ifade - Turkish English Dictionary
History

ifade



Meanings of "ifade" in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

Turkish English
Common Usage
ifade expression n.
ifade statement n.
General
ifade representation n.
ifade expo n.
ifade voice n.
ifade signification n.
ifade enunciation n.
ifade strain n.
ifade declaration n.
ifade term n.
ifade look n.
ifade wording n.
ifade deposition n.
ifade dixit n.
ifade exposition n.
ifade evidence n.
ifade connotation n.
ifade import n.
ifade recital n.
ifade recital of fact n.
ifade denotation n.
ifade diction n.
ifade locution n.
ifade proposition n.
ifade utterance n.
ifade expression n.
ifade phrase n.
ifade statement n.
ifade affirmation n.
ifade testimony n.
ifade mention n.
ifade reddition [obsolete] n.
ifade termination [obsolete] n.
ifade enouncement n.
ifade upcome [dialect] n.
ifade delivery [obsolete] n.
ifade presentment n.
ifade expressional adj.
ifade -logy suf.
ifade conn (connotation) abrev.
Trade/Economic
ifade statement n.
ifade testimony n.
Law
ifade statement n.
ifade declaration n.
ifade assertion n.
ifade recital n.
ifade deposition n.
ifade plea n.
Computer
ifade emoticon n.
Math
ifade statement n.
Biology
ifade emotion n.
Tobacco
ifade mention n.
Abbreviation
ifade expr n.
Archaic
ifade state n.

Meanings of "ifade" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yeminli ifade affidavit n.
ifade etmek state v.
ifade etmek express v.
General
ifade etme phrasing n.
bir şeyi olduğundan hafif gösteren ifade understatement n.
hayretini ifade eden exclaimer n.
açık ve kesin ifade formulation n.
heyecan ifade eden söz expletive n.
mahkemede tanığın ifade verdiği yer witness stand n.
ekvator üstünde veya yakınındaki bölgeler için kullanılan ingilizce ifade low latitudes n.
bilgisayar çıktısından alınan değil de elle yazılan dokümanlar için kullanılan ifade manual issue n.
ingilizce'de turistler için kullanılan aşağılayıcı ifade rubberneck n.
ifade mantığı logic of expression n.
yarımada anlamına gelen yunanca ifade, özellikle trakya yarımadası için kullanılır chersonese n.
bölge veya iklim anlamında kullanılan kısa ifade clime n.
ifade etme expression n.
ifade tarzı locution n.
kaçamak ifade eden equivocator n.
gramer açısından ifade grammar n.
sembollerle ifade eden symbolist n.
yeniden ifade restatement n.
kelime ifade eden işaret logogram n.
süslü ifade euphuism n.
yüzdeki ifade expression n.
üstü kapalı ifade inexplicit expression n.
önceki ifade previous statement n.
ifade eden şey exponent n.
kaçamak ifade etme equivocating n.
kuzey ve güneyin uç enlemlerinde yazları güneşin 24 saat görülebilme durumunu ifade eden terim midnight sun n.
romanesk ve gotik üslupların arap mimari tarzıyla karışmasını ifade eden ispanyolca terim mudejar n.
metrik ifade metric expression n.
ifade edilebilirlik communicableness n.
ifade verme testimony n.
kendini ifade etme self expression n.
motorlu bir taşıtın gümrükten geçiş iznini ifade eden fransız kökenli terim triptyque n.
parametrelerle ifade eden parameterizing n.
bir tanım ile tanımlanan sözcük veya ifade definiendum n.
bir dinin temel ilkelerini içeren ifade creed n.
yanlış ifade misstatement n.
sembollerle ifade etme embleming n.
ifade tarzı wording n.
etkileyici ifade veya üslup felicity n.
kendi kendini ifade etme self relation n.
ingilizce'de meksika ve orta amerika için kullanılan ifade middle america n.
güney amerika'da ağaçsız düzlükler, bozkırlar için kullanılan ifade llano n.
zarf niteliğinde ifade adverbial expression n.
ifade etme emitting n.
bir şeyi sözlü olarak ifade eden kimse sayer n.
sembollerle ifade symbolism n.
yeminli ifade veren tanık dethroner n.
yeminli ifade verme deposition n.
ifade eden enunciator n.
birkaç sözcükten oluşan ifade phrase n.
açıklık (ifade vb) explicity n.
müzikteki ahenk ve ritmi vücut hareketleriyle ifade etme sanatı eurythmics n.
kişiye özgü hareket veya ifade tarzı mannerism n.
ifade edilemezlik inexpressibleness n.
ifade etme expressing n.
ifade (yüzdeki) look n.
hayretini ifade etme exclaiming n.
birimlerle ifade olunan doğruluk absolute precision n.
yeminle yazılı ifade deposition n.
sıradan ifade cliche n.
tahriri ifade written expression n.
yeminli ifade deposition n.
özentili ifade preciosity n.
gerçek ifade true statement n.
simgelerle ifade etme (ruh hali) symbolism n.
ifade yapısı phrase structure n.
ifade edilebilirlik expressibility n.
temiz ifade articulation n.
pişmanlık ifade eden bir deyim lackaday n.
bir yazıda anlatılmak istenen konuyu tamamen karşılayan ifade thesis statement n.
bir fikri ifade eden kelime semanteme n.
yeminli ifade sworn statement n.
yazılı ifade deposition n.
yalan ifade prevarication n.
ifade özgürlüğü freedom of speech n.
(anlatmaya) yetersiz kalan ifade understatement n.
yeni kelime ifade veya kullanım neologism n.
dudakla ifade edilen labiovelar n.
ifade edilemezlik inexpressibility n.
ifade edememe inexpression n.
boş ifade blank expression n.
ifade aracı a means of expression n.
garip bir ifade a strange expression n.
ifade mantığı explanandum n.
donuk ifade frozen expression n.
ifade mantığı explicandum n.
ifade biçimi explicandum n.
ifade biçimi explanandum n.
garip ifade strange expression n.
boş ifade vacant expression n.
kelimelerle ifade etme verbalisation n.
sözlü ifade etme verbalization n.
sözlü ifade etme verbalisation n.
kelimelerle ifade etme verbalization n.
açık ifade open expression n.
kapalı ifade close expression n.
kelimelerle ifade edilememezlik ineffability n.
dolaylı ifade etme implicity n.
tekrar ifade etme rephrasing n.
başka kelimelerle ifade etme rephrasing n.
başka kelimelerle ifade etme recasting n.
başka kelimelerle ifade etme rewording n.
irticalen ifade etme spontaneity n.
irticalen ifade etme spontion n.
irticalen ifade etme spont n.
ifade edilebilirlik communicability n.
basın ve ifade özgürlüğü freedom of press and expression n.
kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğme niddle-noddle n.
kendini ifade etme self-expression n.
kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğme nid-nod n.
yazılı ifade affidavit n.
bar veya şarap dükkanı anlamına gelen ve özellikle meksika'da yaygın ispanyolca bir ifade cantina n.
feministlerin men kelimesini kullanmadan ifade ettikleri kadınlar anlamına gelen kelime womyn n.
ikilenik ifade quadratic form n.
karesel ifade quadratic form n.
yetersiz kalan ifade understatement n.
genel ifade general expression n.
ifade bozukluğu incomprehensibility n.
ifade bozukluğu incoherency n.
açık ifade plain language n.
açıklayıcı ifade descriptive name n.
kendini ifade etme becerisi ability of self-expression n.
kendini ifade etme kabiliyeti ability of self-expression n.
ifade yeteneği ability of expressing n.
kendini ifade etme becerisi self-expression skill n.
ifade becerisi ability of expressing n.
ifade kabiliyeti ability of expressing n.
kendini ifade etme kabiliyeti self-expression skill n.
ön ifade preliminary statement n.
ifade etme güçlüğü the difficulty of expressing n.
doğru ifade correct expression n.
ciddi ifade serious expression n.
ciddi ifade serious look n.
sıradan ifade stereotypical expression n.
çirkin bir ifade an ugly remark n.
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti air quote n.
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük gameplay n.
özel ifade subjective expression n.
kendinden emin ifade confident expression n.
hatalı ifade edilme misexpression n.
yansıtıcı ifade/anlatım reflective statement n.
iki anlamlı ifade amphibology n.
çeşitli şekillerde ifade edilen ifade veya cümle amphibology n.
çeşitli şekillerde ifade edilen ifade veya cümle amphiboly n.
iki anlamlı ifade amphiboly n.
zarf niteliğindeki ifade adverbial phrase n.
ifade eksikliği lack of expression n.
çelişkili/tutarsız ifade contradiction in terms n.
dünyaca benimsenmiş/kabul görmüş ifade/söylem universally valid statement n.
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime retronym n.
parametrelerle ifade eden parameterising n.
çeldirici ifade false friend n.
ifade etme özgürlüğü right to freedom of expression n.
yorumsuz ifade orthophemism n.
bir önermeyi tersi yönde ifade etme obversion n.
aynı meslekten/topluluktan kimseleri ifade eden bir söz brethren n.
somut ifade concrete expression n.
somut ifade şekli concrete expression n.
argo ifade slang expression n.
çok açık uçlu bir ifade a very open-ended phrase n.
ortak ifade coexpression n.
büyük harf ile ifade etme capitalization n.
zihinsel rahatsızlıklar üzerinde yapılan çalışmaları ve tedavileri ifade eden eski bir tıbbi terim alienism n.
ifade biçimi verbiage n.
ifade tarzı verbiage n.
günlük dilde özellikle senet şeklindeki parayı ifade eden söz cabbage n.
yüzün bir kısmının bir duyguyu ifade ederken diğer kısmının başka bir duyguyu ifade etmesi affect blend n.
ek ifade adsignification n.
güney afrika'nın çok ırklı nüfusunu ifade eden bir söz rainbow nation n.
dikkatli bir şekilde söylenen ifade cautious statement n.
sıradan ifade rubber stamp n.
konuşmada dinleyicinin dikkatini verdiğini veya söyleneni anladığını gösteren bilinçaltı ifade veya jest backchannel n.
üzerinde düşünülmüş anlamlı ifade reflex [obsolete] n.
kısa ve özlü ifade laconic n.
anlamlı ve kısa ifade laconicism n.
anlamlı ve kısa ifade laconism n.
içten, safiyane ya da eleştirel olmayan bir ifade ya da davranış naiveness n.
içten, safiyane ya da eleştirel olmayan bir ifade ya da davranış naiveté n.
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade native daughter n.
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade native son n.
gizli ifade note n.
bağlantı ya da ilişki ifade eden terim relative term n.
bir bilim dalına veya uzmanlık alanına has ifade term n.
ifade aracı medium of expression n.
ifade edicilik expressiveness n.
telaffuz etmesi zor ifade tongue twister n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme self dramatisation n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme self dramatization n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme dramatising oneself n.
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme dramatizing oneself n.
açık bir şekilde ifade eden kimse articulator n.
anlamlı ifade atticism n.
saraya ait ifade aulicism [obsolete] n.
minnet ifade eden jestler gestures of gratitude n.
fasih şekilde ifade etme articulation n.
karakteristik ifade tarzı bag n.
ifade etme enunciation n.
ifade tarzı verbalism n.
üstü kapalı ifade equivocation n.
bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu shorthand n.
ifade edilmeme voicelessness n.
kişisel bir görüş veya sıkıntıyı ifade eden konuşmacı venter n.
bir şeyi kelimelerle anlatan ifade verbal description n.
kendini konuşarak ifade eden kimse verbalizer n.
kendini konuşarak ifade eden kimse verbaliser n.
kendini konuşarak ifade eden kimse utterer n.
resmi ifade vouchment n.
yoğun duyguyu ifade eden sözcük man n.
konuşmacı ve dinleyici arasındaki teklifsiz ilişkiyi gösteren ve parantez içinde kullanılan bir ifade man n.
sözcükleri kullanmayarak ifade etme wordlessness n.
belirli bir modelin varyasyonlarından birini ifade etmekte kullanılan bir sözcük mark n.
kendini ifade edemeyen kimse wooden indian n.
doğal ve spontane sözlü ifade woodnote n.
aniden ağızdan çıkan bir ifade blirt [scotland] n.
aniden ağızdan çıkan bir ifade blurt n.
(hawaii'de) yabancılar için kullanılan bir ifade haole n.
etkileyici ifade happiness n.
bir kelime veya isim olarak kullanılan bir ifade tarafından adlandırılan şey veya sınıf meaning in extension n.
doğru ifade aracı medium n.
başkasını fikirlerini ifade eden veya duyuran kimse meg n.
milyonlarca tonla ifade edilen nükleer silahlarının tahrip gücü megatonnage n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi mensal line n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi line of heart n.
bütünün iki karşıt parça ile ifade edildiği kapsamlama merism n.
tüm partiküllerin geçebileceği en ince elek numarası ile ifade edilen toz inceliği birimi mesh n.
bir fikri ifade etmek için kullanılan en uygun terim word n.
sembollerin çizimle ifade edilmesi writing n.
ifade tarzı wordage n.
uzun saçlı birinin lakabı iken sonradan soyadına dönüşmüş bir ifade fairfax n.
kronolojik, coğrafi veya matematiksel dakikaları ifade etmek için kullanılan işaret minute mark n.
basmakalıp ifade bromide n.
sıradan ifade bromide n.
geleneksel ifade bromidiom n.
basmakalıp ifade bromidiom n.
evde sadeliğine özgü ifade homespun n.
komik ve saçma şeyleri ifade edebilme yetisi humor n.
komik olanı takdir veya ifade becerisi humour n.
hatalı ifade misrecital n.
bir konunun tüm açılardan tamam hale geldiğini belirtmek için kullanılan ifade mod con n.
içerdiği önermelerin nitelik ve niceliğine göre sınıflandırılan ve geleneksel olarak a, e, ı, o harfleri ile ifade edilen bir kıyas biçimi mood n.
fiilin bir gerçekliği ifade edip etmediğini ayırt etmeye yarayan biçimsel fark mood n.
fiilin bir gerçekliği ifade edip etmediğini ayırt etmeye yarayan bir dizi çekim formlarına verilen ad mood n.
fiil biçiminin cümlede bir gerçekliğin ifade edilip edilmediğini belirten kısmı mood n.
ahlaki ifade morality n.
yaşlı kadınların soyadlarının önüne getirilen bir ifade mother n.
kelimelerle ifade etme mouth n.
başka birinin görüşlerini ifade eden veya yorumlayan kimse mouth n.
tekrarlanan ifade repetend n.
galceye özgü ifade gaelicism n.
ifade özgürlüğünü engelleyen şey gag n.
sevinç ifade eden şarkı hymn n.
abartılı ifade hyperbolism n.
temel ifade aracı olarak ampul, güneş ve lazer ışınından yararlanan bir heykel formu light sculpture n.
kişinin duygusal doğasını ifade ettiği düşünülen çizgi love line n.
kişinin duygusal doğasını ifade ettiği düşünülen çizgi heart line n.
kişinin duygusal doğasını ifade ettiği düşünülen çizgi line of heart n.
kişinin duygusal doğasını ifade ettiği düşünülen çizgi mensal line n.
insanın gerçeği sadece aklı temel alarak bilemeyeceğini ve gerçek ortaya çıksa dahi tümüyle anlayamayacağını ifade eden, tanrı tarafından tebliğ edilmiş dini öğreti mystery n.
insanların şiir, sanat veya tiyatro gibi sembolizm araçlarıyla ifade edilen geçmiş tecrübelerine dair temel gerçeklikleri ve kavrayışları anlamlandırma ve bunlara değer atfetme biçimi mythoi n.
bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki mythus n.
yemin ederken kullanılan ifade oath n.
kutsal görülen bir şeyin adıyla aynı olan, ondan türetilmiş veya o şeyin adını içeren ifade oath n.
hürmet ifade eden hareket obeisancy n.
karşı çıkma bildiren ifade objection n.
kafa karıştırmaya yönelik belirsiz ifade obscurantism n.
en sevilen ifade byword n.
anlamı derin ve karmaşık ifade dark sentence n.
duyguları özgürce ifade etme eğilimi demonstrativeness n.
mesajı akılcı şekilde yeniden ifade etme demythologizer [us] n.
mesajı akılcı şekilde yeniden ifade etme demythologization [us] n.
ifade etme denotation n.
ifade etme denotement n.
yazılı ifade veren kimse deponent n.
sözcük, işaret veya dilsel ifade ile adlandırılan şey designatum n.
işaretle ifade edilebilen nesne sınıfı designatum n.
(hareket, ifade) ahenk grace n.
memnuniyetin ifade edilmesi (dua) gratification [obsolete] n.
bir eylem hakkındaki görüş ve duyguları ısrarla ifade eden bir grup insan greek chorus n.
kaçamaklı ifade hedge n.
kelime ifade eden işaret ideogram n.
bir şeyin ters gitme ihtimali varsa, bu ihtimalin gerçekleşeceğini ifade eden esprili bir önerme murphys law n.
özlü ifade one-liner n.
anlamlı ifade one-liner n.
önemli ifade one-liner n.
kısa, öz ve doğru ifade one-liner n.
isteğin ifade edilmesi option [obsolete] n.
gösterişli ve süslü dolgunluk (ifade, müzik tarzı) opulence n.
gösterişli ve süslü dolgunluk (ifade, müzik tarzı) opulency n.
geçerli olan bir durum veya ilişkinin ifade edilmesi rule n.
ifade edilebilir olma impartibility n.
ifade etme impartment n.
uygunsuz ifade impropriety n.
soy isimlerinden önce "yaşlı bay" anlamında kullanılan bir ifade old man n.
benzer işleri yapan kadın ile erkeğin eşit ücret alması gerektiğini ifade eden kavram comparable worth n.
birbiri ile karıştırılan ifade confusable n.
birbiri ile karıştırılan ifade confusible n.
odağı olmayan dağınık ifade discursion n.
aşağılayıcı ifade dishonor [us] n.
aşağılayıcı ifade dishonour [uk] n.
ifade edilemez olma inarticulacy n.
ifade edilemez olma inarticulation n.
(müzik, şiir) eğlendirmek veya ikna etmek yerine etkilemek üzere tasarlanmış ifade incantation n.
çocuksu ifade infantilism n.
ng' sesi için kullanılan ifade ing n.
fransızcaki ingilizce kelimelerin çokluğuna dikkat çekmek için bulunmuş bir ifade franglais n.
yaratıcı ifade tarzı conceit n.
telaffuzu zor ifade crackjaw n.
kırıcı ifade cutter n.
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf dominical n.
dramatik ifade dramatics n.
sahte ifade false token n.
sahte ifade falsism n.
ifade edilemez olma incommunicability n.
kaba ifade indelicacy n.
tutarsız ifade irishism n.
alaycı ifade tarzı irony n.
saçma ifade irrationalism n.
saçma ifade irrationality n.
saygısız ifade irreverence n.
tutarsız ifade kullanımı paradox n.
çelişkili ifade kullanımı paradox n.
paradokslar ile ifade etme paradoxology [obsolete] n.
paradoksal ifade paradoxy n.
çelişkili ifade paradoxy n.
parametre ile ifade edilen husus parameter n.
açıklayıcı ifade parembole n.
açıklayıcı ifade paremptosis n.
grafik ifade graphic expression n.
sakin ifade countenance n.
uygun ifade felicity n.
hoşgörüsüzce ifade intolerance n.
edebi tarzda ifade edilen düşünce pensée n.
makul ifade plausible n.
körebe oyununda oyunculara sabit kalmaları için söylenen ifade post n.
somurtkan ifade pouting n.
alaycı ifade sardonic n.
ifade şansı say n.
ifade edilebilir şey sayable n.
(yazıda) gereksiz ifade ve açıklamalar deadwood n.
belirli bir sistem, malzeme veya prosedürün verimliliğini temsil eden sayısal ifade figure of merit n.
sahip olduğu kelimelerin her zamanki veya gerçek anlamlarının kullanılmayıp benzetme, metafor veya kişileştirme içeren ifade figure of speech n.
ifade aracı outlet n.
dışa dönük ifade outness n.
parantez içinde verilmiş ifade parenthetic n.
parantez içinde verilmiş ifade parenthetical n.
paranteze alınmış ifade parenthetical expression n.
saygısız ifade petulance n.
kaba ifade petulance n.
lakayıt ifade petulance n.
sert ifade petulancy n.
çarpıcı ifade oluşturma phrasemaking n.
olumsuz ifade privative n.
ifade eden kimse predicant n.
ifade eden kimse predicator n.
önceden ifade etme presignification n.
taslak, tablo veya listedeki az ve öz ifade scheme n.
samice deyim veya ifade semitism n.
vecize, önerme veya nükte olarak ifade edilen duygusal fikir veya dilek sentiment n.
duygusallık barındıran düşünce veya ifade sentimentalism n.
duygusal ifade sentimentality n.
braille ile ifade edilen sayı sign n.
ifade edilen şey significate n.
anlam ifade eden faktör veya terim significative n.
ifade eden şey significator n.
(kare bulmacada) ipucu içerisinde yer alıp gösterge görevi olan ifade signpost n.
benzerlik ifade eden şey similative n.
tekil sayıyı ifade eden çekim singular n.
metnin anlamından ziyade yorumcunun kendi görüşlerini ifade eden özellikle kutsal yazılara ilişkin bir yorum eisegesis n.
ön bilgi veren ifade preview n.
saçma ifade slobber n.
kargo üzerine damgalanmış sözcük veya ifade slogan n.
sınırsız ifade özgürlüğüne inanan free speech absolutist n.
klişe edebi ifade poeticism n.
demode şiirsel ifade poeticism n.
basmakalıp şiirsel ifade poeticism n.
vurdumduymaz ifade poker face n.
olumlu ifade protest n.
atasözü niteliğinde ifade proverbialism n.
somurtkan ifade puss [irish] n.
ifade gücü strength n.
dolaylı şekilde ifade etme subindication n.
kategorik önerme ile ifade edilen husus subject n.
kategorik önerme ile ifade edilen husus subject term n.
yalan ifade subreption n.
daha ilkel bir ifade biçimine geçme substitution n.
abartılı ifade superlative n.
üste yazılan ifade superscription n.
ifade almak take statement v.
ifade etmek mean v.
ifade vermek give evidence v.
yeniden ifade etmek rearticulate v.
ifade etmemek signify nothing v.
tutarlı olmak (ifade) hold together v.
ifade vermek depose to doing something v.
ifade etmek couch v.
ifade etmek denote v.
ifade etmek explain v.
zımnen ifade etmek imply v.
uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek phrase v.
yanlış ifade etmek misstate v.
belirtmek (ifade etmek) indicate v.
ifade etmek describe v.
ifade etmek utter v.
ifade vermek bear testimony to v.
başka kelimelerle ifade etmek reword v.
ifade etmek signify v.
ifade etmek be enunciative of v.
ifade vermek declare v.
geçersiz ifade etmek declare void v.
açık ve kesin ifade etmek formulate v.
ifade etmek reflect v.
ifade etmek voice v.
ifade etmek express v.
açık bir şekilde ifade etmek articulate v.
şiirle ifade etmek poetize v.
ifade etmek connote v.
meramını ifade etmek express oneself v.
ifade etmek render v.
ifade vermek depose v.
yeniden ifade etmek restate v.
ifade etmek word v.
sembollerle ifade etmek symbolize v.
şükranlarını ifade etmek express one's thanks v.
ifade etmek enounce v.
ifade etmek conceive v.
ifade etmek phrase v.
ifade etmek represent v.
sözle ifade etmek verbalize v.
yalan ifade verdirmek suborn v.
şiir ile ifade etmek versify v.
ifade etmek point out v.
ifade etmek import v.
çok şey ifade etmek mean everything to (me/him/her) v.
ifade etmek sign v.
başka bir şekilde ifade etmek rephrase v.
ifade etmek breathe v.
tam anlamıyla ifade etmek not to put too fine a point on it v.
ifade etmek predicate v.
ifade etmek figure v.
anlam ifade etmek make sense v.
ifade etmek frame v.
yeminli ifade vermek give a deposition v.
yüzünde mutlu bir ifade belirmek brighten v.
ifade etmek register v.
kesinlikle ifade etmek enunciate v.
yeminli ifade vermek depose v.
ifade etmek ventilate v.
ifade almak take statements v.
ifade etmek amount v.
yeminle yazılı ifade vermek make one's deposition v.
sembollerle ifade etmek emblematize v.
ifade vermek testify v.
ilahi okuyarak kutlamak veya ifade etmek hymn v.
ifade etmek give voice to v.
yetersiz ifade etmek declare unfit v.
ifade etmek verbalize v.
sözlü ifade etmek articulate v.
başka bir şekilde ifade etmek reword v.
ifade etmek emit v.
anlam ifade etmemek not to have a meaning v.
ifade etmek purport v.
birine hayranlığını ifade etmek take one's hat off to someone v.
sembollerle ifade etmek symbolise v.
ifade edilmek find voice in v.
memnuniyetini ifade etmek express one's satisfaction v.
anlam ifade etmek make a sense v.
memnuniyetini ifade etmek show one's appreciation v.
memnuniyetini ifade etmek express one's appreciation v.
anlam ifade etmemek be meaningless v.
çok şey ifade etmek matter a lot v.
çok şey ifade etmek be important v.
duygularını ifade etmek express one's feelings v.
kendini ifade etmek express oneself v.
garip bir ifade takınmak wear a strange expression v.
ifade takınmak wear an expression v.
yüzünde ifade olmak have an expression on one's face v.
sözle ifade etmek verbalise v.
tekrar ifade etmek reexpress v.
bir ifade icat etmek coin a phrase v.
bir ifade uydurmak coin a phrase v.
(bir iyiliğe karşı) şükranlarını/teşekkürlerini ifade etmek acknowledge v.
görüşünü ifade etmek express an opinion v.
formül halinde ifade etmek formulate v.
kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğmek nid-nod v.
kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğmek niddle-noddle v.
kesin ifade etmek enunciate v.
ifade etmek imply v.
ifade etmek put v.
bir eseri eleştirirken şeref kırıcı ifade kullanmak libel of review v.
ümidini ifade etmek express the hope v.
ifade etmek set forth v.
üzüntüsünü ifade etmek express regret v.
lehine hüküm ifade etmek inure to the benefit of v.
ifade bulmak find an expression v.
ifade vermek bear testimony v.
açık biçimde ifade etmek state clearly v.
açık biçimde ifade etmek express clearly v.