Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | handy adj. | kullanışlı | ||
An adjustable spanner is quite a handy tool. Ayarlanabilir bir anahtar oldukça kullanışlı bir alettir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | handy adj. | yakın | ||
The building in the centre is very handy for a hospital. Merkezdeki bina hastaneye çok yakın. More Sentences |
||||
General | handy adj. | becerikli | ||
Emily is handy with any tools you imagine. Emily aklınıza gelebilecek her türlü alet edevat konusunda beceriklidir. More Sentences |
||||
General | handy adj. | el altında | ||
Always keep a bucket of water handy, in case of fire. Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur. More Sentences |
||||
General | handy adj. | yatkın | ||
She's very handy with a saw. Onun eli testereye yatkındır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | handy adj. | el altında | ||
Always keep a bucket of water handy, in case of fire. Yangın ihtimaline karşı her zaman elinizin altında bir kova su bulundurun. More Sentences |
||||
Technical | handy adj. | kullanışlı | ||
Self-regulation, as is now being applied on a large scale, appears to be a very handy instrument. Şu anda büyük ölçekte uygulanmakta olan öz düzenleme çok kullanışlı bir araç gibi görünmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | handy adj. | eli işe yatkın | ||
General | handy adj. | mahir | ||
General | handy adj. | işe yarayan | ||
General | handy adj. | hünerli | ||
General | handy adj. | yararlı | ||
General | handy adj. | usta | ||
General | handy adj. | hazır | ||
General | handy adj. | elverişli | ||
General | handy adj. | marifetli | ||
General | handy adj. | kolay kullanımlı | ||
General | handy adj. | elinden her iş gelen | ||
General | handy adj. | yatkın | ||
General | handy adj. | basit tamir işleri yapabilen | ||
Technical | ||||
Technical | handy adj. | pratik | ||
Marine | ||||
Marine | handy adj. | manevrası kolay | ||
Marine | handy adj. | kolay idare edilen (gemi) |