kadınlar - Turkish English Dictionary
History

kadınlar



Meanings of "kadınlar" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
Common Usage
kadınlar women n.
General
kadınlar the fair sex n.
kadınlar womankind n.
kadınlar womanhood n.
kadınlar womenfolk n.
kadınlar females n.
kadınlar the fairer sex n.
kadınlar ladies n.
kadınlar ladyhood n.
kadınlar womenfolks n.
kadınlar womenkind n.
kadınlar hers n.
Phrasals
kadınlar broads n.
Colloquial
kadınlar laydeez n.
kadınlar the girls n.
Idioms
kadınlar fair sex n.
kadınlar weaker vessel n.
Social Sciences
kadınlar weaker sex n.
Archaic
kadınlar feminie n.
Slang
kadınlar distaff n.
kadınlar crumpet n.

Meanings of "kadınlar" with other terms in English Turkish Dictionary : 266 result(s)

Turkish English
General
sinemada kadınlar women in motion pictures n.
fazla kilolu ve şişman kadınlar overweight and obese women n.
genç kadınlar young women n.
mimarlık ve kadınlar architecture and women n.
kadınlar hamamı bath for women n.
baş rahibe (kadınlar manastırında) abbess n.
hamile kadınlar pregnant women n.
evlenmemiş kadınlar unmarried women n.
politikada kadınlar women in politics n.
kadınlar için kuaför salonu beauty shop n.
sinema ve kadınlar motion pictures and women n.
kadınlar ve edebiyat women and literature n.
besin endüstrisinde kadınlar women in the food industry n.
islamda kadınlar women in islam n.
kötü muamele edilmiş kadınlar abused women n.
kadınlar ve savaş women and war n.
bekar kadınlar single women n.
kalkınmada kadınlar women in development n.
kırsal kalkınmada kadınlar women in rural development n.
kadınlar komitesi ladies committee n.
eğitimde kadınlar women in education n.
orta yaşlı kadınlar middle aged women n.
şüpheli kadınlar sınıfı demimonde n.
tarımda kadınlar women in agriculture n.
kadınlar manastırı convent n.
edebiyatta bekar kadınlar single women in literature n.
evli kadınlar married women n.
duayen (kadınlar için) doyenne n.
porto riko’lu kadınlar puerto rican women n.
yoksul kadınlar poor women n.
kadınlar için uğraşı eğitimi occupational training for women n.
müslüman kadınlar muslims women n.
orta sınıf kadınlar middle class women n.
edebiyatta kadınlar women in literature n.
özel oda (kadınlar için) bower n.
beyaz kadınlar white women n.
boşanmış kadınlar divorced women n.
kitle iletişim araçları ve kadınlar mass media and women n.
köylü kadınlar women peasants n.
kadınlar ve gazetecilik women and journalism n.
kadınlar ve psikanaliz women and psychonalysis n.
kadınlar ve komünizm women and communism n.
sosyal reformcu kadınlar women social reformers n.
kadınlar ve sosyalizm women and socialism n.
amerikalı kadınlar american women n.
nasyonal sosyalizm ve kadınlar national socialism and women n.
dünya kadınlar günü international women's day n.
işçi kadınlar female workers n.
anadolu kadınlar birliği the first turkish-muslim women’s union in anatolia n.
serbest çalışan kadınlar self-employed women n.
feministlerin men kelimesini kullanmadan ifade ettikleri kadınlar anlamına gelen kelime womyn n.
kadınlar toplantısı kaffeeklatsch n.
kadınlar toplantısı coffee klatch n.
cumhuriyetçi kadınlar derneği association of republican women n.
ıraklı kadınlar iraqi women n.
japonya'da müşterilere görevli kadınlar tarafından banyo yaptırılan yer soapland n.
güzel kadınlar beautiful women n.
kadınlar koğuşu women's ward n.
kadınlar hapishanesi women's prison n.
kadınlar için kısa pixie cut n.
kadınlar tuvaleti ladies' room n.
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı sybian n.
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı sybian saddle n.
kiliseye giden kadınlar church-going women n.
kadınlar cemiyeti ladyhood n.
kötü kadınlar tibs n.
hafif meşrep kadınlar women of easy virtue n.
8 mart dünya emekçi kadınlar günü march 8 international women's day n.
çoğunlukla kadınlar tarafından kurulan yardım derneği auxiliary n.
evin yüksek kasttan kadınlar için ayrılmış bölümü zanana n.
evin yüksek kasttan kadınlar için ayrılmış bölümü zenana n.
tüm kadınlar every woman n.
(kadınlar hapishanesi gibi kurumlarda) kadın gardiyan veya görevli matron n.
kadınlar veya çocuklar tuvaletini temizleyen ve müşterilere yardımcı olan görevli kadın matron n.
kadınlar için elbise, pelerin diken kimse mantuamaker n.
tüm kadınlar womenfolks n.
kadınlar tuvaleti women's room n.
müslüman evlerindeki kadınlar harem n.
kadınlar ve çocuklar tarafından giyilen denizci yakalı bol bluz middie n.
kadınlar ve çocuklar için kullanılan bir sevgi sözcüğü hinny [dialect/scotland] [uk] n.
bir ülkeyi veya şehri temsil eden kadınlar için kullanılan unvan mrs n.
bir ülkeyi veya şehri temsil eden kadınlar için kullanılan unvan mrs. n.
(özellikle kadınlar için) kazulet gammerstang n.
17. ve 18. yüzyıllarda kadınlar arasında moda olan süslü bir saç modeli commode n.
beguines and beghards tarikatına mensup kadınlar manastırı beguinage n.
kadınlar arası dostluk female bonding n.
kadınlar için tasarlanan bir eyer türü side-saddle n.
(italyan kadınlar için) hanımefendi signora n.
dayanışma halindeki kadınlar sisterhood n.
feminist kadınlar topluluğu the sisterhood n.
feminist kadınlar ağı the sisterhood n.
kadınlar cemaati sistership n.
kadınlar birliği sistership n.
kadınlar topluluğu sistership n.
bazı müslüman ülkelerde kadınlar tarafından giyilen uzun siyah elbise abaya n.
kadınlar birliği sorory n.
kadınlar kulübü sorory n.
kadınlar derneği sorory n.
kadınlar birliği sorosis n.
kadınlar kulübü sorosis n.
kadınlar derneği sorosis n.
abd'de yaşayan latin amerikalı kadınlar ile ilişkili latina adj.
(özellikle kadınlar için) çekici bodacious adj.
genellikle kadınlar için kullanılan bir tür bisiklet kasasına ait veya ilgili mixte adj.
toplumca lekelenmiş kadınlar ile ilgili demimondaine adj.
(gündelik konuşmada) kadınlar için kullanılan bir hitap şekli missus interj.
medeni hali bilinmeyen kadınlar için kullanılan bir unvan ms interj.
belirli bir şeyle ilişkili kadınlar -trices suf.
belirli bir işi yapan kadınlar -trices suf.
beyaz olmayan kadın/kadınlar woc (woman/women of color) abrev.
(kadınlar için) sayın srta (senorita) abrev.
(kadınlar için) sayın srta. (senhorita) abrev.
(kadınlar için) sayın srta. (senorita) abrev.
Phrases
(kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması (the) clock is ticking expr.
(kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması biological clock is ticking expr.
kadınlar böyledir all women are like that expr.
bütün kadınlar böyledir all women are like that expr.
kadınlar böyledir all women are like that expr.
bütün kadınlar böyledir all women are like that expr.
kadınlar böyledir awalt (all women are like that) expr.
bütün kadınlar böyledir awalt (all women are like that) expr.
Proverb
kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir whistling girls and crowing hens always come to some bad end
kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
kadınlar erkek fatmalık yapmamalıdır a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
Colloquial
başta kadınlar olmak üzere herkese kaba saba davranan hoyrat kimse cave man n.
kadınlar tuvaleti ladies n.
genç kadınlar tids n.
kolej mezunu olmayan kadınlar female non-college graduates n.
kadınlar tuvaleti gab room n.
içinde çene çalındığı düşünülen kadınlar tuvaleti gab room n.
sıradan kadınlar the woman on the street n.
kadınlar tuvaleti powder room n.
kadınlar gecesi ladies' night n.
bar veya kulüpte kadınlar için promosyon yapılan gece ladies' night n.
kadınlar için ideal olduğu düşünülen erkek tipini belirten ifade tall, dark, and handsome adj.
kadınlar arası rekabet içeren (spor) powder-puff adj.
kadınlar için kullanılan samimi bir hitap şekli old girl interj.
bütün kadınlar öyle değildir nawalt (not all women are like that) expr.
bütün kadınlar aynı değildir nawalt (not all women are like that) expr.
Idioms
(toplu olarak) kadınlar the fair n.
kadınlar nasıl tavlanır topluluğu pick-up community n.
kadınlar için bekarlığa veda partisi a hen night n.
kadınlar için bekarlığa veda partisi stagette n.
kadınlar için bekarlığa veda partisi hen's night n.
kadınlar için bekarlığa veda partisi a hen party n.
kadınlar için bekarlığa veda partisi bachelorette party n.
kadınlar için bekarlığa veda partisi hen party n.
kadınlar tarafından hayran olunan aktör matinee idol n.
bütün vaktini sosyalleşerek geçiren kadınlar ladies who lunch n.
sürekli birlikte sosyalleşerek vakit geçiren kadınlar ladies who lunch n.
birlikte sosyalleşerek boş vakit dolduran zengin kadınlar ladies who lunch n.
yapacak işi olmayıp birlikte takılan zengin kadınlar ladies who lunch n.
günlerde/kahvaltılarda/öğlen yemeklerinde vakit geçiren zengin kadınlar ladies who lunch n.
çalışmayan ve tüm vaktini arkadaşlarıyla geçiren zengin kadınlar ladies who lunch n.
boş gezen zengin kadınlar ladies who lunch n.
işi gücü olmayan zengin kadınlar ladies who lunch n.
öğlen yemeklerinde buluşup vakit geçiren zengin kadınlar ladies who lunch n.
kadınlar arasında bir şey a girl thing n.
kızlar/kadınlar tuvaleti little girls' room n.
(kadınlar için) lavaboya gitmek powder one's face v.
(kadınlar için) tuvalete gitmek powder one's face v.
(kadınlar için) tuvalete gitmek powder one's nose v.
(kadınlar için) lavaboya gitmek powder one's nose v.
(kadınlar için) lavaboya gitmek powder your nose v.
(kadınlar için) tuvalete gitmek powder your nose v.
(kadınlar için) çocuk yapmak için az vaktinin kalması biological clock is ticking expr.
kadınlar ve çocuklar önden women and children first [cliché] expr.
önce kadınlar ve çocuklar women and children first [cliché] expr.
Speaking
bütün kadınlar güzeldir all women are beautiful expr.
dünya kadınlar gününüz kutlu olsun happy international women's day expr.
dünya kadınlar günü kutlu olsun happy international women's day expr.
kadınlar nelerden hoşlanır? what do women like? expr.
kadınlar neden böyle? why are women like that? expr.
kadınlar günün kutlu olsun happy women's day expr.
tüm kadınlar güzeldir all women are beautiful expr.
Trade/Economic
asyalı kadınlar için danışmanlık servisi asian women’s advisory service n.
çalışan kadınlar working women n.
londra irlandalı kadınlar merkezi the london irish women’s centre n.
uluslararası iş ve meslek sahibi kadınlar federasyonu international federation of business and professional women n.
Law
(genellikle kadınlar için) evli olma covert-baron n.
Politics
göçmen kadınlar immigrant women n.
mülteci kadınlar refugee women n.
uluslararası kadınlar günü international women's day n.
cinsiyet ayrımıyla mücadele etme ve kadınlar için erkeklerle eşit tam siyasi, sosyal ve diğer haklar ve fırsatlar elde etme hareketi womens liberation n.
Institutes
türk kadınlar birliği turkish women's union n.
hristiyan genç kadınlar derneği ywca (young women's christian association) n.
yahudi genç kadınlar derneği ywha (young women's hebrew association) n.
(birleşik krallık'ta ve ingiliz milletler topluluğu ülkeleri'nde) ev için sorunlarla ve sosyal faaliyetlerle ilgilenen kadınlar için bir kuruluş women's institute n.
köylü kadınlar derneği cwa (country women's association) abrev.
Tourism
kadınlar tuvaleti ladies n.
Media
erkeklere yönelik olup moda, alet-edevat, çekici kadınlar gibi içeriklere yer veren dergi türü lad mag n.
televizyon ve kadınlar television and women n.
Computer
bütün kadınlar öyle yes all women expr.
Textile
19. yy'da hem kadınlar hem de erkekler tarafından giyilen kısa pelerin talma n.
kadınlar için pantolon ceket takım pants suit n.
özellikle kadınlar için tasarlanmış çeşitli uzun manto stilleri manteau n.
17. ve 18. yüzyıllarda özellikle kadınlar arasında popüler olan, içteki kıyafeti ve iç etekliği göstermesi için önünde açıklık bulunan ve genellikle dökümlü duran bir elbise veya rop mantua n.
kadınlar için tasarlanmış kıyafetler woman's clothing n.
kadınlar ve çocukların giydiği denizci yakalı bol bir bluz middy n.
ortalama boy ve yapıya sahip kadınlar için kıyafet bedeni miss n.
kadınlar için bir tür giy-çık elbisesi popover n.
Medical
doğurganlık çağındaki kadınlar women in reproductive age group n.
gebe kadınlar pregnant women n.
hormon tedavisi alan kadınlar women taking hormone therapy n.
menapoz öncesi doğurganlık çağındaki kadınlar premenopausal women of childbearing age n.
orta yaş dönemindeki kadınlar middle-aged women n.
normal ağırlıklı kadınlar normal-weight women n.
postmenapozal kadınlar postmenopausal women n.
post-partum nullipar kadınlar postpartum nulliparous women n.
kadınlar için bir doğum kontrol aracı vaginal condom n.
Social Sciences
şiddet gören kadınlar ve çocuklarının şiddet gösterenden korunmak için gidebilecekleri ev women's refuge n.
ayrımcılığa uğradığını düşünen (kadınlar, şişmanlar, afrikalılar, engelliler) sosyoekonomik konumlarının kimlikleri dışında sınıf ve etnik kökenleri tarafından da etkilendiğini savunan görüş intersectionality n.
cinsiyetsiz üçüncü kişi zamiri (erkekler için he kadınlar için she ve nonbinary kişiler için they zamirinin kullanılması) singular they pron.
cinsiyetsiz üçüncü kişi zamiri (erkekler için he kadınlar için she ve nonbinary kişiler için they zamirinin kullanılması) they pron.
Literature
kadınlar tarafından yazılmış tarihi yazı herstory n.
kadınlar hakkında yazılmış tarihi yazı herstory n.
History
orta çağ'da dul kadınlar ve rahibelerin taktığı yüksek ve pileli bir yaka barbe n.
vikont rütbesine sahip bir soylu kadınlar için kullanılan bir unvan viscountess n.
Religious
kadınlar manastırı mother house n.
(erken orta çağ kiliselerinde) kilise hizmetine adanmış yaşlı ve dul kadınlar zümresine mensup kimse presbyteress n.
Geography
kuzey ingiltere'nin yerlisi olan kadınlar northcountrywoman n.
Military
tarımsal üretimi artırmak için savaş zamanı ingiltere'de kurulan kadınlar kara ordusu'na mensup kimse land girl [uk] n.
Sport
kadınlar tarafından oynanan hokey benzeri bir oyun camogie [irish] n.
okçuluk turnuvasında kadınlar klasmanından sorumlu olan yetkili lady paramount n.
kadınlar ulusal basketbol birliği women national basketball association (wnba) n.
kadınlar atış sporları vakfı womens shooting sports foundation (wssf) n.
kadınlar için beden eğitimi physical education for women n.
uluslararası kadınlar tenis birliği women international tennis association (wita) n.
üniversiteler arası kadınlar ana spor birliği main association intercollegiate athletics for women (maiaw) n.
uluslararası kadınlar profesyonel tenis konseyi women international professional tennis council (wiptc) n.
yeni zelanda'yı uluslararası kadınlar rugby ligi'nde temsil eden takım kiwi ferns n.
kadınlar profesyonel golf derneği lpga (ladies professional golf association) n.
Ottoman Turkish
müslüman evlerindeki kadınlar hareem n.
haremdeki kadınlar harem n.
aynı erkekle birlikte olan kadınlar harem n.
Latin
(kadınlar için) akranları arasında ilk prima inter pares n.
Archaic
(kilolu kadınlar için) domuzcuk sow n.
Slang
beyaz kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade pink toe n.
kadın hareketini destekleyen kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir söz bra-burner n.
avrasya (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
avrat (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
eksik etek (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
gaco (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
hedef kitlesi kadınlar olan filmler chick flick n.
kadınlar arasındaki lezbiyen ilişki bull dagging n.
karı (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
kancık (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
metres (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
(genellikle kadınlar için kullanılır) habersiz çekilen fotoğraf creepshot n.
zencilerin beyaz kadınlar için kullandığı terim snow bunny n.
zenne (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) woman n.
kadınlar tuvaleti jane n.
kadınlar için olan hizmet ya da ürünlerde uygulanan erkeklerinkine oranla daha yüksek fiyat pink tax n.
erkeklerinkiyle aynı işleve sahip ürünlerde kadınlar için üretildiğinde uygulanan yüksek fiyat pink tax n.
cinsel obje olarak görülen kadınlar minge n.
feminist kadınlar için kullanılan aşağılayıcı argo kelime wahmen (woman) n.
öfkeli, kendisini her durumda haklı gören ve hafif ırkçı orta yaşlı beyaz kadınlar için kullanılan aşağılayıcı argo terim karen n.
mastürbasyon yapmak (kadınlar için) jill off v.
kadınlar ile ilgili petticoat adj.
kadınlar tarafından yapılan petticoat adj.
(kız arkadaşlar arasında) erkeklerden önce kadınlar (gelir) chicks before dicks expr.
kadınlar için yapılan ürünlere ait bir pazarlama yöntemi pink it and shrink it expr.
kadınlar için yapılan ürünlerin bir üretim ve pazarlama yöntemi shrink it and pink it expr.
British Slang
(kadınlar için ofansif) et parçası piece n.
(kadınlar için ofansif) et parçası piece of skirt n.
Modern Slang
kadınlar için kurulmuş bir gizli birlik/kardeşlik adpi (alpha delta pi) n.