Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
olmasına
olmasına
Historia
Frases
Significados de
"olmasına"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
olmasına
to
prep.
I'm starving! How long is it
to
breakfast?
Açlıktan ölüyorum! Kahvaltı
ya
ne kadar var?
More Sentences
Significados de
"olmasına"
con otros términos en diccionario inglés turco: 152 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
olmasına rağmen
even though
conj.
These gains have been achieved
even though
important gaps remain within the legal framework.
Yasal çerçevede önemli boşluklar
olmasına rağmen
bu kazanımlar elde edilmiştir.
More Sentences
2
General
olmasına rağmen
although
conj.
We are discussing two different things,
although
they are interlinked.
Birbirleriyle bağlantılı
olmalarına rağmen
iki farklı şeyi tartışıyoruz.
More Sentences
3
General
olmasına rağmen
while
conj.
While there were lots to eat, she didn't offer us drinks.
Yiyecek çok şey
olmasına rağmen,
bize içki teklif etmedi.
More Sentences
4
General
diğerinin deneyimli olmasına yardımcı olan kişi
seasoner
n.
5
General
yanlış olmasına rağmen genel anlamda kabul gören şey
factoid
n.
6
General
bir şeyin harap olmasına veya yıkılmasına yol açarak yapılan tahribat
ruination
n.
7
General
bir robotun veya insan olmayan bir aygıtın insana, canlı bir varlığa çok benzer olmasına karşın hissedilen huzursuzluk hissi
uncanny valley
n.
8
General
araçta ön koltuk boş olmasına rağmen arka koltukta seyahat etmek
vip
v.
9
General
ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak
be driving on a suspended driving licence
v.
10
General
olmasına yol açmak
cause to occur
v.
11
General
olmasına yolaçmak
cause to happen
v.
12
General
birinin samimi olmasına izin vermemek
keep someone at arm's length
v.
13
General
hissiz olmasına yolaçmak
cause to be senseless
v.
14
General
kristalize olmasına yol açmak
cause to crystallize
v.
15
General
sessiz olmasına yol açmak
cause to be silent
v.
16
General
önyargılı olmasına neden olmak
prejudice
v.
17
General
birinin başarısız olmasına neden olmak
cause someone to fail
v.
18
General
birinin ereksiyon olmasına neden olmak
give someone a boner
v.
19
General
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak
erase
v.
20
General
ait olmasına neden olmak
blanket (in)
v.
21
General
ait olmasına neden olmak
blanket (into)
v.
22
General
olmasına müsaade etmek
have
v.
23
General
yanlış eğilime sahip olmasına yol açmak
misincline
v.
24
General
sahip olmasına izin vermek
give
v.
25
General
öncül olmasına yol açmak
precede
v.
26
General
(birinin) kar körü olmasına sebep olmak
snow-blind
v.
27
General
(olgun olmasına rağmen) kibar olmayan
unmellow
adj.
28
General
(olgun olmasına rağmen) kaba
unmellow
adj.
29
General
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesine veya tanrı ile birlik içinde olmasına ait
mystical
adj.
30
General
içi boş olmasına karşın genel ilgi gören
popcorn
adj.
31
General
amatör olmasına karşın maddi kazanç sağlayan
semiamateur
adj.
32
General
olmasına rağmen
nevertheless
adv.
33
General
öyle olmasına rağmen
even so
adv.
34
General
yer olmasına bağlı olarak
depending on availability
adv.
35
General
olmasına rağmen
ne’ertheless
adv.
36
General
olmasına kalmadan
but
adv.
37
General
olmasına rağmen
neverthelater [obsolete]
conj.
38
General
olmasına yol açmak anlamı veren ön ek
en-
pref.
39
General
olmasına yol açmak anlamı veren son ek
-en
suf.
Phrasals
40
Phrasals
yok olmasına izin vermek
cast away
v.
41
Phrasals
israf olmasına sebep olmak
prey on
v.
42
Phrasals
bir şeyin olmasına neden olmak
bring something about
v.
43
Phrasals
olmasına izin vermek
give way to
v.
44
Phrasals
birinin/bir şeyin başarısız olmasına neden olmak
pull someone or something under
v.
45
Phrasals
yoğun yağış bir şeyin iptal olmasına neden olmak
wash out
v.
46
Phrasals
ertelenmesine/iptal olmasına neden olmak
weather out
v.
47
Phrasals
birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak
match someone (up) (with someone)
v.
48
Phrasals
birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak
and match something (up) (with something)
v.
49
Phrasals
bir şeyin olmasına neden olmak
brew something up
v.
50
Phrasals
(bir şeyin) olmasına neden olmak
brew up (something)
v.
51
Phrasals
bir şey olmasına neden olmak
bring something on
v.
52
Phrasals
iki büklüm olmasına neden olmak
double over
v.
53
Phrasals
düğüm olmasına neden olmak
knot together
v.
54
Phrasals
(birinin birine/bir şeye) karşı önyargılı olmasına neden olmak
prejudice (one) against (someone or something)
v.
55
Phrasals
başarısız olmasına neden olmak
pull under
v.
Phrases
56
Phrases
cumartesi ve pazar'ın arasında bir gün daha olmasına ihtiyacım var
I really need a day between saturday and sunday
expr.
57
Phrases
yer olmasına bağlı olarak
on space available basis
expr.
Colloquial
58
Colloquial
biyolojik olarak kadın olmasına rağmen drag queen gibi giyinen kadın
bio queen
n.
59
Colloquial
çevredeki insanların rahatsız olmasına rağmen sürekli cep telefonu ile konuşan kişi
cellfish
n.
60
Colloquial
öyle olmasına karşın
for all that
expr.
61
Colloquial
x ile işaretli kısmın şu şekilde üstte olmasına dikkat et
make sure the x is facing up like this
expr.
62
Colloquial
öyle olmasına rağmen
that having been said
expr.
63
Colloquial
tamam olmasına daha çok var
far from over
expr.
Idioms
64
Idioms
(bir şeyin olmasına) çok uzun bir yol
a long way
n.
65
Idioms
kaçınılmaz olmasına rağmen inatla değişim ve reformlara direnen kişi
dame partington and her mop
n.
66
Idioms
bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey
the fly in the ointment
n.
67
Idioms
bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey
a fly in the ointment
n.
68
Idioms
kendine hakim olmasına bilmek
keep both oars in the water
v.
69
Idioms
birinin başarısız olmasına neden olmak
put the skids under someone
v.
70
Idioms
başarısız olmasına neden olmak
load the dice against
v.
71
Idioms
diken üstünde olmasına neden olmak
put one on one's guard
v.
72
Idioms
iki büklüm olmasına neden olmak
double someone over
v.
73
Idioms
otuz yaşında olmasına rağmen yaşlı görünmek
seem over-the-hill at thirty
v.
74
Idioms
olmasına göz yummak
connive at
v.
75
Idioms
olmasına göz yummak
wink at
v.
76
Idioms
(olmasına/yapmaya) ramak kalmak
come within an inch of something
v.
77
Idioms
(bir şeyin olmasına) neden olabilmek
be a recipe for (something)
v.
78
Idioms
kuralları başkalarının başarılı olmasına engel olacak şekilde değiştirmek
move the goal line [uk]
v.
79
Idioms
(birine/bir şeye) karşı taş kalpli olmasına sebep olmak
harden (one's) heart against (someone or something)
v.
80
Idioms
(birinin) ortakçı olmasına izin vermek
let (someone) in on the act
v.
81
Idioms
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmemek
hide in plain view
v.
82
Idioms
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmemek
hide in plain view
v.
83
Idioms
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmemek
hide in plain view
v.
84
Idioms
apaçık ortada olmasına rağmen tepki çekmeden ve değişmeden kalmak
hide in plain view
v.
85
Idioms
apaçık ortada olmasına rağmen alışıldığı için görünmez olmak
hide in plain view
v.
86
Idioms
uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışmak
be out on (one's) feet
v.
87
Idioms
(birinin) samimi olmasına izin vermemek
keep (one) at arm's length
v.
88
Idioms
(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak
put (one) on guard
v.
89
Idioms
başarısız olmasına neden olmak
put the skids under
v.
90
Idioms
(birinin/bir şeyin) başarısız olmasına neden olmak
put the skids under (someone or something)
v.
91
Idioms
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen
hidden in plain view
adj.
92
Idioms
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmeyen
hidden in plain view
adj.
93
Idioms
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmeyen
hidden in plain view
adj.
94
Idioms
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen
hidden in plain sight
adj.
95
Idioms
öyle olmasına karşın
even so
expr.
96
Idioms
öyle olmasına karşılık
be that as it may
expr.
97
Idioms
(olmasına/yapmaya) ramak kalmak
and come within a hair's breadth of something
expr.
98
Idioms
uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışan
out on (one's) feet
expr.
Speaking
99
Speaking
aç olmasına rağmen
although she was hungry
expr.
100
Speaking
aç olmasına rağmen
although he was hungry
expr.
101
Speaking
böyle bir şeyin olmasına izin vermeyeceğini biliyorum
I know you won't let that happen
expr.
102
Speaking
bunun olmasına izin veremem
I can't let it happen
expr.
103
Speaking
bunun sana olmasına izin vermeyeceğim
I'm not gonna let that happen to you
expr.
104
Speaking
bunun yeniden olmasına izin veremem
I can't let it happen again
expr.
105
Speaking
herkesin iyi olmasına sevindim
I'm glad everybody's okay
expr.
106
Speaking
herkesin iyi olmasına sevindim
I'm glad everybody's fine
expr.
107
Speaking
onun hala orada olmasına imkan yok
there's no way out that he's still there
expr.
108
Speaking
ona bir şey olmasına izin verme
don't let anything happen to him
expr.
109
Speaking
ona bir şey olmasına izin verme
don't let anything happen to it
expr.
110
Speaking
ona bir şey olmasına izin verme
don't let anything happen to her
expr.
111
Speaking
sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim
I won't let anything happen to you
expr.
112
Speaking
sana bunların olmasına daha fazla izin veremem
I can't keep letting this happen to you
expr.
113
Speaking
zengin olmasına rağmen mutsuzdu
although he was rich he was unhappy
expr.
Trade/Economic
114
Trade/Economic
sergilediği ürünler kendisine ait olmasına rağmen başka bir perakendecinin mağazasından yer kiralayarak o perakendeci adına satış yapan perakendeci
leased department
n.
115
Trade/Economic
özsermayesi sıfırın altında olmasına rağmen hükümetin açıktan veya örtülü olarak desteğiyle ayakta duran finansal kurum
zombie bank
n.
116
Trade/Economic
(şirketin) adi hisse sermayesine nazaran çok yüksek oranda borç senetleri ve imtiyazlı hisse senetlerine sahip olmasına sebep olmak
overgear
v.
Law
117
Law
şirketin sahiplerinden bağımsız olmasına dayanan yasal prensip
corporate
n.
Politics
118
Politics
new jersey valisinin george washington köprüsü'ne giden otoyoldaki çoğu şeridin kapatılmasını emrederek fort lee kasabasında trafiğin felç olmasına sebep olmasıyla suçlandığı skandal
bridgegate
n.
Computer
119
Computer
sıfır olmasına olanak sağla
allow zero
expr.
Medical
120
Medical
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık
tay-sachs disease
n.
121
Medical
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık
tay-sachs
n.
122
Medical
yaşlı olmasına rağmen genç görünme
agerasia
n.
Psychology
123
Psychology
(koşullanmış bir tepkinin) yok olmasına sebep olmak
extinguish
v.
Pathology
124
Pathology
göz içi basıncı normal olmasına rağmen optik sinire zarar gelmesinden kaynaklı glokom hastalığı
normal tension glaucoma
n.
125
Pathology
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık
amaurotic idiocy [obsolete]
n.
126
Pathology
beynin bir veya iki yarısının normalden küçük olmasına sebep olan beyin kusuru
anencephalia
n.
127
Pathology
beynin bir veya iki yarısının normalden küçük olmasına sebep olan beyin kusuru
anencephaly
n.
Biology
128
Biology
yapısal olarak eksik olmasına rağmen tam dişi görevi gören canlı birey
gynecoid
n.
Astronomy
129
Astronomy
parlak olmasına rağmen görünmeyen yıldız
dark star
n.
Zoology
130
Zoology
kocaman olmasına rağmen sakin ve zararsız olan hayvan
gentle giant
n.
Agriculture
131
Agriculture
bir besinde olmasına müsaade edilen maksimum böcek ilacı kalıntısı
tolerance
n.
History
132
History
eski ingiltere'de oy verme hakkı ev sahibi olmasına bağlı olan kişi
pot walloper
n.
133
History
1415'te fransızlar ve ingilizler arasında yapılan ve fransız askerlerinin sayıca fazla ve daha fazla güç sahibi olmasına rağmen ingilizlere yenildiği savaş
agincourt
n.
Religious
134
Religious
pazar gününün tatil olmasına karşı olan hristiyan mezhebi
antisabbatarian
n.
135
Religious
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti
monotheletism
n.
136
Religious
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti
monothelitism
n.
Philosophy
137
Philosophy
empirik olarak edinilen bilgi ile ilişkili olmasına karşın bu bilginin ötesinde olduğu kabul edilen
metempirical
adj.
Sport
138
Sport
(yarışta kazanma ihtimali düşük olmasına karşın) kazanan at
roughie
n.
Entomology
139
Entomology
eski dünya'ya özgü olmasına karşın yanlışlıkla minnesota'ya taşınarak yoncalara ciddi zararlar vermiş bir böcek
alfalfa plant bug (adelphocoris lineolatus)
n.
140
Entomology
eski dünya'ya özgü olmasına karşın yanlışlıkla minnesota'ya taşınarak yoncalara ciddi zararlar vermiş bir böcek
lucerne bug
n.
Slang
141
Slang
saatte 55 millik hız limiti (5 sentin üzerinde bir zamanlar bir buffalo resmi olmasına atfen)
double buffalo
n.
142
Slang
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum
jailhouse lawyer
n.
143
Slang
evden gitme çağına gelmiş olmasına rağmen evden gitmeyen çocuklar
kids in parents' pockets eroding retirement savings (kippers)
n.
144
Slang
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum
jailhouse attorney
n.
145
Slang
elektrokardiyogramda kişinin kalbinin durduğunu işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden)
nebraska sign
n.
146
Slang
elektrokardiyogram ekranında kişinin öldüğünü işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden)
nebraska sign
n.
147
Slang
kıl olmasına sebep olmak
give (one) the screaming abdabs
v.
148
Slang
kıl olmasına sebep olmak
give someone the screaming abdabs
v.
149
Slang
birinin eşcinsel/gey olmasına neden olmak
queer up
v.
Modern Slang
150
Modern Slang
yaşlanmakta olmasına rağmen gençliğinde sahip olduğu güzelliği korumaya çalışan kadın
aging beauty
n.
151
Modern Slang
bilgiye erişim olmasına rağmen ısrarla sürdürülen cehalet
aggressive ignorance
n.
152
Modern Slang
arkadaşının yemek yememesini teşvik eden ve anoreksik olmasına yardım eden kimse
ana buddy
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olmasına
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy