prosecute

Meanings of "prosecute" in Turkish English Dictionary : 29 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	prosecute v.	dava açmak
The idea, of course, is that the court should only prosecute if the country concerned does not do so itself. Buradaki fikir, mahkemenin ancak ilgili ülke bunu kendisi yapmadığı takdirde dava açması gerektiğidir. More Sentences
2	General	prosecute v.	devam etmek
The police have decided not to prosecute because of the lack of proof. Polis, delil yetersizliği nedeniyle devam etmemeye karar verdi. More Sentences
3	General	prosecute v.	kovuşturmak
It will prosecute the worst kind of crimes, such as genocide, mass slaughter, widespread rape and ethnic cleansing. Soykırım, toplu katliam, yaygın tecavüz ve etnik temizlik gibi en kötü türden suçları kovuşturacaktır. More Sentences
4	General	prosecute v.	kovuşturma açmak
They were prosecuted for robbing the bank in the town. Kasabadaki bankayı soydukları için haklarında kovuşturma açılmıştır. More Sentences
Law
5	Law	prosecute v.	dava açmak
The idea, of course, is that the court should only prosecute if the country concerned does not do so itself. Elbette ki mahkemenin sadece ilgili ülke bunu kendisi yapmadığı takdirde dava açması gerektiği düşüncesindeyiz. More Sentences
6	Law	prosecute v.	(davanın) savcısı olmak
James Connor, prosecuting, claimed that the witness was a liar. Davanın savcısı olan James Connor, tanığın yalan söylediğini öne sürmüştür. More Sentences
General
7	General	prosecute v.	takip etmek
8	General	prosecute v.	sürdürmek
9	General	prosecute v.	yasal yollardan elde etmeye çalışmak
10	General	prosecute v.	ilerletmek
11	General	prosecute v.	yürütmek
12	General	prosecute v.	-e devam etmek
13	General	prosecute v.	hakkında kovuşturma açmak
14	General	prosecute v.	(meslekle) meşgul olmak
15	General	prosecute v.	iştigal etmek
16	General	prosecute v.	icra etmek
Trade/Economic
17	Trade/Economic	prosecute v.	kovuşturma açmak
Law
18	Law	prosecute v.	aleyhine dava açmak
19	Law	prosecute v.	dava etmek
20	Law	prosecute v.	mahkemeye vermek
21	Law	prosecute v.	soruşturmak
22	Law	prosecute v.	takip etmek
23	Law	prosecute v.	takibat yapmak
24	Law	prosecute v.	yasal takibatta bulunmak
25	Law	prosecute v.	yasal yollarla elde etmeye çalışmak
26	Law	prosecute v.	istinaden yasal işlem başlatmak
27	Law	prosecute v.	(gemiyi) peşine takılıp kovalamak
28	Law	prosecute v.	savcı olarak hareket etmek
Politics
29	Politics	prosecute v.	koğuşturmak

Meanings of "prosecute" with other terms in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	prosecute foreign criminals v.	yabancı suçluları dava etmek
Law
2	Law	decision not to prosecute or verdict of non-prosecution n.	takipsizlik kararı
3	Law	aut dedere aut judicare (either extradite or prosecute) n.	iade et ya da yargıla
4	Law	extradite or prosecute principle n.	iade et veya yargıla ilkesi
5	Law	prosecute a suit against the state v.	devlete karşı dava açmak
6	Law	prosecute a criminal v.	bir suçluyu dava etmek
7	Law	prosecute a suit against the state v.	devlete dava açmak
8	Law	no need to prosecute expr.	kovuşturma yapılmasına yer olmadığına