History

tune

Meanings of "tune" in Turkish English Dictionary : 53 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	tune n.	nağme
2	Common Usage	tune n.	melodi
3	Common Usage	tune n.	ezgi
4	Common Usage	tune v.	akort etmek
5	Common Usage	tune n.	ayar
General
6	General	tune n.	düzen
7	General	tune n.	kanal ayarı
8	General	tune n.	hal
9	General	tune n.	istasyon ayarı
10	General	tune n.	akort
11	General	tune n.	mizaç
12	General	tune n.	hava
13	General	tune n.	ahenk
14	General	tune n.	beste
15	General	tune n.	uyum
16	General	tune n.	ezgi
17	General	tune n.	yaklaşım
18	General	tune n.	tutum
19	General	tune n.	uğraş
20	General	tune n.	meşgale
21	General	tune n.	mutabık olma
22	General	tune n.	miktar
23	General	tune n.	büyüklük
24	General	tune v.	motoru ayar etmek
25	General	tune v.	akortlu olmak
26	General	tune v.	uydurmak
27	General	tune v.	akortlamak
28	General	tune v.	çalgıyı akort etmek
29	General	tune v.	uyumlu olmak
30	General	tune v.	istasyona ayarlamak
31	General	tune v.	ayarlamak
32	General	tune v.	yoluna koymak
33	General	tune v.	uyumlamak
34	General	tune v.	ayar etmek
35	General	tune v.	(şarkı) mırıldanmak
36	General	tune v.	şakımak
37	General	tune v.	hassas ayar yaparak keskinleştirmek
Technical
38	Technical	tune n.	vana
39	Technical	tune v.	buji boşluğu gibi aksamları ayarlamak
40	Technical	tune v.	uyumlamak
Computer
41	Computer	tune expr.	hassas ayarla
Radio
42	Radio	tune v.	ayarlanmak
Art
43	Art	tune v.	akort etmek
Music
44	Music	tune n.	ezgi
45	Music	tune n.	uyum
46	Music	tune v.	akort edilmek
Archaic
47	Archaic	tune n.	halet-i ruhiye
48	Archaic	tune n.	ses tonu
49	Archaic	tune v.	(bir duyguyu) müzikle ifade etmek
50	Archaic	tune v.	istenen yönde etkilemek
Engineering
51	Engineering	tune n.	mekanik veya elektrik sistemde rezonansın elde edildiği ayar durumu
52	Engineering	tune v.	(cihaz çıktısını) seçilen frekans aralığına ayarlamak
53	Engineering	tune v.	(radyasyonun) frekansını değiştirmek

Meanings of "tune" with other terms in English Turkish Dictionary : 330 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	tune cycle n.	kanal çevrimi
2	General	tune up n.	ses açma
3	General	signature tune n.	radyo sinyal müziği
4	General	fine tune n.	ince ayar
5	General	tune-up n.	ayarlama
6	General	tune-up n.	motor ayarı
7	General	tune-up n.	ayar
8	General	tune-up n.	ayarlama (motoru)
9	General	tune-up n.	ısınma
10	General	show tune n.	gösteri müziği
11	General	catchy tune n.	akılda kalan hoş şarkı
12	General	tune up v.	akort etmek
13	General	change one's tune v.	alttan almak
14	General	change one's tune v.	ağız değiştirmek
15	General	call the tune v.	borusu ötmek
16	General	go out of tune v.	akordu bozulmak
17	General	tune up v.	uydurmak
18	General	tune in on v.	açmak
19	General	call the tune v.	sözü geçmek
20	General	sing another tune v.	alttan almak
21	General	tune up v.	düzen vermek
22	General	strike up a tune v.	orkestra vb bir parça çalmaya başlamak
23	General	tune in v.	(radyo) dalgayı ayarlamak
24	General	tune up v.	ayarlamak
25	General	tune in v.	belirli bir istasyonu açmak
26	General	tune in v.	ayarlamak
27	General	dance to somebody's tune v.	suyuna gitmek
28	General	take out of tune v.	detone olmak
29	General	sing to the tune of something v.	bir şeyin tonunda söylemek
30	General	tune out v.	duymazdan gelmek
31	General	sing to the tune of something v.	bir şeyin nakaratında söylemek
32	General	fine tune v.	cilalayarak güzelleştirmek
33	General	fine tune v.	boyayarak güzelleştirmek
34	General	tune into v.	aldırış etmek
35	General	tune into v.	duyarlı olmak
36	General	tune up v.	(motoru) ayar etmek
37	General	fine-tune v.	ince ayarlamak
38	General	fine-tune v.	ince ayar yapmak
39	General	be out of tune v.	uyumsuz olmak
40	General	be in tune v.	akortlu olmak
41	General	be out of tune v.	akordu bozuk olmak
42	General	be out of tune v.	akortsuz olmak
43	General	be out of tune v.	ahenksiz olmak
44	General	fall out of tune v.	akordu bozulmak
45	General	fine-tune v.	tam olarak ayarlamak
46	General	fine-tune v.	küçük bir değişiklikle iyileştirmek
47	General	fine-tune v.	ufak bir dokunuşla düzeltmek
48	General	out of tune adj.	geçimsiz
49	General	out of tune adj.	akordu bozuk
50	General	out of tune adj.	ahenksiz
51	General	out of tune adj.	akortsuz
52	General	in tune adj.	ahenkli
53	General	out of tune adj.	uyumsuz
54	General	in tune adj.	akortlu
55	General	out-of-tune adj.	ahenksiz
56	General	out-of-tune adj.	akortsuz
57	General	in tune adv.	uygun
58	General	to the tune of prep.	melodisiyle
59	General	to the tune of something prep.	nakaratında
60	General	to the tune of something prep.	tonunda
61	General	in tune with prep.	ile uyumlu
Phrasals
62	Phrasals	tune out v.	ince ayar yapmak
63	Phrasals	tune out v.	ilişkisini kesmek
64	Phrasals	tune out v.	ince ayar yapmak
65	Phrasals	tune out v.	ilişkisini kesmek
66	Phrasals	tune out v.	tam ayarlamak
67	Phrasals	tune out v.	tam ayarlamak
68	Phrasals	tune into (someone or something) v.	kanalı (birine/bir şeye) ayarlamak
69	Phrasals	tune into (someone or something) v.	bir kanalı açmak
70	Phrasals	tune into (someone or something) v.	bir kanalı izlemek/dinlemek
71	Phrasals	tune into (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ilgi göstermek
72	Phrasals	tune into (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
73	Phrasals	tune into (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) farkında olmak
74	Phrasals	tune into (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı duyarlı olmak
75	Phrasals	tune into (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) iletişimde olmak
76	Phrasals	tune into v.	bir kanalı açmak
77	Phrasals	tune into v.	bir kanalı izlemek/dinlemek
78	Phrasals	tune into v.	duyarlı hale getirmek
79	Phrasals	tune into v.	uyumlu hale getirmek
80	Phrasals	tune into v.	uyumlu/duyarlı bir ilişki kurmasını sağlamak
81	Phrasals	tune in (to something) v.	(bir şeye) karşı uyanık olmak
82	Phrasals	tune in (to something) v.	(bir şeye) karşı tetikte olmak
83	Phrasals	tune someone/something out v.	birini/bir şeyi duymazdan gelmek
84	Phrasals	tune someone/something out v.	birine/bir şeye aldırmamak
85	Phrasals	tune someone/something out v.	birini/bir şeyi görmezden gelmek
86	Phrasals	tune someone/something out v.	birini/bir şeyi yok saymak
87	Phrasals	tune someone/something out v.	birini/bir şeyi takmamak
88	Phrasals	tune someone/something out v.	birini/bir şeyi umursamamak
Phrases
89	Phrases	turn on tune in drop out expr.	lsd kullanımını özendiren bir slogan
90	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) akortlu
91	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) ahenkli
92	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) aynı tonda
93	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşan
94	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) hemfikir
95	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) mutabık
96	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) uyuşan
97	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) anlaşan
98	Phrases	in tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalan
99	Phrases	to the tune of (some amount of money) expr.	(belli bir miktar) tutarında
100	Phrases	to the tune of (some amount of money) expr.	(belli bir miktar) maliyetinde
101	Phrases	to the tune of (some amount of money) expr.	(belli bir miktar) ederinde
Proverb
102	Proverb	he who pays the piper calls the tune	parayı veren düdüğü çalar
103	Proverb	there's many a good tune played on an old fiddle	yaşlılar çok yetenekli olabilir
Colloquial
104	Colloquial	to the tune of expr.	pahasına
105	Colloquial	to the tune of expr.	fiyatına
106	Colloquial	to the tune of $500 expr.	$500 tutarında
107	Colloquial	to the tune of $500 expr.	$500 maliyetinde
108	Colloquial	to the tune of $500 expr.	$500 ederinde
Idioms
109	Idioms	sing another tune n.	birisine karşı tutumunu değiştirmek (kötüden iyiye)
110	Idioms	sing a different tune n.	birisine karşı tutumunu değiştirmek (kötüden iyiye)
111	Idioms	sticky tune n.	ağza/dile dolanan/takılan şarkı
112	Idioms	the tune the old cow died of n.	yaşlı ineği öldüren nağme
113	Idioms	the tune the old cow died of n.	gerçek yardım yerine tavsiye ve şikayet sunma
114	Idioms	the tune the old cow died of n.	yardım etmek yerine eleştirip durma
115	Idioms	the tune the old cow died of n.	sürekli şikayet edip hiçbir şey yapmama
116	Idioms	the tune the old cow died of n.	nasihatler verip elini taşın altına koymama
117	Idioms	the tune the old cow died of n.	boş boş nasihat verme
118	Idioms	change one's tune v.	kendine daha az güvenmek
119	Idioms	change one's tune v.	kendiyle daha az övünmek
120	Idioms	whistle a different tune v.	ağız değiştirmek
121	Idioms	whistle a different tune v.	birine tutumunu (iyi yönde) değiştirmek
122	Idioms	sing another tune v.	ağız değiştirmek
123	Idioms	change one's tune v.	ağız değiştirmek
124	Idioms	sing a different tune v.	ağız değiştirmek
125	Idioms	dance to another tune v.	ağız değiştirmek
126	Idioms	dance to a different tune v.	ağız değiştirmek
127	Idioms	tune in v.	anlamak
128	Idioms	sing the same tune v.	aynı ağzı kullanmak
129	Idioms	be in tune with v.	aynı düşünceleri paylaşmak
130	Idioms	sing the same tune v.	aynı şeyi söylemek
131	Idioms	be in tune with someone v.	aynı telden çalmak
132	Idioms	march to a different tune v.	ayrı telden çalmak
133	Idioms	dance to the tune of someone v.	bir dediğini iki etmemek
134	Idioms	dance to the tune of someone v.	buyruklarını yerine getirmek
135	Idioms	dance to someone's tune v.	bir dediğini iki etmemek
136	Idioms	call the tune v.	borusu ötmek
137	Idioms	tune in v.	bir şeye konsantre olmak
138	Idioms	be in tune with v.	birbirine çok iyi gitmek
139	Idioms	dance to someone's tune v.	buyruklarını yerine getirmek
140	Idioms	tune in v.	bir şeye kanalize olmak
141	Idioms	be in tune with v.	benzeşmek
142	Idioms	dance to the tune of someone v.	dümen suyundan gitmek
143	Idioms	get in tune with the times v.	çağa/zamana uymak
144	Idioms	dance to somebody's tune v.	dümen suyuna kapılmak
145	Idioms	keep in tune with times v.	çağa uymak
146	Idioms	dance to someone's tune v.	dediklerini yapmak
147	Idioms	be in tune with the times v.	çağa uymak
148	Idioms	be in tune with the times v.	çağa/zamana uymak
149	Idioms	dance to another tune v.	döneklik etmek
150	Idioms	dance to a different tune v.	döneklik etmek
151	Idioms	dance to someone's tune v.	dümen suyundan gitmek
152	Idioms	dance to another tune v.	fırıldaklık etmek
153	Idioms	march to a different tune (brit) v.	farklı telden çalmak
154	Idioms	dance to another tune v.	her devrin adamı olmak
155	Idioms	can't carry a tune in a paper sack v.	müzik kulağı olmamak
156	Idioms	can't carry a tune in a bushel basket v.	müzik yeteneği olmamak
157	Idioms	dance to another tune v.	koşullara göre davranışı değiştirmek
158	Idioms	can't carry a tune in a paper sack v.	müzik yeteneği olmamak
159	Idioms	carry a tune v.	müzik yeteneği olmak
160	Idioms	can't carry a tune in a bucket v.	müzik kulağı olmamak
161	Idioms	tune in v.	kavramak
162	Idioms	can't carry a tune in a bushel basket v.	müzik kulağı olmamak
163	Idioms	cannot carry a tune v.	müzik yeteneği olmamak
164	Idioms	dance to someone's tune v.	kölesi olmak
165	Idioms	can't carry a tune in a bucket v.	müzik yeteneği olmamak
166	Idioms	can't carry a tune v.	müzik yeteneği olmamak
167	Idioms	cannot carry a tune v.	müzik kulağı olmamak
168	Idioms	carry a tune v.	müzik kulağı olmak
169	Idioms	can't carry a tune v.	müzik kulağı olmamak
170	Idioms	call the tune v.	kontrolü elde tutmak
171	Idioms	call the tune v.	sözü geçer olmak
172	Idioms	call the tune v.	sözü geçmek
173	Idioms	be in tune with v.	uyum içinde olmak
174	Idioms	be in tune with v.	uyuşmak
175	Idioms	be in tune with v.	uymak
176	Idioms	sing a different song/tune v.	fikrini değiştirmek zorunda kalmak
177	Idioms	sing a different song/tune v.	görüşünü/düşüncesini değiştirmek zorunda kalmak
178	Idioms	sing a different song/tune v.	birden ağız değiştirmek
179	Idioms	sing a different song/tune v.	bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek
180	Idioms	sing a different song/tune v.	bir anda/aniden fikrini değiştirmek
181	Idioms	sing a different song/tune v.	bir anda bakış açısını değiştirmek
182	Idioms	whistle a different tune v.	yaklaşımını değiştirmek
183	Idioms	whistle a different tune v.	fikrini/görüşünü değiştirmek
184	Idioms	sing the same tune v.	aynı telden çalmak
185	Idioms	be in tune v.	aynı düşünceleri paylaşmak
186	Idioms	be in tune v.	anlaşmak
187	Idioms	be in tune v.	aynı telden çalmak
188	Idioms	be in tune v.	uyuşmak
189	Idioms	be in tune v.	hemfikir olmak
190	Idioms	be in tune v.	mutabık olmak
191	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	ahenkli olmak
192	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	akortlu olmak
193	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	ahenksiz olmak
194	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	akortsuz olmak
195	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	ahenkli olmak
196	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	akortlu olmak
197	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmak
198	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) anlaşmak
199	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
200	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmak
201	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmak
202	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak
203	Idioms	be in tune v.	akortlu olmak
204	Idioms	be in tune v.	ahenkli olmak
205	Idioms	be out of tune v.	akortlu olmamak
206	Idioms	be out of tune v.	ahenkli olmamak
207	Idioms	be in tune v.	aynı düşünceleri paylaşmak
208	Idioms	be in tune v.	aynı telden çalmak
209	Idioms	be in tune v.	uyuşmak
210	Idioms	be in tune v.	hemfikir olmak
211	Idioms	be in tune v.	mutabık olmak
212	Idioms	be out of tune v.	aynı düşünceleri paylaşmamak
213	Idioms	be out of tune v.	farklı telden çalmak
214	Idioms	be out of tune v.	uyuşmamak
215	Idioms	be out of tune v.	farklı fikirde olmak
216	Idioms	be out of tune v.	mutabık olmamak
217	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) ahenk içerisinde olmak
218	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) ahenkli olmak
219	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
220	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmak
221	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmak
222	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
223	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak
224	Idioms	be in tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak
225	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) ahenk içerisinde olmamak
226	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) ahenkli olmamak
227	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmamak
228	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmamak
229	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmamak
230	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) farklı telden çalmak
231	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmamak
232	Idioms	be out of tune (with somebody/something) v.	(biriyle/bir şeyle) mutabık olmamak
233	Idioms	call the shots/tune v.	borusu ötmek
234	Idioms	call the shots/tune v.	sözü geçmek
235	Idioms	call the shots/tune v.	sorumlusu olmak
236	Idioms	call the shots/tune v.	sorumlu olmak
237	Idioms	call the shots/tune v.	yetkili olmak
238	Idioms	call the shots/the tune v.	kontrolü elde tutmak
239	Idioms	call the shots/the tune v.	sözü geçmek
240	Idioms	call the shots/the tune v.	dinlenir olmak
241	Idioms	call the shots/the tune v.	borusu ötmek
242	Idioms	call the shots/the tune v.	sözü geçer olmak
243	Idioms	call the shots/the tune v.	ipler elinde olmak
244	Idioms	call the shots/the tune v.	karar mercii olmak
245	Idioms	call the shots/the tune v.	yetkili olmak
246	Idioms	can carry a tune v.	müzik kulağı olmak
247	Idioms	can carry a tune v.	müzik/şarkı söyleme yeteneği olmak
248	Idioms	can carry a tune v.	iyi şarkı söyleyebilmek
249	Idioms	can carry a tune v.	doğru tonda şarkı söyleyebilmek
250	Idioms	can carry a tune v.	detone olmadan şarkı söyleyebilmek
251	Idioms	change someone's tune v.	alttan almak
252	Idioms	change someone's tune v.	ağız değiştirmek
253	Idioms	change someone's tune v.	tavır değiştirmek
254	Idioms	change someone's tune v.	tavrını düzeltmek
255	Idioms	change tune v.	alttan almak
256	Idioms	change tune v.	ağız değiştirmek
257	Idioms	change your tune v.	ağız değiştirmek
258	Idioms	change your tune v.	alttan almak
259	Idioms	change your tune v.	başka türlü düşünmeye başlamak
260	Idioms	couldn't carry a tune in a bucket v.	müzik kulağı olmamak
261	Idioms	couldn't carry a tune in a bucket v.	müzik yeteneği olmamak
262	Idioms	couldn't carry a tune in a bucket v.	detone olmadan bir şarkıyı bile söyleyememek
263	Idioms	dance to (one's) tune v.	(birinin) suyuna gitmek
264	Idioms	dance to (one's) tune v.	(birinin) isteklerini/buyruklarını yerine getirmek
265	Idioms	dance to (one's) tune v.	(birinin) istediğini/dediklerini yapmak
266	Idioms	dance to (one's) tune v.	(birinin) isteklerine göre davranmak
267	Idioms	dance to a tune v.	bir şeye uyum sağlamak
268	Idioms	dance to a tune v.	bir ritme ayak uydurmak
269	Idioms	dance to a tune v.	bir şeylere ayak uydurmak
270	Idioms	dance to a tune v.	ayak uydurmak
271	Idioms	dance to a tune v.	uyum sağlamak
272	Idioms	dance to a tune v.	akışa/ortama uymak
273	Idioms	dance to a tune v.	koşullara uyum sağlamak/ayak uydurmak
274	Idioms	march to (the beat of) a different tune (or drum or drummer) v.	ayrı telden çalmak
275	Idioms	fine-tune something v.	bir şeye ince ayar yapmak
276	Idioms	fine-tune something v.	bir şeyi ince ayarlamak
277	Idioms	fine-tune something v.	bir şeyde küçük değişiklikler yapmak
278	Idioms	fine-tune something v.	bir şeyin ayrıntılarında değişiklik yapmak
279	Idioms	get in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmak
280	Idioms	get in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
281	Idioms	get in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak
282	Idioms	get in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
283	Idioms	get in tune with (something) v.	ahengi tutturmak/yakalamak
284	Idioms	get in tune with (something) v.	aynı müzik tonunu tutturmak/yakalamak
285	Idioms	who pays the piper calls the tune expr.	parayı veren düdüğü çalar
286	Idioms	pay the piper and call the tune expr.	parayı veren düdüğü çalar
287	Idioms	to the tune of expr.	-lık/-e kadar (para miktarını ifade eder)
288	Idioms	in tune with the times expr.	çağa uygun
289	Idioms	in tune with the times expr.	zamana uyum sağlamış
290	Idioms	in tune with the times expr.	çağdaş
291	Idioms	in tune with the times expr.	modern
292	Idioms	in tune with the times expr.	modaya uygun
293	Idioms	in tune with the times expr.	çağı/zamanı yakalamış
294	Idioms	in tune with the times expr.	güncel
295	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) uyumsuz
296	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) ahenksiz
297	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	akordu (birine/bir şeye) uymayan
298	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(birinden/bir şeyden) farklı telden çalan
299	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmayan
300	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmayan
301	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) farklı fikirde
302	Idioms	out of tune with (someone or something) expr.	(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmayan
Speaking
303	Speaking	I'll make him dance to a different tune expr.	ben ona gösteririm
Trade/Economic
304	Trade/Economic	fine-tune v.	(ekonomiyi) küçük ölçekli finansal manipülasyonlarla dengede tutmak
Technical
305	Technical	tune-up n.	motor ayarı
306	Technical	tune on v.	açmak
307	Technical	tune of v.	kapamak
Computer
308	Computer	tune for n.	ayarlama
309	Computer	tune up wizard n.	başarım ayarlama sihirbazı
Informatics
310	Informatics	signature tune expr.	tanıtım müziği
Telecom
311	Telecom	tune control n.	ayar düğmesi
Mechanic
312	Mechanic	tune-up v.	ayarlamak
Automotive
313	Automotive	out of tune engine n.	ayarsız motor
314	Automotive	tune-up n.	ayar
315	Automotive	tune-up n.	maksimum performans için motor parçalarının kontrol
316	Automotive	engine tune-up n.	motorun ayarlanması
317	Automotive	engine tune-up n.	motor ayarı
318	Automotive	tune a car v.	araba modifiye etmek
319	Automotive	tune up v.	ayar yapmak
Music
320	Music	tune [obsolete] n.	nota
321	Music	tune-o-matic bridge n.	ayarlı sabit köprü
322	Music	tune hejaz n.	hicaz makamı
323	Music	a lively dance tune n.	köçekçe
324	Music	carry a tune v.	doğru tonda şarkı söylemek
325	Music	tune up v.	çalgıları uyumlamak
326	Music	auto-tune v.	otomatik olarak akort etmek
Slang
327	Slang	tune up n.	memurdan yenilen dayak
328	Slang	tune someone grief [south african] v.	birini kızdırmak
329	Slang	tune someone grief [south african] v.	birini taciz etmek
330	Slang	tune someone grief [south african] v.	birinin huzurunu kaçırmak