spike - Turkish English Dictionary
History

spike

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "spike" in Turkish English Dictionary : 103 result(s)

English Turkish
Common Usage
spike n. sivri uçlu çubuk
spike n. sivri uç
spike n. sivri uçlu demir
spike n. başak
General
spike n. iri çivi
spike n. büyük çivi
spike n. ekser
spike n. krampon
spike n. enser
spike n. yavru geyik boynuzu
spike n. çivi
spike n. kabara (spor ayakkabısının tabanındaki)
spike n. kabara
spike n. ince topuk
spike n. başağa benzer çiçek başı
spike n. mıh
spike n. diken
spike n. ani çıkış
spike n. ani yükseliş
spike n. sıçrama (fiyatlarda/sayılarda)
spike n. kazık
spike n. kağıtları ortadan delerek bir arada tutan sivri çelik gereç
spike n. sivri topuklu ayakkabı
spike n. artış
spike v. falya deliğini tıkamak (silah)
spike v. çivilemek
spike v. krampon ile yaralamak
spike v. tıkamak
spike v. sivri demir ile delmek
spike v. delmek
spike v. uzun çivilerle tutturmak
spike v. alkol katmak
spike v. heyecanlandırmak
spike v. tahta sokmak
spike v. aniden yükselmek ve düşmek
spike v. son vermek
spike v. sonlandırmak
spike v. bastırmak
spike v. tamamen yok etmek
spike v. bozmak
spike v. feshetmek
spike v. (gazete yazısını) yayınlamayı reddetmek
spike v. (bir şeyin) etkisini, ilgisini veya çekiciliğini artırmak
spike v. güç veya keskinlik katmak
spike v. (sıcaklık, ateş) ani ve keskin bir artışa maruz kalmak
spike v. sivri uç oluşturmak
spike v. çivi formu oluşturmak
spike v. çivi gibi çıkıntı yapmak
spike v. ateş çizelgesinde keskin yüksek ve düşük noktalar arasında geçiş yapmak
spike v. tat katmak
spike v. baharat eklemek
spike v. batırmak
spike v. önünü kesmek
spike v. aniden yükselmek veya düşmek
spike v. bir anda çıkmak
spike v. gizlice alkol eklemek
spike v. topa vurmak
spike v. topu yere çalmak
spike adj. çivili
Colloquial
spike v. (kimyasal, zehir gibi bir madde) ilave etmek
Trade/Economic
spike n. ani ve şiddetli artış
Technical
spike n. ani voltaj yükselmesi
spike n. ani gürültü
spike n. büyük çivi
spike n. cayırtı
spike n. çıkıntılı dip
spike n. delgi zımbası
spike n. dürtü
spike n. doruk
spike n. enser
spike n. kara çivi
spike n. (grafikte) iğne atma
spike n. grafikte keskin yükseliş/düşüş noktası
spike n. ateş çizelgesinde keskin iniş çıkışlar
spike n. beyin dalgaları çizelgesindeki anormal artış noktaları
spike n. keskin ve grafikte sivri görünen yükseliş
Computer
spike n. anı voltaj yükselmesi
spike n. depo
spike v. depoya atmak
Informatics
spike n. ani voltaj yükselmesi
Telecom
spike n. ani artış
Electric
spike n. ani gerilim yükselmesi
Automotive
spike n. ani voltaj yükselmesi
Railway
spike n. gergi kıskacı
spike n. krampon
Medical
spike n. elektrostimülus
spike n. spayk
Marine Biology
spike n. uzunluğu 6 inç'i geçmemiş yavru uskumru
Zoology
spike n. diken
spike n. geyik yavrusunun dallanmamış boynuzu
Botanic
spike n. sandal ağacında görülen virütik bir hastalık
spike n. çiçeklerin ana eksen üzerinde sapsız şekilde açtığı uzunlamasına gerçekleşen çiçeklenme
Sport
spike v. smaç vurmak
spike v. (voleybol topunu) sahanın ön kısmındayken aşağı doğru sert bir vuruş yaparak keskin bir açıyla rakip sahaya sürmek
Football
spike n. puan yaptıktan sonra topu yere çarpma
spike n. süreyi durdurmak için topu kasten yere atma
spike v. (topu) sayı yaptıktan sonra aut çizgisinin ötesindeki bölgede yere çarpmak
Volleyball
spike n. smaç
Ornithology
spike n. bazı kümes hayvanlarının ibiğindeki geriye doğru gelişen çıkıntı
Slang
spike n. enjektör
spike n. enjeksiyon iğnesi
British Slang
spike n. çok ucuz otel
spike n. ucuz pansiyon

Meanings of "spike" with other terms in English Turkish Dictionary : 135 result(s)

English Turkish
General
spike on a goad n. nodul
spike heel n. sivri ökçe
barge spike n. temel çivisi
tail spike n. dinozor kuyruğu
marline spike n. tel açmak için kullanılan demir çubuk
marline spike n. kavilya
marling spike n. tel açmak için kullanılan demir çubuk
marling spike n. kavilya
head on a spike n. kazığa oturtulmuş kelle
head on a spike n. kazığa oturtulmuş kafa
spike [dialect] [uk] n. lavanta
spike heel n. sivri topuklu ayakkabı
spike mike n. duvarların arkasını dinlemek için kullanılan kontak mikrofon
spike someone's guns v. birinin çanına ot tıkamak
spike out v. diken oluşturmak
Phrasals
spike up v. hızla artmak/yükselmek
Colloquial
death spike n. ölüm oranındaki ani yükseliş
Idioms
spike somebody's guns v. ayağını kaydırmak
spike someone's guns v. ayağını kaydırmak
spike somebody's guns v. birinin çanına ot tıkamak
spike somebody's guns v. birinin işini bozmak
spike someone's guns v. birinin işini bozmak
spike someone's guns v. etkisiz hale getirmek
spike somebody's guns v. işini engellemek
spike someone's guns v. işini engellemek
spike someone's guns v. planlarını bozmak
spike somebody's guns v. planlarını altüst etmek
spike somebody's guns v. planlarını bozmak
spike someone's guns v. planlarını altüst etmek
spike someone's guns v. tekerine çomak sokmak
spike somebody's guns v. tekerine çomak sokmak
spike (one's) drink v. içeceğine habersizce alkol/uyuşturucu katmak
spike somebody’s drink v. birinin içeceğine habersizce alkol/uyuşturucu katmak
spike one's guns v. çanına ot tıkamak
spike one's guns v. ayağını kaydırmak
spike one's guns v. tekerine çomak sokmak
spike one's guns v. etkisiz hale getirmek
spike one's guns v. düşmanca planlarını boşa çıkarmak
spike the guns v. çanına ot tıkamak
spike the guns v. ayağını kaydırmak
spike the guns v. tekerine çomak sokmak
spike the guns v. etkisiz hale getirmek
spike the guns v. düşmanca planlarını boşa çıkarmak
Trade/Economic
profit spike n. kar yükselişi
profit spike n. kar artışı
oil spike n. petrol fiyatlarında yaşanan ani artış
Technical
noise spike n. ani gürültü doruğu
hand spike n. hareket levyesi
wire spike n. iri çivi
cut spike n. kesme çivi
plunger spike n. mandren çatlağı
rail spike n. ray mıhı
displacement spike n. uzanım dikenimsisi
spike sample n. yüklü örnek
spike-tooth harrow n. yatay çubuklar şeklinde yerleştirilmiş düz çelik dişli bir öğütme ve düzleştirme tırmığı
Computer
noise spike n. ani gürültü doruğu
noise spike n. gürültü cayırtısı
add to spike expr. depoya ekle
Informatics
voltage spike n. ani gerilim atağı
spike train n. ani vurum katarı
noise spike n. gürültü çıkış-iniş vurumu
voltage spike n. gerilim sıçraması
Telecom
spike file n. ani gerilim sıçrama
voltage spike n. ani gerilim atağı
voltage spike n. gerilim sıçraması
Electric
spike arrester n. ekipmanı akımdaki ani dalgalanmalardan korumak için güç hattına yerleştirilen elektrikli cihaz
spike suppressor n. ekipmanı akımdaki ani dalgalanmalardan korumak için güç hattına yerleştirilen elektrikli cihaz
Construction
spike roller n. kirpi rulo
Woodworking
spike knot n. (tahta zemin üzerindeki) sivri budak
Automotive
boost spike n. ani basınç artışı
spike strip n. çivili kapan
Traffic
spike barrier n. yer kapanı/tuzağı
spike barrier n. yol kapanı/tuzağı
Railway
track spike n. ray ve bağlantı plakasını birbirine tutturmak için vidalanan cihaz
elastic spike n. elastik krampon
elastic spike n. elastik gergi kıskacı
rail spike n. ray kramponu
cut spike n. ray kramponu
rail spike n. ray çivisi
railway spike n. ray mıhı
railway spike n. travers mıhı
rail spike n. yoldemiri çivisi
Marine
barge spike n. mavna gönderi
Mining
rail spike n. ray çivisi
Medical
spike and wave discharges n. diken-dalga deşarjları
periodic spike and wave complexes n. periodik diken-dalga kompleksleri
club-like spike n. lobut benzeri çıkıntı
Pharmaceutics
spike lavender oil n. portekiz lavantasından elde edilen açık sarı bir yağ
spike oil n. portekiz lavantasından elde edilen açık sarı bir yağ
Chemistry
oil of spike n. lavanta çiçeğinden elde edilip vernik olarak ve veterinerlikte kullanılan renksiz bir aromatik yağ
oil of spike n. lavanta çiçeğinden elde edilip vernik olarak ve veterinerlikte kullanılan sarımsı bir aromatik yağ
Marine Biology
spike shell n. uzun ince konik bir kabuğu olan, styliola cinsi deniz kelebeği
Botanic
needle spike rush n. akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
slender spike rush n. akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
texas purple spike (hexalectris warnockii) n. ince ve neredeyse yapraksız, kırmızımsı-kahverengi renkli sapı olan bir orkide
spike lavender n. portekiz lavantası
common spike-rush (eleocharis palustris) n. delisaz
spike heath (bruckenthalia spiculifolia) n. sert bir gövdesi ve çan şeklinde küçük çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir çalı
spike grass n. geniş yaprakları ve büyük düz başçıkları bulunan, amerika'ya özgü uniola cinsi iki uzun çim türü
spike moss n. kurtayağına benzeyen, selaginella cinsi çeşitli eğreltiotlarına verilen ad
spike rush n. eleocharis cinsi bir hasırotu
spike-grass n. büyük ve belirgin başçıklı amerikan sahil çimi
spike-grass n. deniz yulafı
spike-grass n. uniola cinsi çim
spike-grass n. alkali habitata özgü bir çim
spike-grass n. abd'nin doğusunda yetişen tek yıllık bir çim
spike-rush n. eleocharis cinsi çok yıllık bitki
Breeding
spike team n. ikisi yan yana, bir diğeri de önde olacak şekilde koşum takılmış üç çeki hayvanı
Religious
spike [uk] n. fanatik yüksek anglikan kilisesi müridi
Military
spike strip n. çivili kapan/tuzak
Sport
spike over the block n. blok üzerinden smaç
Volleyball
balanced spike n. balans smaç
spike to jet pass n. jet pasa smaç
parallel spike n. paralel smaç
spike plasse n. smaç plase
tactical spike n. taktik smaç
pipe spike n. arka hat hücumu
Music
spike fiddle n. bir tür kemençe
spike fiddle n. gövdesi hindistan cevizi kabuğundan yapılan küçük yaylı bir çalgı
Ornithology
marline spike n. çeşitli phaëthon cinsi perde ayaklı kuşlara verilen ad
marline spike (stercorarius parasiticus) n. korsanmartı
marline spike (stercorarius parasiticus) n. kutup korsan martısı
marline spike (stercorarius parasiticus) n. kuzey denizlerine özgü büyük ve yırtıcı bir kuş
marling spike n. çeşitli phaëthon cinsi perde ayaklı kuşlara verilen ad
marline-spike bird n. korsanmartı
marline-spike bird n. kuzey denizlerine özgü büyük ve yırtıcı bir kuş
marling spike n. korsanmartı
marling spike n. kutup korsan martısı
marling spike n. kuzey denizlerine özgü büyük ve yırtıcı bir kuş
Star Wars
carrion spike (konum) n. leş doruğu
corellian spike n. corellia ekseri
spike (shu-torun) n. doruk (shu-torun)
spike (wreckage) n. doruk (enkaz)
spike in the crackle n. kumdikeni
the spike n. doruk (serenno)