standing - Turkish English Dictionary
History

standing

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "standing" in Turkish English Dictionary : 65 result(s)

English Turkish
Common Usage
standing adj. ayakta
General
standing n. ayakta durma
standing n. statü
standing n. saygınlık
standing n. konum
standing n. durma
standing n. durum
standing n. pozisyon
standing n. yer
standing n. mevki
standing n. yürürlük
standing n. duruş
standing n. geçerlilik
standing n. şöhret
standing n. süreklilik
standing n. devam
standing n. itibar
standing adj. dik duran
standing adj. duran
standing adj. durgun
standing adj. ayakta yapılan
standing adj. her zaman geçerli olan
standing adj. akmaz
standing adj. dikilen
standing adj. sürekli
standing adj. kalıcı
standing adj. sabit
standing adj. daimi
standing adj. ayakta duran
standing adj. değişmez
standing adj. devamlı
standing adj. daima yürürlükte
standing adj. değişmeyen
standing adj. hazır bekleyen
standing adj. hep aynı kalan
standing adj. atıl durumda olan
standing adj. kullanılmayan
standing adj. boşta duran
standing adj. öylece bekleyen
standing adj. çalıştırılmayan
Trade/Economic
standing n. devamlılık
standing n. eskilik
standing n. itibar
standing n. süreklilik
standing n. şöhret
standing n. ticari itibar
standing n. ticari şöhret
standing adj. devamlı
standing adj. hazır bekleyen
standing adj. sabit
standing adj. yürürlükte
Law
standing n. duruşmaya katılma hakkı
standing n. taraf ehliyeti
Technical
standing adj. halat kolu ile ilgili
standing adj. halat kolunu gösteren
Traffic
standing n. duraklama
Marine
standing adj. yerinden oynamayan
standing adj. sabit duran
standing adj. bir yere sabitlenen
Printing
standing adj. (harf kalıbı veya baskı yüzeyleri) dik tutulan
standing adj. (harf kalıbı veya baskı yüzeyleri) ellenmeyen
standing adj. (harf kalıbı veya baskı yüzeyleri) olduğu gibi tutulan
Sport
standing n. ayakta durma
standing adj. (yarış başlangıcı) dik pozisyonda başlayan
standing adj. (atlama, sıçrama) sabit pozisyonda gerçekleştirilen

Meanings of "standing" with other terms in English Turkish Dictionary : 395 result(s)

English Turkish
Common Usage
standing committee n. daimi komite
General
standing water n. durgun ve akmayan su
a standing dish n. temcit pilavı
standing on hind legs n. susta
standing room n. ayakta duracak yer
standing jest n. alay konusu
standing ovation n. ayakta yapılan alkışlama
standing order n. belirli aralıklarla gönderilen sipariş
financial standing n. mali durum
free standing n. ayaklı ürün
standing up n. kıyam
standing rule n. tüzük
standing orders n. içtüzüğün kuralları
standing order n. henüz gönderilmemiş sipariş
standing orders n. hastanedeki hastalar için geçerli olan kurallar
standing orders n. yönetmelik
standing committee n. daimi komisyon
standing order n. süreli sipariş
standing orders n. içtüzük
special standing committee n. özel daimi komite
standing conference n. daimi konferans
good standing n. itibar sahibi
commercial standing n. ticari itibar
long-standing customer n. uzun süreli müşteri
long-standing rival n. ezeli rakip
payment of gas bill by standing order n. otomatik doğalgaz faturası ödemesi
moral standing n. ahlaki duruş
social standing n. sosyal konum
social standing n. sosyal statü
social standing n. sosyal duruş
social standing n. içtimai mevki
social standing n. sosyal durum
standing fan n. ayaklı vantilatör
a man of high moral standing n. yüksek ahlak değerleri olan bir adam
standing on hind legs n. arka ayakları üzerinde durma
free-standing fan n. ayaklı fan
free-standing air-conditioner n. salon tipi klima
standing force n. daimi kuvvet/güç
standing ashtray n. ayaklı kültablası
good academic standing n. iyi akademik durum
free standing coat hanger n. ayaklı elbise askısı
standing stone n. dikilitaş
standing ovation n. ayakta alkış
standing ovation n. ayakta alkışlama
standing height n. boy uzunluğu
standing up n. ayakta durma
standing up n. ayağa kalkma
standing mirror n. boy aynası
standing [uk] n. park alanı
standing bolt n. saplama cıvata
standing bolt n. saplama vida
standing crop n. kesilmemiş mahsul
standing crop n. işlenmemiş mahsul
standing cup n. uzun kadeh
standing cup n. kapaklı kadeh
standing part n. (palangada) rigavo
standing part n. halat kolu
standing part n. halatta ilmeğin atıldığı yer
standing part n. kancanın uç noktaya zıt bölümü
wait standing v. ayakta beklemek
remain standing v. ayakta kalmak
tauten the standing rigging v. armayı doldurmak
have difficulty in standing v. ayakta zor durmak
have difficulty in standing v. ayakta durmakta zorlanmak
know where one is standing v. çizgiyi korumak
get one's hair standing up v. saçlarını dikmek
get one's hair standing up v. saçlarını dik dik yapmak
be left standing v. ayakta kalmak
remain standing v. ayakta durmak
stay standing (up) v. ayakta kalmak
pee standing up v. ayakta işemek/çiş yapmak
receive a standing ovation v. ayakta alkış almak
receive a standing ovation v. ayakta alkışlanmak
remain standing v. ayakta kalmak (fiziki açıdan)
keep standing v. ayakta kalmak (fiziki açıdan)
long standing adj. çoktandır devam eden
free standing adj. solo
free standing adj. ayaklı
of long standing adj. eski
of no standing adj. ehemmiyetsiz
of high standing adj. itibarı yüksek
of no standing adj. itibarsız
of high standing adj. çok itibarlı
of lonq standing adj. çoktan ben bulunan veya muteber olan
of long standing adj. çok eski
of long standing adj. çoktan beri bulunan
high standing adj. itibarlı
good standing adj. itibarı yerinde
long-standing adj. çoktandır devam eden
long-standing adj. bitmez tükenmez
long-standing adj. epeydir devam eden
long-standing adj. sürüncemede kalan
long standing adj. uzun süreli
of no standing adj. önemsiz
of high standing adj. kredisi yüksek
long standing adj. uzun zamandır süren
standing on four feet adj. dört ayak üstünde duran
long-standing adj. uzun süredir devam eden
long standing adj. uzun bir geçmişi olan
long-standing adj. müzmin
of high standing adj. itibarlı
of high standing adj. itibarı yüksek
standing back adj. içerlek
self-standing adj. (nesne veya yapı) desteksiz ayakta duran
self-standing adj. (nesne veya yapı) tek başına sabit duran
free-standing adj. destekleyici birim veya arka plana bağlı olmayan (heykel)
free-standing adj. kendi başına ayakta duran
free-standing adj. türünün diğer örnekleriyle bağlantılı olmayan
free-standing adj. bağımsız
free-standing adj. otonom
free-standing adj. özerk
free-standing adj. müstakil
all standing adv. tamamen giyinik halde
Phrases
standing on end expr. diken diken
Colloquial
still standing n. hala dimdik ayakta
leave standing v. daha iyi olmak
leave standing v. geride bırakmak
Idioms
a dwarf standing on the shoulders of giants n. kendinden önceki ileri gelenlerden güç alma
standing joke n. uzun süre devam eden şaka/espri
standing joke n. sürüp giden şaka/espri
standing joke n. komik olmaya devam eden şaka/espri
standing joke n. sürekli alay konusu
standing joke n. her daim alay/espri konusu
standing joke n. komikliğini yitirmeyen şaka/espri
standing joke n. yerleşmiş şaka/espri
standing joke n. herkesin bildiği şaka/espri
a dwarf standing on the shoulders of giants n. kendinden önceki önemli düşünürlerin bilgilerine dayanarak/buluşlarının üzerinde yükselen kimse
standing rock n. kuzey dakota'daki standing rock sioux kabilesinin kısa adı
be a standing joke v. alay konusu olmak
give somebody a standing ovation v. birini ayakta alkışlamak
be standing by v. ihtiyaç anında yardım etmeye ve harekete geçmeye hazır olmak
could do something standing on your head v. kolayca yapmak
could do something standing on your head v. kolayca/zorlanmadan/gözü kapalı yapmak
leave somebody standing v. yaya bırakmak
able to do something standing on one's head v. (bir şeyi) gözü kapalı yapmak/yapabilmek
able to (do something) standing on (one's) head v. (bir şeyin) uzmanı olmak
able to (do something) standing on (one's) head v. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
can do something standing on your head v. kolayca/zorlanmadan/gözü kapalı yapmak
can do something standing on your head v. kolayca yapabilmek
can do something standing on your head v. gözü kapalı yapabilmek
could (do something) standing on (one's) head v. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could (do something) standing on (one's) head v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) standing on (one's) head v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
do (something) standing on (one's) head v. (bir şeyi/işi) gözü kapalı yapmak
do (something) standing on (one's) head v. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
leave (something or someone) standing v. (birini/bir şeyi) geçmek
leave (something or someone) standing v. (birini/bir şeyi) geride/arkasında bırakmak
leave (something or someone) standing v. (birini/bir şeyi) yaya bırakmak
leave (something or someone) standing v. (birinden/bir şeyden) daha iyi olmak
standing in high cotton adj. başarılı
standing in high cotton adj. durumu iyi
standing in high cotton adj. yükselişte
a dwarf standing on the shoulders of giants expr. devlerin omzunda yükselen cüceler
sure as I'm standing here expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar
sure as I'm standing here expr. kesin
sure as I'm standing here expr. şüphe götürmez
(as) sure as I'm standing here expr. şüphesiz
(as) sure as I'm standing here expr. şüphe götürmez
(as) sure as I'm standing here expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar açık
(as) sure as I'm standing here expr. kesin
(as) sure as you're standing there expr. şüphesiz
(as) sure as you're standing there expr. şüphe götürmez
(as) sure as you're standing there expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar açık
(as) sure as you're standing there expr. kesin
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) çok korkmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) dehşete düşmüş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) tüyleri diken diken olmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü kopmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü patlamış
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) çok korkmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) dehşete düşmüş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) tüyleri diken diken olmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü kopmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü patlamış
standing on (one's) head expr. çok kolay bir şekilde
standing on (one's) head expr. hiç zorlanmadan
standing on (one's) head expr. gözü kapalı
Speaking
he just got dizzy from standing up too fast expr. ayağa çok hızlı kalktığından başı döndü
stop standing around expr. öyle dikilip durma
Trade/Economic
standing order n. bekleyen emir
non-standing parts n. bekleyen parçalar
standing order n. daimi sipariş
standing details n. değişmeyen detaylar
standing committee chairman n. daimi komisyon başkanı
standing committee chairman n. daimi komite başkanı
standing committee president n. daimi komisyon başkanı
standing committee president n. daimi komite başkanı
standing committee n. daimi encümen
standing offer n. geçerli teklif
good standing certificate n. faaliyet belgesi
standing offer n. geçerliliğini koruyan teklif
standing order n. geçerli sipariş
certificate of good standing n. faaliyet belgesi
standing order n. geçerliliğini koruyan sipariş
letter of good standing n. iyi hal yazısı
letter of good standing n. iyi hal kağıdı
certificate of good standing n. iyi hal belgesi
letter of good standing n. iyi hal mektubu
good standing certificate n. iyi hal belgesi
long-standing past n. köklü geçmiş
credit standing n. kredi itibarı
credit standing n. kredi değerliliği
long-standing background n. köklü geçmiş
financial standing n. mali durum
standing order n. ödeme emri
market standing n. pazar konumu
standing data n. sabit bilgiler
standing charges n. sabit giderler
standing charge n. sabit masraf
standing cost n. sabit maliyet
standing data n. sabit veriler
standing cost n. sabit masraf
standing expense n. sabit masraf
standing expenses n. sabit giderler
standing facilities n. sürekli hizmetler
standing interpretation committee n. sürekli yorumlama komitesi
standing data n. sürekli olarak değişmeyen aynı kalan bilgiler
standing order n. sürekli ödeme emri
standing interpretation committee n. standartları yorumlama komitesi
standing committee n. sürekli komite
certificate of good standing n. şirket faaliyet belgesi
collateral standing n. teminat durumu
commercial standing n. ticari güvenirlilik
commercial standing n. ticari itibar
commercial standing n. ticari şöhret
standing committee on construction n. yapı daimi komitesi
standing to the credit of n. (hesabın) alacak hanesindeki (miktar)
in good standing adj. itibarı olan
self-standing adj. (firma veya kuruluş) özerk
self-standing adj. (firma veya kuruluş) bağımsız
Law
standing to sue n. davaya taraf olma ehliyeti
standing contract n. devamlı sözleşme
standing contract n. kesin sözleşme
standing order n. ödeme emri
standing orders n. sürekli emirler
things thus standing expr. koşullar değiştiği takdirde
Politics
standing committee on the approximation of the laws of the member states concerning pressure equipment n. basınçlı ekipmana ilişkin üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması daimi komitesi
standing committee on medicinal products for human use n. beşeri tıbbi ürünler daimi komitesi
standing committee on plant health n. bitki sağlığı daimi komitesi
united nations standing committee on nutrition n. birleşmiş milletler daimi beslenme komitesi
standing order n. devamlı iş düzeni
standing operating procedure n. devamlı talimat
standing order n. daima yürürlükte olan emir
standing committee n. daimi encümen
standing committee n. daimi komite
standing committees n. daimi komiteler
standing order n. dahili nizamname
standing committee n. daimi kurul
standing member n. daimi üye
self standing warning signs n. dikilebilir ikaz tabelası
standing committee for economic and commercial cooperation n. ekonomik ve ticari işbirliği daimi komitesi
standing committee on the food chain and animal health n. gıda zinciri ve hayvan sağlığı daimi komitesi
standing provincial committee n. il daimi encümeni
standing committee on administrative cooperation n. idari işbirliği daimi komitesi
standing committee on approximation of the laws relating to construction products n. inşaat ürünlerine ilişkin kanunların yakınlaştırılması daimi komitesi
oic standing committee for scientific and technological cooperation n. iit bilimsel ve teknolojik işbirliği daimi komitesi
oic standing committee for economic and commercial cooperation n. iit ekonomik ve ticari işbirliği daimi komitesi
oic standing committee for information and cultural affairs n. iit enformasyon ve kültürel işler daimi komitesi
standing committee on propagating material and plants of fruit genera and species n. meyve cins ve türlerine ait üretim materyali ve bitkileri daimi komitesi
standing forestry committee n. ormancılık daimi komitesi
standing committee on the approximation of the laws of the member states concerning equipment and protective systems intended for use in potentially explosive atmospheres n. potansiyel olarak patlayıcı ortamlardaki kullanıma yönelik ekipman ve koruyucu sistemlere ilişkin üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması daimi komitesi
political standing n. politik duruş
standing committee on propagating material and ornamental plants n. süs bitkileri ve üretim materyalleri daimi komitesi
standing operating procedure n. sürekli iş talimatı
standing committee on seeds and propagating material for agriculture horticulture and forestry n. tarım bahçecilik ve ormancılık için tohum ve üretim materyali daimi komitesi
standing committee for agricultural statistics (scas) n. tarımsal istatistikler daimi komitesi
standing committee for community protection of plant variety rights n. topluluk bitki çeşidi haklarının korunması daimi komitesi
standing committee for agricultural research n. tarımsal araştırmalar daimi komitesi
standing committee on veterinary medicinal products n. veterinerlik tıbbi ürünleri daimi komitesi
unctad standing committee on maritime transport services n. unctad deniz taşımacılığı hizmetleri daimi komitesi
unctad standing committee on developing services sectors n. unctad gelişmekte olan hizmet sektörleri daimi komitesi
unctad standing committee on economic cooperation among developing countries n. unctad gelişmekte olan ülkeler arası işbirliği daimi komitesi
unctad standing committee on poverty alleviation n. unctad yoksulluğun azaltılması daimi komitesi
standing committee on zootechnics n. zooteknik daimi komitesi
standing committee on traditional specialities guaranteed n. geleneksel ürün adlarına ilişkin daimi komite
Institutes
standing committee on the food chain and animal health n. gıda zinciri ve hayvan sağlığı komitesi
standing boards n. sürekli kurullar
scop (standing committee on public accounts) abrev. (güney afrika) kamu hesapları daimi komitesi
Technical
free-standing board n. ayaklı pano
free-standing panel n. ayaklı pano
standing-wave microscopy n. durağan dalga mikroskopisi
standing-wave detector n. durağan dalga detektörü
standing-wave indicator n. durağan dalga göstergesi
standing-water level n. durağan su düzeyi
standing seam n. dik kıvırma ek
standing water n. durgun su
node of a standing wave n. duran dalganın boğumu
standing wave n. duran dalga
standing wave ratio n. duran dalga oranı
standing panel n. dikine levha
standing wave meter n. duran dalga ölçeri
standing type n. dikili tip
method using standing wave ratio n. duran dalga oranını kullanma metodu
standing rotator machine n. disk rotavatör
standing-off n. dinlenme ile işleme arası süresi
standing-wave ratio n. durağan dalga oranı
standing water n. hareketsiz su
standing waves n. hareketsiz dalgalar
standing-wave distortion n. sabit dalga distorsiyonu
free standing n. serbest
free-standing industrial chimney n. serbest duran endüstriyel baca
free standing n. serbestçe duran
hard standing n. sert yüzeyli park yeri
free-standing radiator n. serbest radyatör
standing water n. sükunetteki su
standing wave ratio n. sürekli dalga oranı
voltage standing wave ratio n. voltaj dalga oranı
free standing adj. bağımsız
Informatics
standing-wave n. duran dalga
Telecom
voltage standing wave ratio n. gerilim duran dalga oranı
Electric
standing-wave distortion n. durağan dalga bozulması
voltage standing wave ratio n. voltaj dalga oranı
Architecture
standing finish n. bir evin özellikle kalıcı ve sabit olan iç donanımları
a massive free-standing pillar inside a mosque or church n. filayağı
a massive free-standing pillar inside a mosque or church n. pilpaye
Construction
standing ladder n. ahşap yerli merdiven
standing seam roof n. kenet çatı
free-standing chimney n. müstakil baca
free standing roof n. oturtma çatı
free-standing industrial chimney n. serbest duran endüstriyel baca
semi-finished hard standing n. yarı setleştirilmiş beton zemin
Woodworking
standing tree n. kabuğu soyulmamış kütük
Automotive
standing powertrain mounting system n. güç aktarma organları yerleştirme monte sistemi
standing start n. hareketsiz durumdan kalkış
free standing height n. yüksüz yükseklik
Aeronautic
standing waves n. karşıt yönde hareket eden aynı frekanstaki iki dalganın sonucu olarak bir anten veya transmisyon hat
Marine
standing rigging n. ana arma
standing wave force n. duran dalga kuvveti
standing wave pressure n. duran dalga basıncı
standing waves n. duran dalgalar
standing rigging n. geminin asıl ana halatları
partial standing waves n. kısmi duran dalgalar
standing rigging n. sabit arma
standing lug n. sabit praçilera yelkeni
standing off n. denize açılma
standing off n. açılma
standing on n. karaya dönme
standing on n. karaya doğru açılma
all standing adv. son hızla
all standing adv. yelkenler fora biçimde
Medical
difficulty in standing n. ayağa kalkmada güçlük
long-standing untreated hypothyroidism n. uzun süre tedavi edilmemiş hipotiroidizm
long-standing severe untreated hypothyroidism n. uzun süreli tedavi edilmemiş şiddetli/ağır hipotiroid
long-standing untreated hypothyroidism n. uzun süreli tedavi edilmemiş hipotiroidizm
standing orders n. rutin talepler
standing orders n. standart talimatlar
standing orders n. düzenli talimatlar
Printing
standing press n. ahtapot serigrafi baskı makinesi
standing press n. basılan kağıt ve kitapların derlenerek preslendiği alet
Gastronomy
standing rib roast n. kemikli kaburga eti
standing rib roast n. pirzola
Physics
standing wave n. durağan dalga
node of a standing wave n. duran dalganın boğumu
standing wave n. duran dalga
standing wave n. kararlı dalga
Marine Biology
standing water n. durgun su
standing crop n. mevcut ürün
standing stock n. mevcut stok
Zoology
standing [uk] n. ahır
standing [uk] n. ağıl
standing [uk] n. kapalı ahır
Botanic
standing cypress n. uzun boylu, dik, hem iki yıllık hem de çok yıllık olabilen, yapraklarla örtülü ve saplı bir bitki
standing cypress n. uzun boylu, dik yapraklı, yaprak saplı iki veya çok yıllık bir bitki
Forestry
standing chop [new zealand] n. (baltacı yarışmasında) odunun dik durduğu balta hamlesi
Education
academic standing n. akademik başarı durumu
academic standing n. akademik durum
advanced standing n. kredi transferi
class standing n. öğrencinin aldığı ders kredisine göre bulunduğu akademik seviye
Philosophy
standing-by-the-door n. kapı eşiğinde durma
Meteorology
standing cloud n. dikelen bulut
standing wave n. durağan dalga
Military
standing position n. ayakta nişan vaziyeti
standing naval force mediterranean n. akdeniz daimi deniz kuvveti
standing consultative committee n. daimi istişare komitesi
standing order n. devamlı emir
standing defence plan n. devamlı savunma emri
standing committee n. daimi kurul
standing army n. daimi ordu
standing diplomatic clearance n. geçerli diplomatik klerans numaraları
standing defence unit n. hazır savunma kuvveti
counter-intelligence standing operating procedures n. ikk devamlı talimatı
standing signals instructions n. muhabere devamlı talimatları
standing patrol n. sabit keşif karakolu
standing corrections n. ruhlu tutarı
standing group communications security and evaluation agency n. sabit grup iletişimi güvenlik ve tespit örgütü
standing armaments committee n. silahlanma daimi komitesi
Sport
free standing exercises n. aletsiz alıştırmalar
standing position n. ayakta atış pozisyonu
standing wrestling n. ayakta güreş
standing techniques n. ayakta yapılan teknikler
standing start n. ayaktayken yapılan depar
closed standing position n. bacaklar kapalı duruş
standing at ease n. rahat duruş
free-standing barbell rack n. serbest olarak ayakta duran halter askısı
standing long jump n. uzun atlama