nature - Turkish English Dictionary
History

nature

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "nature" in Turkish English Dictionary : 54 result(s)

English Turkish
Common Usage
nature n. mahiyet
nature n. doğa
nature n. tabiat
General
nature n. içgüdü
nature n. maya
nature n. yaradılış
nature n. çeşit
nature n. alem
nature n. hilkat
nature n. dünya
nature n. yapı
nature n. cibilliyet
nature n. mizaç
nature n. kainat
nature n. huy
nature n. doğa
nature n. yapılış
nature n. tür
nature n. evren
nature n. nitelik
nature n. cins
nature n. fıtrat
nature n. ayırt edici özellik
nature n. değiştirilemez temel özellik
nature n. nevi
nature n. evren
nature n. doğal durum
nature n. ilkel durum
nature n. evcilleşmemiş hal
nature n. kendiliğinden ortaya çıkan duygular
nature n. evrensel kuvvetler bütünü
nature n. varlıklar
nature n. mahlukat
nature n. insanlığın ilkel hali
nature n. temel ahlak kuralları
nature n. örf
nature v. kendine özgü doğasını vermek
nature adj. doğaya ait
nature adj. doğayla ilgili
Trade/Economic
nature n. doğa
nature n. huy
nature n. tabiat
Law
nature n. özellikle cinsel ilişkiler konusunda yasaların öngördüğü norm
Technical
nature n. nitelik
nature n. tabiat
Food Engineering
nature adj. sek
nature adj. katkısız
Biology
nature v. alışık hale getirmek
Religious
nature n. günahlarından arınmamış olan ruh
Philosophy
nature n. evrenin akıl ve rasyonalite ile uyumlu olan ideal karakteri
nature n. gerçek ve nesnel varoluş
nature n. gözlemciden bağımsız şekilde var olan zihin ve madde dünyası
Photography
nature n. dış mekan görüntüsü (manzara vb.)
nature n. doğal görünüş

Meanings of "nature" with other terms in English Turkish Dictionary : 385 result(s)

English Turkish
General
ill nature n. huysuzluk
second nature n. adet
nature in literature n. edebiyatta doğa
socialization of nature n. tabiatın sosyalleşmesi
second nature n. kökleşmiş huy
customs duties of a fiscal nature n. mali nitelikli gümrük vergileri
nature reserve area n. tabiatı koruma alanı
second nature n. alışkanlık
human nature n. insan hali
virgin nature n. bakir doğa
participating nature n. ortaklık hakkı
freak of nature n. hilkat garibesi
second nature n. alışkı
love of nature n. doğa sevgisi
nature protection zone n. doğa koruma alanı
human nature n. insan doğası
nature conservation n. doğa koruma
true nature n. mahiyet
state of nature n. doğal hal
nature park n. doğal park
nature trail n. doğa parkuru
freak of nature n. ucube
connoisseur of human nature n. insan sarrafı
human nature n. insan tabiatı
good nature n. iyi mizaç
man influence on nature n. doğaya insan etkisi
nature monuments n. doğal anıtlar
nature protection n. doğayı koruma
sympathetic nature n. kalp
law of nature n. doğa kanunu
nature reserve n. doğa rezervatı
mother nature n. tabiat ana
balance of nature n. doğanın dengesi
the arm's length nature of transactions n. işlemlerin emsallere uygunluk niteliği
strict nature reserve n. mutlak koruma alanı
nature sanctuary n. mutlak koruma alanı
wonder of nature n. doğa harikası
nature-lovers n. doğa tutkunları
nature of soil n. zemin cinsi
nature of soil n. zemin karakteri
nature lover n. doğasever
nature lover n. doğa sever
the call of nature n. tuvalet ihtiyacı
nature training n. doğa eğitimi
nature education n. doğa eğitimi
the very nature of the crime n. suçun asıl mahiyeti
nature conservation n. doğayı koruma
the miracle of nature n. doğanın mucizesi
peace in nature n. doğada huzur
mother nature n. doğa ana
fact of nature n. doğa olayı
early identification of the genetic nature of a given condition n. belirli bir durumun genetik doğasının erken belirlenmesi
common substance in nature n. doğada yaygın olarak bulunan
nature of decision n. kararın niteliği
gift of nature n. doğanın hediyesi
awakening of the nature n. doğanın uyanışı
force of nature n. doğal fenomen/olay
force of nature n. doğal afet
substances that are hazardous to nature n. doğaya zarar veren maddeler
substances that are harmful to nature n. doğaya zarar veren maddeler
human nature n. insanoğlunun doğası
legal nature n. hukuki niteliği
buddha-nature n. buda tabiatı
future of the nature n. doğanın geleceği
nature events n. doğa olayları
human nature n. insanlık hali
wild nature n. vahşi doğa
nature and nurture n. yaradılış ve yetiştirme
animal nature n. hayvan doğası
nature excursion n. doğa turu
nature trip n. doğa turu
nature tour n. doğa turu
nature trip n. doğa gezisi
nature tour n. doğa gezisi
nature excursion n. doğa gezisi
similar nature n. benzer özellik
similar nature n. benzer nitelik
nature photography n. doğa fotoğrafçılığı
nature documentary n. doğa belgeseli
nature documentary n. doğayla ilgili belgesel izlemek
nature photography n. doğa fotoğrafı
nature photo n. doğa fotoğrafı
defeatist nature n. yenilgiyi kabul eden yapı
defeatist nature n. yenilgiyi kabul eden yapıda
nature of the problem n. problemin doğası
nature shapes n. doğa şekilleri
nature [dialect] n. normal kalite/güç/esneklik
nature strip n. bir evi yol ve diğer binalardan ayırmak için önüne çekilen çim ekilmiş şerit alan
gift of nature n. allah vergisi
nature trail v. bir bölgenin doğal atraksiyonlarını göstermek üzere söz konusu bölgenin içinden geçen tabelalı yol
pay one's debt to nature v. ölmek
relieve nature v. abdest bozmak
dissolve in nature v. doğada çözülmek
protect the nature v. doğayı korumak
preserve the nature v. doğayı korumak
disturb the balance of the nature v. doğanın dengesini bozmak
upset the balance of the nature v. doğanın dengesini bozmak
harm the nature v. doğaya zarar vermek
damage the nature v. doğaya zarar vermek
destroy the nature v. doğayı yok etmek
be against one's nature v. doğasına aykırı olmak
be against one's nature v. tabiatına aykırı olmak
destroy the balance of nature v. doğanın dengesini bozmak
commune with mother nature v. tabiat anayla bütünleşmek/iç içe olmak
watch a nature documentary v. doğa belgeseli seyretmek
watch a nature documentary v. doğa belgeseli izlemek
watch a nature documentary v. doğayla ilgili belgesel izlemek
go on a nature walk v. doğaya yürüyüşe çıkmak
go on a nature walk v. doğa yürüyüşüne çıkmak
nature-identical adj. doğala-özdeş
nature-friendly adj. doğa dostu
nature compatible adj. doğaya uyumlu
nature conscious adj. doğaya duyarlı
compatible with nature adj. doğa ile uyumlu
nature friendly adj. çevre dostu
of similar nature adj. benzer nitelikte/özellikte
in nature adv. her hangi bir yerde
by nature adv. eşyanın tabiatı
in nature adv. kainatta
by nature adv. yaratılışta
in nature adv. imkanı dahilinde
from nature adv. doğal görünümden
in the nature of things adv. doğal olarak
by their nature adv. doğaları gereği
by nature adv. doğuştan
by nature adv. yaradılıştan
no matter what its nature is adv. mahiyeti ne olursa olsun
regardless of the legal nature of the links adv. bağlantıların yasal durumu ne olursa olsun
by one's nature adv. tabiatı gereği
by one's nature adv. doğası gereği
by one's nature adv. tabiatının gereği
by nature adv. doğası gereği
in touch with nature adv. doğayla iç içe
in nature adv. tabiatı gereği
in nature adv. tabiatı bakımından
in the nature of adv. aynı şekilde
in the nature of adv. aracılığıyla
of the nature of adv. aynı şekilde
of the nature of adv. aracılığıyla
on the nature of prep. dolayısıyla
on the nature of prep. bu vesileyle
on the nature of prep. dolayısı ile
Phrases
against nature n. fıtrata aykırı/ters
of this nature adj. bu türden
in the nature of things expr. durumun gerektirdiği şekilde
nature versus nurture expr. doğa mı yetiştirme mi
of any nature expr. her türlü
of any nature expr. her türden
whatever its nature is expr. mahiyeti ne olursa olsun
graphic in nature expr. rahatsız edici görüntüler içeren
in the nature of things expr. tabiatıyla
in the nature of (something) expr. (bir şey) tarzında/türünde
in the nature of (something) expr. (bir şey) tabiatında
in the nature of (something) expr. (bir şey) mahiyetinde
in the nature of (something) expr. (bir şey) benzeri
in the nature of (something) expr. (bir şeyin) doğasında
in the nature of (something) expr. (bir şeyin) olağan akışında
in the nature of (something) expr. (bir şeyin) tabiatında
Proverb
self-preservation is the first law of nature insan önce kendini düşünür
nature abhors a vacuum doğa/tabiat boşluktan nefret eder (boşluk istemez)
nature abhors a vacuum doğa boşluktan nefret eder
habit is second nature alışkanlık ikinci doğadır
nature will take its course su akar yolunu bulur
Colloquial
a game sexual in nature n. cinselliğe dayanan bir oyun
an act of nature n. doğanın bir işi
a freak of nature n. hilkat garibesi
nature calls me expr. çişim var
nature is calling me expr. tuvalete gitmem gerek
nature calls me expr. tuvalete gitmem gerekiyor
(that's) the nature of the beast expr. (bu) onun en temel özelliği
(that's) the nature of the beast expr. doğası bu
Idioms
(one's) better nature n. gönül yüceliği/ululuğu
(one's) better nature n. iyi niyet
(one's) better nature n. yüce/ulu gönüllülük
(one's) better nature n. alicenaplık
(one's) better nature n. cömertlik
(one's) better nature n. merhamet
(one's) better nature n. büyüklük
(one's) better nature n. hayırseverlik
(one's) better nature n. iyilikseverlik
(one's) better nature n. yardımseverlik
(one's) better nature n. (birinin) mizacının/tabiatının iyi yönleri/tarafları
your better nature n. gönül yüceliği/ululuğu
your better nature n. iyi niyet
your better nature n. yüce/ulu gönüllülük
your better nature n. alicenaplık
your better nature n. cömertlik
your better nature n. merhamet
your better nature n. büyüklük
your better nature n. hayırseverlik
your better nature n. iyilikseverlik
your better nature n. yardımseverlik
your better nature n. (birinin) mizacının/tabiatının iyi yönleri/tarafları
the nature of the beast n. bir şeyin hoş olmayan temel özellikleri
the nature of the beast n. bir şeyin en temel özellikleri
second nature (to) n. bir şeyi yapmanın kişiye çok kolay gelmesi
in the nature of things n. olağan akışında
nature stop n. tuvalet molası
course of nature n. doğal akış
course of nature n. doğal seyir
call of nature n. tuvalet ihtiyacı
a call of nature n. tuvalet ihtiyacı
a call of nature n. tuvalete gitme ihtiyacı/gereksinimi
debt to nature n. ölüm
debt to nature n. vefat
debt to nature n. öte dünyaya göçme
debt to nature n. hakkın rahmetine kavuşma
debt to nature n. ahirete göçme
debt to nature n. toprak olma
debt to nature n. dünyadan göçme/ayrılma
debt of nature n. ölüm
debt of nature n. emr-i hak
the forces of nature n. doğal afetler
the forces of nature n. doğal felaketler
pay the debt of nature v. allah'a can borcunu ödemek
be second nature to someone v. birinin ikinci ilgi alanı/evi vb olmak
be second nature to v. bir şeyi yapmaya çok alışkın olmak
commune with nature v. doğa ile bütünleşmek
be in the nature of the beast v. doğasında olmak
allow nature to take its course v. doğal akışına bırakmak
pay the debt of nature v. ölmek
answer the call of nature v. tuvalete gitmek
pay the debt of nature v. vefat etmek
get back to nature v. doğaya dönmek
get back to nature v. doğaya daha yakın bir hayat yaşamak
get back to nature v. şehirden daha uzak bir hayat yaşamak
get back to nature v. doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
get back to nature v. daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
go back to nature v. doğaya dönmek
go back to nature v. doğaya daha yakın bir hayat yaşamak
go back to nature v. şehirden daha uzak bir hayat yaşamak
go back to nature v. doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
go back to nature v. daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
come to nature v. kıvam almak
come to nature v. kıvama gelmek
be second nature v. alışkanlık haline gelmek
be second nature v. kolay gelmek
be second nature v. otomatiğe bağlamak
be second nature v. otomatikleşmek
be second nature v. düşünmeden yapılan bir şey olmak
be second nature (to somebody) v. (biri için) alışkanlık haline gelmek
be second nature (to somebody) v. (birine) kolay gelmek
be second nature (to somebody) v. (biri için) otomatiğe bağlamak
be second nature (to somebody) v. (biri için) otomatikleşmek
be second nature (to somebody) v. (birinin) düşünmeden yaptığı bir şey olmak
in a state of nature expr. anadan üryan
in the nature of things expr. doğal durum
in a state of nature expr. çırılçıplak
in a state of nature expr. doğduğu andaki gibi
in the nature of things expr. rutin
nature stop expr. tuvalet için verilen mola
back to nature expr. doğaya dönme
back to nature expr. şehir hayatındansa kırsal yaşamı tercih etme
in a state of nature expr. doğadaki gibi ilkel konumda
in a state of nature expr. medeniyetten uzak
in a state of nature expr. politik, yasal, ahlaki düzenlemelerin olmadığı durumda
in a state of nature expr. doğadaki haliyle
in a state of nature expr. doğada olduğu şekliyle
in a state of nature expr. doğadaki gibi
in a state of nature expr. doğada olduğu gibi
in a state of nature expr. işlenmemiş/yontulmamış halde
in a state of nature expr. medeniyetsiz/vahşi halde
in a state of nature expr. ahlakın olmadığı durumda
in a state of nature expr. günahkar durumda
nature calls expr. çişim var
nature calls expr. tuvalete gitmem gerekiyor
Speaking
that's the nature of the beast expr. bu onun doğasında var
let nature take its course expr. doğal akışına bırak
because of one's nature expr. doğası gereği
let nature take its course expr. her şey olacağına varsın
it's only human nature expr. insanlık hali
let nature take its course expr. olayları akışına bırak
Trade/Economic
nature of debt n. borcun mahiyeti
insurance against power of nature n. doğal afetler sigortası
debt-for-nature swaps n. doğa-için-borç takası
debt-for-nature swaps n. doğa-borcu takası
nature of activity n. faaliyet(in) yapısı/içeriği
nature of expense method n. giderlerin türlerine göre sınıflandırılması yöntemi
nature of work n. işin cinsi
nature of business n. işin niteliği
nature of work n. işin doğası
the arm's length nature of transactions n. işlemlerin emsallere uygunluk niteliği
nature of business n. işin nev'i
nature of work n. işin yapısı
customs duty of a fiscal nature n. mali nitelikli gümrük vergisi
against nature n. tabiata aykırı
nature of compensation n. tazminatın sureti
against nature expr. doğaya aykırı
Law
crime against nature n. anormal cinsel suç
nature of debt n. borcun mahiyeti
law of nature n. doğal hukuk
by its very nature n. doğası gereği
legal nature n. hukuki mahiyet
changing the nature and type of alleged crime n. iddia edilen suçun mahiyet ve vasfının değişmesi
nature of acquisition n. iktisabın yapısı
nature and summation of the subject n. mevzuun mahiyeti ve hülasası
nature of the offence n. suçun niteliği
nature of fundamental rights and freedoms n. temel hak ve hürriyetlerin niteliği
law of nature n. tabiat kanunu
law of nature n. tabii hukuk
guardian by nature n. veli
nature and importance of oath n. yeminin mahiyet ve ehemmiyeti
legal nature n. yasal mahiyet
change the nature of contention v. talebin mahiyetini tebdil etmek
Politics
international union for conservation of nature n. dünya doğa koruma birliği
public nature n. kamusal nitelik
covert or clandestine nature n. kapalı veya gizli faaliyetler
common duties of a fiscal nature n. mali nitelikli gümrük vergileri
exclusively fiscal nature n. münhasıran mali nitelikli
state of nature n. tabiat hali
guardian by nature n. veli
debt-for-nature swap n. çevreyi koruma sözleri karşılığında gelişmekte olan ülkelerin borçlarının iptali
Institutes
nature conservancy council n. doğayı koruma konseyi
nature conservancy council n. ingiltere'de doğa rezervlerini yönetmek ve doğanın korunması hakkında bilgi sağlamak üzere yasayla oluşturulan bir kurul
worldwide fund for nature n. dünya doğa fonu
directorate of nature conservation and national parks n. doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü
society for the protection of nature n. doğal hayatı koruma derneği, istanbul
general directorate of nature conservation and national parks n. doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü
cape of good hope nature reserve n. ümit burnu doğa koruma bölgesi
international union for the conservation of nature (iucn) n. uluslararası doğayı koruma birliği
Tourism
nature sports n. doğa sporları
nature tourism n. doğa turizmi
nature-based tourism n. doğa bazlı turizm
nature walk n. doğa yürüyüşü
Technical
nature of the fill n. dolgu cinsi
nature of the fill n. imla cinsi
nature of boiling n. kaynama karakteristiği
nature of material n. malzemenin niteliği
nature of particles n. tane özelliği
nature of particles n. tane yapısı
nature of the surface n. yüzey durumu
nature of the surface n. yüzey koşulu
nature of the surface n. yüzey şartı
Computer
nature help n. doğa yardım
nature sidebar n. doğa kenar çubuğu
nature masthead n. doğa künyesi
nature web site n. doğa web sitesi
nature move n. doğa taşı
nature pen n. doğa kalem
nature beep n. doğa bip
nature no expr. doğa hayır
nature up expr. doğa yukarı
nature wait expr. doğa bekle
Construction
nature protection area n. doğa koruma alanı
pozzolanic nature n. puzolanik özellik
Marine
nature conservation law n. doğanın korunum kanunu
Medical
nature of disease n. hastalığın yapısı/özelliği
nature of illness n. hastalığın yapısı/özelliği
multifactorial nature of the periodontal disease n. periodontal hastalığın multifaktöriyel doğası
progressive nature of the parkinson’s disease n. parkinson hastalığının progresif seyri
sporadic in nature n. sporadik tabiatta
have aggressive nature and fatal course v. agresif ve fatal seyirli olmak
Psychology
principle of uniformity of nature n. doğanın tekbiçimliliği ilkesi
nature-nurture controversy n. doğa-çevre tartışması
second nature n. ikinci doğa
Printing
nature printing n. bitki, hayvan, kaya gibi doğal oluşumları kullanarak yapılan baskı işlemi
Food Engineering
nature identical flavour n. doğala özdeş lezzetlendirici
nature identical flavor n. doğala özdeş lezzetlendirici
nature identical aroma n. doğala özdeş aroma
Physics
dual nature of matter n. maddenin ikili doğası
Chemistry
state of nature n. doğa hali
Social Sciences
human nature n. insanların sosyal olarak edindikleri karmaşık davranış biçimleri, tutum ve fikirler
Education
nature study n. hayvan ve bitkiler başta olmak üzere doğanın temel düzeyde doğrudan gözlem yoluyla incelenmesi
Religious
nature worship n. doğaya tapma dini
nature worship n. doğaya tapınma
Philosophy
state of nature n. doğal durum
philosophy of nature n. doğa felsefesi
Environment
nature reserve n. doğa koruma alanı
nature preserve n. doğa koruma alanı
nature conservation n. doğayı koruma
nature reserve n. doğal koruma alanı
world wide fund for nature (wwf) n. dünya doğayı koruma vakfı
nature reserve n. hayvansal ve bitkisel varlığını korumak amacıyla doğal halinde bırakılan arazi parçası
nature protection against pollution n. kirlenmeye karşı doğanın korunması
environmental conditions appearing in nature n. tabiatta görülen çevre şartları
international union for conservation of nature n. uluslararası doğayı koruma birliği
high nature value n. yüksek doğa değeri
Geology
environmental conditions appearing in nature earthquake vibration and shock n. şok ve doğal deprem titreşiminde görülen çevresel şartlar
Military
universal nature of leadership n. liderliğin genel mahiyeti
Painting
from nature adv. doğal modeller kullanarak (çizmek)
Slang
mother nature n. marihuana
mother nature n. mariuana
mother nature n. marihuana
mother nature n. esrar
mother nature n. ot