öncelik - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

öncelik



Sens de "öncelik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 28 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
öncelik precedence n.
öncelik priority n.
General
öncelik antecedency n.
öncelik initiative n.
öncelik seniority n.
öncelik start n.
öncelik previousness n.
öncelik primacy n.
öncelik precedency n.
öncelik urgency n.
öncelik priority n.
öncelik anteriority n.
öncelik lead n.
öncelik urgence [obsolete] n.
öncelik firstness n.
öncelik preferment n.
öncelik prerogative [obsolete] n.
öncelik signeurie [obsolete] n.
Colloquial
öncelik dish n.
Trade/Economic
öncelik preference n.
öncelik privilege n.
Law
öncelik prevention [obsolete] n.
Politics
öncelik precedence n.
Technical
öncelik priority n.
Computer
öncelik shadowing n.
öncelik priority n.
öncelik precedence n.
Music
öncelik antecedence n.

Sens de "öncelik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 180 résultat(s)

Turc Anglais
General
öncelik sırası order of precedence n.
öncelik durumu a matter of priority n.
en ileri öncelik top priority n.
öncelik hakkı privilege n.
öncelik işlemi priority processing n.
öncelik sırası precedence n.
öncelik verme prioritization n.
öncelik hakkı preferential right n.
öncelik verme prioritizing n.
öncelik sistemi priority system n.
öncelik verme prioritisation n.
en yüksek öncelik top priority n.
bir numaralı öncelik number one priority n.
öncelik verme prioritising n.
yatay öncelik horizontal priority n.
birinci öncelik first priority n.
pasif öncelik passive priority n.
yeniden öncelik verme reprioritization n.
yeniden öncelik verme reprioritisation n.
öncelik hakkı right–of–way n.
haksız bir şekilde öncelik elde etme queue-jumping n.
öncelik hakkı (the) right of way n.
zamanda öncelik priority n.
kıtlık zamanı öncelik hakkı priority n.
öncelik hakkı precedency n.
öncelik vermek prioritise v.
öncelik tanımak give priority to v.
öncelik tanımak prioritize v.
öncelik taşımak have priority v.
öncelik göstermek give priority v.
öncelik sırasına koymak prioritize v.
öncelik vermek attach priority v.
öncelik tanımak prefer v.
öncelik tanımak give priority v.
öncelik vermek give priority to v.
öncelik vermek give precedence v.
öncelik vermek give primacy v.
öncelik kazanmak take primacy v.
öncelik vermek prioritize v.
öncelik tanımak prioritise v.
öncelik sırasına koymak prioritise v.
öncelik sırasına koymak postpone v.
öncelik sırasına koymak postpose [obsolete] v.
öncelik sırasına koymak postposit v.
Öncelik/ üstünlük tanımak accord precedence (over) v.
öncelik vermek preempt v.
öncelik vermek preference [us] v.
öncelik tanımak premiss v.
öncelik verilmiş prioritised adj.
öncelik verilmiş prioritized adj.
öncelik gerektiren hot adj.
bir öncelik meselesi olarak as a matter of priority adv.
bir öncelik sorunu olarak as a matter of priority adv.
ilk gelene öncelik verilir biçiminde on a first-come first-serve basis adv.
Phrasals
öncelik onda olmak be in the forefront v.
kendine öncelik tanımak look after numero uno v.
Colloquial
(birine) öncelik tanımak do all right by (one) v.
Idioms
(birine/bir şeye) karşı öncelik precedence over (someone or something) n.
(bir şeyde) öncelik the first crack at (something) n.
birine öncelik tanımak put someone first v.
öncelik vermek take priority over v.
öncelik vermek give top billing to v.
(bir şeyi yapmada) öncelik istemek want the first crack at (something) v.
birine ya da bir şeye birisi ya da bir şeye göre öncelik tanımak put (someone or something) in front of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) öncelik vermek give (a) preference to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) öncelik vermek give preference to (someone or something) v.
birine/bir şeye öncelik vermek give (a) preference to somebody/something v.
birine/bir şeye öncelik vermek give preference to somebody/something v.
(birine/bir şeye) öncelik vermek/tanımak give way to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) öncelik vermek/tanımak put (someone or something) first v.
önce/erken gelen öncelik hakkına sahiptir first come, first served expr.
önce/erken gelen öncelik hakkına sahiptir first in, best dressed expr.
Speaking
inenlere öncelik tanıyın let passengers get off the bus before you get on expr.
Trade/Economic
ayrıcalıklı pay senedi sahiplerine kar payı açısından öncelik tanınması cumulative prefered stock n.
belli bir teminatın üzerinde öncelik hakkı veren tahvil underlying bond n.
ekonomik öncelik economic priority n.
hissedarların yeni çıkartılan hisse senetlerini satın almada öncelik hakları subscription right n.
ipotekte öncelik sırası order of priority n.
ihtiyaçların öncelik sıralaması hierarchy of needs n.
mutlak öncelik kuralı absolute priority rule n.
öncelik hakkı option to call n.
öncelik hakkı subscription right n.
öncelik ilkesi priority principle n.
öncelik tarihi priority date n.
öncelik hakkını gösteren belge stock warrant n.
öncelik usulü priority system n.
öncelik hakkı olan alacaklı preferred creditor n.
öncelik hakkına dayanarak arz rights offering n.
öncelik hakkı pre-emptive right n.
öncelik hakkı preferential right n.
öncelik talebi priority claim n.
rüçhan (öncelik) hakkı priority rights n.
sonra çıkarılanlara göre öncelik hakkı olan menkuller senior security n.
tali borç kendisine göre asıl borçların öncelik taşımakta olduğu borçlar junior debt n.
öncelik verilen yatırım alanı overweight n.
öncelik hakkı bulunan kredi veren kimse first lien position n.
Law
öncelik hakkı first refusal n.
öncelik hakkı right of first refusal n.
öncelik ilkesi supremacy principle n.
öncelik sırası order of priority n.
öncelik hakkı option to call n.
öncelik hakkı patent of precedence n.
öncelik hakkı prerogative n.
öncelik hakkı right of preference n.
satın almada öncelik hakkı pre-emption n.
satın almada öncelik hakkı preemption n.
satın almada öncelik hakkı olan pre-emptive adj.
satın almada öncelik hakkı olan preemptive adj.
Politics
başlıca öncelik high priority n.
en büyük öncelik highest priority n.
ilk öncelik first priority n.
ikinci öncelik second priority n.
öncelik hakkı right of priority n.
öncelik hakkı precedence n.
öncelik hakkı priority right n.
öncelik sıralaması order of priority n.
öncelik sırası order of priority n.
yurtiçi ekonomiye öncelik verme home bias n.
amerikan halkını her şeyin üzerinde/birinci sırada tutan, her konuda öncelik verilmesi gerektiğini savunan milliyetçi bir politika america-first n.
öncelik tanımak prefer v.
Institutes
avrupa müşterek öncelik alanları common european priority areas n.
Technical
ana yol öncelik yapısı bus priority structure n.
dinamik öncelik dynamic priority n.
öncelik yordamı priority routine n.
öncelik valfi priority valve n.
öncelik göstergesi priority indicator n.
ses sinyallerine öncelik veren bir cihaz override n.
Computer
ana yol öncelik yapısı bus priority structure n.
devingen öncelik dynamic priority n.
düşük öncelik low priority n.
dinamik öncelik dynamic priority n.
mutlak öncelik absolute priority n.
normal öncelik normal priority n.
öncelik tabanı priority base n.
öncelik yordamı priority routine n.
öncelik göstergesi priority indicator n.
tx en büyük öncelik tx max priority n.
temel öncelik priority base n.
temel öncelik base priority n.
yetersiz öncelik insufficient privilege n.
yüksek öncelik high priority n.
öncelik vermek set priority v.
öncelik: yüksek priority: high expr.
öncelik: düşük priority: low expr.
öncelik ata set priority expr.
Informatics
devingen öncelik dynamic priority n.
öncelik kuyruğu priority queue n.
Traffic
öncelik hakkını başkasına vermek yield right of way v.
öncelik onun it's his right-of-way expr.
Medical
öncelik belirleme triage n.
(hasta) öncelik/sonralık saptaması triage n.
Psychology
fallik öncelik phallic primacy n.
oral öncelik oral primacy n.
öncelik etkisi primacy effect n.
öncelik verme işlevi prioritizing function n.
Math
(işlemlerde) öncelik sırasını gösteren parantez square bracket n.
Statistics
öncelik dizilişi priority queuing n.
riziko öncelik sayısı (rös) risk priority number (rpn) n.
Botanic
öncelik kanunu priority law n.
Literature
karakterlere öncelik veren hikaye character-driven story n.
olay akışına öncelik veren hikaye plot-driven story n.
Military
araç boşaltma öncelik çizelgesi vehicle debarkation priority table n.
araç boşaltma öncelik listesi vehicle summary and priority table n.
acele öncelik urgent priority n.
eğitim öncelik kategorisi sistemi training priority category system n.
hava nakliyatı öncelik kod numarası air priority identification number n.
hava nakliyatı öncelik kodu air priority identification n.
normal öncelik ordinary priority n.
öncelik kaideleri priorities n.
öncelik tayin edicisi priority designator n.
taktik keşif görev talepleri için öncelik sistemi priority system for mission requests for tactical reconnaissance n.
müşterek mühimmat öncelik kaideleri ve dağıtımı kurulu joint materiel priorities and allocation board (jmpab) n.
(eskrimde) birinci kişiye saldırıyı uygun şekilde gerçekleştirmesi için verilen öncelik right of way n.
düşmanla ilk teması veya harekat muharebesi gibi çok acil durumlarda gönderilen mesajların öncelik kategorisi flash message n.
yazıda talep edilen görevin öncelik derecesi precedence n.
Music
ahenge öncelik veren chordal adj.
Photography
örtücü öncelik shutter priority n.
Abbreviation
askeri saldırı kaynaklarının etkin kullanılabilmesi için belirli hedefleri tanımlayan ve öncelik sırasına koyan sistem carver (criticality, accessibility, recuperability, vulnerability, effect, recognizability) n.
Archaic
öncelik tanımak prefard v.
Slang
(bir şey) üzerinde hak/öncelik iddia etmek put dibs on (something) v.