put-out - Turkish English Dictionary
History

put-out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "put-out" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
Baseball
put-out n. savunma oyuncusunun kale koşucusu veya vurucuyu oyun dışı bırakması
put-out n. oyundan çıkartma
put-out n. beyzbolcunun oyundan çıkartma istatistiği

Meanings of "put-out" with other terms in English Turkish Dictionary : 235 result(s)

English Turkish
Common Usage
put out v. söndürmek
General
put out of sight v. ortadan kaldırmak
put out v. itfa etmek
put out v. rahatsızlık vermek
put out a feeler v. nabzını yoklamak
put out to sea v. denize açılmak
put out to nurse v. bakmak
put out of commission v. yıkmak
put out the fire v. yangını söndürmek
be put out v. gönüllenmek
put out v. bozmak
put out v. kızdırmak
put out v. yaymak
put out of commission v. mahvetmek
put out v. üretmek
put out to sea v. alarga etmek
put out to grass v. emekli etmek
put out at interest v. faize yatırmak
put out to grass v. çayıra salmak
put out v. ateş söndürmek
put out v. çıkarmak
put out v. vermek (ısı)
put out v. dışarı atmak
put out v. üzmek
put out v. zahmet vermek
put out of action v. bozmak
put out v. darıltmak
put out one's tongue v. dilini çıkarmak
put out to grass v. otlatmak
put out of mind v. aklından çıkarmak
put out to nurse v. emzirmek
put out of sight v. saklamak
put out to loan v. ödünç vermek
put out a feeler v. ağız aramak
put out of commission v. işlemez hale getirmek
put out v. bir uzvun yerinden çıkması
put out v. kapamak (ışığı)
be put out with someone v. dargın olmak
put out of v. hariç bırakmak
put out of v. hariç tutmak
put out of action v. saf dışı etmek
put out of action v. saf dışı bırakmak
put out the bait v. yem takmak
put out of action v. pasif kılmak
put out album v. albüm çıkarmak
put out cigarette v. sigara söndürmek
put out one's cigarette v. sigarasını söndürmek
be put out to tender v. ihale edilmek
put out a cigarette v. sigara söndürmek
put out a cigarette on somebody's flesh v. üzerinde sigara söndürmek
put out v. canını sıkmak
put out v. şaşırtmak
put out an mpr on someone v. birisi için kayıp ilanı vermek
put out a hand v. elini uzatmak
put out of one's way v. huzurunu kaçırmak
put out of the way v. birini mahvetmek
put out of one's way v. başını belaya sokmak
put out of the way v. huzurunu kaçırmak
put out of the way v. başını belaya sokmak
put out a fire v. ateşi söndürmek
put out a fire v. yangını söndürmek
put out the fire v. ateşi söndürmek
put out the fire v. yangını söndürmek
put out adj. sönmüş
Phrasals
put out v. anestezi yapmak
put out v. bozmak
put out v. bayıltmak
put out v. bir çuval inciri berbat etmek
put out v. bildirmek
put out v. dağıtmak
put out v. işlerini karıştırmak
put out v. keyfini bozmak
put out v. rahatsız etmek
put out v. söndürmek
put out v. uyuşturmak
put out v. uzatmak (bir yöne doğru)
put out v. (kemik) çıkmak
Colloquial
put out the flags [uk] expr. as bayrakları
put out the flags [uk] expr. asın bayrakları
Idioms
be put out of business v. işleri durmak/azalmak
be put out of business v. işleri kesat gitmek
be put out of business v. satışları azalmak/durmak
be put out of business v. satışların/işin önü kesilmek
be put out of business v. (şirket için) bir projeden/ihaleden çekilmek zorunda kalmak
be put out of business v. (şirket için) kapanmak/işi bırakmak
be put out of business v. (şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
put (out) on the street v. sokağa/dışarı çıkarmak/atmak
put (out) on the street v. kaldırıma koymak
put (out) on the street v. evsiz bırakmak
put (out) on the street v. evsiz kalmasına neden olmak
put (out) on the street v. sokağa atmak
put (out) on the street v. sokakta kalmasına neden olmak
put (out) on the street v. herkese söylemek/duyurmak
put (out) on the street v. bir haberi açıklamak
put (out) on the street v. ifşa etmek
put out of the way v. ortalıktan/ortadan/kenara kaldırmak
put out of the way v. ortalıktan/ortadan çekmek
put out of the way v. hapse atmak
put out of the way v. hapsetmek
put out of the way v. deliğe atmak/tıkmak
put out of the way v. öldürmek
put out of the way v. ortadan kaldırmak
put out the red carpet (for someone) v. kırmızı halılar sermek
put out the red carpet (for someone) v. ayağının altına kırmızı halı sermek
put out the red carpet (for someone) v. yoluna kırmızı halılar sermek
put out the red carpet (for someone) v. krallar gibi karşılamak
put out the red carpet (for someone) v. krallar gibi ağırlamak
put out the red carpet (for someone) v. coşkuyla karşılamak
put out the red carpet (for someone) v. dört başı mamur bir şekilde ağırlamak
put out the red carpet (for someone) v. birini ağırlamak için çok hazırlanmak
put out of one's misery v. acısına son vermek
put out feelers v. ağız aramak
put out feelers v. ağzından laf almaya çalışmak
put out feelers v. ağzını aramak
put out feelers v. ağzını yoklamak
put out of service v. battal etmek
put out a contract on somebody v. birini öldürmek için kiralık katil tutmak
put out to pasture v. emekli olmaya zorlamak
put out to pasture v. emekliye ayırmak
put out the word v. haberi/bilgiyi yaymak/iletmek
put out feelers v. nabız yoklamak
put out of countenance v. rahatını bozmak
put out a warrant (on someone) v. tutuklama emri çıkartmak
put out a warrant (on someone) v. yakalama emri çıkartmak
put out of countenance v. utandırmak
put out v. (bildiri vb) yayınlamak
put out of countenance v. (birini) suçlu duruma düşürmek
put out the welcome mat (for somebody) v. sıcak karşılamak
put out the welcome mat (for somebody) v. özenle ağırlamak
put out the welcome mat (for somebody) v. özenli bir karşılama yapmak
put out the welcome mat (for somebody) v. ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak
put out the welcome mat (for somebody) v. ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
put out the feelers v. (birinin) ağzını aramak
put out the feelers v. (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
put out the feelers v. (birinin) ağzını yoklamak
put out the feelers v. (birinin) nabzını yoklamak
put out the feelers v. antenleri açık tutmak
put out the feelers v. ortamın havasını koklamak
put out the feelers v. radarları açık olmak
put out the feelers v. gözünü dört açmak
put out one's feelers v. (birinin) ağzını aramak
put out one's feelers v. (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
put out one's feelers v. (birinin) ağzını yoklamak
put out one's feelers v. (birinin) nabzını yoklamak
put out one's feelers v. antenleri açık tutmak
put out one's feelers v. ortamın havasını koklamak
put out one's feelers v. radarları açık olmak
put out one's feelers v. gözünü dört açmak
put out feelers v. ağız aramak
put out feelers v. ağzından laf almaya çalışmak
put out feelers v. ağız yoklamak
put out feelers v. nabız yoklamak
put out feelers v. nabız yoklaması yapmak
put out feelers v. antenleri açık tutmak
put out feelers v. ortamın havasını koklamak
put out feelers v. radarları açık olmak
put out feelers v. gözünü dört açmak
put out a fire v. acil durumlarla uğraşmak
put out a fire v. günlük işler dışında acil durumlara koşturmak
put out a fire v. acil konularla boğuşmak
put out a fire v. aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
put out a fire v. kriz çözmek
put out the fire v. acil durumlarla uğraşmak
put out the fire v. günlük işler dışında acil durumlara koşturmak
put out the fire v. acil konularla boğuşmak
put out the fire v. aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
put out the fire v. kriz çözmek
be put out of humour [uk] v. canı sıkılmak
be put out of humour [uk] v. sinirlendirilmek
be put out of humour [uk] v. keyfi kaçmak
be put out of humour [uk] v. neşesi kaçmak
be put out of humour [uk] v. morali bozulmak
be put out of sorts [old fashioned] v. canı sıkılmak
be put out of sorts [old fashioned] v. sinirlendirilmek
be put out of sorts [old fashioned] v. keyfi kaçmak
be put out of sorts [old fashioned] v. neşesi kaçmak
be put out of sorts [old fashioned] v. morali bozulmak
put out a call for (someone or something) v. (biri/bir şey) aradığını ilan etmek
put out a call for (someone or something) v. (biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru yayınlamak
put out a call for (someone or something) v. (biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru çıkartmak
put out a call for (someone or something) v. (biri/bir şey) arandığına dair bir ilan vermek
put out a call for (someone or something) v. (biri/bir şey) aradığını duyurmak
put out a call for (someone or something) v. (birine/bir şeye) ihtiyacı olduğunu duyurmak
put (out) on the street v. (biri alsın diye) sokağa koymak
put (out) on the street v. evden atmak
put (out) on the street v. evinden barkından etmek
put (out) on the street v. sokakta bırakmak
put out of the way v. yoldan çekmek
put out of the way v. ayak altından çekmek/kaldırmak
put out of the way v. yolu kapatmayacak/tıkamayacak bir yere çekmek/koymak
put out of the way v. kenara çekmek/koymak
be put out to grass v. emekli edilmek
be put out to grass v. emekli olmaya zorlanmak
be put out to grass v. emekliye ayrılmak zorunda bırakılmak
put out (some) feelers (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) dolaylı yoldan izlemek/takip etmek
put out (some) feelers (on someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı antenlerini açık tutmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] v. (birini) ağırlamak
put out the welcome mat (for somebody) [us] v. (ziyaretçileri/misafirleri) memnun etmeye çalışmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] v. (ziyaretçilerin/misafirlerin) kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] v. (birine) özenli bir karşılama yapmak
put out the welcome mat (for somebody) [us] v. (birini) sıcak karşılamak
put out the welcome mat (for somebody) [us] v. (birini) özenle ağırlamak
put out a warrant v. tutuklama emri çıkartmak
put out a warrant v. yakalama emri çıkartmak
put out a warrant for (someone or something) v. tutuklama emri çıkartmak
put out a warrant for (someone or something) v. yakalama emri çıkartmak
put out a warrant for (someone or something) v. yasal işlem başlatmak
put out a warrant on (one) v. (biri) için tutuklama emri çıkartmak
put out a warrant on (one) v. (biri) için yakalama emri çıkartmak
put out fires v. acil durumlarla uğraşmak
put out fires v. aciliyeti olan işleri halletmek
put out fires v. krizlerle uğraşmak
put out fires v. acil konularla boğuşmak
put out fires v. krizleri çözmek
put out fires v. acil konularla boğuşmak
put out of misery v. (öldürerek/uyutarak) acısına son vermek
put out of misery v. öldürerek acı çekmekten kurtarmak
put out of misery v. öldürerek ıstırabına son vermek
put out of misery v. merakını bastırmak
put out of misery v. merakını yatıştırmak
put out of misery v. merakını gidermek
put out of one's mind v. aklından çıkarmak
put out of one's mind v. unutmak
Trade/Economic
put out of circulation v. tedavülden çekmek
put out circulation v. tedavülden çekmek
Law
put out of court v. adli duruşmayı reddetmek
Medical
put out v. anestezi yapmak
put out v. narkoz vermek
put out v. uyuşturmak
put out v. uyutmak
Photography
put out of center v. merkezi kaydırmak
Slang
put out feelers v. ağzını aramak
put out v. birisiyle yatmayı kabul etmek
put out feelers v. nabzını ölçmek
put out feelers v. nabız yoklamak