alacak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

alacak



Sens de "alacak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
alacak credit n.
alacak receivable adj.
General
alacak debt n.
alacak due n.
alacak money owed to one n.
alacak lien n.
alacak holding n.
alacak debt owed n.
alacak debt owed to one n.
alacak demand n.
alacak assets n.
alacak dette [obsolete] n.
Trade/Economic
alacak bad debt n.
alacak due in n.
alacak assets n.
alacak claim n.
alacak receivable n.
alacak account receivable n.
alacak debt receivable n.
alacak credit n.
Law
alacak claim n.
alacak chose in action n.
Politics
alacak lien n.

Sens de "alacak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 265 résultat(s)

Turc Anglais
General
alınamayan alacak bad debt n.
alacak davası personal action n.
alacak verecek receivables and payables n.
hesabın alacak bölümü contra n.
nefes alacak yer breathing space n.
değersiz alacak bad debt n.
adi alacak unsecured claim n.
alacak günleri receivable days n.
alacak miktarı amount due n.
güneş ışınlarını maksimum oranda alacak şekilde tasarlanmış oda sunroom n.
kesinleşmiş alacak specified receivable n.
kan alacak damarı bilmek know which side one's bread is buttered v.
bal alacak çiçeği bilmek know which side one's bread is buttered v.
nefes bile alacak zamanı olmamak hardly to have time to breathe v.
alacak verecek hesaplarını denkleştirmek play with the numbers v.
aklını başından alacak şekilde enravishingly adv.
içine alacak şekilde into prep.
Phrasals
(mahsul, alacak toplamak get in v.
Phrases
can alacak kadar as much as (one's) life is worth adv.
uç uç böceği annen sana terlik pabuç alacak ladybug, ladybug, fly away home expr.
, annem sana terlik pabuç alacak ladybug, ladybug, fly away home expr.
uç, uç böceğim, yarın düğün olacak, annem sana terlik pabuç alacak ladybug, ladybug, fly away home expr.
tüm bu unsurları dikkate alacak olursak If we take into account all of these factors expr.
tüm bunları dikkate alacak olursak If we take into account all of these expr.
Proverb
ucuz mal alacak kadar zengin değilim i'm not rich enough to buy cheap stuff
ucuz mal alacak kadar zengin değilim i'm not rich enough to buy cheap things
Colloquial
polisin sokak gösterilerinde eylemcileri içine alacak şekilde kordonla çevirdiği alan kettle [uk] n.
alışmak biraz daha zaman alacak it takes getting used to expr.
Idioms
oynayacak/alacak bir rol a part to play n.
nefes alacak/soluklanacak bir vakit a breathing space n.
nefes alacak yer breathing room n.
nefes alacak/soluklanacak bir vakit breathing room n.
nefes alacak/soluklanacak bir vakit breathing spell n.
alacak vereceklerini hesaplamak cast up (one's) accounts [obsolete] v.
bal alacak çiçeği bilmek know on which side one's bread is buttered v.
kan alacak damarı bilmek know which side one's bread is buttered on v.
(ödül alacak/işe girecek) ilk kişi olmak be in line v.
(biriyle) arasında borç alacak kalmamak be quits (with someone) v.
(biriyle) arasında borç alacak kalmamak be quits (with somebody) v.
alacak verecek kalmamak call (something) square v.
alacak/kat edecek çok yolu olmak have a long way to go v.
oynayacak/alacak bir rolü olmak have a part to play v.
(bir şeyde) oynayacak/alacak bir rolü olmak have a part to play (in something) v.
işe alacak birini bulmak head hunt v.
bal alacak çiçeği bilmek know on which side your bread is buttered v.
kan alacak damarı bilmek know on which side your bread is buttered v.
bal alacak çiçeği bilmek know which side of (one's) bread is buttered v.
kan alacak damarı bilmek know which side of (one's) bread is buttered v.
bal alacak çiçeği bilmek know which side of one's bread is buttered v.
kan alacak damarı bilmek know which side of one's bread is buttered v.
bal alacak çiçeği bilmek know which side your bread is buttered v.
kan alacak damarı bilmek know which side your bread is buttered v.
bir daha toplanması zor olacak/uzun süre alacak şekilde dağılmış scattered from here to breakfast adj.
aklını başından alacak it'll knock you on your butt expr.
aklını başından alacak it'll knock you on your ass expr.
(biri) hak ettiği cezayı çekecek/alacak (someone) will get (someone's) expr.
Speaking
alacak verecek meselesi yüzünden çıkan kavga the fight that broke out over money n.
alışmak biraz daha zaman alacak it takes some getting used to expr.
babam gelip alacak beni my father will come and get me expr.
bu biraz zaman alacak this will take some time expr.
bu biraz zaman alacak this is going to take some doing expr.
nefes alacak vaktim yok I don't have time to catch my breath expr.
nefes alacak vaktim yok I don't have time to breathe expr.
vakit alacak it will take time expr.
aklını başından alacak It is gonna blow you away expr.
Trade/Economic
alacak tahsildarı debt collector n.
alacak senedi bills receivable n.
alacak davası personal action n.
alacak faturası credit memo n.
alacak ve borçların toplanması pooling of interests n.
alacak davası action of debt n.
alacak senetleri notes receivable n.
alacak bakiyesi credit .balance n.
alacak hesapları accounts receivable n.
alacak tahsil süresi debt collection period n.
alacak senetleri long term notes receivable n.
alacak ve borçların belirlenmesi ve varlıkların paraya dönüştürülmesi ile borçların ödenmesi liquidation n.
alacak verecek assets and liabilities n.
alacak tarafı credit side n.
alacak hakkının kayıtsız ve şartsız olarak teslim edilmesi forfaiting n.
alacak tutarı credit balance n.
alacak hesapları accounts receivables n.
alacak senetleri defteri bills receivable book n.
alacak senedi bill of debt n.
alacak-borç hesabı asset and liability statement n.
ana kuruluş, bağlı ortaklık ve iştiraklerin ticari alacak ve ticari borçlar içindeki payları trade receivables and trade payables from parent company, subsidiaries and participations n.
alacak senetleri acceptance receivable n.
adi alacak unsecured debt n.
alacak bakiyesi remaining receivable n.
alacak senetleri notes receivables n.
alacak bakiyesi effect n.
alacak senedi note receivable n.
alacak ve borçlar listesi list of total debits and credits n.
alacak tahsilatları collection of accounts receivable n.
alacak ve ödeme cetveli statement of cash receipts and cash disbursements n.
alacak bakiyesi credit balance n.
alacak verecek hesabı assets and liability statement n.
alacak senedi bill's receivable n.
alacak senedi bill receivable n.
alacak ve verecek credit and debit n.
alacak senetleri bills receivable n.
alacak belgesi credit voucher n.
alacak hesabı receivable accounts n.
alacak hesapları finansmanı accounts receivable financing n.
alacak bakiye balance receivable n.
alacak bildirimi debit memo n.
alacak dekontu credit memorandum n.
alacak dekontu c/n (credit note) n.
alacak dekontu credit advice n.
alacak dekontu credit note n.
alacak devir hızı accounts receivables turnover rate n.
alacak devir hızı accounts receivable turnover n.
alacak gün sayısı number of days sales in receivables n.
alacak hakkı claim n.
alacak hesapları yönetimi accounts receivable management n.
alacak kaydı credit entry n.
alacak miktarlarının indirilmesi için yapılan giderler charges for discounting amounts receivable n.
alacak olan kimse recipient n.
alacak senetleri reeskontu rediscount for l t notes receivable n.
alacak senetleri reeskontu rediscount of notes receivables n.
alacak senetleri reeskontu rediscount on notes receivables n.
alacak senetleri reeskontu rediscount on notes receivable n.
alacak senetleri reeskontu rediscount ofnotes receivable n.
alacak tahsili collecting debts n.
alacak takibi debt follow-up n.
alacak ve borç itibariyle mizan list of total debits and credits n.
amerika'da kredi kartı alacak hesapları ile desteklenen dönen nitelikteki sertifikalar cards n.
amerika'da kredi kartı alacak hesapları ile desteklenen dönen nitelikteki sertifikalar certificates for amortizing revolving debt n.
batak alacak bad debt n.
bakiye alacak remaining receivable n.
belirli bir faiz sınırına kadar borç alacak kimse marginal borrower n.
banka alacak dekontu bank credit slip n.
borç ve alacak debit and credit n.
borç alacak ve bakiye itibariyle mizan list total debits and credits and the balances n.
borç alacak debit credit n.
bir alacak davasında davalının borcu olmadığına dair yemin etmesi şahitlerin bunun doğruluğunu yeminli olarak teyit etmeleri wager of law n.
bir hesabın alacak bakiyesi credit balance n.
borç-alacak ilişkisi debt-credit relationship n.
borç alacak ilişkisi borrowing and lending relationship n.
borç alacak ilişkisi debt/credit relationship n.
cari hesap alacak bakiyesi current account credit balance n.
değersiz alacak worthless debts n.
çürük alacak bad debt n.
diğer alacak senetleri reeskontu rediscount for otherl t nnotes receivables n.
diğer alacak senetleri reeskontu discounts on other notes receivables n.
diğer alacak senetleri reeskontu rediscount on other notes receivable n.
diğer alacak senetleri reeskontu rediscount on other notes receivables n.
diğer alacak senetleri reeskontu rediscounts on other notes receivables n.
diğer alacak hesapları other amounts receivable n.
diğer alacak senetleri reeskontu prov. for other notes rec. n.
diğer alacak senetleri reeskontu rediscount of other notes rec. n.
diğer alacak senetleri reeskontu rediscounts on other notes receivable n.
donuk alacak illiquid claim n.
donuk alacak non-performing loan n.
discounted iskonto ettirilmiş alacak senetleri discounted note receivable n.
faizlerin arttığı ancak yeteri kadar yükselmediği dolayısıyla krediye aşırı talebin bulunduğu bir ortamda bazı insanların cari faiz oranından ödünç alacak fon bulamamaları dolayısıyla bir tür kredi dağıtımı durumunun ortaya çıkması credit crunch n.
factoring anlaşmasıyla alacak haklarını belirli bir ıskonto karşılığı satıcıdan devralan mali kurum factor n.
gayrimenkuller üzerine kurulabilen bir tür alacak annuity charge bond n.
gönderileni alacak olan recipient n.
hesabın alacak bölümü contra n.
hesabın alacak tarafı credit account n.
hesabın alacak bakiyesi credit balance n.
hesabın alacak tarafı credit n.
hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi revenue sharing claim sales pledge agreement n.
işletmenin alacak hesapları karşılığında örneğin bankalardan kısa süreli finansman elde etmesi accounts receivable financing n.
iskonto edilmiş alacak senetleri note receivable discounted n.
iştirak menfaatleriyle bağlantılı diğer kuruluşlardaki alacak hesapları amounts receivable from other enterprises linked by participating interests n.
ilama bağlı alacak debt secured by a court judgment n.
ipotekti alacak sahibi mortgagee n.
iskonto ettirilmiş alacak account receivable discounted n.
iskonto edilmiş alacak senedi note receivable discounted n.
iskonto ettirilmiş alacak senetleri discounted note receivable n.
kısa vadeli alacak ve borçlar amounts receivable and payable within one year n.
koşullu alacak analizi contingent claims analysis n.
maddi alacak pecuniary claim n.
mahsup etme karşılıklı alacak ve borçların mahsup edilmesi set-off n.
malı alacak olan consignee n.
müşteri alacak hesapları customers account in credit n.
müşterek alacak joint credit n.
müşterilerden alacak faturaları costumers bills receivables n.
nakit alacak cash receivables n.
mücerret alacak abstract claim n.
nakit alacak hesabı cash receivables n.
muaccel alacak receivable due n.
ödemeler bilançosu kayıtlan açısından ülke üzerinde yabancılar lehine alacak hakkı doğuran işlemler debit n.
otomobil alacak hesapları ile destekli, dönen nitelikli sertifikalar certificates of automobile receivables n.
parasal alacak hakkı monetary claim n.
prim alacak karşılıkarı provision for premiums receivable n.
senetsiz alacak account receivable n.
şüpheli ticari alacak karşılığı provisions for doubtful trade receivables n.
şüpheli alacak bad debt n.
soyut alacak abstract claim n.
şüpheli alacak doubtful debt n.
şüpheli alacak doubtful n.
tahsil kabiliyeti bulunmayan alacak non-performing loan n.
ticari alacak trade receivable n.
teminata verilmiş alacak senetleri pledged notes receivable n.
tahsildeki alacak senetleri notes receivables in collection n.
ticari alacak commercial claim n.
tahsilatı yapılmış şüpheli alacak bad debt recovered n.
teslim alacak taraf ship-to party n.
tahsil mümkün olmayan alacak uncollectible loans n.
tahsil edilemeyen alacak bad debt n.
ticari alacak commercial receivable n.
talep edilir alacak demandable debt n.
üzerinde alacak hesabı yazılmış kağıt compass n.
yabancı ülkede yerleşik kişiler üzerindeki alacak hakları claims on foreign residents n.
zaman aşımı nedeniyle tahsili mümkün olmayan alacak bad debt n.
(hesabın) alacak hanesindeki (miktar) standing to the credit of n.
şirketi kurtarmak için satın alacak kişiye sunulan bir tür hisse senedi opsiyonu lock-up option n.
alacak bakiyesi vermek pay credit balance v.
hesabına alacak kaydetmek credit with v.
alacak olan recipient adj.
Law
eski dönemlerde temyiz mahkemesi yargıcı önünde gerçekleşen bir borç-alacak hesaplama usulü charge and discharge n.
bazı alacak davalarında yasal savunma ifadesi nihil debet n.
alacak davası action in personam n.
alacak davası action of debt n.
alacak davası personal action n.
alacak hakları chose in action n.
alacak bakiyesi credit balance n.
alacak hakkı right to claim n.
alacak hakkı alımı forfeiting n.
alacak hakkı olan forfaitor n.
alacak kaydı credit n.
alacak sükun fişi remittance script n.
alacak tahsili debt collection n.
alacak üzerinde rehin pledge of debt n.
alacak üzerinde rehin hakkı pledge of claim n.
alacak üzerinde tutu hakkı pledge of claim n.
belirsiz alacak unquantified debt n.
banka alacak dekontu bank credit slip n.
gelecekteki alacak dormant claim n.
ileriye yönelik alacak dormant claim n.
meblağı belli olmayan alacak talebi unliquidated claim n.
muaccel alacak mature credit n.
meydana gelmesi şüpheli bir olaya bağlı alacak hakkı contingent claim n.
şüpheli alacak bad debt n.
tazminat alacak olan indemnitee n.
tahsil edilemez alacak bad debt n.
alacak karşılığı borçlunun malına el koyma emri extent n.
alacak hakkı right of action n.
Politics
alacak bakiyesi credit balance n.
Insurance
alacak sigortası credit insurance n.
alacak notu credit note n.
tahvil ve alacak sigortası üzerine uzmanlaşmış sigorta şirketi monoline n.
tahvil ve alacak sigortası üzerine uzmanlaşmış sigorta şirketi monoline insurance company n.
Railway
kompartımanları tek veya çift yatak alacak şekilde düzenlenmiş vagon sleeper n.
Aeronautic
teslim alacak olan taşıyıcı receiving carrier n.
yakıt alacak uçak ile tanker uçağının arasındaki irtifa farkı altitude differential n.
Marine
denize çıkan gemileri alacak büyüklükte kanal ship-canal n.
gemiyi alacak kadar büyük ve suyu boşaltılabilir havuz dry dock n.
denize çıkan gemileri alacak büyüklükteki kanal shipway n.
geminin solunda yer alacak şekilde portside adv.
Mental Health
bir durumu anlayacak, sonucunda makul kararlar alacak ve kararının potansiyel sonuçlarını kavrayacak zihni yeterliği olan competent adj.
Tobacco
malı alacak olan consingee n.
Military
alacak makam addressee n.
gereği için alacak makam action addressee n.
malı teslim alacak makam consignee n.
hedefleri tam nişan alacak atış planlama ve uygulaması fire support coordination n.
Football
blok oyuncularının topu alacak kişiyi koruduğu pas hamlesi screen pass n.
Tennis
(topa) filenin dibine düşürüp sayı alacak şekilde hafifçe vurmak dink v.
Baseball
(vurucunun durduğu köşeyi geçerek) sayı alacak şekilde in adv.
sayı alacak koşucu risp (runners in scoring position) abrev.
Cinema
bir çekimde görev alacak kişilere çekim gününden önce ulaştırılan liste call sheet n.
Latin
alacak elde edinilmesi sebebi causa credendi n.