(içine) sokmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(içine) sokmak



Sens de "(içine) sokmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
(içine) sokmak tuck v.

Sens de "(içine) sokmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 95 résultat(s)

Turc Anglais
General
içine sokmak introduce into v.
içine sokmak tuck in v.
içine bıçak sokmak get one's knife into v.
sokmak (bir başka şeyin içine) thrust into v.
(gömleği vb) pantolonun içine sokmak tuck in one's trousers v.
içine sokmak insert v.
içine sokmak place in v.
içine sokmak put in v.
(birini) bir durum ya da etkinliğin içine sokmak cast [obsolete] v.
güç kullanarak içine sokmak dint v.
(bir şeyi) aralıklarla (başka şeyin) içine sokmak interleave v.
içine sokmak inbreak v.
(arkadaşlık, ortaklık, rekabet) ilişki içine sokmak couple v.
sperm hücrelerini içine sokmak plow v.
Phrasals
belirli bir sistem içine sokmak cover into v.
içine sokmak feed into v.
bir şeyin içine başka bir şey sokmak ram (something) down v.
(kıyafetini) içine sokmak slide down v.
bir şeyin içine ittirmek/sokmak bir şeyin içine sokuşturmak/tıkıştırmak thrust down v.
(bir şeyi bir şeyin içine) geri sokmak feed (something) back into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin içine) geri sokmak feed into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin/sıvının) içine sokmak dip into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin/sıvının) içine sokmak dip in (something) v.
(birini/bir şeyi belli bir durumun) içine sokmak get into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) korkutup bir yere veya bir şeyin içine sokmak frighten (one) into (something) v.
bir sıvının içine sokmak immerse in v.
bir şeyi (bir şeyin) içine sokmak lay into (something) v.
içine sokmak lay into v.
aşamalı olarak (bir şeyin) içine sokmak phase into (something) v.
içine sokmak stick in v.
(bir şeyin) içine sokmak stick into (something) v.
(birini bir yere/bir durumun içine) çaktırmadan sokmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
(birini bir yere/bir durumun içine) el altından sokmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
(birini bir yere/bir durumun içine) hileyle sokmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
allem edip kallem edip (birini bir yere/bir durumun içine) sokmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
içine sokmak slip in v.
bir şeyi bir şeyin içine kaydırıp sokmak slip something in (to) something v.
bir şeyi bir şeyin içine kaydırıp sokmak slip something in v.
içine geçirmek/sokmak work in v.
(kötü bir şeyin) içine sokmak mix up v.
beklenti içine sokmak pull about v.
'-in içine sokmak plunge in v.
(bir şeyi bir şeyin) içine iterek sokmak push (something) into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine bastırarak sokmak push (something) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine/altına bastırarak sokmak push (someone or something) under (something) v.
sektirip (bir şeyin) içine sokmak bounce into (something) v.
zıplatıp (bir şeyin) içine sokmak bounce into (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine sokmak dip something in something v.
bir şeyi bir şeyin içine sokmak dip something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine sokmak dip something in v.
(bir şeyin) içine sokmak/çekmek draw into (something) v.
(bir şeyin) içine sokmak/çekmek draw in (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine sokmak/çekmek draw someone or something into something v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine sokmak/çekmek draw someone or something in v.
(birinin/bir şeyin) içine iyice sokmak embed in (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sokmak/dahil etmek ensnare (someone or something) in (something) v.
içine geri sokmak feed back into v.
bir şeyi bir şeyin içine beslemek/sokmak feed something into something v.
içine sokmak fit in v.
içine sokmak fit into v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla sokmak force (someone or something) into (something) v.
korkutup bir yere veya bir şeyin içine sokmak frighten into v.
(birini bir olayın, suçun) içine sokmak/dahil etmek implicate (someone) in (something) v.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert in (something) v.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert into (something) v.
(kendini sinsice bir şeyin) içine sokmak/sokmaya çalışmak insinuate (oneself) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sokmak/katmak interject (someone or something) into (something) v.
(bir işin) içine sokmak/katmak interject into v.
(birini bir şeyin) içine sokmak/almak introduce (someone) into (something) v.
(birini/kendini) bir şeyin içine sokmak let (someone or oneself) in for v.
aşamalı olarak içine sokmak phase into v.
(birini bir şeyin) içine sokmak pull (one) into (some place or thing) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek/sürüklemek/sokmak push (someone or something) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sürükleyerek/iterek/bastırarak sokmak push (someone or something) into (something) v.
(birini bir şeyin) içine sokmak push (someone) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine sokmak take (someone or something) into (something or some place) v.
(birini bir şeyin, ortamın, çevrenin içine sokmak tap (one) into (something) v.
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine sokmak telescope into v.
(bir şeyin/durumun) içine sokmak thrust into (something) v.
Phrases
birini/bir şeyi bir şeyin içine kurnazca sokmak worm into v.
Colloquial
sert bir darbeyle içine sokmak/atmak knock in v.
vurup içine sokmak/atmak knock in v.
(kendini) oyunun içine sokmak play (oneself) in v.
kendini oyunun içine sokmak play yourself in v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla iterek sokmak get the push [uk] v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla bastırarak sokmak get the push [uk] v.
kendini (bir şeyin) içine sokmak let oneself in for v.
Idioms
içine sokmak introduce into v.
yalan söyleyerek kendini bir durumun içine sokmak lie your way into something v.
(birini) bir mücadele içine sokmak give (one) a rough ride v.
Medical
herhangi bir boşluk içine tüp sokmak için kullanılan araç introducer n.
boğaz gibi bir organın içine boru sokmak intubate v.
Geology
(erimiş kayayı) önceden var olan kaya içine zorla sokmak thrust v.
Military
pantolonunu botunun içine sokmak blouse v.
Archaic
suyun içine sokmak demerse v.