sıralar - Turco Inglés Diccionario

sıralar

Significados de "sıralar" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
Computer
sıralar sorts n.
sıralar queues n.

Significados de "sıralar" con otros términos en diccionario inglés turco: 47 resultado(s)

Turco Inglés
General
şu sıralar recently adv.
I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently.
Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.

More Sentences
bu sıralar nowadays n.
sıralar arası yol aisle n.
derece derece yükselen sıralar gradine n.
üst sıralar top spots n.
üst sıralar top places n.
kilise apsisinde yükselen sıralar halinde yer alan din görevlilerinin oturma yeri synthronon n.
sıralar arası yol aisleway n.
sıralar halinde ekim yapabilmek için toprağı işaretlemek üzere kullanılan alet veya parça marker n.
(tarım arazisinde) sıralar arasındaki yükselti stitch [dialect] n.
(tarım arazisinde) şerit sıralar arasındaki tepecik stitch [dialect] n.
sıralar halinde düzenlenmiş olan tiered adj.
sıralar halinde düzenlenmiş multiserial adj.
sıralar halinde dizilmiş coursed adj.
sıralar arası interrow adj.
sıralar arası inter-row adj.
sıralar halinde olan ordinate adj.
sıralar halinde in rows adv.
şu sıralar at present adv.
Phrasals
sıralar halinde çıkmak file out v.
Colloquial
üst sıralar big brass n.
bu sıralar about this time expr.
Idioms
kiliselerde en ateşli müminlerin oturdukları sıralar amen corner n.
Trade/Economic
sıralar ortalaması mean rank n.
Technical
birbirine kenetli sıralar halinde batmış yığınlar drift [obsolete] n.
Computer
giden sıralar outgoing queues n.
kayıtları sıralar sorts records n.
özel sıralar private queues n.
dosyaları boyutuna göre sıralar sorts files by size expr.
dosyaları tarihe göre sıralar sorts files by date expr.
dosyaları türüne göre sıralar sorts files by type expr.
dosyaları adına göre sıralar sorts files by name expr.
Mining
(maden veya taş ocağı) işlenebilir yüzeyleri sıralar halinde kesmek bench v.
Statistics
dikey sıralar orthogonal arrays n.
kısmen dengeli sıralar partially balanced arrays n.
spearman'ın sıralar arası fark korelasyonu spearman's rank-order correlation n.
wilcoxon işaretli sıralar testi wilcoxon signed ranks test n.
Botanic
sıralar halinde düzenlenmiş multiserial adj.
sıralar halinde düzenlenmiş multiseriate adj.
Agriculture
tırpanın uzuna tutturulup biçilen tahılı sıralar halinde bırakmaya yarayan bükülmüş çubuk rifle [uk] n.
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde düzenlenmiş farklı genlere sahip ekin multiline n.
atların bitişik sıralar halinde yürüyerek bu sıraların arasının sürülmesi için tasarlanmış iki sıralı lister kültivatörü odd-row monitor n.
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde olan (ekin çeşitliliği) multiline adj.
Military
kısa sıralar halinde yürüyen askerler column n.
tek sıra halinde yürüyen askerlerin arkasında veya kısa sıralar halinde yürüyen askerlerin kanat kısmında bulunup hataları düzelten subay veya astsubay file closer n.
Ornithology
kuşun kanadındaki farklı sıralar halinde çıkan örtü tüyleri wing covert n.
Entomology
düzenli sıralar halinde olan ordinate adj.