Historia

kısa süre

Significados de "kısa süre" en diccionario inglés turco : 23 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	kısa süre	snatch n.
2	General	kısa süre	piece n.
3	General	kısa süre	span n.
4	General	kısa süre	streak n.
5	General	kısa süre	spell n.
6	General	kısa süre	short time n.
7	General	kısa süre	short notice n.
8	General	kısa süre	little n.
9	General	kısa süre	half-minute n.
10	General	kısa süre	breathing while n.
11	General	kısa süre	glisk [scotland] n.
12	General	kısa süre	pop n.
13	General	kısa süre	short haul n.
14	General	kısa süre	short meter n.
15	General	kısa süre	snap n.
16	General	kısa süre	spurt n.
Colloquial
17	Colloquial	kısa süre	a moment or two expr.
Idioms
18	Idioms	kısa süre	a jiff n.
Trade/Economic
19	Trade/Economic	kısa süre	short time n.
Insurance
20	Insurance	kısa süre	short period n.
Technical
21	Technical	kısa süre	short time n.
British Slang
22	British Slang	kısa süre	two ticks n.
23	British Slang	kısa süre	tick n.

Significados de "kısa süre" con otros términos en diccionario inglés turco: 141 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	kısa süre içinde	soon adv.
General
2	General	kısa bir süre kalan kimse	transient n.
3	General	eşleri hamile kalan erkeklerin kısa bir süre sonra hamilelik semptomları yaşaması	couvade n.
4	General	oldukça kısa bir süre içinde yapılan birden fazla dalış	multiple dives n.
5	General	çok kısa bir süre	point in time n.
6	General	çok kısa bir süre	split second n.
7	General	televizyonda kısa süre görünme	face time n.
8	General	oyuncuların bir dizi eşyayı kısa süre inceleyip ardından hatırlayabildikleri kadarını kağıda yazdıkları bir oyun	observation n.
9	General	çok kısa bir süre	giffy n.
10	General	bar kapanışından önce içkilerin bitirilmesi için verilen kısa süre	drinking-up time [uk] n.
11	General	sonrasında annenin hastanede çok kısa süre kaldığı doğum	drive-through delivery n.
12	General	birinden kısa süre sonra ölme	follow-on n.
13	General	elektronik devreyi kısa süre boyunca çalıştıran sinyal	gate n.
14	General	çok kısa süre	shake n.
15	General	kısa süre önce	yesterday n.
16	General	kısa süre için kiracı olmak	lodge v.
17	General	kısa bir süre için şuurunu kaybetmek	black out v.
18	General	kısa bir süre kalıp gitmek	put in an appearance v.
19	General	çok kısa bir süre kalmak	put in an appearance v.
20	General	kısa bir süre kalan	transient adj.
21	General	kısa bir süre önce kullanıma açılan	recently opened up for use adj.
22	General	kısa süre ile ilgili	short-haul adj.
23	General	kısa bir süre için	for a short time adv.
24	General	kısa bir süre için	for a brief period adv.
25	General	kısa bir süre için	transiently adv.
26	General	kısa bir süre	for a while adv.
27	General	kısa süre önce	recently adv.
28	General	kısa bir süre için	awhile adv.
29	General	kısa bir süre için	for the time adv.
30	General	kısa bir süre sonra	after a while later adv.
31	General	kısa bir süre önceye kadar	until a short while ago adv.
32	General	kısa bir süre önce	short while ago adv.
33	General	çok kısa süre	soonish adv.
34	General	çok kısa süre içinde	in a jiff adv.
35	General	kısa bir süre sonra	after a bit adv.
36	General	kısa bir süre önce	not a long time ago adv.
37	General	kısa bir süre önce	not long ago adv.
38	General	kısa bir süre sonra	after a little while adv.
39	General	-den kısa bir süre önce	shortly before adv.
40	General	kısa süre içinde	in a short span of time adv.
41	General	kısa bir süre sonra	after a while adv.
42	General	kısa süre sonra	soon afterwards adv.
43	General	(bundan) kısa bir süre sonra	soon after that adv.
44	General	kısa bir süre sonra	shortly afterwards adv.
45	General	kısa süre içinde	anon adv.
46	General	kısa süre önce	yesterday adv.
47	General	kısa süre sonra	on the neck of adv.
48	General	kısa süre içerisinde	fine adv.
49	General	kısa bir süre için	shortly adv.
50	General	kısa süre içinde	soonly adv.
51	General	-den kısa süre önce	toward prep.
52	General	-den kısa süre önce	towards prep.
53	General	çok kısa süre içinde	close onto prep.
Phrasals
54	Phrasals	kısa süre uğramak	stop over v.
55	Phrasals	kafasını okuduğu gazeteden vb. kaldırıp kısa bir süre bakmak	glance up from (newspaper etc.) v.
56	Phrasals	kısa bir süre için gelmek	pop in v.
57	Phrasals	(birine) kısa süre için yardım etmek	help out v.
58	Phrasals	birinden kısa süre sonra ölmek	follow on v.
59	Phrasals	kısa süre sonra elden çıkarmak	get away v.
60	Phrasals	çok kısa süre öncesinden haber vererek	at short notice adv.
Phrases
61	Phrases	çok çok kısa bir süre için	for far too brief a time expr.
62	Phrases	kısa süre içinde bana yaz	write to me soon expr.
63	Phrases	kısa bir süre içerisinde	in a short while expr.
64	Phrases	kısa bir süre yeter	enough to be going on with [uk] expr.
65	Phrases	kısa bir süre yeter	enough/something to be going on with [uk] expr.
66	Phrases	çok kısa süre öncesinden haber verilen	at (very) short notice expr.
Colloquial
67	Colloquial	kısa süre içerisinde birden çok kişiyle cinsel ilişkide bulunma	musical beds n.
68	Colloquial	çok kısa bir süre	half a minute n.
69	Colloquial	gün doğumundan kısa bir süre sonraki ve gün batımından kısa bir süre önceki, gökyüzünün kırmızı olduğu zaman	golden hour n.
70	Colloquial	çok kısa bir süre	a hot minute n.
71	Colloquial	kısa süre önce kiralanan veya satın alınan	recently rented or purchased adj.
72	Colloquial	çok kısa bir süre içerisinde	in a couple of shakes expr.
73	Colloquial	çok kısa bir süre sonra	in just a moment expr.
74	Colloquial	kısa bir süre için	for a season expr.
75	Colloquial	kısa süre önce	not too long ago expr.
76	Colloquial	kısa bir süre önce	short time ago expr.
77	Colloquial	sadece kısa bir süre sonra	only a little longer expr.
78	Colloquial	(çok kısa bir süre sonra/hemen) bir dakika içinde	in just a minute expr.
79	Colloquial	çok kısa bir süre	half a minute expr.
80	Colloquial	çok kısa bir süre	half a tick expr.
81	Colloquial	çok kısa bir süre	half a second expr.
82	Colloquial	kısa süre içinde	in a little bit expr.
Idioms
83	Idioms	çok kısa süre	a few ticks n.
84	Idioms	kısa bir süre	a new york minute n.
85	Idioms	kısa bir süre	a split second n.
86	Idioms	çok kısa bir süre	a split second n.
87	Idioms	kısa bir süre	borrowed time n.
88	Idioms	kısa bir süre uyumak	catch a snooze v.
89	Idioms	bir şeye kısa bir süre içerisinde yoğunlaşıp çalışmak	powerstudy v.
90	Idioms	kısa bir süre kalmak	bide a wee [scotland] v.
91	Idioms	kısa bir süre durmak	miss a beat v.
92	Idioms	kısa bir süre	a little bit [us] adv.
93	Idioms	çok kısa bir süre içerisinde	in two shakes of a lamb's tail expr.
94	Idioms	çok kısa bir süre	hot minute expr.
95	Idioms	çok kısa bir süre	half a minute expr.
96	Idioms	çok kısa bir süre	half a tick expr.
97	Idioms	çok kısa bir süre	half a second expr.
98	Idioms	çok kısa bir süre	half a shake of a lamb's tail expr.
99	Idioms	kısa bir süre	not until the cows come home expr.
Speaking
100	Speaking	çok kısa bir süre içinde	before you know it expr.
101	Speaking	infilak etmeden kısa bir süre önce	shortly before it exploded expr.
102	Speaking	kısa bir süre için	for a while expr.
103	Speaking	kısa bir süre bizimle olacak	he will be with us shortly expr.
104	Speaking	size kısa süre içinde döneceğiz	we will get in touch with you shortly expr.
105	Speaking	size kısa süre içinde döneceğiz	we will get back to you shortly expr.
Trade/Economic
106	Trade/Economic	bir şirkette çalışan personele en kısa süre içerisinde bütün yenilikleri ve değişiklikleri öğretmeyi amaçlayan hızlandırılmış kurs	blitz training n.
107	Trade/Economic	vade tarihinin bitiminden itibaren ödeme için tanınan ek kısa bir süre	grace period n.
108	Trade/Economic	vade tarihinden sonra tanınan kısa bir ek süre	days of grace n.
109	Trade/Economic	mümkün olan en kısa süre içinde	as promptly as practicable expr.
Law
110	Law	kısa süre içinde karara bağlanabilecek dava	short cause n.
111	Law	çocuk suçluların kısa süre için çalışmaya gönderildiği çiftlik	work farm n.
112	Law	hafif suç işleyenlerin kısa süre için çalışmaya gönderildiği çiftlik	work farm n.
Politics
113	Politics	abd'de yeni dönem tekrar seçilmemiş fakat kısa bir süre daha çalışan senato veya kongre üyesi	lame duck n.
114	Politics	sığınmacının kısa süre için tedbiren alıkoyulması	short term preventive custody of asylum seeker n.
115	Politics	yeni lidere değişiklik yapması için fırsat tanınan kısa süre	honeymoon period n.
116	Politics	başkanlık seçiminden kısa süre sonra gerçekleşip sonuçları etkileyen büyük olay	october surprise n.
Insurance
117	Insurance	kısa süre fiyatı	short rate n.
Technical
118	Technical	kısa bir süre için parlayan	flashy adj.
Computer
119	Computer	işlemci tarafından kısa süre sonra tekrar kullanılmayacağı için bellekte daha uzak konumda saklanan (veriler)	nontemporal adj.
Medical
120	Medical	tek bir ilaç dozunun kısa süre içinde damardan enjekte edilmesi	bolus n.
121	Medical	kısa süre yatan hastalara ait	short-stay adj.
122	Medical	kısa süre yatan hastalar için olan	short-stay adj.
Pharmaceutics
123	Pharmaceutics	kısa süre içinde yapılan tek dozluk enjeksiyon	bolus n.
Food Engineering
124	Food Engineering	yüksek sıcaklık kısa süre	high temperature -short time n.
Physics
125	Physics	heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre kısa bir süre için var olan ve varlığının devamı enerjinin korunumu yasasını ihlal edecek olan atom altı parçacık	virtual particle n.
Zoology
126	Zoology	kuşların yumurtadan çıktıktan kısa süre sonra yuvadan ayrılması	nidifugous n.
127	Zoology	yumurtadan çıktıktan kısa süre sonra yuvadan ayrılan	nidifugous adj.
Agriculture
128	Agriculture	uygulandıktan kısa süre sonra yok olan (tarım ilacı)	nonpersistent adj.
Education
129	Education	üniversite geçici bir süre veya kısa bir dönem ders veren öğretmen	lecturer n.
Religious
130	Religious	tabuta konmuş cesedin son yolculuğuna uğurlanmadan kısa bir süre önce yatırıldığı şapel	charnel n.
Geography
131	Geography	bölgedeki akarsu erozyonu üzerinden kısa bir süre geçmiş olması	topographic adolescence n.
132	Geography	bölgedeki akarsu erozyonu üzerinden kısa bir süre geçmiş olması	topographic youth n.
Meteorology
133	Meteorology	yaz geceleri kısa bir süre görünme	noctilucence n.
Military
134	Military	yerdeki uçağın görev emri aldıktan sonra kısa süre içinde uçuşa hazır halde beklemesi	ground alert n.
135	Military	kısa bir süre çarpışmak	skirmish v.
Sport
136	Sport	takım oyuncularının antrenman yapmak veya potansiyel yeni oyuncuları değerlendirmek için kısa süre bir araya geldikleri yer	minicamp n.
Theatre
137	Theatre	tüm oyuncuların kısa bir süre sahnede hareketsiz kalması	tableau n.
138	Theatre	tüm oyuncuların kısa bir süre sahnede hareketsiz kalması	tableau vivant n.
Photography
139	Photography	istenilen yerde kısa süre içinde resim basmak için tasarlanmış fotoğraf tabı donanım seti	minilab n.
140	Photography	çok kısa süre için yüksek yoğunluklu ışık üreten elektrik lambası	flash lamp n.
Slang
141	Slang	bir heves sonrası spor yapmaya başlayıp çok kısa süre sonra bırakan kimse	resolutionary adj.