yakan - Turkish English Dictionary
History

yakan



Meanings of "yakan" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
Politics
yakan n. filipinler’de yaşayan etnik bir grup
yakan n. yakan

Meanings of "yakan" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
yakan consuming adj.
yakan burning adj.
yakan tingly adj.
yakan fell [scotland] adj.
yakan fire adj.
yakan flagrant [obsolete] adj.
yakan scouthery [scotland] adj.
yakan stingy [dialect] adj.
Politics
yakan yakan n.
Archaic
yakan smart adj.

Meanings of "yakan" with other terms in English Turkish Dictionary : 97 result(s)

Turkish English
General
yakan kimse lighter n.
gaz yakan aletler appliances burning gaseous fuels n.
gaz yakan aletler gas appliances n.
yakan kimse lighterman n.
otlu alanı yakan ateş grassfire n.
benzin yakan running on gasoline n.
gaz yakan ev tipi pişirici cihazlar gas-burning domestic cooking appliances n.
yakan top oyunu dodgeball n.
meşale yakan kimse torcher n.
ahır yakan kimse barnburner n.
yakan kimse burner n.
yakan şey burner n.
abayı yakan kimse infatuate n.
mezbahada karkas derilerini yakan kimse ducker n.
ayakkabının üst bölümündeki fazla ipleri yakan kimse singer n.
domuzdaki tüy kalıntılarını yakan mezbaha çalışanı singer n.
motorin yakan running on diesel fuel adj.
el yakan unaffordable adj.
cayır cayır yakan sizzling adj.
çok benzin yakan fuel guzzling adj.
yağ yakan oil adj.
petrol yakan oil adj.
cep yakan ruinous adj.
can yakan corrosive adj.
Colloquial
pire için yorgan yakan kimse worryguts n.
beyin yakan problem brain-teaser n.
beyin yakan problem brain-twister n.
çok fazla benzin yakan büyük bir araba gas guzzler n.
cep yakan superexpensive adj.
Idioms
çok benzin yakan araba a gas guzzler n.
yere bakan yürek yakan a dark horse n.
beyin yakan bilmece brain-twister n.
Industry
(özelliklerini istenen şekilde değiştirmek için) mineral yakan işçi burner n.
(özelliklerini istenen şekilde değiştirmek için) mineral yakan işçi burner man n.
yağ yakan ocak oil furnace n.
yağ yakan fırın oil furnace n.
(kerosen) yağ yakan ısıtıcı oil heater n.
(kerosen) yağ yakan ocak oil heater n.
Technical
doğrudan gaz yakan hava ısıtıcısı direct gas-fired air heater n.
dolaylı yakıt yakan fırın indirect fuel-fired furnace n.
gaz yakan merkezi ısıtma kazanı gas-fired central heating boiler n.
gaz yakan cihazlar appliances burning gaseous fuels n.
gaz yakan konveksiyonlu ısıtıcı gas-fired convection heater n.
gaz yakan cihazlar gas burning devices n.
gaz yakan ev aletleri gas burning appliances n.
gaz yakan çok brülörlü radyant tüplü ısıtıcı sistem multi burner gas-fired overhead radiant tube heater system n.
gaz yakan konveksiyonlu ısıtma cihazı gas- fired convection heating appliance n.
gaz yakan aletler gas burning appliances n.
gaz yakan merkezi ısıtma kazanı gas fired central heating boiler n.
gaz yakan depolu su ısıtıcısı gas-fired storage water heater n.
gaz yakan tamburlu kurutucu gas-fired tumble dryer n.
gaz yakan absorbsiyunlu ve adsorbsiyonlu iklimlendirme cihazları ve ısı pompası cihazları gas-fired absorption and adsorption air-conditioning and heat pump appliances n.
gaz yakan cihazlar gas burning appliances n.
ev tipi doğrudan gaz yakan tamburlu kurutucu domestic direct gas-fired tumble dryer n.
katı yakıt yakan soba room heater fired by solid fuel n.
kireç yapmak amacıyla kireçtaşını yakan kimse lime burner n.
konut dışı kullanılan gaz yakan tavana asılan parlak radyant ısıtıcı non-domestic gas-fired overhead luminous radiant heater n.
kömür yakan soba coal burning stove n.
konut dışında kullanılan çok brülörlü gaz yakan radyant tüplü ısıtıcı sistem non-domestic multi-burner gas-fired radiant tube heater system n.
odun yakan soba wood burning stove n.
pentan yakan ve standart ışık kaynağı olarak kullanılan bir lamba harcourt pentane lamp n.
yağ yakan cebri konveksiyonlu hava ısıtıcısı oil-fired forced convection air heater n.
yağ yakan kazan oil-fired boiler n.
yağ yakan brülörlerinin yağ besleme sistemleri oil supply systems of oil burners n.
yakıt yakan kazan oil-fired boiler n.
yağ yakan oil burner n.
(kerosen) yağ yakan ocak oilstove n.
kömür yakan coal-burning adj.
odun yakan wood-burning adj.
yağ yakan (merkezi ısıtma) oilfired adj.
yağ yakan oil-fired adj.
Textile
kumaş yakan tekstil işçisi singer n.
Automotive
büyük hacimli motorlara sahip güçlü ve aşırı derecede benzin yakan amerikan üretimi otomobil muscle car n.
çok benzin yakan gas-guzzler n.
yağ yakan oil burner n.
az yakan küçük araç econobox n.
çok benzin yakan gas-guzzling adj.
Petrol
sıvılaştırılmış petrolgazı yakan barbeküler barbecues burning liquefied petroleum gas n.
yağ yakan ocak oil burner n.
yağ yakan fırın oil burner n.
Medical
tıbbi nedenlerle dokuyu dağlayan/yakan araç veya kimyasal etken cauterant n.
galvanik akımla ısıtılmış tel ile yakan cihaz galvanocautery n.
Chemistry
yağ yakan oil-burning [uk] adj.
gazyağı yakan oil-burning [uk] adj.
parafin yakan oil-burning [uk] adj.
Forestry
küçük ağaç ve çalıları kesip yakan işçi brusher n.
Religious
(roma katolik kilisesinde) mumları yakan din adamı accensor n.
Environment
humus tabakasını yakan orman yangını ground fire n.
Sport
(yakan top gibi oyunlarda) topun çarptığı oyuncuların bulunduğu sınırlı alan jail n.
Archaic
cenazede ağıt yakan kimse keener n.
(ot yakan) kundakçı rickburner n.
Slang
sutyen yakan (kadın) bra-burner n.
beyin yakan şey mindfuck n.
esrar içerken boğazını yakan/acı veren nefes harsh toke n.
ortalığı yakan smokin' adj.
ortalığı yakan smoking hot adj.
British Slang
yere bakan yürek yakan dark horse n.