tenis - Turco Inglés Diccionario
Historia

tenis



Significados de "tenis" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
tenis tennis n.
General
tenis court tennis n.
Sport
tenis tennis n.

Significados de "tenis" con otros términos en diccionario inglés turco: 174 resultado(s)

Turco Inglés
General
sallama (beysbol sopası/tenis raketi) swing n.
tenis vuruşu tennis stroke n.
tenis kortu tennis court n.
tenis raketi tennis racket n.
tenis dersi tennis lesson n.
tenis sahası tennis court n.
tenis kulübü tennis club n.
tenis ağı tennis net n.
kapalı tenis kortu indoor tennis court n.
tenis vuruşu tennis shot n.
tenis ayakkabısı sneaker n.
tenis ayakkabısı tennis shoe n.
tenis topu tennis ball n.
tenis ayakkabısı trainer n.
tenis malzemesi tennis equipment n.
açık tenis open tennis n.
tenis kortu court n.
tenis düs deuce n.
tenis raketi racket n.
tenis ayakkabısı tennis shoes n.
şık tenis ayakkabısı fashion trainer n.
tenis kulübüne katılmak join the tennis club n.
tenis öğretmeni tennis instructor n.
ücretsiz tenis dersi free tennis lesson n.
tenis maçı tennis match n.
tenis ayakkabısı trainers n.
tenis ve voleybolda smaç high volley n.
tenis hakemi tennis referee n.
tenis şapkası tennis hat n.
karşılanamayan servis (tenis) ace n.
tenis eğitmeni tennis instructor n.
tenis sahasının çizgilerini yapmaya yarayan bir düzenek marker n.
tenis kortunun ucundaki kare açıklık grill n.
tenis kortunun ucundaki kare açıklık grille n.
padel tenis paddle tennis n.
tenis ve hentbol öğelerinin birleştirildiği bir oyun türü paddle tennis n.
tenis kortunu üç yandan çevreleyen eğimli çatılı bir koridor penthouse n.
(tenis) servis kırma break n.
(tenis vb.) set set n.
sallamak (tenis raketi vb) swing v.
tenis oynamak play tennis v.
tenis çalışmak practice tennis v.
Colloquial
çim kortta tenis oynayan kimse netter n.
sporda bir yılda gerçekleşen tüm büyük şampiyonlukları/turnuvaları kazanma (özellikle tenis ve golfte) grand slam n.
tenis, futbol vb. delisi olmak be nutty about (someone or something) v.
tenis, futbol vb. hastası olmak be nutty about (someone or something) v.
Idioms
bir kriket ya da tenis turnuvasında günün en son oyunu close of play [uk] n.
(tenis gibi sporlarda) (rakibinin) servisini kırmak break someone's serve v.
tenis, futbol vb. delisi olmak be mad about (someone or something) v.
tenis, futbol vb. hastası olmak be mad about (someone or something) v.
Speaking
tenis oynuyor musun? do you play tennis? expr.
tenis oynar mısın? do you play tennis? expr.
tenis oynamayı seviyorum I love playing tennis expr.
tenis oynamayı severim I like playing tennis expr.
tenis oynamayı seviyorum I like playing tennis expr.
her salı tenis oynar he plays tennis every tuesday expr.
her salı tenis oynar she plays tennis every tuesday expr.
her salı tenis oynarlar they play tennis every tuesday expr.
her salı tenis oynarlarmış they play tennis every tuesday expr.
her salı tenis oynuyorlarmış they play tennis every tuesday expr.
her salı tenis oynarız we play tennis every tuesday expr.
her salı tenis oynuyoruz we play tennis every tuesday expr.
tenis oynamayı sevmem I don't like playing tennis expr.
Technical
tenis topu tennis ball n.
tenis donanımı tennis equipment n.
Textile
(güney afrika) tenis ayakkabısı takky n.
(güney afrika) tenis ayakkabısı takkies n.
(güney afrika) tenis ayakkabısı tackies n.
tenis ayakkabısı tennis shoe n.
tenis giysisi tennis wear n.
Medical
tenis yaralanmaları tennis injuries n.
Geography
all england law tennis club'ın merkezi ve wimbledon tenis turnuvası'nın gerçekleştirildiği yer wimbledon n.
Sport
tenis oyununun ve tenis kortunun eski adı cachpule n.
(tenis) avantaj ad n.
tenis kortunda çizgi chalk n.
tenis ve benzeri sporlarda kortun servis hattı ile saha çizgisi arasında kalan kısmı backcourt n.
tenis öğretilen kamp tennis camp n.
tenis öğretmeni tennis coach n.
tenis raketi tennis racquet n.
tenis oyuncusu tennist n.
avrupa tenis birliği european tennis association (eta) n.
birleşik devletler profesyonel tenis sicili united states professional tennis registery (usptr) n.
birleşik devletler tenis birliği united states tennis association (usta) n.
profesyonel tenis professional tennis n.
tenis benzeri bir oyun badminton n.
tenis kortu tennis court n.
tenis profesyonelleri birliği association of tennis professionals (atp) n.
tenis malzemesi tennis equipment n.
tenis raketinin topa en çok temas eden kısmı sweet spot n.
tenis sahası tennis court n.
tenis raketi tennis racket n.
uluslararası tekerlekli sandalye tenis vakfı international foundation for wheelchair tennis (ifwt) n.
üniversiteler arası tenis birliği intercollegiate tennis association (itac) n.
üniversiteler arası tenis birliği intercollegiate tennis association (ita) n.
uluslararası kadınlar profesyonel tenis konseyi women international professional tennis council (wiptc) n.
uluslararası erkek profesyonel tenis konseyi male international professional tennis council (miptc) n.
uluslararası kadınlar tenis birliği women international tennis association (wita) n.
ulusal tekerlekli sandalye tenis vakfı national foundation wheelchair tennis (nfwt) n.
uluslararası tenis federasyonu international tennis federation (itf) n.
(basketbol/tenis) saha kenarı courtside n.
yavaş oynanan tenis pat-ball n.
şehir merkezinden uzakta, tenis topuyla oynanan bir golf çeşidi urban golf n.
tenis setinde istendiğinde alınabilecek bir puan bisk n.
(tenis veya voleybolda) oyunculardan birinin veya bir takımın belirlenen sayıdaki seti veya oyunu kazandığı müsabaka match n.
çim sahada oynanan tenis lawn tennis n.
tenis ve kriket gibi oyunlarda topu takip etmeye yarayan cihaz hawk-eye® n.
tenis kortunun servis atılan tarafı hazard n.
tenis kortunun servis atılan tarafları hazards n.
tenis veya badminton topunun serviste başarılı bir şekilde karşılanması retrieve n.
(tenis gibi sporlarda) topun gidişini yukardan aşağı doğru yapılan vuruşla kesme overcut n.
(tenis gibi sporlarda) yukardan aşağı doğru yapılan vuruş overhand n.
(tenis) rakette dikişlerin eğri bir hat oluşturduğu taraf rough n.
tenis kortunun arka çizgi gerisinde yer alan bölümü runback n.
(tenis veya squash oyununda) saha sınırları içine atılan top in n.
tenis, squash kortu court n.
tenis duvarında yer alan açıklık door n.
(tenis) her topu karşılayıp rakibin hata yapmasını bekleyen oyuncu counterpuncher n.
(tenis, badminton, hentbol) topun rakibin karşılayamayacağı şekilde atıldığı kazanma vuruşu placement n.
(tenis, golf) yüksekten vuruş pop-up n.
(tenis, golf) kötü vuruş pop-up n.
(tenis, badminton ve duvar tenisinde) el önü vuruşu yapılan taraftan verilen sert ve düz karşılık forehand drive n.
(tenis, badminton ve duvar tenisinde) topu el ayasını atış yönüne çevirerek geri gönderme forehand shot n.
(tenis, badminton ve duvar tenisinde) topu el ayasını atış yönüne çevirerek geri gönderme forehand stroke n.
(tenis, badminton, masa tenisi) servis oyunu service game n.
tenis servis çizgisi service line n.
(tenis) orta servis çizgisi service line n.
(tenis) orta çizgisi service line n.
(tenis, squash, badminton) set aldıran sayı set point n.
(tenis ve badminton) topun yukardan aşağı doğru çok güçlü ve hızlı gittiği hücum vuruşu smash n.
sayı kazanana kadar uzun süre topa vurmak (tenis, duvar tenisi, badminton vb.) rally v.
(tenis topuna) yarı uçara vurmak half-volley v.
(tenis veya badminton topunu) serviste başarılı bir şekilde karşılamak retrieve v.
(tenis topuna çok sert vurmak overhit v.
(tenis topunu çok uzağa atmak overhit v.
(tenis, squash, hentbol) topu partnerinin alanına göndermek poach v.
tenis gibi porlarda sahanın uygun yerine düşen (servis veya atış) good adj.
(tenis) kort boyunca oynanan cross-court adj.
Tennis
tenis topunun fileye çarpıp geri dönmesi net n.
tenis veya badminton kortunun kenarları boyunca uzanan çizgiler tramline n.
tenis topuna falso verecek şekilde topun havadan servis ile atılması twist serve n.
tenis kortunun kenarlarındaki paralel şeritler alley n.
karşılanamayan servis (tenis) ace n.
uzun sayı mücadelesi (tenis) rally n.
çiftler tenis kortunun her bir yanında kenar çizgisi ile servis kenar çizgisi arasındaki boşluk alley n.
eski bir tenis şekli bandy n.
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili base line n.
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili baseline n.
servisi karşılayan oyuncu avantajlı/önde (tenis) advantage out n.
servisi karşılayan oyuncu avantajlı/önde (tenis) advantage out n.
tenis raketinin çerçevesi wood n.
sert yüzeyli tenis kortu hard court n.
sert yüzeyli tenis kortu hardcourt n.
(tenis kortunda) kil yüzey clay n.
çim kaplı tenis kortu grass court n.
tenis raketinin yerden seken topa vuruşu ground stroke n.
dört duvarlı kortta oynanan eski bir tenis türü royal tennis n.
çiftler tenis kortu double court n.
(her bir tarafta iki kort olmak üzere) dört oyunculuk tenis kortu double court n.
tenis karşılaşmasında seribaşı olan oyuncu seed n.
tenis maçı seti set n.
tekler tenis kortu single court n.
(tenis maçında) üç sayı forty n.
tenis raketinin düz tarafı smooth n.
geri vurmak (tenis topu) return v.
(tenis topuna) omuz seviyesinin altından olacak şekilde art arda vurmak drive v.
(tenis, badminton topuna) yukardan aşağı doğru çok sert vurmak smash v.
(tenis, badminton) smaç vurmak smash v.
sert yüzeyli tenis kortu ile ilgili hardcourt adj.
servis atan oyuncu avantajlı/önde (tenis) advantage in (ad in) expr.
servis atan oyuncu avantajlı/önde (tenis) ad in (advantage in) expr.
servisi karşılayan oyuncu avantajlı/önde (tenis) ad out (advantage out) expr.
çim tenis birliği lta (lawn tennis association) abrev.
Volleyball
rus tipi tenis servis russian tennis serve n.
tenis servis overhand serve n.