müdafaa - Turkish English Dictionary
History

müdafaa



Meanings of "müdafaa" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
Common Usage
müdafaa defence n.
General
müdafaa plea n.
müdafaa apology n.
müdafaa apologia n.
müdafaa guard n.
müdafaa advocacy n.
müdafaa pleading n.
müdafaa advocating n.
müdafaa oral hearing n.
müdafaa answer n.
Law
müdafaa advocacy n.
müdafaa plea n.
müdafaa assertion n.
müdafaa defence n.
müdafaa defence (brit) n.
Volleyball
müdafaa defence n.

Meanings of "müdafaa" with other terms in English Turkish Dictionary : 84 result(s)

Turkish English
General
yazılı müdafaa apologia n.
müdafaa eden defender n.
meşru müdafaa self defence n.
meşru müdafaa self-defence n.
meşru müdafaa self-defense n.
meşru müdafaa self defense n.
bek (savunma, müdafaa) back n.
resmi müdafaa apologetics n.
müdafaa eden kimse apologizer n.
müdafaa hattı line n.
kalkan tutarak müdafaa yapan kimse hyperaspist n.
müdafaa eden kimse guard n.
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum seaward recovery point n.
müdafaa etmek advocate v.
müdafaa etmek plead v.
müdafaa etmek defend v.
müdafaa etmek champion v.
şiddetle müdafaa etmek take up cudgels for v.
müdafaa etmek premediate v.
yerini müdafaa etmek maintain v.
karşı müdafaa yapmak counterplead v.
müdafaa etmek plete v.
müdafaa eden defensive adj.
müdafaa eden apologetical adj.
müdafaa eden fenceful adj.
müdafaa ederek apologetically adv.
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum srp (seaward recovery point) abrev.
Phrasals
müdafaa etmek stand for v.
(birini biri/bir şey) karşısında müdafaa etmek intercede (for someone) (with someone or something) v.
(kendini/birini bir şeyle) müdafaa etmek defend (oneself or someone) with (something) v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı müdafaa etmek defend (someone or something) against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) karşısında müdafaa etmek defend (someone or something) against (someone or something) v.
-e karşı müdafaa etmek defend against v.
karşısında müdafaa etmek defend against v.
ile müdafaa etmek defend with v.
(birini) müdafaa etmek fend for v.
Phrases
birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir your first duty is forever to preserve and to defend the turkish independence and the turkish republic expr.
Colloquial
müdafaa etmek stick-up v.
Idioms
nefsi müdafaa yasası stand your ground law n.
kendini müdafaa etmek fight one's corner v.
kendini müdafaa etmek fight your corner [uk] v.
Law
müdafaa hakkı right of defense n.
müdafaa avukatı counsel for the defendant n.
meşru müdafaa self defence n.
müdafaa hakkı right of defence n.
müdafaa vekili counsel for the defendant n.
meşru müdafaa self-defense n.
müdafaa delillerini toplama talebi claim for collection of defense evidence n.
müdafaa şahidi witness for the defense n.
meşru müdafaa justifiable self defence n.
meşru müdafaa hakkı right of self defence n.
müdafaa araçları means of defence n.
meşru müdafaa self-defence n.
meşru müdafaa self-protection n.
meşru müdafaa legitimate self-defense n.
meşru müdafaa self-defence n.
meşru müdafaa sırasında adam öldürme chance-medley n.
meşru müdafaa self defense n.
müdafaa vekili defense counsel n.
meşru müdafaa hakkı right of self defense n.
nefsi müdafaa self-protection n.
nefsi müdafaa self-defense n.
nefsi müdafaa self-defence n.
nefsi müdafaa self defence n.
(nefsi müdafaa veya görev sırasında) gerçekleştirilen haklı/yasal adam öldürme justifiable homicide n.
(nefsi müdafaa veya görev sırasında) gerçekleştirilen haklı/yasal adam öldürme lawful killing n.
müdafaa etmek defend v.
müdafaa etmek advocate v.
müdafaa eden defensive adj.
müdafaa edilebilir justifiable adj.
müdafaa edilmeyen unpleaded adj.
Politics
bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! if some day you are compelled to defend your independence and your republic, you must not tarry to weigh the possibilities and circumstances of the situation before taking up your duty n.
demokrasi müdafaa vakfı foundation for the defense of democracies n.
meşru müdafaa necessary defense n.
milli müdafaa cemiyeti committee of national defense n.
meşru müdafaa necessary defence n.
milli müdafaa cemiyeti committee of national defence n.
History
müdafaa-i hukuk cemiyeti countrywide resistance organization n.
Military
hücum sonrası müdafaa yerine geri dönme recovery n.
erken meşru müdafaa anticipatory self defence n.
Sport
müdafaa hattı backline n.
müdafaa hattı back line n.
müdafaa oyuncusu defensive player n.
Archaic
müdafaa etmek hold out v.