constipate f.
|
|
52 |
Genel |
hareketsiz bırakmak |
fascinate f.
|
|
53 |
Genel |
hareketsiz bırakmak |
freeze f.
|
|
54 |
Genel |
kadar hareketsiz |
as dumb as s.
|
|
55 |
Genel |
hareketsiz rahatta ölmüş |
at rest s.
|
|
56 |
Genel |
çok hareketsiz (yer) |
sleepy s.
|
|
57 |
Genel |
hareketsiz (araç) |
neutral s.
|
|
58 |
Genel |
hareketsiz hale getirilebilir |
congealable s.
|
|
59 |
Genel |
donuk ve hareketsiz |
comatous s.
|
|
60 |
Genel |
(iş, piyasa) hareketsiz |
featureless s.
|
|
61 |
Genel |
hareketsiz ve sakin |
peaceful s.
|
|
62 |
Genel |
hareketsiz dururken burnuyla avını gösteren (köpek) |
dead set s.
|
|
63 |
Genel |
tembel ve hareketsiz |
sluggardly s.
|
|
64 |
Genel |
(kişi) hareketsiz |
sticky s.
|
|
65 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
movelessly zf.
|
|
66 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
motionlessly zf.
|
|
67 |
Genel |
put gibi hareketsiz |
like a bump on a log zf.
|
|
68 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
inactively zf.
|
|
69 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
untroubledly zf.
|
|
70 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
stagnantly zf.
|
|
71 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
statarianly zf.
|
|
72 |
Genel |
hareketsiz bir şekilde |
statedly zf.
|
|
Phrasals |
|
73 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında hareketsiz bırakmak |
pin someone or something under someone or something f.
|
|
74 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak |
pin (someone or something) underneath (someone or something) f.
|
|
75 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak |
pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
|
|
76 |
Öbek Fiiller |
altında hareketsiz bırakmak |
pin beneath f.
|
|
77 |
Öbek Fiiller |
altında hareketsiz bırakmak |
pin under f.
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
(pasif/hareketsiz bir hale) geçmek |
sink into (something) f.
|
|
Colloquial |
|
79 |
Konuşma Dili |
hareketsiz durma meydan okuması |
mannequin challenge i.
|
|
80 |
Konuşma Dili |
insanların belli bir süre bir manken gibi hareketsiz durup hareketli bir kamera vasıtasyla bu anların filme alındığı bir internet video virali |
mannequin challenge i.
|
|
81 |
Konuşma Dili |
uzun süre hareketsiz yolculuk etmekten kaynaklı derin toplardamar pıhtılaşması |
economy class syndrome i.
|
|
82 |
Konuşma Dili |
bir şeyin yapılabilmesi için hareketsiz durmak |
hold still for (someone or something) f.
|
|
83 |
Konuşma Dili |
birinin bir şey yapabilmesi için sabit/hareketsiz kalmak |
hold still for (someone) f.
|
|
84 |
Konuşma Dili |
(biri) için hareketsiz kalmak |
hold still for (someone) f.
|
|
85 |
Konuşma Dili |
ölü gibi hareketsiz |
still as death s.
|
|
86 |
Konuşma Dili |
hareketsiz (ekonomi/iş) |
down in the doldrums expr.
|
|
Idioms |
|
87 |
Deyim |
hareketsiz durmak |
freeze into immobility f.
|
|
88 |
Deyim |
hareketsiz kalmak |
stay stock-still f.
|
|
89 |
Deyim |
hareketsiz olmak |
let the grass grow beneath (one's) feet f.
|
|
90 |
Deyim |
hareketsiz durmak/kalmak |
hold hard [uk] f.
|
|
91 |
Deyim |
hareketsiz olmak/durmak |
be stock still f.
|
|
92 |
Deyim |
hareketsiz olmak, durmak, kalmak |
be, stay, stand, stock-still f.
|
|
93 |
Deyim |
(biri/bir şey) için hareketsiz durmak |
stand still for (someone or something) f.
|
|
94 |
Deyim |
(biri/bir şey) için hareketsiz durmak |
stay still for (someone or something) f.
|
|
95 |
Deyim |
hareketsiz durmak |
stay stock still f.
|
|
96 |
Deyim |
heykel gibi hareketsiz |
as still as a statue expr.
|
|
97 |
Deyim |
ölü gibi hareketsiz |
as still as death expr.
|
|
98 |
Deyim |
hareketsiz bir dönemde |
in a holding pattern expr.
|
|
Trade/Economic |
|
99 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz hesap |
dormant account i.
|
|
100 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz piyasa |
flat market i.
|
|
101 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz stok |
inactive stock i.
|
|
102 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz stok |
dead stock i.
|
|
103 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz hesap |
dead account i.
|
|
104 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz varlıklar |
slow assets i.
|
|
105 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz pazar |
flat market i.
|
|
106 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz stok |
inactive inventory i.
|
|
107 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz borsa |
dormant exchange i.
|
|
108 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz menkul değer |
inactive stock i.
|
|
109 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz hesap |
inactive account i.
|
|
110 |
Ticaret/Ekonomi |
hareketsiz tahvil |
inactive bond i.
|
|
Politics |
|
111 |
Siyasal |
hareketsiz kalmak |
fail to act f.
|
|
Industry |
|
112 |
Sanayi |
işlem sırasındaki belirli bir aralıkta hareketsiz olmak (hareketli alet veya makine parçası) |
dwell f.
|
|
Media |
|
113 |
Medya |
teknik ve teknik olmayan olaylara ait hareketli, hareketsiz ve sesli medyanın kaydedilmesi |
visual information documentation i.
|
|
Technical |
|
114 |
Teknik |
titreşen plaka veya telde diğer kısımlar titreşim halindeyken hareketsiz kalan çizgi veya noktalar |
nodal line i.
|
|
115 |
Teknik |
dönme hareketsiz darbeli güç aleti |
non-rotary percussive power tool i.
|
|
116 |
Teknik |
elektrik motorunun hareketsiz kısmı |
stator i.
|
|
117 |
Teknik |
hareketsiz parça |
stationary part i.
|
|
118 |
Teknik |
hareketsiz kanat |
stationary blade i.
|
|
119 |
Teknik |
hareketsiz durum |
zero position i.
|
|
120 |
Teknik |
hareketsiz çerçeve |
stationary frame i.
|
|
121 |
Teknik |
hareketsiz kütle |
rest mass i.
|
|
122 |
Teknik |
hareketsiz döküm |
die cast i.
|
|
123 |
Teknik |
hareketsiz uç |
fixed end i.
|
|
124 |
Teknik |
hareketsiz yük |
dead load i.
|
|
125 |
Teknik |
hareketsiz su |
standing water i.
|
|
126 |
Teknik |
hareketsiz parçalar (makine) |
fixed parts i.
|
|
127 |
Teknik |
hareketsiz dalgalar |
standing waves i.
|
|
128 |
Teknik |
rüzgarsızlık nedeniyle hareketsiz kalmak (yelkenli) |
becalm f.
|
|
129 |
Teknik |
hareketsiz kalmış |
becalmed s.
|
|
130 |
Teknik |
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan |
anchyl- ök.
|
|
131 |
Teknik |
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan |
anchylo- ök.
|
|
132 |
Teknik |
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan |
ankyl- ök.
|
|
133 |
Teknik |
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan |
ankylo- ök.
|
|
134 |
Teknik |
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan |
ancyl- ök.
|
|
135 |
Teknik |
yapışık olduğundan sert, hareketsiz veya kapalı olan |
ancylo- ök.
|
|
Computer |
|
136 |
Bilgisayar |
hareketsiz görüntü |
still image i.
|
|
137 |
Bilgisayar |
hareketsiz açık |
still on expr.
|
|
138 |
Bilgisayar |
hareketsiz kapalı |
still off expr.
|
|
Telecom |
|
139 |
Telekom |
hareketsiz çerçeve |
still frame i.
|
|
Mechanic |
|
140 |
Mekanik |
hareketsiz parçalar |
fixed parts i.
|
|
Construction |
|
141 |
İnşaat |
hareketsiz mesnet |
fixed bearing i.
|
|
Automotive |
|
142 |
Otomotiv |
hareketsiz durumdan kalkış |
standing start i.
|
|
143 |
Otomotiv |
(arabayı) tekerlek kilidi ile hareketsiz hale getirme |
clamping i.
|
|
144 |
Otomotiv |
(arabayı) tekerlek kilidi ile hareketsiz hale getirmek |
clamp f.
|
|
Aeronautic |
|
145 |
Havacılık |
hareketsiz seyrüsefer sistemi |
inertial navigation system i.
|
|
146 |
Havacılık |
hareketsiz sahalar |
nonmovement areas i.
|
|
Marine |
|
147 |
Denizcilik |
demir atmadan veya palamara bağlanmadan geminin suda hareketsiz durması |
heave to i.
|
|
148 |
Denizcilik |
hareketsiz yük |
dead load i.
|
|
149 |
Denizcilik |
içi su dolu hareketsiz gemi |
water logged i.
|
|
Medical |
|
150 |
Medikal |
hareketsiz yaşam tarzı |
sedentary lifestyle i.
|
|
151 |
Medikal |
hareketsiz distonik postür |
immobile dystonic posture i.
|
|
152 |
Medikal |
hareketsiz olarak geçirilen süre |
the time spent motionless i.
|
|
153 |
Medikal |
hareketsiz silya sendromu |
immobile cüiary syndrome i.
|
|
154 |
Medikal |
radyoterapi uygulamadan önce hastanın hareketsiz kalması ve ışın alanlarının merkezlerini belirtmek için cilt üzerine konulan işaretler |
localization marks i.
|
|
155 |
Medikal |
uzvu özellikle eklem bölümünden hareketsiz hale getirmek için kullanılan bandaj |
spica i.
|
|
Anatomy |
|
156 |
Anatomi |
(özellikle kafatası kemikleri arasındaki) hareketsiz eklem |
fibrous joint i.
|
|
Psychology |
|
157 |
Psikoloji |
büsbütün karartılmış bir ortamda hareketsiz duran bir ışıklı noktanın hareket ediyormuş gibi görünmesi |
autokinetic illusion i.
|
|
Pathology |
|
158 |
Patoloji |
sperm hücrelerinin cansız veya hareketsiz olması |
necrospermia i.
|
|
Parasitology |
|
159 |
Parazitbilim |
anaplasmataceae familyasından parazitik, gram negatif, hareketsiz bir bakteri cinsi |
anaplasm i.
|
|
160 |
Parazitbilim |
anaplasmataceae familyasından parazitik, gram negatif, hareketsiz bir bakteri cinsi |
anaplasma i.
|
|
161 |
Parazitbilim |
hem virüslere hem de bakterilere benzerlik gösteren gram-negatif ve hareketsiz bir mikroorganizma |
mycoplasmataceae i.
|
|
162 |
Parazitbilim |
hem virüslere hem de bakterilere benzerlik gösteren gram-negatif ve hareketsiz bir mikroorganizma |
family mycoplasmataceae i.
|
|
Biology |
|
163 |
Biyoloji |
hareketsiz kınlı liflerden oluşan bir bakteri cinsi |
thiothrix i.
|
|
164 |
Biyoloji |
düşük alglerde bulunan hareketsiz gamet veya eşlenik hücre |
aplanogamete i.
|
|
165 |
Biyoloji |
belirli alg ve mantarların ürettiği hareketsiz aseksüel spor |
aplanospore i.
|
|
166 |
Biyoloji |
insan ve hayvanlarda hastalıklara yol açan hareketsiz çubuk şekilli bir gram pozitif bakteri cinsi |
erysipelothrix i.
|
|
167 |
Biyoloji |
spor üretmeyen ve çeşitli hastalıklara neden olan gram-pozitif, hareketsiz bir bakteri cinsi |
corynebacterium i.
|
|
168 |
Biyoloji |
hareketsiz (alg ve mantar sporu) |
aplanetic s.
|
|
Marine Biology |
|
169 |
Deniz Biyolojisi |
kırmızı alglerin hareketsiz sporu |
carpospore i.
|
|
170 |
Deniz Biyolojisi |
üşüyen balıkların hareketsiz yan yana durmaları |
shimmies i.
|
|
171 |
Deniz Biyolojisi |
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız |
ascidian i.
|
|
172 |
Deniz Biyolojisi |
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız |
sea squirt i.
|
|
173 |
Deniz Biyolojisi |
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız |
ascidiarium i.
|
|
174 |
Deniz Biyolojisi |
denizlerde bulunan kesemsi vücutlu hareketsiz bir omurgasız |
ascidiozooid i.
|
|
175 |
Deniz Biyolojisi |
kırmızı alglerin hareketsiz sporuna benzer |
carposporic s.
|
|
176 |
Deniz Biyolojisi |
kırmızı alglerin hareketsiz sporu ile ilgili |
carposporic s.
|
|
177 |
Deniz Biyolojisi |
hareketsiz spora sahip |
carposporous s.
|
|
Astronomy |
|
178 |
Gökbilim |
aktörlerin filmde etkileşimde bulunduğu hareketsiz nesneler |
film dekoru i.
|
|
Linguistics |
|
179 |
Dilbilim |
fiilin ifade ettiği eylemin hareketsiz, istemsiz, dolaysız nedenini belirten bir isim tamlamasının anlamıyla ilgili |
instrumental s.
|
|
Military |
|
180 |
Askeri |
deniz dibinde hareketsiz kalmış denizaltı personeli |
distressed submarine personnel i.
|
|
181 |
Askeri |
hareketsiz kadro |
dormant post i.
|
|
182 |
Askeri |
(mayın savaşında) ateşlemeler arasındaki hareketsiz dönem |
inter-look dormant period i.
|
|
183 |
Askeri |
kütük gibi hareketsiz olmak |
stand stock still f.
|
|
Hunting |
|
184 |
Silah/Atıcılık |
köpeğin burnuyla avını gösterirken hareketsiz durması |
dead set i.
|
|
Sport |
|
185 |
Spor |
hareketsiz duruş |
motionless position i.
|
|
186 |
Spor |
yerde hareketsiz tutuş |
scarf hold i.
|
|
187 |
Spor |
(körling) oynanan taşın hareketsiz bir taşa yön değiştirmeye yetecek kadar değdiği atış |
wick i.
|
|
188 |
Spor |
(körling) (hareketsiz duran taşa) oynanan taşın yönünü değiştirmeye yetecek kadar vurmak |
wick f.
|
|
Theatre |
|
189 |
Tiyatro |
oyuncuların bir sahneyi, sessiz ve hareketsiz kalarak bir resim gibi canlandırması |
tableau vivant i.
|
|
190 |
Tiyatro |
oyuncuların bir sahneyi, sessiz ve hareketsiz kalarak bir resim gibi canlandırması |
tableau i.
|
|
191 |
Tiyatro |
tüm oyuncuların kısa bir süre sahnede hareketsiz kalması |
tableau i.
|
|
192 |
Tiyatro |
tüm oyuncuların kısa bir süre sahnede hareketsiz kalması |
tableau vivant i.
|
|
Cinema |
|
193 |
Sinema |
hareketsiz görüntü |
insert i.
|
|
194 |
Sinema |
bandı durdurarak hareketsiz halde görüntülenebilen video kaydı karesi |
freeze-frame i.
|
|
Photography |
|
195 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafçılığı |
still photography i.
|
|
196 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz görüntü üzerine çalışılan fotoğrafçılık |
still photography i.
|
|
197 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafçılığında kullanılan bir fotoğraf makinesi markası |
kodak® i.
|
|
198 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafı |
kodak [dated] i.
|
|
199 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafı |
still i.
|
|
200 |
Fotoğrafçılık |
35 mm'lik ve daha az genişlikte film kullanılan hareketsiz obje fotoğrafçılığı |
miniature s.
|
|
201 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafına özgü |
still s.
|
|
202 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafı ile ilgili |
still s.
|
|
203 |
Fotoğrafçılık |
hareketsiz obje fotoğrafı için tasarlanan |
still s.
|
|
204 |
Fotoğrafçılık |
(fotoğraf) hareketsiz objeleri konu alan |
still s.
|
|
Archaic |
|
205 |
Eski Kullanım |
hareketsiz çizgi |
deadline i.
|
|
206 |
Eski Kullanım |
(yılan) bir bakışla hareketsiz bırakmak |
fascinate f.
|
|
Entomology |
|
207 |
Böcek Bilimi |
avı ağa takılana kadar hareketsiz bekleyen örümceklerin oluşturduğu bir kabile |
sedentary spider i.
|
|