karşılamak - Turco Inglés Diccionario
Historia

karşılamak



Significados de "karşılamak" en diccionario inglés turco : 48 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
karşılamak meet v.
General
karşılamak counterbalance v.
karşılamak encounter v.
karşılamak counterpose v.
karşılamak provide v.
karşılamak block up v.
karşılamak fulfill v.
karşılamak provision v.
karşılamak offset v.
karşılamak answer v.
karşılamak correspond v.
karşılamak fulfil v.
karşılamak recompense v.
karşılamak counter to v.
karşılamak counterpoise v.
karşılamak take care of v.
karşılamak receive v.
karşılamak countervail v.
karşılamak satisfy v.
karşılamak recoup v.
karşılamak greet v.
karşılamak greet with v.
karşılamak make amends v.
karşılamak take v.
karşılamak supply v.
karşılamak welcome v.
karşılamak face v.
karşılamak confront v.
karşılamak meet v.
karşılamak make up for something v.
karşılamak make something up v.
karşılamak fill v.
karşılamak compensate v.
karşılamak equiponderate v.
karşılamak recoupe v.
karşılamak redress v.
karşılamak entertain [obsolete] v.
karşılamak satisfise [us] v.
karşılamak satisfice [uk] v.
karşılamak present v.
karşılamak subminister v.
karşılamak subministrate v.
karşılamak bear v.
Phrasals
karşılamak get along v.
karşılamak marry up v.
karşılamak come up v.
Technical
karşılamak meet v.
karşılamak compensate v.

Significados de "karşılamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
alkışlarla karşılamak acclaim v.
takdirle karşılamak appreciate v.
General
(genelde konserin/gösterinin masraflarını karşılamak amacıyla) etkinliğin sonunda katılımcılardan toplanan para retiring collection n.
sabit bir talebi karşılamak için kullanılan şey fodder n.
ihtiyacı karşılamak supply v.
protestolarla karşılamak stage a protest v.
talebi karşılamak meet the demand v.
hoş karşılamak welcome v.
(masraf vb) karşılamak cover v.
masrafı karşılamak cover expenses v.
anlayışla karşılamak comprehend v.
hoş karşılamak look with favour on v.
birini soğuk karşılamak give someone a cold welcome v.
masrafları karşılamak cover expenses v.
olumlu karşılamak receive something favorably v.
normal karşılamak react normally v.
hoş karşılamak connive v.
karşılamak (giderleri) defray v.
ihtiyacını karşılamak fill the bill v.
karşılamak (haber vb) receive v.
her ihtiyacını karşılamak baby v.
ihtiyacını karşılamak cater for v.
olumlu karşılamak welcome something warmly v.
ancak masrafını karşılamak break even v.
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite) work one's way v.
doğal karşılamak react in a usual way v.
ihtiyacı karşılamak satisfy a need v.
kuşkuyla karşılamak be sceptical about v.
masrafları karşılamak defray v.
doğal karşılamak take something naturally v.
gereksinimini karşılamak meet somebody's requirements v.
esefle karşılamak regret v.
hoş karşılamak take kindly to v.
doğal karşılamak react normally v.
kuşkuyla karşılamak be so cynical about something v.
normal karşılamak acquiesce v.
anlayışla karşılamak understand v.
masraflarını karşılamak reimburse v.
ihtiyacını karşılamak supply with v.
ihtiyacı karşılamak serve the purpose v.
normal karşılamak respond to something normally v.
kuşkuyla karşılamak have misgivings about v.
zararı karşılamak guerdon v.
karşılamak (birinin ihtiyacını) supply with v.
bir talebi karşılamak meet a demand v.
anlayışla karşılamak appreciate v.
olumlu karşılamak react positively v.
zararını karşılamak reimburse v.
normal karşılamak accept v.
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak welcome someone with open arms v.
karşılamak (masrafı) absorb v.
olumlu karşılamak respond positively v.
normal karşılamak take it normally v.
kuşkuyla karşılamak get suspicious about v.
bir şeyin yok edilmesini hoş karşılamak regard something as good riddance v.
topu karşılamak return v.
ihtiyacını karşılamak provide v.
dengiyle karşılamak retaliate v.
hoş karşılamak approve v.
birini nezaket ve içtenlikle karşılamak give someone a warm welcome v.
ihtiyacı karşılamak be adequate v.
memnuniyetle karşılamak take kindly to v.
maliyetini karşılamak (radyo/televizyon programının veya bir sanat faaliyetinin) sponsor v.
nezaketle karşılamak (misafiri) welcome v.
ihtiyacı karşılamak meet a need v.
yeni yılı karşılamak see in the new year v.
ihtiyacını karşılamak cater v.
ihtiyacı karşılamak answer the purpose v.
birinin ihtiyacını karşılamak cater to v.
birinin masraflarını karşılamak reimburse someone for v.
beklentileri karşılamak meet the expectations v.
beklentileri karşılamak cover the expectations v.
hasarı karşılamak pay for the damage v.
hasarı karşılamak compensate for the damage v.
hasarı karşılamak cover the damage v.
ihtiyaç karşılamak meet one's need v.
masraf karşılamak cover expenses v.
olumlu karşılamak give a favourable opinion v.
olumlu karşılamak have a favourable opinion v.
kriterleri karşılamak meet the criteria v.
kriterleri karşılamak fulfil the criteria v.
kriterleri karşılamak satisfy the criteria v.
talebi karşılamak satisfy the demand v.
üzüntüyle karşılamak accept with sorrow v.
üzüntü ile karşılamak accept with sorrow v.
masrafını karşılamak bear the expense v.
masrafını karşılamak meet the expense v.
masrafını karşılamak cover the expense v.
garip karşılamak find something strange v.
tuhaf karşılamak think something strange v.
garip karşılamak regard something as strange v.
garip karşılamak consider something strange v.
tuhaf karşılamak find something bizarre v.
tuhaf karşılamak consider something strange v.
garip karşılamak find something bizarre v.
tuhaf karşılamak find something strange v.
garip karşılamak think something strange v.
tuhaf karşılamak regard something as strange v.
giderleri karşılamak meet the expenses v.
giderleri karşılamak bear the expenses v.
giderleri karşılamak cover the expenses v.
ihtiyaç karşılamak fulfil the need v.
ihtiyaçları karşılamak meet the needs v.
ihtiyaç karşılamak address the need v.
ihtiyaçları karşılamak address the needs v.
ihtiyaçları karşılamak satisfy the needs v.
şartları karşılamak fulfil the conditions v.
ihtiyaçları karşılamak fulfil the needs v.
şartları karşılamak satisfy the conditions v.
şartları karşılamak meet the conditions v.
ihtiyaç karşılamak meet the need v.
standartları karşılamak meet the standards v.
standartları karşılamak meet standards v.
kalpten karşılamak welcome heartily v.
birini karşılamak greet someone v.
sıcak karşılamak welcome warmly v.
birini karşılamak welcome someone v.
sıcak karşılamak greet warmly v.
talep karşılamak cover the demand v.
talep karşılamak meet the demand v.
ihtiyaç karşılamak satisfy the need v.
talepleri karşılamak satisfy the demands v.
talepleri karşılamak meet the demands v.
ihtiyaçlarını karşılamak satisfy one's needs v.
ihtiyaçlarını karşılamak fulfil one's needs v.
ihtiyaçlarını karşılamak address one's needs v.
ihtiyaçlarını karşılamak meet one's needs v.
ihtiyacı karşılamak meet the requirement v.
gereksinimi karşılamak meet the requirement v.
gereksinim karşılamak fulfil a requirement v.
gereksinim karşılamak address a need v.
gereksinim karşılamak fulfil a need v.
gereksinim karşılamak meet a need v.
gereksinim karşılamak meet a requirement v.
cesaretle karşılamak brave v.
gereksinim karşılamak fulfill the requirement v.
kriteri karşılamak meet the criteria v.
denk ağırlıkla karşılamak counterbalance v.
en kötüsüyle karşılamak get the worst of v.
dengiyle karşılamak get back at v.
istekleri karşılamak meet the requests v.
masraflarını karşılamak support v.
ihtiyaçlarını karşılamak one's needs requirements v.
içtenlikle karşılamak welcome v.
uygun karşılamak receive favorably v.
beklentiyi karşılamak meet the expectation v.
kahraman gibi karşılamak give someone a hero welcome v.
beklentiyi karşılamak satisfy the expectation v.
masrafları karşılamak defray the cost v.
ücreti karşılamak cover the fee v.
ücreti karşılamak cover the charge v.
ücreti karşılamak afford the fee v.
ücreti karşılamak afford the charge v.
makul karşılamak consider something reasonable v.
makul karşılamak find reasonable v.
makul karşılamak regard something as considerable v.
temel ihtiyaçları karşılamak meet basic needs v.
beklentilerini karşılamak meet one's expectations v.
tepkiyle karşılamak react against v.
tepkiyle karşılamak react v.
birini kapıda karşılamak meet someone at the door v.
maliyeti karşılamak bear the cost v.
masrafı karşılamak bear the cost v.
misafir karşılamak welcome a guest v.
misafir karşılamak greet a guest v.
müşteri beklentilerini karşılamak meet the customers' expectations v.
karşılamak (parasal olarak) afford v.
kendi ihtiyacını karşılamak meet one's own needs v.
kendi cebinden karşılamak pay from one's own pocket v.
beklentileri karşılamak satisfy the expectations v.
para çekimlerini karşılamak meet withdrawals v.
yaşam ve sağlık masraflarını karşılamak pay one’s living and medical expenses v.
tedavi masraflarını karşılamak cover the medical costs v.
maliyeti gidermek/kurtarmak/karşılamak set off the cost v.
ihtiyaç karşılamak supply the needs of v.
ihtiyaç karşılamak provide for v.
düğün masraflarını karşılamak pay for the wedding v.
nikah masraflarını karşılamak pay for the wedding v.
kuşkuyla karşılamak have doubts about v.
beklentileri karşılamak fulfill expectations v.
onarım/tamirat masraflarını karşılamak pay reparation v.
birini sıcak ve samimi biçimde karşılamak give someone a warm welcome v.
hayretle karşılamak be stunned v.
hayretle karşılamak be astonished v.
hayretle karşılamak receive with astonishment v.
beklenti karşılamak meet an expectation v.
istifhamla bakmak/karşılamak look askance v.
zarar karşılamak compensate v.
zararı karşılamak cover the loss v.
zararı karşılamak compensate v.
zarar karşılamak cover the loss v.
zarar karşılamak recompense v.
zararı karşılamak recompense v.
harcamaları karşılamak cover the expenses v.
ilgiyle karşılamak welcome warmly v.
yolcu karşılamak welcome a passenger v.
yolcu karşılamak meet passenger v.
masrafları karşılamak meet the expenses v.
bizzat karşılamak meet in person v.
ihtiyacı karşılamak meet the need v.
ihtiyacı karşılamak satisfy the need v.
siparişi karşılamak fulfil the order v.
bağırarak karşılamak acclaim v.
askeri törenle karşılamak welcome with military honors v.
gereksinimi karşılamak supply v.
şart karşılamak meet a condition v.
ihtiyaç karşılamak fulfill the need v.
yeniden karşılamak reanswer v.
doğal karşılamak naturalise v.
doğal karşılamak naturalize v.
nezaketle karşılamak bid welcome v.
bütün ihtiyacı karşılamak fill the ranks v.
belirli bir süreci tüm riskleriyle karşılamak run the chances v.
masraflarını karşılamak quit cost v.
zararını karşılamak quit cost v.
zararın tamamını karşılamak equal [obsolete] v.
hoş karşılamak appreciate v.
(kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak help v.
olgun karşılamak react maturely v.
olgun karşılamak respond maturely v.
(birini) sıcak karşılamak glad hand v.
bir ihtiyacı karşılamak için sunmak offer v.
bir gerekliliği karşılamak için sunmak offer v.
fazlasıyla karşılamak overbalance v.
coşkuyla karşılamak drool v.
misafir karşılamak fang [obsolete] v.
öterek karşılamak crow (up) v.
(gerekeni) karşılamak feed v.
tuz ihtiyacını karşılamak salt v.
gerekleri karşılamak satisfice [uk] v.
talebi karşılamak saturate v.
beklentiyi karşılamak saturate v.
beklentiyi karşılamak preconform v.
(masraf vb.) karşılamak absorb v.
takdirle karşılamak regard v.
karşılamak anlamı veren ön ek en- pref.
Phrasals
zil sesiyle karşılamak ring in v.
ihtiyaçlarını karşılamak get along v.
eleştirileri ya da hakaretleri sert bir şekilde karşılamak clap back v.
belli bir şekilde (sıcak, soğuk vb) karşılamak greet with v.
beklentilerini karşılamak live up to v.
geçimini sağlamak/karşılamak provide for v.
gereksinimi karşılamak cater to v.
ihtiyacı karşılamak cater to v.
(bir şeyi başka bir şeyle) karşılamak balance (something) with (something else) v.
(birinin) beklentilerini karşılamak live up to (someone's) expectations v.
bir şeyi birinden/bir şeyden karşılamak recoup something from someone or something v.
-i cesaretle karşılamak face up to v.
(bir şeyin/birinin bir şeyini) karşılamak furnish (someone or something) with (something) v.
(bir şey yaparak) bir ihtiyacı karşılamak satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) v.
bir gerekliliği bir şekilde karşılamak/yerine getirmek satisfy something by something v.
bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak satisfy something by something v.
bir gerekliliği bir şekilde karşılamak/yerine getirmek satisfy something with something v.
bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak satisfy something with something v.
(rütbesi üstün birini resmi bir jest ile) karşılamak/selamlamak salute (one) with (something) v.
(birini belli bir şekilde) selamlamak/karşılamak salute (one) with (something) v.
(birin bir jest ile) karşılamak/selamlamak salute (one) with (something) v.
birini resmi bir el hareketiyle selamlamak/karşılamak salute someone with something v.
birini silah atışıyla/uçak gösterisiyle veya geçidiyle karşılamak salute someone with something v.
(birinin/bir şeyin/kendinin) ihtiyacını (bir şeyle) karşılamak satisfy (someone, something, or oneself) with (something) v.
başka bir şekilde zararını karşılamak take out v.
istenen kriteri karşılamak measure up v.
(birinin) ihtiyacını karşılamak accommodate (one) with (something) v.
bir şeyin zararını karşılamak atone for something v.
birinin/bir şeyin ihtiyaçlarını karşılamak attend to someone or something v.
birini bir yerin/şeyin girişinde karşılamak welcome someone to something v.
cesaretle karşılamak brave out v.
(birinin/bir şeyin) ihtiyacını karşılamak cater to (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) gereksinimini karşılamak cater to (someone or something) v.
(bir şeyi) karşılamak come across with (something) v.
birinin bir şeyinin bedelini karşılamak compensate someone for something v.
(bir şeyin) zararını karşılamak compensate for (something) v.
(bir şeyin) masraflarını karşılamak compensate for (something) v.
(birini/bir şeyi) olumlu karşılamak cotton onto (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) olumlu karşılamak cotton to (someone or something) v.
olumlu karşılamak cotton up v.
geri sayımla karşılamak count in v.
bir şeyin bir şey ihtiyacını karşılamak furnish something for something v.
(birinin/bir şeyin bir şey) ihtiyacını karşılamak furnish (something) for (someone or something) v.
(bir şeyi) iyi/hoş karşılamak go for (something) v.
(birini/bir şeyi) bir şeyle karşılamak greet (someone or something) with (something) v.
(beklentiyi) karşılamak live up to (something) v.
(birinin) her türlü ihtiyacını karşılamak look after (someone) v.
(birinin/bir şeyin) beklentisini karşılamak measure up (to someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) isteklerini karşılamak measure up (to someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) istediği kriterleri karşılamak measure up (to someone or something) v.
bir şeyi karşılamak pass for something v.
(birinin/bir şeyin) ihtiyaçlarını karşılamak provide for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) temel masraflarını karşılamak provide for (someone or something) v.
(birinin) okul masraflarını karşılamak put (someone) through (something) v.
(birini/bir şeyi) tepkiyle karşılamak react against (someone or something) v.
(bir şey) olarak karşılamak receive as (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) karşılamak receive from (something) v.
bir yerden karşılamak receive from some place v.
(bir şeyi) karşılamak/ödemek recompense for (something) v.
(birinin masraflarını) karşılamak reimburse (one) for (something) v.
(birinin masraflarını) karşılamak reimburse (something) to (one) v.
(masraflarını) karşılamak reimburse for v.
-in (masraflarını) karşılamak reimburse to v.
(birinin masrafını/kaybını) karşılamak remunerate (one) for (something) v.
ile karşılamak/selamlamak salute with v.
belli bir şekilde selamlamak/karşılamak salute with v.
resmi bir el hareketiyle selamlamak/karşılamak salute with v.
-erek bir ihtiyacı karşılamak satisfy by v.
bir ihtiyacı bir şekilde karşılamak/yerine getirmek satisfy with v.
-i karşılamak spring for v.
(birinin belirli bir süre) ihtiyacını karşılamak stand (one) for (something) v.
(birinin bir şeyini) karşılamak stand (one) to (something) v.
(birinin) ihtiyacını karşılamak suffice for (someone) v.
(birini bir şeye/bir yere) geldiğinde/girişinde karşılamak welcome (one) into (something or some place) v.
(birini/bir şeyi bir tepkiyle) karşılamak welcome (someone or something) with (something) v.
(birini/bir şeyi bir şekilde) karşılamak welcome (someone or something) with (something) v.
(birini bir şeyle) karşılamak welcome (someone) with (something) v.
(bir şeyi) hevesle karşılamak welcome (something) with open arms v.
(bir şeyi) mutlulukla/sevinçle karşılamak welcome (something) with open arms v.
(bir şeyi) hoşnutlukla/memnuniyetle karşılamak welcome (something) with open arms v.
geldiğinde/girişinde karşılamak welcome in v.
(bir şeye/bir yere) geldiğinde/girişinde karşılamak welcome to (something or some place) v.
ile karşılamak welcome with v.
Colloquial
tehlikeyi/zorluğu cesaretle karşılamak brave it out v.
gereken özellikleri karşılamak fill the bill v.
gereken özellikleri karşılamak fit the bill v.
sakinlikle karşılamak have a stiff upper lip v.
bir şeyi karşılamak get it v.
bir şeyi birinin yerine karşılamak get it v.
(birinin) ihtiyaçlarını karşılamak do for (someone) v.
(birinin) ihtiyacını karşılamak be good enough for (one) v.
beklentiyi karşılamak cut it v.
beklentileri karşılamak live up to the hype v.
Idioms
ihtiyaçlarını karşılamak see to one's needs v.
fakirlerin ihtiyaçlarını karşılamak serve tables v.
törenle karşılamak stand on compliment v.
hayretle karşılamak make strange [dialect] v.
beklentileri karşılamak live up to someone's expectations v.
(birisinin) taleplerini karşılamak bow to (one's) demands v.
sakince karşılamak take (something) on the chin v.
krallar gibi karşılamak put out the red carpet (for someone) v.
coşkuyla karşılamak put out the red carpet (for someone) v.
aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak agree to differ v.
aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak agree to disagree v.
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak welcome somebody with open arms v.
birinin geliş veya gidiş masrafını karşılamak pay someone's way v.
beklentileri karşılamak come up to someone's expectations v.
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak greet with open arms v.
birini dostça karşılamak welcome someone with open arms v.
birini dostça karşılamak receive someone with open arms v.
birini çok sıcak bir şekilde karşılamak greet somebody with open arms v.
beklentilerini karşılamak come up to someone's expectations v.
birini sıcak karşılamak give someone the glad hand v.
birini dostça karşılamak make someone welcome v.
cesaretle karşılamak put a brave front on something v.
doğal karşılamak take in stride v.
cesaretle karşılamak put a brave face on something v.
cesaretle karşılamak face it out v.
doğal karşılamak take something in one's stride v.
doğal karşılamak take something in stride v.
hoşnutsuzlukla karşılamak look askance at v.
gereksinimlerini karşılamak cater for v.
iyi biçimde karşılamak kill the fatted calf v.
ihtiyaçlarını karşılamak cater for v.
normal karşılamak take something in one's stride v.
normal karşılamak take something in stride v.
metanetle karşılamak face up to v.
kuşkuyla karşılamak look askance at v.
normal karşılamak take in stride v.
maddi/finansal olarak karşılamak put money up (for something) v.
kendi cebinden karşılamak dig into one's pocket v.
kuşku ile karşılamak take something with a pinch of salt v.
olumsuz karşılamak look askance at v.
kuşku ile karşılamak take something with a grain of salt v.
kendi cebinden karşılamak dip into one's pocket v.
sükunetle karşılamak keep a stiff upper lip v.
sıcak karşılamak give the glad hand v.
standartları karşılamak come up to someone's standards v.
standartlarını karşılamak come up to someone's standards v.
tüm ihtiyaçları/gereksinimleri karşılamak tick all the boxes v.
(makine vb.) masrafını karşılamak pay its way v.
yenilgiyi gülerek karşılamak come up smiling v.
sıcak karşılamak lay out the welcome mat (for one) v.
sıcak karşılamak lay out the welcome mat (for somebody) v.
sıcak karşılamak put out the welcome mat (for somebody) v.
sıcak karşılamak roll out the welcome mat (for somebody) v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work (one's) way through (school) v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work (one's) way through (school) v.
(birini/bir şeyi) hoş/iyi karşılamak think greatly of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak look askance upon (someone or something) v.
(bir şeyi) soğukkanlılıkla karşılamak take (something) on the nose v.
(bir şeyi) ağırbaşlılıkla karşılamak take (something) on the nose v.
(bir şeyi) normal karşılamak take (something) on the nose v.
geçen yılı uğurlayıp yeni yılı karşılamak/kutlamak ring out the old and ring in the new v.
beklentiyi karşılamak be up to the mark v.
talepleri/istekleri karşılamak bow to demands v.
sıkıntılı bir durumu olumlu karşılamak put on a brave face v.
(birinin) beklentilerini karşılamak come up to (one's) expectations v.
beklentileri karşılamak come up to expectations v.
standartları karşılamak come up to standards v.
gereklilikleri karşılamak come up to standards v.
kendi cebinden karşılamak/ödemek dip into your pocket v.
kendi cebinden karşılamak/ödemek dig into your pocket v.
(birinin) reçetesini karşılamak fill (one's) prescription v.
(bir şeyin) bedelini/masrafını karşılamak foot the bill (for something) v.
(birini) sıcak karşılamak give (one) the glad hand v.
(birini/bir şeyi) birini çok sıcak bir şekilde karşılamak greet (someone or something) with open arms v.
(birini/bir şeyi) kollarını açarak karşılamak greet (someone or something) with open arms v.
(birini/bir şeyi) sevinçle karşılamak greet (someone or something) with open arms v.
(bir şeyi) iyi karşılamak greet (something) with open arms v.
(bir şeyi) mutlulukla karşılamak greet (something) with open arms v.
(birini) sıcak karşılamak lay out the welcome mat (for somebody) [us] v.
(birini) sıcak karşılamak put out the welcome mat (for somebody) [us] v.
(birini) sıcak karşılamak roll out the welcome mat (for somebody) [us] v.
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak look askance at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) olumsuz karşılamak look askance at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kuşkuyla karşılamak look askance at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak look sideways at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) olumsuz karşılamak look sideways at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kuşkuyla karşılamak look sideways at (someone or something) v.
(bir zararı) ödemek/karşılamak make good (something) v.
bir zararı ödemek/karşılamak make good something v.
(birinin) beklentilerini karşılamak measure up to (someone's) expectations v.
(birinin) beklediği kriterleri karşılamak measure up to (someone's) expectations v.
(birinin) beklentilerini karşılamak meet (someone's) expectations v.
(birinin) beklediği kriterleri karşılamak meet (someone's) expectations v.
(kendinin veya birinin) masraflarını ödemek/karşılamak pay (one's) way v.
(kendi) masraflarını ödemek/karşılamak pay own way v.
yaşam giderlerini karşılamak pay the bills v.
maliyetini/masraflarını karşılamak pay the freight v.
masraflarını ödemek/karşılamak pay way v.
(kendi) masraflarını ödemek/karşılamak pay your way v.
kendi masraflarını/giderlerini kendi karşılamak pay your way v.
maddi/finansal olarak karşılamak put money up v.
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak put the money up (for something) v.
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak put up the money (for something) v.
(birini) kollarını açarak karşılamak receive (someone) with open arms v.
(bir şeyi) sıcak karşılamak receive (something) with open arms v.
(bir şeyi) mutlulukla/memnuniyetle karşılamak receive (something) with open arms v.
(bir şeyi) coşkuyla/hevesle karşılamak receive (something) with open arms v.
(bir şeyi) erkek gibi karşılamak take (something) like a man v.
durumu doğal karşılamak take it in stride v.
durumu normal/sakin karşılamak take it in stride v.
bir şeyi doğal karşılamak take something in your stride [uk] v.
bir şeyi normal/sakin karşılamak take something in your stride [uk] v.
bir şeyi doğal karşılamak take something in stride [us] v.
bir şeyi normal/sakin karşılamak take something in stride [us] v.
kuşku ile karşılamak take with a pinch of salt v.
tüm ihtiyaçları/gereksinimleri karşılamak tick all the (right) boxes [uk] v.
beklentiyi karşılamak come up to scratch v.
beklentiyi karşılamak be up to scratch v.
her ihtiyacını karşılamak wait on hand and foot v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work (one's) way through (something) v.
çalışarak okul masraflarını karşılamak work your way through college v.
beklentiyi karşılamak cut the buck v.
gerekleri karşılamak fit the bill v.
Speaking
hoş karşılamak be cool with it v.
Trade/Economic
zararı karşılamak üzere ödenen tazminat actual damages n.
giderleri karşılamak için oluşturulan nakit hesabı imprest cash n.
mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanımından elde edilen haz utility n.
net kardan firmanın diğer finansman gereksinimlerini karşılamak amacıyla tekrar işe yatırılan miktar retained earnings n.
olması muhtemel zararları karşılamak için ayrılmış fon contingency reserve fund n.
talepleri karşılamak üzere bankanın bulundurduğu efektif para till-money n.
talebi karşılamak üzere yetersiz miktardaki malların tahsisi demarketing n.
ufak bir yerleşim alanındaki halkın ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş mağazalar kümesi strip location n.
zararı karşılamak üzere ödenen tazminat compensatory damages n.
1980-1996 arasında küçük şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için londra borsası tarafından kurulmuş menkul kıymetler borsası unlisted securities market n.
bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması affluence trap n.
(eskiden) perakendecilikteki küçük zararları karşılamak için bazı mallarda sağlanan ödenek cloff n.
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi self insurance n.
açığı karşılamak finance the deficit v.
birinin zararını karşılamak retrieve one's losses v.
doğal karşılamak take for granted v.
fazlasıyla karşılamak overcompensate v.
masrafları karşılamak defray the cost v.
masrafları karşılamak cover the cost v.
kotayı karşılamak meet quota v.
masraf karşılamak meet the expense v.
masrafı karşılamak defray v.
masrafları karşılamak cover the costs v.
talebi karşılamak satisfy demand v.
talebini karşılamak meet the demand v.
ancak kendi masraflarını karşılamak wash its face v.
mali yükümlülüğü karşılamak satisfy v.
(kamu borcu) faiz ve itfa fonu ödemelerini karşılamak service v.
Law
zararı karşılamak üzere ödenen tazminat general damages n.
boşanma davası masraflarını karşılamak için eşin kocasından talep edebileceği para suit money n.
bankanın geri ödenmeyen borcu karşılamak için yatırılan paralara el koyma hakkı right of offset n.
memnuniyetle karşılamak welcome v.
şartı karşılamak meet a requirement v.
Politics
iyi dileklerle karşılamak welcome v.
Industry
müşterinin taleplerini karşılamak için farklı derecelerde yağları karıştıran rafineri işçisi compounder n.
laboratuvarın teknik özelliklerini karşılamak için farklı derecelerde yağları karıştıran rafineri işçisi compounder n.
siparişleri karşılamak için gereken miktar veya malzemelere göre üretim programı hazırlayan demir/çelik işçisi provider n.
Insurance
topluluğun özel yardım kurumu ihtiyacını karşılamak üzere bireysel abonelerden toplanan genel fon community chest n.
topluluğun özel yardım kurumu ihtiyacını karşılamak üzere bireysel abonelerden toplanan genel fon community fund n.
sigortayla karşılamak cover by insurance v.
Tourism
kendi özel merak veya hobilerini karşılamak isteyenlere yönelik tatil special-interest holiday n.
Aeronautic
önceden tahmin edilemeyen bir talebi karşılamak üzere mevcut programa eklenen uçuş ad hoc charter n.
Math
değişme özelliğini karşılamak commute v.
şartlarını karşılamak satisfy v.
History
kiracının kendi evinin ve müştemilatın ısınma ihtiyacını karşılamak için yaşadığı bölgedeki odunlardan makul miktarda toplama hakkı firebote n.
Military
savaş nedeniyle ortaya çıkan gereksinimleri karşılamak amacıyla bir şehir veya topluluktan toplanan para war chest n.
Sport
karşılamak (pas, vurulan top vb.) receive v.