en güçlü - Turco Inglés Diccionario
Historia

en güçlü



Significados de "en güçlü" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
en güçlü top-cat adj.
Law
en güçlü ruling adj.
Informatics
en güçlü high-end adj.

Significados de "en güçlü" con otros términos en diccionario inglés turco: 55 resultado(s)

Turco Inglés
General
kişinin en güçlü tarafı forte n.
en güçlü olanın yaşamasını sürdürme ilkesi survival of the fittest n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archvillain n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archenemy n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archfoe n.
çizgi roman dünyasında en güçlü kötüleri temsil eden grup archnemesis n.
en güçlü sınama most powerful test n.
en güçlü etki most powerful impact n.
en güçlü hassasiyetler quick n.
türünün en güçlü üyesi dreadnaught n.
elektronik iletişim sinyaline ait en güçlü bölüm peak n.
armonik dizideki en güçlü müzik uyumlarına ait perfect adj.
Phrasals
(birinin) en güçlü/belirgin özelliği olmak run through (one) v.
Colloquial
en güçlü şirketler the big boys n.
en güçlü kimse top cat n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi big kahuna [us] n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi a big kahuna [us] n.
bir grubun ya da hareketin içindeki en önemli ya da güçlü kişi a grand kahuna [us] n.
bir gruptaki, kurumdaki, işteki, hareketteki en önemli/güçlü kişi grand poobah n.
Idioms
bir gruptaki en güçlü ya da en başarılı kişi king of the castle (brit) n.
bir gruptaki en güçlü ya da en başarılı kişi king of the hill (us) n.
en güçlü/kuvvetli aday a shoo-in n.
en güçlü/kuvvetli aday shoo-in n.
en güçlü olanın yaşamını sürdürme ilkesi (the) survival of the fittest n.
en büyük/güçlü silah big gun n.
en güçlü/kuvvetli aday olmak be a shoo-in v.
en önemli/güçlü kozunu oynamak play (one's) ace (card) v.
(birinin) en güçlü vuruş alanında in (one's) wheelhouse expr.
en güçlü dozda at full strength expr.
en güçlü vuruş alanında in wheelhouse expr.
Speaking
en güçlü yanın ne? what is your greatest strength? expr.
içimizden en güçlü olanı the strongest of us expr.
tanıdığım en güçlü insansın you're the strongest person I’ve ever met expr.
Politics
(bir seçimde) kazanması en muhtemel olan adayı yenilgiye uğratmak amacıyla, tuttulan partiye değil ikinci güçlü partiye oy verilmesi tactical voting n.
bir siyasi parti içindeki en güçlü hizipte yer alan üye majoritaire n.
Computer
en güçlü sınama most powerful test n.
Statistics
asimptotik olarak en güçlü sınama asymptotically most powerful test n.
değişmez en güçlü sınama uniformly most powerful test n.
en güçlü sınama most powerful test n.
en güçlü sıra sınaması most powerful rank test n.
en güçlü dönüşül bölge most powerful critical region n.
yerel olarak asimptotik en güçlü sınama locally assymptotically most powerful test n.
yerel olarak en güçlü aralık sıra sınaması locally most powerful rank order test n.
Linguistics
üç dereceli vurgu sisteminde ikinci en güçlü vurguya ilişkin light adj.
dilbilimcilerce tanınan üç veya dört vurgu derecesinden en güçlü ikincisine ait veya ilişkin secondary adj.
en güçlü ikinci vurguyu oluşturan secondary adj.
Military
sovyetler tarafından bugüne dek patlatılmış en güçlü nükleer bomba tsar bomba n.
Sport
bayrak yarışında en son etapta yarışan güçlü yarışmacı anchor n.
bayrak yarışında en son etapta yarışan güçlü yarışmacı anchor man n.
(eskrimde) kılıcın en güçlü kısmı ile rakibin kılıcının en zayıf noktasına baskı uygulayıp kılıcı diğerininkinin keskin kısmından aşağıya kaydırarak yapılan hücum glide n.
(eskrimde) kılıcın en güçlü kısmını rakibinkinin en zayıf kısmına bastırıp bıçağını baştan aşağı sıyırma şeklinde yapılan hücum graze n.
Slang
en iyi/üstün/güçlü don n.
birinin en iyi/güçlü yumruğu sunday punch n.
pokerde yalnızca en güçlü elleri oynayan temkinli oyuncu rock [us] n.
bir oyundaki en güçlü/etkili karakter, silah, hareket op (overpowered) abrev.