akarsu - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

akarsu



Sens de "akarsu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
akarsu stream n.
General
akarsu runoff n.
akarsu running water n.
akarsu tributary n.
akarsu river n.
akarsu watercourse n.
akarsu stream n.
akarsu white water n.
akarsu floss [uk] n.
akarsu fluor [obsolete] n.
akarsu potamic adj.
akarsu riv (river) abrev.
Technical
akarsu water course n.
Geography
akarsu tributary n.
akarsu bogue [dialect] n.
akarsu fluent [obsolete] n.
akarsu fresh n.
akarsu strand [dialect] [uk/scotland] n.

Sens de "akarsu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 234 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
akarsu kolu tributary n.
General
ana akarsu main stream n.
akarsu ağzı outfall n.
yataksız akarsu entrenched meander n.
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını sandbank n.
uyumlu akarsu consequent river n.
akarsu mecrası watercourse n.
akarsu yatağındaki tortu sludge n.
akarsu erozyonu fluvial erosion n.
dereden büyük ırmaktan küçük akarsu stream n.
boyuna akarsu longitudinal stream n.
akarsu ortamı fluvial environment n.
akarsu debisi current n.
akarsu yatağı stream bed n.
akarsu profili stream profile n.
akarsu şebekesi river system n.
akarsu akıntısı stream n.
bir akarsu veya akıntının ağzı outfall n.
akarsu ağı river system n.
denize dökülen akarsu freshet n.
akarsu taşkın kontrolü river flood control n.
uyumlu akarsu consequent stream n.
uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer (akarsu, yol gibi) crossroad n.
özellikle kuzeybatı ispanya'da akarsu vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan dar ve uzun koylar ria n.
akarsu kirliliği stream pollution n.
akarsu akışı stream flow n.
akarsu akışı streamflow n.
akarsu sporları river sports n.
akarsu kumu river sand n.
akarsu yatağı waterway n.
hızlı akan akarsu fast-flowing stream n.
birbirine karışan akarsu confluent n.
küçük akarsu brooklet n.
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını meal [uk] n.
akarsu suyu branch n.
akarsu suyu branch water [dialect] n.
geniş akarsu drink n.
içinden akarsu akan dar ve derin vadi sheuch [scotland] n.
hızla akan akarsu sluice n.
dar ve derin akarsu yatağı sluit [africa] n.
yüzerek geçmek (akarsu/göl vb'ni) swim v.
(akarsu) hızlı akmak bicker v.
(akarsu kolu) açıklığa çıkmak mouth v.
birbirine akarak birleşen (akarsu vb) confluent adj.
dar ve derin akarsu yatağı gulch n.
Idioms
(akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta yaşanan sarsıcı darbeler bump and grind n.
(akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta sarsıcı darbeler almak bump and grind v.
Tourism
akarsu kolu affluent n.
akarsu turizmi white water tourism n.
Technical
akarsu aşındırması fluvial erosion n.
akarsu-akım tutanakları stream-flow record n.
akarsu aşınması fluvial erosion n.
akarsu sınıflandırması stream classification n.
akarsu rasatı stream gauging n.
akarsu santralı run-of-the-river station n.
akarsu düzenlenmesi stream-flow regulation n.
akarsu gözlemi stream gauging n.
akarsu-akım kayıtları stream-flow record n.
akarsu sınıflaması stream classification n.
akarsu incelemesi stream survey n.
akarsu ekseni stream centreline n.
akarsu-akım düzenlenmesi stream-flow regulation n.
akarsu standartları stream standards n.
akarsu çökeltileri fluvial deposits n.
akarsu akım ölçümü river flow measurement n.
akarsu akımı stream current n.
akarsu akımı stream flow n.
akarsu akışı stream flow n.
akarsu derin dip yükseltisi stream thalweg elevation n.
akarsu katsayısı runoff coefficient n.
akarsu oluşumu fluvial outwash n.
akarsu orta çizgisi stream centreline n.
akarsu oyuğu gully n.
akarsu ölçüm istasyonu stream gagging station n.
akarsu ölçümü stream gagging n.
akarsu ölçümü stream gauging n.
akarsu talvek kotu stream thalweg elevation n.
akarsu ve buzul kökenli zemin soil of fluvioglacial origin n.
akarsu yığıntısı alluvium n.
akarsu-akım regülasyonu stream-flow regulation n.
besleyen akarsu influent stream n.
bir başka akarsuyla birleşen akarsu confluent n.
devamlı akan akarsu perennial stream n.
devamlı akarsu perennial stream n.
kararlı akarsu stable stream n.
kayıp akarsu lost river n.
küçük akarsu burn n.
yaşlı akarsu old stream n.
yüksekten dökülen akarsu ile dönen dolap flutter wheel n.
yeraltı suyunu besleyen akarsu influent stream n.
yükseltilmiş akarsu yatağı batture n.
akarsu gücü ile işleyen tulumba hydraulic ram n.
(akarsu) kol feeder n.
(akarsu akışı) kesit ve hız ölçümüyle belirlemek gage v.
Construction
su seviyesini ve akışını düzenlemek için akarsu üstünde kurulan set cauld [scottish] n.
su seviyesini yükseltmek ya da akışını düzenlemek için akarsu üstünde kurulan set weir n.
taşkınları önlemek için genellikle akarsu kıyılarına çekilen uzun duvar dyke n.
Marine
bir akarsu veya deniz kıyısında doldurularak yapılmış ve gemilerin indirme bindirme veya yükleme yaptıkları liman quay n.
karst dışı kökenli akarsu allogene stream n.
Marine Biology
balıkların üremek için kullandıkları deniz/akarsu veya göl tabanlarındaki yataklar spawning bed n.
barbunyagiller familyasından olan, akarsu ve çoğu denizde bulunup kıyıya yakın yaşayan bir balık mullet n.
kuzey amerika’daki akarsu ve göllere özgü suda yaşayan sosyal bir hayvan river otter n.
Zoology
akarsu kıyılarındaki yuvalarda yaşayan su samuru bank beaver n.
abd ve kanada'ya özgü göl veya akarsu kıyılarındaki çukurlarda veya kubbe şeklindeki çamurdan yuvalarda yaşayan bir su kemirgeni musk beaver n.
Botanic
en uç kuzey ve akdeniz bölgesi hariç avrupa genelindeki akarsu ve nehirlerde yetişen çok yıllık bitki great yellowcress (nasturtium amphibium) n.
en uç kuzey ve akdeniz bölgesi hariç avrupa genelindeki akarsu ve nehirlerde yetişen çok yıllık bitki rorippa amphibia n.
Agriculture
akarsu rasatları stream gauging n.
akarsu projesi river valley project n.
akarsu kıyı ve yatak koruması stream rank and bed protection n.
ana akarsu main stream n.
Environment
akarsu ıslahı river reclamation n.
durgun akarsu sluggish stream n.
turba nedeniyle koyu lekeli hale gelen akarsu blackwater n.
akarsu kolu influent n.
akarsu yanal erozyonu planation n.
Geography
akarsu ağzı aestuary n.
(akarsu, buzul, vb.) rejimi regimen n.
beyaz rusya'dan doğarak litvanya'ya geçen ve baltık denizi'ne sularını boşaltan akarsu niemen n.
yeraltından akan akarsu thalweg n.
yeraltından akan akarsu talweg n.
hızlı akan dar akarsu thrutch [dialect] n.
bölgedeki akarsu erozyonu üzerinden kısa bir süre geçmiş olması topographic adolescence n.
bölgedeki akarsu erozyonu üzerinden kısa bir süre geçmiş olması topographic youth n.
alüvyondan oluşan akarsu taraçası alluvial terrace n.
akarsu-buzul birikintileri fluvioglacial deposits n.
akarsu aşındırması river erosion n.
akarsu aşındırması gully n.
akarsu oyuğu aşınması gully erosion n.
akarsu yatağı stream bed n.
akarsu yatağı streambed n.
akarsu fasiyesi fluvial facies n.
akarsu ortamı fluvial environment n.
akarsu geçişleri river crossings n.
akarsu mecrası watercourse n.
akarsu yatağı creek bed n.
akarsu çökeli fluvial sediment n.
akarsu kavşağı confluence n.
akarsu ağzı estuary n.
akarsu akışı streamflow n.
akarsu akışı stream flow n.
akarsu ekolojisi stream ecology n.
akarsu erozyonu river erosion n.
akarsu erozyonu fluvial erosion n.
akarsu geçişi river crossing n.
akarsu kirliliği stream pollution n.
akarsu kumu fluvial sand n.
akarsu oyuğu erozyonu gully erosion n.
akarsu vadisi river valley n.
ana ırmağa karışan ikinci derecedeki akarsu tributary n.
bir göl veya ırmağa akan akarsu tributary n.
boyuna akarsu longitudinal stream n.
buzul-akarsu birikintileri glaciofluvial deposits n.
kapılan akarsu captured river n.
konsekan akarsu consequent river n.
kol akarsu tributary stream n.
küçük akarsu runnel n.
müsadere edilen akarsu captured river n.
okyanus, deniz veya göle akan büyük ölçekli akarsu river n.
uyumlu akarsu consequent river n.
uyumlu akarsu consequent stream n.
batı virginia'daki bir akarsu elk river n.
neredeyse yatağından taşan akarsu banker [australia] n.
akarsu veya göldeki alüvyon birikintisi bar n.
(orta doğu'da) mevsimlik akarsu khor n.
(orta doğu'da) kuru akarsu yatağı khor n.
vadiden akan akarsu wady n.
yalnızca yağmurlu mevsimde dolan akarsu yatağı billabong [australia] n.
yavaş akan bir akarsu kolu bogan [canada] n.
yavaş akan bir akarsu kolu logan n.
yavaş akan bir akarsu kolu pokelogan n.
birbirini izleyen birden fazla kıvrımı bulunan ve taşkın yatağı gibi nispeten düz arazilerde görülen bir akarsu meandering stream n.
kanada'da bir akarsu bonanza creek n.
akarsu incelemesi hydrography n.
dağların arasında, özellikle altından akarsu geçen vadi glyn n.
durgun akarsu kolu logan [canada] n.
durgun akarsu kolu bogan [canada] n.
durgun akarsu kolu pokelogan [canada] n.
akarsu yatağındaki sığ bölge rift n.
(norveç'teki buzullarda) çalkantılı akarsu yataklarında oluşan dev çukur giant kettle n.
akarsu kıvrımı heck n.
akarsu kaynağı river head n.
akarsu kaynağı riverhead n.
bir akarsuyun doğal yollarla başka akarsu yatağına sapması piracy n.
başka bir akarsuyu kendi yatağına katmış akarsu pirate n.
(yamaçta veya akarsu yatağında) sert kayanın küçük yüzeye maruziyeti clint n.
küçük ve genellikle kesikli akarsu coulee n.
boyutu değişen ve dibinde akarsu olan dik setli vadi veya dağ geçidi coulee n.
küçük ve genellikle kesikli akarsu coulie n.
boyutu değişen ve dibinde akarsu olan dik setli vadi veya dağ geçidi coulie n.
akarsu kıvrımı curl [dialect] n.
düzensiz akışlı akarsu intermittent springs n.
toprağa yerleşerek dallanmış akarsu intrenchment n.
akarsu bilimi potamography n.
akarsu bilimi uzmanı potamologist n.
akarsu ağı fluviation n.
küçük akarsu sike [dialect] n.
denize dökülen akarsu fresh n.
genellikle ana akarsu ile yeniden birleşen nispeten dar ve sığ kol snye [canada] n.
(afrika'nın güneyinde) kurumuş akarsu kolu spruit n.
(akarsu) sel sonrası normal seviyeye ulaşmak run down [uk] v.
nehir kolunu ayrı bir akarsu haline getirmek dismember v.
ırmağa karışan (akarsu) tributary adj.
akarsu erozyonu sebebiyle çok sayıda parçaya ayrıldığı için eğimli arazileri düzlüklerine baskın olan (topografi) mature adj.
biçimsel olarak son gelişim evresinde gelmiş (akarsu veya yer şekli) mature adj.
(akarsu) örgülü braided adj.
(erozyon döngüsünün son aşamasındaki bir akarsu) tortu taşıması nedeniyle güç kaybetmiş decrepit adj.
kolları akıntının yukarı yönüne doğru dar açıyla birleşen (akarsu) barbed adj.
(akarsu) içe doğru genişlemiş ingrown adj.
(akarsu, su kütlesi) mevsimsel olarak ortaya çıkıp kaybolma intermittent adj.
akarsu bilimine ait potamological adj.
akarsu bilimi ile ilgili potamological adj.
Geology
akarsu aşındırması stream erosion n.
akarsu taraçası river terrace n.
akarsu aşındırma gücu abrasive power of a river n.
akarsu sekisi river terrace n.
akarsu taşıma gücü stream capacity n.
çakıl ağırlıklı akarsu gravel-bed stream n.
çakıl-baskın akarsu gravel-bed stream n.
ters akan akarsu obsequent stream n.
yarı uyumlu akarsu subsequent stream n.
rüzgar, akarsu akımı veya rüzgar dalgaları sebebiyle kumda oluşan paralel kabartılar sistemi ripple marks n.
akarsu kıvrımında kum veya çakıl birikmesi sonucu oluşan çıkıntı point bar n.
subsekant akarsu subsequent n.
Sport
akarsu sporları white water sports n.
akarsu kano sporu whitewater kayaking n.
akarsu raftingi whitewater rafting n.
(akarsu kano sporunda) çağlayanda kürek çekmek huck v.
(akarsu kano sporunda) yüksekten düşerken kanonun ucunu kaldırmak huck v.
Mythology
dere, akarsu, bulut ve sislerde yaşadığına inanılan su ruhları devas n.
Archaic
küçük akarsu riveret n.
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını shelve n.
(muhteviyat) akarsu gibi akmak disembogue v.
hızla akan (akarsu) sharp adj.
çalkantılı akan (akarsu) sharp adj.