History

konuma getirmek

Meanings of "konuma getirmek" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

	Category	Turkish	English
Phrasals
1	Phrasals	konuma getirmek	turn to v.
Technical
2	Technical	konuma getirmek	place v.

Meanings of "konuma getirmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 69 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	dik konuma getirmek	right v.
2	General	kapalı konuma getirmek	switch to off position v.
3	General	kullanım için uygun konuma getirmek	move into proper position for use v.
4	General	emek vererek bir yere, konuma vb. getirmek	labor [obsolete] v.
5	General	emek vererek bir yere, konuma vb. getirmek	labour [obsolete] v.
6	General	başparmak ile belirli bir konuma getirmek	thumb v.
7	General	açık konuma getirmek	undo v.
8	General	serbest konuma getirmek	undo v.
9	General	yüce bir konuma getirmek	enthronise v.
10	General	yüce bir konuma getirmek	enthronize v.
11	General	(bir şeyi) belirli bir konuma dikkatlice ve güçlükle getirmek	maneuver v.
12	General	daha düşük bir konuma getirmek	deject [obsolete] v.
13	General	paralel konuma getirmek	parallelise v.
14	General	iğneleyerek istenen konuma getirmek	prick [obsolete] v.
15	General	(birini) yarışa başlayacak konuma getirmek	set v.
Phrasals
16	Phrasals	daha alçak bir konuma getirmek	pluck down v.
17	Phrasals	sırt üstü konuma getirmek	turn up v.
18	Phrasals	(birini/bir şeyi) daha düşük/önemsiz bir konuma, sıralamaya, yere, sınıfa, duruma getirmek	relegate (someone or something) to (something) v.
19	Phrasals	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek	rocket into (something or some place) v.
20	Phrasals	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek	rocket to (something or some place) v.
21	Phrasals	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek	skyrocket into (something or some place) v.
22	Phrasals	hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek	skyrocket to (something or some place) v.
23	Phrasals	(birini) seçerek (bir konuma) getirmek	vote (one) into (something) v.
24	Phrasals	(birini) seçimle (bir konuma) getirmek	vote (one) into (something) v.
25	Phrasals	birini seçerek bir konuma getirmek	vote someone into something v.
26	Phrasals	birini seçimle bir konuma getirmek	vote someone into something v.
27	Phrasals	birini seçerek bir konuma getirmek	vote someone in v.
28	Phrasals	birini seçimle bir konuma getirmek	vote someone in v.
29	Phrasals	seçerek bir konuma getirmek	vote into v.
30	Phrasals	seçimle bir konuma getirmek	vote into v.
31	Phrasals	hızla (bir konuma) getirmek	sweep into (something) v.
32	Phrasals	birini otomatikman bir konuma getirmek	sweep someone into something v.
33	Phrasals	birini otomatikman bir konuma getirmek	sweep someone in v.
34	Phrasals	(birini) zorla/zar zor (bir konuma/duruma) getirmek	wrestle (someone) into (something) v.
35	Phrasals	(birini bir konuma/duruma) getirmek için uğraşmak/çabalamak	wrestle (someone) into (something) v.
36	Phrasals	(birini/bir şeyi) zorla/zar zor (bir duruma/konuma) getirmek	yank (someone or something) into (something or some place) v.
37	Phrasals	(birini/bir şeyi) çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek	yank (someone or something) into (something or some place) v.
38	Phrasals	bir sayacı/saati önceki bir konuma getirmek	wind back v.
39	Phrasals	zorla/zar zor (bir konuma/duruma) getirmek	wrestle into v.
40	Phrasals	çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek	yank into v.
41	Phrasals	dik konuma getirmek	place upright v.
Idioms
42	Idioms	(birini diğerine göre) avantajlı bir konuma getirmek	give (one) an edge on (someone or something) v.
43	Idioms	(birini diğerine göre) üstün konuma getirmek	give (one) an edge on (someone or something) v.
44	Idioms	(birini diğerine göre) avantajlı bir konuma getirmek	give (one) the edge on (someone or something) v.
45	Idioms	(birini diğerine göre) üstün konuma getirmek	give (one) the edge on (someone or something) v.
46	Idioms	(birini başka birine karşı) avantajlı konuma getirmek	give (one) a jump on (someone or something) v.
47	Idioms	(birini birine karşı) üstün bir konuma getirmek	give (one) a jump on (someone or something) v.
48	Idioms	(birini başka birine karşı) avantajlı konuma getirmek	give (one) the jump on (someone or something) v.
49	Idioms	(birini birine karşı) üstün bir konuma getirmek	give (one) the jump on (someone or something) v.
50	Idioms	(birini) avantajlı konuma getirmek	give (one) the inside track v.
51	Idioms	yarışta atını iyi bir konuma getirmek	jockey into position v.
52	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı avantajlı konuma getirmek	give (one) a jump on (someone or something) v.
53	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) a jump on (someone or something) v.
54	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı avantajlı konuma getirmek	give (one) the jump on (someone or something) v.
55	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) the jump on (someone or something) v.
56	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) an advantage over (someone or something) v.
57	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) the advantage over (someone or something) v.
58	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) an edge on (someone or something) v.
59	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) the edge on (someone or something) v.
60	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) an edge over (someone or something) v.
61	Idioms	(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek	give (one) the edge over (someone or something) v.
62	Idioms	herkesi eşit konuma getirmek	level the field v.
Technical
63	Technical	(çanı) dikey konuma getirmek	set v.
Marine
64	Marine	prasyaları mümkün olan en eğik konuma getirmek	brace sharp v.
65	Marine	karinalama sonrası tekneyi dikey konuma getirmek	right a vessel v.
66	Marine	yelkeni doğru konuma getirmek için biraz salmak	trim out v.
67	Marine	uygun konuma geri getirmek	right v.
68	Marine	normal konuma geri getirmek	right v.
Sport
69	Sport	(bilardo) topu daha açık ve sonradan oynanması kolay konuma getirmek	develop v.