Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
sea
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"sea"
in Turkish English Dictionary : 38 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
sea
n.
deniz
General
2
General
sea
n.
okyanus
3
General
sea
n.
dalga
4
General
sea
n.
umman
5
General
sea
n.
derya
6
General
sea
n.
enginlik, çalkantılılık, taşkın gibi sebeplerden denize benzetilen şey
7
General
sea
n.
denizcilik mesleği
8
General
sea
n.
geçim kaynağı olarak gemicilik
9
General
sea
n.
deniz suyu
10
General
sea
n.
tuzlu su
11
General
sea
n.
bol miktar
12
General
sea
adj.
denizle ilgili
13
General
sea
adj.
deniz
14
General
sea
adj.
deniz tarafından yapılmış
15
General
sea
adj.
deniz tarafından oluşturulmuş
16
General
sea
adj.
deniz tarafından şekillendirilmiş
17
General
sea
adj.
deniz hareketleri nedeniyle oluşmuş
18
General
sea
adj.
deniz hareketleri nedeniyle şekillenmiş
Marine
19
Marine
sea
n.
deniz
20
Marine
sea
adj.
gemiye ait veya ilişkili
21
Marine
sea
adj.
gemi tayfasına ait veya ilişkili
22
Marine
sea
adj.
gemi donanımına ait veya ilişkili
23
Marine
sea
adj.
denizcilere ait
24
Marine
sea
adj.
denizciler tarafından kullanılan
25
Marine
sea
adj.
gemi yolcularına ait
26
Marine
sea
adj.
gemi yolcuları tarafından kullanılan
27
Marine
sea
adj.
açık denizde kullanmaya elverişli
28
Marine
sea
adj.
açık denizde seyretmeye elverişli
29
Marine
sea
adj.
seyrüsefere ait veya ilişkili
30
Marine
sea
adj.
gemiciliğe ait veya ilişkili
31
Marine
sea
adj.
deniz sebebiyle birikmiş
Astronomy
32
Astronomy
sea
n.
ay ve mars yüzeyindeki karanlık bölgelere verilen ad
Geography
33
Geography
sea
n.
denizin belirli bir bölümü
34
Geography
sea
n.
büyük su kütlesinin yüzeyindeki hareket veya bu hareketin yönü
35
Geography
sea
n.
dalgalı su
36
Geography
sea
n.
büyük dalga
37
Geography
sea
n.
esen rüzgar sebebiyle deniz gibi su kütlesinde meydana gelen çalkantı
Meteorology
38
Meteorology
sea
n.
deniz
Meanings of
"sea"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
sea water
n.
deniz suyu
General
2
General
a sea of faces
n.
insan kalabalığı
3
General
the aegean sea
n.
ege denizi
4
General
south china sea
n.
güney çin denizi
5
General
sea reflection
n.
deniz yansıması
6
General
law of the sea
n.
deniz hukuku
7
General
the open sea
n.
açık deniz
8
General
sea horse
n.
denizatı
9
General
aegean sea
n.
adalar denizi
10
General
sea cock
n.
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik
11
General
the caribbean sea
n.
karayip denizi
12
General
sea spray
n.
tuz serpintisi
13
General
a heavy sea
n.
dalgalı deniz
14
General
sea mew
n.
martı
15
General
euxine sea
n.
karadeniz
16
General
the north sea
n.
kuzey denizi
17
General
sea lion
n.
denizaslanı
18
General
black sea coast
n.
karadeniz kıyısı
19
General
mean sea level
n.
denizin kabarması ve çekilmesi seviyeleri ortasında kalan deniz seviyesi
20
General
sea breeze
n.
denizden karaya esen yel
21
General
south sea
n.
güney denizi
22
General
sea stories
n.
deniz öyküleri
23
General
trough of the sea
n.
dalgalar arası çukur
24
General
flat with sea view
n.
denize nazır ev
25
General
sea milkwort
n.
sütlüot
26
General
caspian sea
n.
hazar denizi
27
General
bering sea
n.
bering denizi
28
General
sea food
n.
deniz ürünü
29
General
sea wall
n.
denizden gelecek saldırıları önlemek için yapılan surlar
30
General
baltic sea
n.
baltık denizi
31
General
nasty sea
n.
fırtınalı deniz
32
General
sea foam
n.
lületaşı
33
General
the black sea
n.
karadeniz
34
General
sea wolf
n.
deniz kurdu
35
General
sea bream
n.
trança
36
General
aegean sea coast
n.
ege denizi kıyısı
37
General
sea foam
n.
denizköpüğü
38
General
sea power
n.
donanması güçlü devlet
39
General
sea gull
n.
martı
40
General
sea salt
n.
deniz tuzu
41
General
red sea
n.
kızıl deniz
42
General
black sea
n.
karadeniz
43
General
south sea
n.
büyük okyanusun güney kısmına özgü
44
General
sea breeze
n.
denizden esen rüzgar
45
General
caribbean sea
n.
karayip denizi
46
General
sea star
n.
denizyıldızı
47
General
sea stories
n.
deniz hikayeleri
48
General
tasman sea
n.
tasman denizi
49
General
department of sea and coastal management
n.
denizler ve kıyı yönetimi dairesi
50
General
the caspian sea
n.
hazar denizi
51
General
land and sea breeze
n.
kara ve deniz meltemi
52
General
sea green
n.
mavimsi yeşil
53
General
sea coast
n.
deniz kenarı
54
General
sea bird
n.
deniz kuşu
55
General
collisions at sea
n.
denizde çarpışmalar
56
General
sea urchin
n.
denizkestanesi
57
General
sea mark
n.
deniz işareti
58
General
sea turtle
n.
deniz kaplumbağası
59
General
eastern black sea
n.
doğu karadeniz
60
General
arctic sea smoke
n.
buhar dumanı
61
General
sea calf
n.
ayıbalığı
62
General
aegean sea
n.
ege denizi
63
General
communication with the sea
n.
denizle bağlantı
64
General
sea lettuce
n.
denizmarulu
65
General
sea eagle
n.
deniz kartalı
66
General
sea hog
n.
domuzbalığı
67
General
sea anemone
n.
denizşakayığı
68
General
sea snake
n.
su yılanı
69
General
sea cock
n.
deniz musluğu
70
General
territorial sea
n.
karasuları
71
General
accident at sea
n.
deniz kazası
72
General
arm of the sea
n.
körfez
73
General
sea lane
n.
rota
74
General
the mediterranean sea
n.
akdeniz
75
General
sea water temperature
n.
deniz suyu sıcaklığı
76
General
aral sea
n.
aral denizi
77
General
sea breeze
n.
imbat
78
General
the south sea islands
n.
büyük okyanusun güney kısmındaki adalar
79
General
sea cucumber
n.
denizhıyarı
80
General
sea kale
n.
yabani lahana
81
General
sea shell
n.
deniz kabuğu
82
General
sea lion
n.
ayıbalığı
83
General
sea snake
n.
denizyılanı
84
General
the irish sea
n.
irlanda denizi
85
General
sea coast
n.
deniz kıyısı
86
General
sea voyage
n.
deniz seyahati
87
General
sea route
n.
rota
88
General
north sea
n.
kuzey denizi
89
General
sea insurance
n.
deniz sigortası
90
General
sea coast
n.
sahil
91
General
south sea islands
n.
okyanusya
92
General
yellow sea
n.
sarı deniz
93
General
sea frontier
n.
deniz sınırı
94
General
sea legs
n.
fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme becerisi
95
General
deep sea steamer
n.
açık deniz gemisi
96
General
inland sea
n.
kapalı deniz
97
General
mean sea level
n.
ortalama deniz seviyesi
98
General
sea connection
n.
deniz bağlantısı
99
General
sea captain
n.
süvari
100
General
black sea region
n.
karadeniz bölgesi
101
General
sea transport
n.
deniz taşımacılığı
102
General
sea surface temperature
n.
deniz yüzeyi sıcaklığı
103
General
epicontinental sea
n.
kapalı deniz
104
General
sea wall
n.
deniz suru
105
General
open sea
n.
açık
106
General
sea bells
n.
denizmenekşesi
107
General
sea cell
n.
deniz pili
108
General
mean sea level
n.
orta deniz seviyesi
109
General
sea bathing
n.
deniz banyosu
110
General
dead sea sparrow
n.
küçük serçe
111
General
the open sea
n.
engin deniz
112
General
open sea
n.
alarga
113
General
sea trout
n.
denizalası
114
General
aral sea
n.
aral gölü
115
General
sea green
n.
camgöbeği
116
General
the aegean sea
n.
adalar denizi
117
General
sea lion
n.
deniz aslanı
118
General
above sea level
n.
deniz seviyesi üstünde
119
General
sea nettle
n.
denizısırganı
120
General
the baltic sea
n.
baltık denizi
121
General
sea otter
n.
su samuru
122
General
mediterranean sea
n.
akdeniz
123
General
sea warfare
n.
deniz savaşı
124
General
adriatic sea
n.
adriatik denizi
125
General
tethys sea
n.
tethys denizi
126
General
gray sea eagle
n.
gri deniz kartalı
127
General
east mediterranean sea
n.
doğu akdeniz
128
General
sea monster
n.
deniz canavarı
129
General
the high sea
n.
engin deniz
130
General
arabian sea
n.
umman denizi
131
General
greenland sea
n.
grönland denizi
132
General
the red sea
n.
kızıldeniz
133
General
sea cow
n.
denizayısı
134
General
sea of marmara
n.
marmara denizi
135
General
open sea
n.
açık deniz
136
General
international sea traffic
n.
milletlerarası deniz trafiği
137
General
sea of azov
n.
azak denizi
138
General
sea cock
n.
deniz valfi
139
General
sea green
n.
deniz yeşili
140
General
caspian sea region
n.
hazar denizi bölgesi
141
General
aegean sea coast
n.
ege sahili
142
General
sea of marmora
n.
marmara denizi
143
General
sea flow
n.
deniz akıntısı
144
General
altitude above sea level
n.
deniz seviyesinden yükseklik
145
General
sea sports
n.
deniz sporları
146
General
above sea level
n.
deniz seviyesi üzerinde
147
General
sea distance
n.
denize uzaklık
148
General
distance from the sea
n.
denize uzaklık
149
General
irish sea
n.
irlanda denizi
150
General
sea shelf
n.
deniz sahanlığı
151
General
landlocked sea
n.
iç deniz
152
General
philippine sea
n.
filipin denizi
153
General
inland sea
n.
iç deniz
154
General
deep sea
n.
derin deniz
155
General
enclosed sea
n.
kapalı deniz
156
General
air-sea rescue
n.
denizdeki kimseyi havadan kurtarma
157
General
cool aegean summer sea-breeze
n.
imbat
158
General
high-sea
n.
açık deniz
159
General
deep-sea
n.
açık deniz
160
General
harbour-sea-river works
n.
liman deniz nehir işleri
161
General
river-sea transport
n.
nehir-deniz taşımacılığı
162
General
sea-lane
n.
devamlı kullanılan deniz rotası
163
General
sea-turtle
n.
denizkaplumbağası
164
General
sub-sea tunnel
n.
tüp geçit
165
General
sea-ear
n.
denizkulağı
166
General
sea captain
n.
kaptan
167
General
ship at sea
n.
denizdeki gemi
168
General
polar-sea
n.
kutup denizi
169
General
sea front
n.
sahil
170
General
sea bird
n.
denizkuşu
171
General
sea hog
n.
yunusbalığı
172
General
sea gravel
n.
deniz çakılı
173
General
sea farming
n.
deniz tarımı
174
General
closed sea
n.
içdeniz
175
General
adriatic sea
n.
adriyatik denizi
176
General
deep-sea diving
n.
derin su dalgıçlığı
177
General
sea freight
n.
deniz taşımacılığı
178
General
dead sea scrolls
n.
kumran metinleri
179
General
short sea
n.
çalkantılı veya dalgalı deniz
180
General
sea view house
n.
deniz manzaralı ev
181
General
sea view hotel
n.
deniz manzaralı otel
182
General
sea pen
n.
deniz teleği
183
General
sea border
n.
deniz sınırı
184
General
sea border
n.
deniz hududu
185
General
aegean sea region
n.
ege denizi bölgesi
186
General
rise of sea level
n.
deniz seviyesinin yükselmesi
187
General
elevation of sea level
n.
deniz seviyesinin yükselmesi
188
General
house facing the sea
n.
denize bakan ev
189
General
sea green
n.
su yeşili
190
General
surrounded on three sides by the sea
n.
üç tarafı denizlerle çevrili
191
General
sea air
n.
deniz havası
192
General
sea walnut
n.
deniz cevizi
193
General
deep-sea exploration
n.
derin deniz araştırması
194
General
sea bus
n.
deniz otobüsü
195
General
sea surrounding
n.
çevreleyen deniz
196
General
sea waters
n.
deniz suları
197
General
sea chantey
n.
denizci şarkısı
198
General
sea shanty
n.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı
199
General
sea chantey
n.
denizcilerin iş yaparken söylediği ritmik şarkı
200
General
sea shanty
n.
denizci şarkısı
201
General
sea robber
n.
korsan
202
General
sea rover
n.
korsan
203
General
bottom of the sea
n.
denizin dibi
204
General
bottom of the sea
n.
deniz dibi
205
General
sea chest
n.
deniz sandığı
206
General
sea products
n.
deniz ürünleri
207
General
sea fog
n.
deniz sisi
208
General
sea mist
n.
deniz sisi
209
General
sea serpent
n.
deniz yılanı
210
General
sea view
n.
deniz manzarası
211
General
sea sparkle
n.
yakamoz
212
General
ionian sea
n.
iyon denizi
213
General
ionian sea
n.
iyonya denizi
214
General
sea nymph
n.
su perisi
215
General
sea nymph
n.
deniz perisi
216
General
sea shoes
n.
deniz ayakkabısı
217
General
sea shoes
n.
plaj ayakkabısı
218
General
smell of the sea
n.
denizin kokusu
219
General
smell of the sea
n.
deniz kokusu
220
General
sea plant
n.
deniz bitkisi
221
General
banda sea
n.
banda denizi
222
General
sea side
n.
sahil
223
General
sea sponge
n.
deniz süngeri
224
General
black sea dishes
n.
karadeniz yemekleri
225
General
rising sea
n.
yükselen deniz
226
General
chilean sea bass
n.
şili levreği
227
General
level of the sea
n.
deniz seviyesi
228
General
sea league
n.
fersah
229
General
sea league
n.
üç deniz mili
230
General
high sea
n.
yüksek deniz
231
General
high sea
n.
engin deniz
232
General
high sea
n.
güçlü rüzgarlar nedeniyle çok şiddetli ve tehlikeli hale gelmiş deniz
233
General
cockling sea
n.
çarpışan dalgalar
234
General
sea bank
n.
deniz kenarı
235
General
sea bank
n.
deniz kıyısı
236
General
sea bank
n.
sahil
237
General
sea bank
n.
deniz kıyısındaki kumla
238
General
sea bank
n.
sahilde bulunan kumla
239
General
sea bow
n.
sıçrayan okyanus suyunda görülen gökkuşağı
240
General
sea breach
n.
tahrip edici dev dalga
241
General
sea breach
n.
tahrip edici dev dalgalar dizisi
242
General
sea change
n.
denizin sebep olduğu değişim
243
General
sea froth
n.
lüle taşı
244
General
sea froth
n.
deniz köpüğü
245
General
sea horse
n.
dalgadaki büyük köpüklenme
246
General
sea horse
n.
deniz tarağı toplamaya yarayan kısa saplı uzun dişli tırmık
247
General
sea lawyer
n.
bürokratik işlemleri bahane edip işten kaytaran kimse
248
General
sea lion
n.
(hanedan armalarında) perdeli ayakları ve balık kuyruğu bulunan bir aslan şeklinde tasvir edilen yaratık
249
General
sea marge
n.
deniz kenarında bulunan arazi
250
General
sea marge
n.
deniz kıyısı
251
General
sea pool
n.
tuzlu su havuzu
252
General
sea room
n.
özgürlük fırsatı
253
General
sea wolf [obsolete]
n.
ünlü bir deniz yaratığı
254
General
sea-coast
n.
deniz kenarı
255
General
sea-coast
n.
okyanus kıyısı
256
General
sea-gate
n.
deniz kabarması
257
General
sea-level pressure
n.
deniz seviyesi basıncı
258
General
sea-level pressure
n.
deniz seviyesine inmiş hava basıncı
259
General
look across to sea
v.
denizi görmek (ev vb)
260
General
put out to sea
v.
denize açılmak
261
General
be at sea
v.
denizde olmak
262
General
protrude to sea
v.
denize açılmak
263
General
put to sea
v.
denize açılmak
264
General
go to sea
v.
deniz yolculuğuna çıkmak
265
General
go to sea
v.
denizci olmak
266
General
put out to sea
v.
alarga etmek
267
General
make for open sea
v.
engine çıkmak
268
General
swim in the sea
v.
denizde yüzmek
269
General
put to sea
v.
açılmak
270
General
flow into the sea
v.
denize akmak
271
General
(a house etc) overlook the sea
v.
deniz görmek
272
General
(a house etc) overlook the sea
v.
denizi görmek
273
General
undulate the sea
v.
denizi dalgalandırmak
274
General
be all at sea
v.
afallamak
275
General
be all at sea
v.
şaşırmak
276
General
jump into the sea
v.
denize atlamak
277
General
send by sea
v.
deniz yoluyla göndermek
278
General
insure against sea risk
v.
deniz kazasına karşı sigortalamak
279
General
have never seen a sea
v.
denizi hiç görmemiş olmak
280
General
cross the sea
v.
deniz aşmak
281
General
cross the sea
v.
denizi aşmak
282
General
flow into the sea
v.
(nehir) denize dökülmek
283
General
be lost at sea
v.
denizde kaybolmak
284
General
step on a sea urchin
v.
denizkestanesine basmak
285
General
empty into the sea
v.
(nehir) denize dökülmek
286
General
be surrounded on three sides by the sea
v.
üç tarafı denizlerle çevrili olmak
287
General
live by the sea
v.
deniz kenarında yaşamak
288
General
live by the sea
v.
geçimini denizden sağlamak
289
General
drive the enemy into the sea
v.
düşmanı denize dökmek
290
General
drive the enemy forces into the sea
v.
düşmanı denize dökmek
291
General
throw the enemy into the sea
v.
düşmanı denize dökmek
292
General
see the bottom of the sea
v.
denizin dibini görmek
293
General
be stranded in the sea
v.
denizde mahsur kalmak
294
General
sea view
adj.
deniz manzaralı
295
General
with sea view
adj.
denize nazır
296
General
(a house etc) overlooking the sea
adj.
denizi gören
297
General
(a house etc) overlooking the sea
adj.
deniz gören
298
General
at sea
adj.
gemide
299
General
air-to-sea
adj.
havadan denize
300
General
deep-sea
adj.
kıyıdan uzakta
301
General
deep-sea
adj.
derin deniz
302
General
sea-girt
adj.
etrafı denizlerle çevrili
303
General
sea-girt
adj.
denizle çevrili
304
General
sea-salt
adj.
deniz suyu ile tuzlu hale gelmiş
305
General
sea-salt
adj.
deniz tuzu gibi
306
General
sea-bordering
adj.
denize kıyısı olan
307
General
sea-bordering
adj.
deniz kenarında yer alan
308
General
sea-built
adj.
denizde inşa edilmiş
309
General
sea-built
adj.
deniz kenarında inşa edilmiş
310
General
sea-level
adj.
normal seviyenin altında yatan
311
General
sea-roving
adj.
okyanusta gelişi güzel seyreden
312
General
sea-walled
adj.
denizle çevrili
313
General
sea-walled
adj.
denizle sınırlandırılmış
314
General
sea-walled
adj.
denizle korunan
315
General
beyond the sea
adv.
denizlerin ötesinde
316
General
by the sea
adv.
deniz kenarından
317
General
by sea
adv.
deniz yoluyla
318
General
at sea
adv.
şaşırmış halde
319
General
by sea
adv.
denizden
320
General
at sea
adv.
denizde
321
General
by sea and land
adv.
hem denizden hem karadan
322
General
by sea
adv.
deniz yolu ile
323
General
below the sea level
adv.
deniz seviyesinin altında
324
General
at sea level
adv.
deniz seviyesinde
325
General
off the coast of black sea
adv.
karadeniz açıkları
326
General
a-sea
adv.
denize doğru
327
General
a-sea
adv.
denizde
328
General
in these parts of the sea
adv.
denizin bu bölgelerindeki
Phrases
329
Phrases
caught between the devil and the deep blue sea
expr.
aşağı tükürsen bıyık yukarı tükürsen sakal
330
Phrases
caught between the devil and the deep blue sea
expr.
iki ucu boklu değnek
331
Phrases
caught between the devil and the deep blue sea
expr.
iki arada bir derede
Proverb
332
Proverb
he that would go to sea for pleasure, would go to hell for a pastime
denizci olanın aklı yoktur
333
Proverb
anyone can hold the helm when the sea is calm
deniz sakinken dümeni herkes tutar
334
Proverb
anyone can hold the helm when the sea is calm
sakin denizde herkes kaptan kesilir
335
Proverb
a smooth sea never made a skillful sailor.
pürüzsüz bir deniz asla usta bir denizci yapmaz
Colloquial
336
Colloquial
bride of the sea
n.
venedik
337
Colloquial
all rivers fall into the sea
expr.
her yol roma'ya çıkar
338
Colloquial
all rivers fall into the sea
expr.
su akar yolunu bulur
339
Colloquial
all rivers fall into the sea
expr.
tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanıdır
Idioms
340
Idioms
sea-change
n.
ani değişme
341
Idioms
sea-change
n.
ani ve köklü değişim
342
Idioms
a sea change
n.
büyük değişim
343
Idioms
a sea change
n.
büyük dönüşüm
344
Idioms
sea change
n.
büyük değişim
345
Idioms
sea change
n.
büyük dönüşüm
346
Idioms
a sea of mud
n.
çamur deryası
347
Idioms
sea dog
n.
deniz kurdu
348
Idioms
one's sea legs
n.
denize alışma
349
Idioms
one's sea legs
n.
gemi yolculuğuna alışma
350
Idioms
one's sea legs
n.
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilme/durabilme
351
Idioms
be all at sea
v.
apışıp kalmak
352
Idioms
get one's sea legs
v.
bir şeye alışmak
353
Idioms
get one's sea legs
v.
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek
354
Idioms
find one's sea legs
v.
denize alışmak
355
Idioms
go to sea
v.
denize açılmak
356
Idioms
have one's sea legs
v.
dalgalı bir denizde giden bir gemide dengeyi kaybetmeden ve deniz tutması yaşamadan yürüyebilmek
357
Idioms
go to sea
v.
denizci olmak
358
Idioms
get one's sea legs
v.
denize alışmak
359
Idioms
get one's sea legs
v.
gemi yolculuğuna alışmak
360
Idioms
find one's sea legs
v.
gemi yolculuğuna alışmak
361
Idioms
between the devil and the deep blue sea
v.
iki ucu boklu değnek
362
Idioms
be all at sea
v.
işin içinden çıkamamak
363
Idioms
be at sea
v.
işin içinden çıkamamak
364
Idioms
be all at sea
v.
kafası karışmak
365
Idioms
be at sea
v.
kafası tamamen karışmış/karışık olmak
366
Idioms
be at sea
v.
kafası karışık olmak
367
Idioms
be all at sea
v.
kafası tamamen karışmış/karışık olmak
368
Idioms
be all at sea
v.
kafası karışık olmak
369
Idioms
be at sea
v.
kafası karışmak
370
Idioms
be at sea
v.
afallamak
371
Idioms
be at sea
v.
şaşırmak
372
Idioms
be at sea
v.
yolunu kaybetmek
373
Idioms
be at sea
v.
ne yapacağını bilememek
374
Idioms
be at sea
v.
kafası karışmak
375
Idioms
be at sea
v.
muallakta olmak
376
Idioms
be all at sea
v.
afallamak
377
Idioms
be all at sea
v.
şaşırmak
378
Idioms
be all at sea
v.
yolunu kaybetmek
379
Idioms
be all at sea
v.
ne yapacağını bilememek
380
Idioms
be all at sea
v.
kafası karışmak
381
Idioms
be all at sea
v.
muallakta olmak
382
Idioms
follow the sea
v.
denizci olmak
383
Idioms
follow the sea
v.
gemici olmak
384
Idioms
be lost at sea
v.
kafası karışmak
385
Idioms
all at sea
adj.
şaşırmış
386
Idioms
all at sea
adj.
şaşkına dönmüş
387
Idioms
all at sea
adj.
kafası karışmış
388
Idioms
all at sea
adj.
afallamış
389
Idioms
completely at sea
adj.
şaşırmış
390
Idioms
completely at sea
adj.
şaşkına dönmüş
391
Idioms
completely at sea
adj.
kafası karışmış
392
Idioms
completely at sea
adj.
afallamış
393
Idioms
all at sea
adj.
şaşırmış
394
Idioms
all at sea
adj.
şaşkına dönmüş
395
Idioms
all at sea
adj.
kafası karışmış
396
Idioms
all at sea
adj.
afallamış
397
Idioms
completely at sea
adj.
şaşırmış
398
Idioms
completely at sea
adj.
şaşkına dönmüş
399
Idioms
completely at sea
adj.
kafası karışmış
400
Idioms
completely at sea
adj.
afallamış
401
Idioms
caught between the devil and the deep blue sea
adv.
iki ateş arasında
402
Idioms
caught between the devil and the deep blue sea
adv.
kendini iki ateş arasında bulmuş
403
Idioms
caught between the devil and the deep blue sea
adv.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık
404
Idioms
caught between the devil and the deep blue sea
adv.
iki ucu boklu değnek
405
Idioms
caught between the devil and the deep blue sea
adv.
iki arada bir derede kalma
406
Idioms
between the devil and the deep blue sea
expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık
407
Idioms
from sea to shining sea
expr.
bir ucundan öteki ucuna
408
Idioms
from sea to shining sea
expr.
bir ucundan bir ucuna
409
Idioms
not the only fish in the sea
expr.
bulunmaz hint kumaşı değil
410
Idioms
she is not the only fish in the sea
expr.
denizdeki tek balık o değil (sana kız mı yok?)
411
Idioms
there are plenty more fish in the sea
expr.
denizde daha çok balık var
412
Idioms
as scary as the sea
expr.
deniz gibi ürkütücü
413
Idioms
there are plenty of other fish in the sea
expr.
elini sallasan ellisi
414
Idioms
there are plenty more fish in the sea
expr.
elini sallasan ellisi
415
Idioms
between the devil and the deep sea
expr.
iki arada bir derede
416
Idioms
between the devil and the deep blue sea
expr.
iki arada bir derede
417
Idioms
worse things happen at sea
expr.
kendi sorunlarını çok dert etme (başkalarının daha büyük sorunları var) (haline şükret)
418
Idioms
all at sea about something
expr.
muallakta olmak
419
Idioms
all at sea
expr.
şaşkına dönmüş
420
Idioms
all at sea
expr.
şaşırmış
421
Idioms
there are plenty of other fish in the sea
expr.
sana göre eş mi yok
422
Idioms
there are plenty more fish in the sea
expr.
sana göre eş mi yok
423
Idioms
caught between the devil and the deep blue sea
expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık
424
Idioms
at sea about (something)
expr.
(bir şeyle) ilgili kafası karışmış
425
Idioms
at sea about (something)
expr.
(bir şeyle) ilgili kafası bulanık
426
Idioms
at sea about (something)
expr.
(bir şeyle) ilgili muallakta
427
Idioms
devil and deep blue sea
expr.
iki ucu boklu değnek
428
Idioms
devil and deep blue sea
expr.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
429
Idioms
devil and deep blue sea
expr.
iki arada bir derede
430
Idioms
devil and deep blue sea
expr.
iki ateş arasında
431
Idioms
there are other (good) fish in the sea
expr.
elini sallasa ellisi
432
Idioms
there are other (good) fish in the sea
expr.
(birine) göre iş, eş mi yok
433
Idioms
there are other (good) fish in the sea
expr.
birçok başka olasılık/fırsat var
434
Idioms
there are other (good) fish in the sea
expr.
denizde başka balıklar da var
435
Idioms
there are plenty/lots more fish in the sea
expr.
denizde daha çok balık var
436
Idioms
there are plenty/lots more fish in the sea
expr.
elini sallasa ellisi
437
Idioms
there are plenty/lots more fish in the sea
expr.
(birine) göre iş, eş mi yok
Speaking
438
Speaking
go to sea
expr.
denize gitmek
439
Speaking
there are plenty of fish in the sea
expr.
elini sallasan ellisi
440
Speaking
there are plenty of fish in the sea
expr.
sana göre eş mi yok
Trade/Economic
441
Trade/Economic
open sea
n.
açık deniz
442
Trade/Economic
deep-sea fishing
n.
açık deniz balıkçığı
443
Trade/Economic
deep-sea steamer
n.
açık deniz gemisi
444
Trade/Economic
perils of the sea
n.
deniz tehlikeleri
445
Trade/Economic
sea frontier
n.
deniz sınırı
446
Trade/Economic
sea peril
n.
deniz tehlikesi
447
Trade/Economic
sea mile
n.
deniz mili
448
Trade/Economic
sea route
n.
deniz yolu
449
Trade/Economic
sea traffic
n.
deniz trafiği
450
Trade/Economic
sea insurance
n.
deniz sigortası
451
Trade/Economic
sea accident
n.
deniz kazası
452
Trade/Economic
sea-shipment
n.
deniz yolu ile sevkıyat
453
Trade/Economic
perils of the sea
n.
deniz riskleri
454
Trade/Economic
carriage of goods by sea act
n.
denizden mal taşıma kanunu
455
Trade/Economic
perils of the sea
n.
deniz rizikoları
456
Trade/Economic
sea damage
n.
deniz hasarı
457
Trade/Economic
sea risk
n.
deniz riski
458
Trade/Economic
sea pilot
n.
deniz kılavuzu
459
Trade/Economic
sea peril
n.
deniz rizikosu
460
Trade/Economic
sea trade
n.
deniz ticareti
461
Trade/Economic
sea voyage
n.
deniz seyahati
462
Trade/Economic
sea power
n.
deniz kuvveti
463
Trade/Economic
policy of sea insurance
n.
deniz sigorta poliçesi
464
Trade/Economic
sea transport
n.
deniz taşımacılığı
465
Trade/Economic
sea port
n.
deniz limanı
466
Trade/Economic
sea shipment
n.
deniz yoluyla sevkıyat
467
Trade/Economic
certificate of sea worthiness
n.
denize elverişlilik belgesi
468
Trade/Economic
sea journal
n.
gemi jurnali
469
Trade/Economic
sea cargo
n.
gemi yükü
470
Trade/Economic
sea letter
n.
gemiye verilen belge
471
Trade/Economic
sea-stores
n.
geminin yedek ekipmanı
472
Trade/Economic
air/sea interchange
n.
hava/deniz yolu dönüşümlü taşıma
473
Trade/Economic
inland sea
n.
iç deniz
474
Trade/Economic
open sea
n.
kara sularının dışında hiçbir devletin egemenliğinde olmayan denizler
475
Trade/Economic
salvage at sea
n.
kurtarma ücreti
476
Trade/Economic
air/sea interchange
n.
taşıma şirketleri arasında yapılan anlaşma
477
Trade/Economic
send by sea
v.
deniz yoluyla göndermek
478
Trade/Economic
put to sea
v.
(gemiyi) denize indirmek
479
Trade/Economic
sea-borne
adj.
denizyolu ile taşınan
480
Trade/Economic
ready for sea
adj.
deniz seferine hazır
481
Trade/Economic
sea-borne
adj.
deniz yolu ile taşınan
Law
482
Law
perils of sea
n.
deniz muhataraları
483
Law
right access to the sea
n.
denize erişim hakkı
484
Law
law of the sea
n.
uluslararası deniz hukuku
485
Law
bering sea controversy
n.
bering denizi ihtilafı
486
Law
high sea
n.
denizcilik yasalarının geçerli olduğu deniz
Politics
487
Politics
regional marine pollution emergency response centre for the mediterranean sea
n.
akdeniz bölgesel deniz kirliliği acil müdahale merkezi
488
Politics
dumping of waste at sea
n.
atıkların denize verilmesi
489
Politics
baltic sea parliamentary conference
n.
baltık denizi parlamento konferansı
490
Politics
united nations convention on the law of the sea
n.
birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi
491
Politics
united nations convention on the law of sea
n.
birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi
492
Politics
deep sea discharge system
n.
derin deniz deşarj sistemi
493
Politics
sea power theory
n.
deniz hakimiyeti teorisi
494
Politics
great sea
n.
hükümetin resmi mührü
495
Politics
committee on the movement of air or sea passengers' baggage
n.
hava veya deniz yolcularının bagajlarının dolaşımı komitesi
496
Politics
black sea economic cooperation organization
n.
karadeniz ekonomik işbirliği örgütü
497
Politics
the commission on the protection of the black sea against pollution
n.
karadeniz'in kirliliğe karşı korunması komisyonu
498
Politics
black sea trade and development bank
n.
karadeniz ticaret ve kalkınma bankası
499
Politics
parliamentary assembly of the organization of the black sea economic cooperation
n.
karadeniz ekonomik işbirliği parlamenter asamblesi
500
Politics
north sea commission
n.
kuzey denizi komisyonu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sea
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy