urge - Turc Anglais Dictionnaire

urge

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "urge" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 25 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
urge n. dürtü
Suddenly, he felt an overwhelming urge to ask her out.
Birdenbire, ona çıkma teklif etmek için karşı konulamaz bir dürtü hissetti.

More Sentences
General
urge n. istek
Tom felt the urge to run away.
Tom kaçma isteği duydu.

More Sentences
urge v. zorlamak
I urged him to get up early and run every morning.
Onu her sabah erken kalkıp koşmaya zorladım.

More Sentences
urge v. baskı yapmak
Our teacher urged us to study harder.
Öğretmenimiz daha çok çalışmamız için baskı yaptı.

More Sentences
urge v. ısrar etmek
In particular, I would urge that close attention be paid to those areas where resource gaps have been identified.
Özellikle, kaynak eksikliklerinin tespit edildiği alanlara yakın ilgi gösterilmesi konusunda ısrar ediyorum.

More Sentences
urge v. ısrarla tavsiye etmek
We urge you to be patient.
Sabırlı olmanı ısrarla tavsiye ediyoruz.

More Sentences
urge v. teşvik etmek
I will certainly be urging the British Government to consider this possibility.
İngiliz Hükümeti'ni bu olasılığı göz önünde bulundurmaya kesinlikle teşvik edeceğim.

More Sentences
urge v. yönlendirmek
I noticed security was urging her towards the exit.
Güvenliğin onu çıkışa doğru yönlendirdiğini fark ettim.

More Sentences
Trade/Economic
urge v. teşvik etmek
It will urge all the parties concerned to submit written comments.
İlgili tüm tarafları yazılı yorumlarını sunmaya teşvik edecektir.

More Sentences
General
urge n. kışkırtma
urge n. itki
urge n. teşvik
urge n. arzu
urge n. zorlama
urge n. şiddetli arzu
urge n. tutku
urge n. şiddetli istek
urge n. ısrar etme
urge n. ileri sürme
urge v. dürtmek
urge v. kışkırtmak
urge v. sevk etmek
urge v. ileri sürmek
urge v. doldurmak
urge v. sıkıştırmak

Sens de "urge" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 62 résultat(s)

Anglais Turc
General
sexual urge n. cinsel dürtü
Sami's violent sexual urges were excited by porn websites.
Sami'nin şiddet içeren cinsel dürtüleri porno siteleri tarafından tahrik ediliyordu.

More Sentences
urge to v. teşvik etmek
Those who are doing it in the United Kingdom and elsewhere must be urged to put a stop to it.
Birleşik Krallık'ta ve başka yerlerde bunu yapanlar buna bir son vermeye teşvik edilmelidir.

More Sentences
the urge to n. bir şey yapmayı çok isteme
creative urge n. yaratıcı dürtü
urge to be v. teşvik etmek
urge on v. vurgulamak
urge on v. üzerinde durmak
urge upon v. üzerinde durmak
get urge to v. bir şey yapmayı çok istemek
have an urge to v. bir şey yapmayı çok istemek
feel urge to v. bir şey yapmayı çok istemek
urge on v. dehlemek
urge on v. cesaretlendirmek
urge upon v. vurgulamak
urge resignation of v. istifaya davet etmek
urge resignation of v. istifaya çağırmak
urge someone to resign v. istifaya çağırmak
urge someone to resign v. istifaya davet etmek
urge on v. harekete geçirmek (bir hayvanı)
urge on v. hızlandırmak (bir hayvanı)
urge someone forward v. birisini ileri doğru hareket etmesi için cesaretlendirmek
urge caution v. temkinli olmayı elden bırakmamak
Phrasals
urge someone to do something v. birini bir şey yapmaya zorlamak
urge upon v. kabul ettirmek için ikna etmek veya baskı yapmak
urge (one) along v. (birini) ilerlemesi için harekete geçirmek
urge (one) along v. (birini) hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek
urge (one) along v. (birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge (one) along v. (birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için cesaretlendirmek
urge (one) along v. (birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için gayretlendirmek
urge (one) along v. (birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için dürtmek
urge (one) along v. (birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için itmek
urge (one) along v. (birini) yol/süreç boyunca teşvik etmek
urge someone along v. birini ilerlemesi için harekete geçirmek
urge someone along v. birini hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek
urge someone along v. birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge someone along v. birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için cesaretlendirmek
urge someone along v. birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için gayretlendirmek
urge someone along v. birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için dürtmek
urge someone along v. birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için itmek
urge someone along v. birini yol/süreç boyunca teşvik etmek
urge someone along v. birini daha hızlı ilerlemesi için teşvik etmek/zorlamak/dürtmek
urge along v. ilerlemesi için harekete geçirmek
urge along v. hareket etmeye/ilerlemeye devam etmesi için teşvik etmek
urge along v. ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge along v. ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için cesaretlendirmek
urge forward v. ileri doğru hareket etmesi için cesaretlendirmek
Colloquial
urge to purge n. midesi bulantısı
urge to purge n. kusma isteği
urge to purge n. kusacak gibi olma
urge to purge n. midesi ağzına gelme
urge to purge n. fazla eşyalarından kurtulma isteği
urge to purge n. fazla eşyalarını elden çıkarma ihtiyacı
urge to purge n. fazla eşyalarını atma ihtiyacı
the urge to purge n. mide bulantısı
the urge to purge n. kusma isteği
the urge to purge n. kusacak gibi olma
the urge to purge n. midesi ağzına gelme
urge to do v. yapmaya zorlamak
Idioms
urge someone to agree with you v. birini hizaya getirmek
urge someone to agree with you v. birini yola getirme
Medical
urge and mixed incontinence n. sıkışma ve mikst inkontinans
urge incontinence n. sıkışma inkontinansı