marries - Turco Inglés Diccionario

marries

Significados de "marries" en diccionario turco inglés : 24 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
marry v. evlenmek
I have to say that even in his so-called "bleak Britain" anybody - whatever their age - can marry whoever they want.
Sözde "kasvetli İngiltere"de her yaştaki herkesin istediği kişiyle evlenebildiği bir ülke olduğunu söylemeliyim.

More Sentences
General
marry v. evlenmek
Safiya was married at 12 years old and Amina at 14 years old.
Safiye 12 yaşında, Amina ise 14 yaşında evlendi.

More Sentences
marry v. evlendirmek
Safiya was married at 12 years old and Amina at 14 years old.
Safiya 12 yaşında, Amina ise 14 yaşında evlendirildi.

More Sentences
marry v. ile evlenmek
I'm not about to marry Suzie.
Suzie ile evlenmek üzere değilim.

More Sentences
marry v. vermek
marry v. evermek
marry v. baş göz etmek
marry v. izdivaç etmek
marry v. birleştirmek
marry v. birleşmek
marry v. başını bağlamak
marry v. aile kurmak
marry v. nikah masasına oturmak
marry v. (ile) evlenmek
marry v. evlilik yapmak
marry v. gelinlik giymek
marry v. nikah kıymak
Marine
marry v. (iki halatı) makaradan sıkışmadan geçmesi için uç uca eklemek
marry v. (iki halatı) aynı anda kavranıp çekilebilmesi için yan yana koymak
marry v. (tahta parçalarını) halat yardımıyla birleştirmek
Gastronomy
marry v. birden fazla farklı şarabı karıştırıp yıllandırarak birleştirmek
Archaic
marry interj. yok artık
marry interj. hadi canım
marry interj. atıyorsun

Significados de "marries" con otros términos en diccionario inglés turco: 103 resultado(s)

Inglés Turco
General
marry off v. evlendirmek
I married off my daughter.
Kızımı evlendirdim.

More Sentences
marry secretly v. gizlice evlenmek
Tom and Mary got married secretly.
Tom ve Mary gizlice evlendiler.

More Sentences
Phrasals
marry into (something) v. (bir şeyi) için evlenmek
She married into money.
Para için evlendi.

More Sentences
Colloquial
marry to v. ile evli olmak
I didn't realize that Tom was married to Mary.
Tom'un Mary ile evli olduğunu farketmedim.

More Sentences
Idioms
marry (someone) for (his or her) money v. (biriyle) parası için evlenmek
He married for money.
Para için evlendi.

More Sentences
marry in haste v. aceleyle evlenmek
Marry in haste, repent in leisure.
Aceleyle evlen, boş vaktinde tövbe et.

More Sentences
Speaking
marry me expr. evlen benimle
Marry me.
Evlen benimle.

More Sentences
marry into money expr. paralı biriyle evlenmek
Tom married into money.
Tom paralı biriyle evlendi.

More Sentences
General
certificate of freedom to marry n. evlenme izin belgesi
marry off v. başını bağlamak
marry someone v. başgöz olmak
marry somebody off v. kocaya vermek
marry and start a family v. aile kurmak
marry someone v. varmak (birine)
marry into a family v. gelin gitmek
be of an age to marry v. evlenecek yaşta olmak
marry someone v. birine varmak
marry off v. baş göz etmek
marry outside the country v. ülke dışında evlenmek
force someone to marry v. zorla evlendirmek
marry one's daughter off v. kızlarını vermek
marry one's daughter off v. kızını vermek
marry someone v. hayatını birleştirmek
marry a rich person v. zengin biriyle evlenmek
marry up with someone v. evlenmek
be too old to marry v. evlenmek için çok yaşlı olmak
marry into a family v. gelin/damat girmek
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone v. gelinlik çağına gelmek
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone v. evlilik çağına gelmek
Phrasals
marry someone to someone else v. birini biriyle evlendirmek
marry into v. evlilik yoluyla bir aileye girmek
marry in v. evlilik yoluyla bir aileye girmek
marry in v. evlilik yoluyla bir sınıfa girmek
marry into v. evlilik yoluyla bir sınıfa girmek
marry into v. (bir aileye) gelin gitmek
marry in v. (bir aileye) gelin gitmek
marry up v. kendinden daha çekici, zeki, yetenekli, üst sınıftan biriyle evlenmek
marry up v. kendinden daha iyi/üstün biriyle evlenmek
marry up v. iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek
marry up v. iki şeyi bir araya getirerek daha iyi bir şey yaratmak/üretmek
marry up v. birleştirmek
marry up v. uymak
marry up v. örtüşmek
marry up v. karşılamak
marry into (something) v. evlenip (bir şeye) sahip olmak
marry into (something) v. evlilik yoluyla (bir sınıfa) girmek
Phrases
once upon a time there was a prince who wanted to marry a princess expr. bir varmış bir yokmuş bir zamanlar bir prensesle evlenmek isteyen bir prens varmış
once upon a time there was a prince who wanted to marry a princess expr. bir zamanlar bir prensesle evlenmek isteyen bir prens varmış
Proverb
marry in haste and repent at leisure iyice düşünmeden evlenirsen düşünmeye vakit bulunca pişman olursun
never marry for money, but marry where money is para için evlenme ama paralıyla evlen
never marry for money, but marry where money is parası var diye evlenme ama olsa iyi olur
Colloquial
marry above v. kendi düzeyinden yüksekte birisiyle evlenmek
marry beneath v. kendi düzeyinden aşağıda birisiyle evlenmek
marry to v. bir fikri/inancı birine işlemek
marry to v. bir fikri/inancı birine aşılamak
Idioms
marry below (one's) station v. kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek
marry below (one's) station v. dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek
marry below oneself v. kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek
marry below oneself v. dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek
marry beneath oneself v. kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek
marry beneath oneself v. dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek
marry above oneself v. sosyal statüsü kendinden yüksek biriyle evlenmek
marry above oneself v. kendinden üstün biriyle evlenmek
marry above oneself v. sınıf farkı yüksek biriyle evlenmek
marry below oneself v. kendisinden aşağı sınıfta birisiyle evlenmek
marry one's way out of something v. kendi ait olmadığı bir sosyal sınıfa/statüye evlilik yolu ile girmek
marry beneath oneself v. kendisinden aşağı sınıfta birisiyle evlenmek
marry above oneself v. kendi düzeyinden yüksekte birisiyle evlenmek
marry beneath one's station v. kendisinden aşağı sınıftan birisiyle evlenmek
marry out of love v. severek evlenmek
marry one's way into royalty v. (asalet unvanına sahip biri ile) evlenerek asiller sınıfına girmek
marry one's way out of poverty v. (zengin biri ile) evlenerek yoksulluktan kurtulmak
marry the gunner's daughter [obsolete] v. (deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak
marry above (one's) station v. daha üst sınıftan biriyle evlenmek
marry above (one's) station v. zengin biriyle evlenmek
marry above (one's) station v. yağlı kapıya konmak
marry money v. zengin biriyle evlenmek
marry money v. zengin karı/koca bulmak
marry (someone) for (his or her) money v. (biriyle) serveti için evlenmek
marry in haste v. iyice düşünmeden evlenmek
marry way out of v. kendi ait olmadığı bir sosyal sınıfa/statüye evlilik yolu ile girmek
marry way out of v. evlenip (bir şeye) sahip olmak
marry way out of v. evlilik yoluyla (bir sınıfa) girmek
Speaking
will you marry me? expr. benimle evlenir misin?
would you like to marry me? expr. benimle evlenir misin?
will you marry me? expr. benimle evlenirmisin?
will you marry me? expr. benimle evlenir misin?
will you marry me? expr. eşim olur musun?
when are you going to marry? expr. ne zaman evleneceksin?
I'm going to marry your daughter expr. kızınızla evleneceğim
why did you agree to marry her? expr. neden onunla evlenmeyi kabul ettin?
why did you agree to marry him? expr. onunla evlenmeyi neden kabul ettin?
I want to marry you expr. seninle evlenmek istiyorum
she/he wants to marry you expr. seninle evlenmek istiyor
Law
request for licence to marry n. evlenmeye izin talebi
affidavit of eligibility to marry n. evlenme ehliyeti belgesi
impediment to marry n. evlenme manisi
certificate of legal capacity to marry n. evlenme ehliyet belgesi
Computer
marry me banner n. evlenme teklifi büyük başlığı
Marine
marry ropes v. iki halatı yan yana koymak
marry ropes v. iki halatı uçlarından birbirine bağlamak
Slang
fuck, marry, kill (fmk) n. yarışmacılara üç tercihin verildiği bir oyun
fuck, marry, kill (fmk) exclam. seviş, evlen, öldür