involved - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
involved ilgili adj.
  • Indeed you have been involved in this issue longer than I have.
  • Gerçekten de bu konuyla benden daha uzun süredir ilgileniyorsunuz.
  • Political clarity is something from which, ultimately, all parties involved benefit.
  • Siyasi netlik, nihayetinde ilgili tüm tarafların fayda sağlayacağı bir şeydir.
  • I shall follow that decision and respect the procedures involved.
  • Bu kararı takip edeceğim ve ilgili prosedürlere saygı duyacağım.
Show More (115)
involved bulaşmış adj.
  • Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.
  • Üzgünüm Tom, seni bu işe bulaştırmak istemedim.
  • I didn't want Tom involved in this.
  • Bu işe Tom'u bulaştırmak istemedim.
  • Tom shouldn't have ever gotten involved.
  • Tom bu işe hiç bulaşmamalıydı.
Show More (11)
involved müdahil adj.
  • We agree with the contents, but also want to be involved.
  • Raporun içeriğine katılıyoruz ama aynı zamanda müdahil olmak istiyoruz.
  • The private sector will be more involved.
  • Özel sektör daha fazla müdahil olacaktır.
  • The Commission is not directly involved in this issue.
  • Komisyon bu konuya doğrudan müdahil değildir.
Show More (9)
involved ilişkili adj.
  • This process is to ensure input and participation by all interested and involved parties.
  • Bu süreç, ilgili ve ilişkili tüm tarafların girdi ve katılımını sağlayacaktır.
  • He usually was not involved directly.
  • Genellikle doğrudan ilişkili değildi.
Show More (-1)
involved (sanat hareketine) dahil olan adj.
  • It is also important that the people in a region can become involved in these programmes.
  • Bir bölgedeki halkın bu programlara dahil olabilmesi de önemlidir.
  • If the choices were clear, then citizens could become involved in the subject of climate.
  • Eğer seçenekler net olsaydı, vatandaşlar iklim konusuna dahil olabilirlerdi.
Show More (-1)
involved cinsel ilişkiye giren adj.
  • Layla got involved with Sami sexually.
  • Leyla, Sami ile cinsel ilişkiye girdi.
  • Layla got involved with Sami sexually.
  • Layla, Sami ile cinsel ilişkiye girdi.
Show More (-1)
involved karışan adj.
  • There were two people involved in the accident.
  • Kazaya karışan iki kişi vardı.
Show More (-2)
involved harcanan adj.
  • The effort involved in establishing a business was enormous.
  • İş kurmak için harcanan çaba çok büyüktü.
Show More (-2)
involved karmaşık adj.
  • The research project was highly involved, requiring many experts.
  • Araştırma projesi oldukça karmaşıktı ve pek çok uzmana ihtiyaç vardı.
Show More (-2)
involved duygusal ilişki yaşayan adj.
  • He was romantically involved with a co-worker.
  • Bir iş arkadaşıyla romantik bir ilişkisi vardı.
Show More (-2)
involved kapsamak v.
  • We have to have a bottom-up approach which involves the Iraqi people first and foremost.
  • Her şeyden önce Irak halkını kapsayan aşağıdan yukarıya bir yaklaşım benimsemeliyiz.
Show More (-2)
involved etkilenmiş adj.
  • Tom was deeply involved.
  • Tom derinden etkilenmişti.
Show More (-2)