olağan - Turkish English Dictionary
History

olağan



Meanings of "olağan" in English Turkish Dictionary : 51 result(s)

Turkish English
Common Usage
olağan usual adj.
olağan ordinary adj.
olağan normal adj.
General
olağan average adj.
olağan commonplace adj.
olağan workaday adj.
olağan mediocre adj.
olağan petty adj.
olağan unexceptional adj.
olağan everyday adj.
olağan natural adj.
olağan mundane adj.
olağan common adj.
olağan usual adj.
olağan normal adj.
olağan ordinary adj.
olağan frequent adj.
olağan run-of-the-mill adj.
olağan familiar adj.
olağan routine adj.
olağan unoriginal adj.
olağan waist-high adj.
olağan temporary [obsolete] adj.
olağan uneccentric adj.
olağan uneventful adj.
olağan unexotic adj.
olağan unextraordinary adj.
olağan usitative adj.
olağan usu (usual) adj.
olağan workday adj.
olağan modern [obsolete] adj.
olağan déjà vu adj.
Colloquial
olağan matter-of-fact expr.
Idioms
olağan common or garden variety [uk] n.
olağan bread and butter adj.
Formal
olağan unremarked adj.
Industry
olağan workaday adj.
Technical
olağan conventional adj.
olağan usual adj.
olağan regular adj.
olağan ordinary adj.
olağan frequent adj.
olağan routine adj.
olağan default adj.
olağan by default expr.
Computer
olağan default adj.
Linguistics
olağan normal adj.
Archaic
olağan often adj.
olağan famous adj.
olağan famular adj.
olağan still adj.

Meanings of "olağan" with other terms in English Turkish Dictionary : 226 result(s)

Turkish English
Common Usage
olağan olmayan unusual adj.
General
olağan şey the usual thing n.
olağan iş matter of course n.
olağan denetim routine inspection n.
olağan bilim ordinary science n.
olağan dışı sanat deviant art n.
olağan bilim normal science n.
olağan şey ordinary n.
olağan genel kurul ordinary general assembly n.
olağan genel kurul toplantısı ordinary meeting of the general assembly n.
olağan mesaj trafiği conventional message traffic n.
olağan durum normalcy n.
olağan hal normalcy n.
olağan sonucu the natural consequence of n.
olağan sonucu the inevitable consequence of n.
olağan sonucu the natural result of n.
doğaüstü olmayan olağan nesneler naturals [obsolete] n.
dokuz-beş arası yapılan olağan mesai nine to five n.
olağan şey the probable n.
türünün olağan tipinden biçim veya yapı olarak ayrışan hayvan veya bitki monster n.
olağan grup run n.
hayatın olağan akışı diet [obsolete] n.
herkesin ortak /bilinen /olağan zaafı common failing n.
olağan şey pettiness n.
olağan yöntem practice n.
olağan yöntem practise n.
doğanın olağan akışının dışında olma pretematuralism n.
olağan dışılık preternaturalism n.
olağan dışı şey preternaturalism n.
olağan durum default n.
rutin/olağan bir soruşturma yürütmek do a routine investigation v.
olağan sayılmaya başlanmak become the norm v.
(bir şeyi) olağan standartların ötesinde tasarlamak overdesign v.
(dalga boyunu) olağan yerinden saptırıp uygun şekilde kullanmak pirate v.
olağan sınırların ötesine zorlamak push v.
olağan dışı out of the ordinary adj.
olağan dışı out of ordinary adj.
olağan dışı preternatural adj.
olağan dışı deviant adj.
olağan olmayan unusual adj.
olağan olmayan uncharacteristic adj.
olağan dışı çalışan reverse adj.
olağan dışı hareket eden reverse adj.
olağan faaliyetlerle ilgili practical adj.
olağan işlerle ilgili practical adj.
olağan seviyenin altına düşmüş slack adj.
olağan bir şekilde averagely adv.
olağan bir şekilde unimaginatively adv.
olağan bir şekilde unoriginally adv.
olağan olmadan unwontedly adv.
olağan yönün tersine doğru withershins adv.
olağan yönün tersine doğru widdershins adv.
olağan biçimde routinely adv.
olağan halde inevitably adv.
olağan akışın tersinde anlamı veren ön ek retro pref.
olağan yönün tersinde anlamı veren ön ek retro pref.
Phrases
olağan şekilde in the ordinary way expr.
(bir şeyin) olağan akışında in the nature of (something) expr.
Colloquial
olağan dışı numune bender [dialect] [uk] n.
olağan dışı bir şey yapmak do the unthinkable v.
olağan dışı left-field adj.
olağan (olumsuz bir şey için) par for the course expr.
olağan dışı bir durum var something is up expr.
olağan dışı bir şeyler oluyor something is up expr.
olağan şeyler it's business as usual expr.
Idioms
beklenen sonuç/olağan sonuç all hollow [obsolete] n.
olağan akışında in the nature of things n.
olağan sonuç foregone conclusion n.
olağan durum foregone conclusion n.
olağan (bir şey) the normal run (of something) n.
olağan (bir şey) the usual run (of something) n.
olağan dışı aktivite funny stuff n.
amerika'da cumhuriyetçi adayların olağan dışı şekilde çok oy alması red wave [us] n.
olağan dışı olmak be off the wall v.
olağan dışı olmak take the rag off the bush [old-fashioned] v.
olağan olmayan as queer as a nine bob note expr.
olağan şeyler business as usual expr.
olağan dışı out in left field expr.
yozlaşma artık iyice yerleşmiş/olağan hale gelmiş the rot sets in expr.
Trade/Economic
diğer olağan gelir ve karlar other ordinary income and profits n.
diğer olağan gider ve zararlar other ordinary expenses and loses n.
diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar expenses and losses from other ordinary operations n.
diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar income and profit from other ordinary operations n.
faaliyetle ilgili diğer olağan gelirler ve karlar other income and profit from operations n.
faaliyetle ilgili diğer olağan gider ve zararlar other expenses and losses n.
işin olağan gidişatı ordinary course of business n.
olağan dışı başarı için maaş veya ücrete ek olarak yapılan ödeme incentive compensation n.
olağan kamu masraflar ordinary expenditures n.
olağan iş alanı ordinary course of business n.
olağan dışı gelir ve karlar extraordinary incomes and profits n.
olağan kar ve zararlar ordinary profit or loss n.
olağan bütçe ordinary budget n.
olağan amortisman ordinary depreciation n.
olağan dışı gelir extra ordinary gain n.
olağan genel kurul toplantısı ordinary general meeting n.
olağan kamu masrafları ordinary expenditures n.
olağan gelir ordinary revenue n.
olağan kar veya zarar ordinary profit or loss n.
olağan dışı gider ve zararlar extraordinary expenses and losses n.
olağan dışı ödeme bounty n.
olağan gelir ve karlar ordinary income and profits n.
olağan ihmal ordinary negligence n.
olağan toplantı stated meeting n.
olağan kamu harcamaları ordinary expenditures n.
olağan gidişat ordinary course n.
olağan gelir ordinary income n.
olağan dışı gelir ve karlar extraordinary income and profits n.
olağan harcamalar ordinary expenditures n.
olağan genel kurul regular general assembly n.
olağan tehlikeler ordinary hazards n.
olağan faaliyet karına ilişkin vergiler tax on profit on ordinary activities n.
olağan yıllık ordinary annuity n.
olağan faaliyetler ordinary activities n.
olağan aşınma ordinary depreciation n.
olağan iş süreci ordinary course of business n.
para birimleri ingiltere'ninkine bağlı olan ve aralarında olağan kur kontrollerinin işlemediği ülkeler için kullanılan eski terim sterling area n.
vergiden sonraki olağan faaliyet zararı profit or loss on ordinary activities after taxation n.
vergiden sonraki olağan faaliyet karı profit or loss on ordinary activities after taxation n.
vergiden sonraki olağan faaliyet karı veya zararı profit or loss on ordinary activities after taxation n.
vergiden sonraki olağan faaliyet karı profit on ordinary activities after taxation n.
yönetim kurulu olağan toplantısı general meeting of the shareholders n.
yıllık olağan genel kurul annual meeting n.
yönetim kurulu olağan toplantısı ordinary meeting of the board of directors n.
yönetim kurulu olağan toplantısı ordinary meeting of the board n.
Law
olağan genel kurul ordinary general meeting n.
olağan jüri common jury n.
olağan yasama usulü/prosedürü ordinary legislative procedure n.
olağan yargı görevi ordinary jurisdiction n.
olağan yasama yöntemi ordinary legislative procedure n.
olağan özel hukuk sözleşmesi ordinary private law contract n.
olağan yasal işlem masrafları olmaksızın borçlunun yazılı itirafından sonra verilen karar cognovit judgement n.
olağan yasal işlem masrafları olmaksızın borçlunun yazılı itirafından sonra verilen karar cognovit judgment n.
olağan yasal işlem masrafları olmaksızın borçlunun yazılı itirafından sonra verilen karar confession of judgment n.
yalnızca olağan sebeplerle ve hakimin takdirine bağlı olmaksızın verilecek şekilde as of course adv.
Politics
dışişleri bakanları konseyi olağan toplantısı regular meeting of the council of ministers of foreign affairs n.
iyi niyetli olağan ticari uygulama normal bona fide commercial practice n.
olağan oturum ordinary session n.
olağan kongre ordinary congress n.
olağan bütçe regular budget n.
olağan kurultay ordinary meeting n.
yıllık olağan toplantı per annum session n.
Insurance
olağan riskler ordinary hazards n.
olağan tehlikeler ordinary hazards n.
Tourism
ulaşım hizmetlerinin olağan gelişim tarzını ifade eden terim hub and spoke n.
Technical
olağan elektrik porseleni normal electrical porcelain n.
olağan tırmanma conservative climb n.
olağan celi normal impedance n.
olağan bakım routine inspection n.
olağan sıcaklık ve basınç normal temperature and pressure n.
olağan alumina regular alumina n.
olağan denklemler normal equations n.
olağan çalışma koşulları normal operating conditions n.
olağan dağılım normal distribution n.
olağan yangın güvenliği denetimi fire security routine inspection n.
olağan devinim conservative motion n.
olağan ışık ordinary light n.
olağan birikim normal segregation n.
olağan bakım zamanı routine maintenance time n.
olağan olarak yapılan elektriksel emniyet deneyi routine electrical safety test n.
olağan denetim routine inspection n.
olağan kırık down-slip fault n.
olağan değer default value n.
olağan koda geçiş karakteri shift-in character n.
olağan ışın ordinary ray n.
olağan bakım routine maintenance n.
olağan iş routine work n.
olağan kullanım erimi normal range of use n.
standart olağan dağılım standard normal distribution n.
olağan dışı abnormal adj.
olağan dışı unusual adj.
olağan yerinde olan orthotopic adj.
Computer
olağan mesaj trafiği conventional message traffic n.
olağan parametreler default parameters n.
olağan bakım zamanı routine maintenance time n.
olağan davranış normal behavior n.
olağan görüntü ordinary image n.
olağan mod ordinary mode n.
olağan seçenek default option n.
olağan bakım routine maintenance n.
olağan değer default n.
olağan denklemler normal equations n.
olağan kullanım erimi normal range of use n.
olağan değer ataması default assignment n.
olağan çalışma koşulları normal operating conditions n.
yazılımın olağan dışı olarak sonlanması abend (abnormal end) n.
Informatics
olağan kullanım erimi normal range of use n.
olağan akıl yürütme default reasoning n.
olağan işletme koşulları normal operating conditions n.
olağan yönlendirici default router n.
olağan bitiş quiesce n.
olağan sonlandırmak quiesce v.
Electric
olağan celi normal impedance n.
Automotive
olağan dışı aşınma izi abnormal wear pattern n.
olağan dışı çalışma koşulları abnormal operating conditions n.
Medical
altta yatan olağan patolojiler common underlying pathologies n.
olağan yerinde olan organ nakli orthotopic transplant n.
olağan safsızlıklar ordinary impurities n.
olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi ve bilinçli dışa atım yöntemlerini içeren bir rahatsızlık bulimia n.
olağan dışı hızlı gerçekleşen doğum oxytocia n.
hastalıkta olağan tedavinin izlenmemesi gerektiğini gösteren belirti contraindicant n.
Psychology
olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi displacement n.
olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi displacement behavior n.
olağan yanıt uygunsuz olduğunda davranışın beklenen davranış ile değiştirilmesi displacement activity n.
ego ve kişiliğin olağan sınırlarının ötesinde ezoterik zihinsel deneyim yaratan (terapi) transpersonal adj.
Statistics
olağan basıklıklar mesokurtosis n.
olağan dağılım normal distribution n.
olağan basıklığa sahip mesokurtic adj.
Physics
atomların olağan durumları normal state of atoms n.
olağan atom normal atom n.
olağan ışın ordinary ray n.
olağan titreşim kipi normal mode of vibration n.
olağan yansıma regular reflection n.
Chemistry
(atomun) olağan tepkilerini göstermesini engellemek mask v.
Biology
olağan yok oluş background extinction n.
türünün olağan tipinden biçim veya yapı olarak ayrışan hayvan veya bitki mooncalf n.
gözün korneasında olağan dışı oluşan ince ve opak tabaka film n.
Linguistics
dilsel topluluğun yetişkin üyelerinin olağan, kabul görmüş, kolayca anlaşılan konuşmasından farklı konuşma non-standard speech n.
olağan vurgu normal stress n.
olağan odak unmarked focus n.
Religious
kilisede olağan dini vazifeler practice n.
Environment
bitki veya hayvanların doğal veya olağan yerleşim alanları habitat n.
Photography
olağan ışın ordinary ray n.
olağan açılı mercek normal-angle lens n.
Latin
olağan kusur culpa n.
Archaic
olağan yapı habitude n.
olağan olmayan unwont adj.