begin

Sens de "begin" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 23 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	begin v.	başlatmak
In many ways it marks another stage down the road begun by Willy Brandt when he was mayor of Berlin. Birçok açıdan Willy Brandt'ın Berlin Belediye Başkanı iken başlattığı yolda yeni bir aşamaya işaret ediyor. More Sentences
2	Common Usage	begin v.	başlamak
Let's begin to play the game. Hadi oyunu oynamaya başlayalım. More Sentences
General
3	General	begin v.	koyulmak
Let's begin our work at once. Derhal işimize koyulalım. More Sentences
4	General	begin v.	söze başlamak
Hello everyone,' she began. 'Let's all take a seat.' "Herkese merhaba," diye söze başladı. "Hepimiz oturalım." More Sentences
5	General	begin v.	önayak olmak
6	General	begin v.	atılmak
7	General	begin v.	adım atmak
8	General	begin v.	yüz tutmak
9	General	begin v.	doğmak
10	General	begin v.	girişmek
11	General	begin v.	vücut bulmak
12	General	begin v.	meydana gelmek
13	General	begin v.	çığır açmak
14	General	begin v.	start almak
15	General	begin v.	start vermek
16	General	begin v.	eli varmak
17	General	begin v.	yetmek
18	General	begin v.	gözü kesmek
19	General	begin v.	muvaffak olmak
20	General	begin v.	açılışı yapmak
21	General	begin v.	(harfle) başlamak
Irregular Verb
22	Irregular Verb	begin v.	began - begun
Computer
23	Computer	begin expr.	başla

Sens de "begin" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 135 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	begin to use v.	kullanıma başlamak
For this reason, chemical micro-sensor technologies have begun to be widely used. Bu nedenle kimyasal mikro sensör teknolojileri yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. More Sentences
2	General	begin works v.	çalışmalara başlamak
Go to the gym and begin working to increase your level of fitness. Spor salonuna gidin ve fitness seviyenizi artırmak için çalışmaya başlayın. More Sentences
3	General	begin to worry v.	endişelenmeye başlamak
I began to worry about my mother. Annem için endişelenmeye başladım. More Sentences
4	General	begin a career v.	kariyere başlamak
After graduating she began a career as a professional dancer and dance instructor. Mezun olduktan sonra profesyonel dansçı ve dans eğitmeni olarak kariyerine başladı. More Sentences
5	General	begin with v.	ile başlamak
I suggest we begin with the Commission. Komisyon ile başlamayı öneriyorum. More Sentences
6	General	begin to date v.	(biriyle) çıkmaya başlamak
One thing led to another and we began to date. Bir şey diğerine yol açtı ve çıkmaya başladık. More Sentences
7	General	begin to understand v.	anlamaya başlamak
The practitioner begins to understand himself, his essence and true value. Uygulayıcı kendini, özünü ve gerçek değerini anlamaya başlar. More Sentences
8	General	begin to work v.	çalışmaya başlamak
Italian diplomacy has begun to work towards restoring the balance. İtalyan diplomasisi dengeyi yeniden tesis etmek üzere çalışmaya başlamıştır. More Sentences
9	General	begin by doing v.	(bir şey) yaparak başlamak
This process usually begins by doing a web search. Bu süreç genellikle bir web araması yaparak başlar. More Sentences
10	General	begin with adv.	ilk olarak
Let us first begin with minimum standards in the cases where there are real problems. Gerçek sorunların olduğu durumlarda ilk olarak asgari standartlarla başlayalım. More Sentences
Phrasals
11	Phrasals	begin by v.	(söyleyerek/yaparak vb) başlamak
I shall begin by addressing some of the points raised this afternoon. Öğleden sonra dile getirilen bazı hususlara değinerek başlayacağım. More Sentences
12	Phrasals	begin with v.	ile başlamak
I should like therefore to begin with the latter. Bu nedenle ikinci konu ile başlamak istiyorum. More Sentences
13	Phrasals	begin with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) başlamak
I will begin with the nine technical amendments. Dokuz teknik değişiklikle başlayacağım. More Sentences
Colloquial
14	Colloquial	begin with expr.	başlangıçta
That is what it was designed to be to begin with. Zaten başlangıçta da böyle tasarlanmıştır. More Sentences
15	Colloquial	begin with expr.	başlangıç olarak
To begin with, we don't have enough money. Başlangıç olarak, yeterli paramız yok. More Sentences
Speaking
16	Speaking	before you begin expr.	başlamadan önce
Before you begin, create an effective redirect strategy, which will help preserve your site’s traffic and link quality. Başlamadan önce, sitenizin trafiğini ve bağlantı kalitesini korumaya yardımcı olacak etkili bir yönlendirme stratejisi oluşturun. More Sentences
17	Speaking	to begin with expr.	öncelikle
To begin with, we do not have an education system that facilitates an understanding of these horizontal connections. Öncelikle bu yatay bağlantıların anlaşılmasını kolaylaştıracak bir eğitim sistemimiz yok. More Sentences
18	Speaking	to begin with expr.	en başta
You shouldn't have come here to begin with. En başta buraya gelmemeliydin. More Sentences
Computer
19	Computer	begin searching expr.	aramaya başla
That day, I began searching for jobs. O gün iş aramaya başladım. More Sentences
General
20	General	begin to go well v.	adama dönmek
21	General	begin to suspect v.	şüpheye düşmek
22	General	begin to grow v.	terlemek
23	General	begin to seem older v.	yaşlı gözükmeye başlamak
24	General	begin to speak v.	söz almak
25	General	begin to develop v.	filizlenmek
26	General	begin afresh v.	yeniden başlamak
27	General	begin to enjoy prosperity v.	feraha çıkmak
28	General	begin to hope v.	umutlanmak
29	General	begin a new season v.	perdelerini açmak
30	General	begin to mourn v.	mateme girmek
31	General	begin to scream v.	feryadı basmak
32	General	begin to flag v.	yorulmaya başlamak
33	General	begin to blow from the northeast v.	poyrazlamak
34	General	begin to work v.	hayata atılmak
35	General	begin to go well v.	bir adama benzemek
36	General	begin to act crazily v.	çılgınlaşmak
37	General	begin quarreling v.	kavgaya tutuşmak
38	General	begin to loathe v.	ikrah getirmek
39	General	begin to play v.	vizyona girmek
40	General	begin beat v.	girişmek
41	General	not to begin v.	el sürmemek
42	General	begin to talk v.	dillenmek
43	General	begin to be forgotten v.	unutulmaya yüz tutmak
44	General	begin to walk v.	ayaklanmak
45	General	begin again v.	baştan almak (işi/konuyu)
46	General	begin quarreling with each other v.	kavgaya tutuşmak
47	General	begin decline v.	zevale yüz tutmak
48	General	begin studies v.	çalışmalara başlamak
49	General	begin a quest v.	arayış içine girmek
50	General	begin one's career v.	kariyerine başlamak
51	General	begin a career v.	meslek hayatına atılmak
52	General	begin to make sense v.	anlamlı gelmeye başlamak
53	General	begin production v.	üretime geçmek
54	General	begin an operation v.	operasyon başlatmak
55	General	begin an operation v.	operasyon düzenlemek
56	General	begin to fight v.	savaş açmak
57	General	begin to worry v.	endişeye kapılmak
58	General	(something) to begin to go well v.	yoluna girmek
59	General	begin to live in (a certain) way v.	yol tutmak
60	General	begin one's broadcasting life v.	yayın hayatına başlamak
61	General	begin to talk v.	dile gelmek
62	General	begin a journey v.	bir yolculuğa başlamak
63	General	begin a journey v.	bir seyahate başlamak
64	General	begin a journey v.	yolculuğa çıkmak
65	General	begin a legal process against someone v.	yasal işlem başlatmak
66	General	begin by doing something v.	bir şey yaparak başlamak
67	General	begin to drop into the low 20s v.	sıcaklık 20 derecelere (22-23) düşmeye başlamak
68	General	begin active duty v.	aktif göreve başlamak
69	General	begin to work v.	iş hayatına atılmak
70	General	begin the construction v.	inşaata başlamak
71	General	begin to get tired v.	yorulmaya başlamak
72	General	re-begin v.	yeniden başlatmak
73	General	re-begin v.	yeniden başlamak
74	General	beg (begin) v.	başlamak
75	General	begin with adv.	evvela
76	General	begin with adv.	ilk önce
77	General	begin with adv.	bir kere
78	General	begin with adv.	öncelikle
Phrasals
79	Phrasals	begin with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) giriş yapmak
80	Phrasals	begin with (someone or something) v.	ilk olarak (biriyle/bir şeyle) başlamak
Phrases
81	Phrases	thank you doesn't begin to say enough expr.	teşekkür etmek yeterli değil
Proverb
82	Proverb	he that would the daughter win, must with the mother first begin	kızın kalbine giden yol annesinden geçer
83	Proverb	he who would climb the ladder must begin at the bottom	bir işte çok iyi bir yere gelmek (yükselmek) istiyorsan en alttan başlayıp adım adım yükselmelisin
84	Proverb	he who would climb the ladder must begin at the bottom	yükselmek için mutlaka öncelikle en alttan başlamak gerekir
85	Proverb	he who would climb the ladder must begin at the bottom	merdiven ayak ayak çıkılır
Colloquial
86	Colloquial	begin with v.	ilk neden olarak
87	Colloquial	begin with expr.	en başta
88	Colloquial	begin with expr.	öncelikle
89	Colloquial	begin with expr.	ilk önce
90	Colloquial	let the game begin expr.	oyun başlasın
Idioms
91	Idioms	begin to see daylight v.	tünelin sonundaki ışığı görmek
92	Idioms	begin to see daylight v.	tünelin ucundaki ışığı görmek (çok çalışıp sonuca ulaşmak)
93	Idioms	begin to see the light v.	anlamaya başlamak
Speaking
94	Speaking	how do we begin this? expr.	nereden başlayalım?
95	Speaking	we begin our walk in front of buckingham palace expr.	yürüyüşümüze buckingham sarayının önünden başlayacağız
96	Speaking	begin with the end in mind expr.	sonu düşünerek başlayın
97	Speaking	the show's about to begin expr.	gösteri başlamak üzere
98	Speaking	the show is about to begin expr.	gösteri başlamak üzere
99	Speaking	to begin with expr.	evvela
100	Speaking	to begin with expr.	ilk olarak
101	Speaking	I don't even know where to begin expr.	nereden başlayacağımı bile bilmiyorum
102	Speaking	I don't even know where to begin expr.	nereden başlasam bilmiyorum
103	Speaking	I don't even know where to begin expr.	nereden başlayacağımı bilmiyorum
104	Speaking	what time does the concert begin? expr.	konser saat kaçta başlıyor?
105	Speaking	let the celebrations begin expr.	kutlamalar başlasın
Law
106	Law	right to begin n.	başlama hakkı
107	Law	begin legal action against v.	yasal yollara başvurmak
108	Law	begin legal action against v.	yasal işlem başlatmak
Computer
109	Computer	begin time n.	başlangıç saati
110	Computer	cheap time begin minute n.	indirimli tarife başlangıç dakikası
111	Computer	begin date n.	başlangıç tarihi
112	Computer	begin size n.	başlangıç boyutu
113	Computer	begin style n.	başlangıç stili
114	Computer	cheap time begin hour n.	indirimli tarife başlangıç saati
115	Computer	begin time n.	başlama zamanı
116	Computer	begin check n.	denetleme başlangıcı
117	Computer	begin message on cover expr.	iletiye kapakta başla
118	Computer	begin scan expr.	taramayı başlat
119	Computer	autoformat begin expr.	otomatik biçim başlat
120	Computer	begin print job expr.	yazdırma işini başlat
121	Computer	begin freeform expr.	serbest formu başlat
122	Computer	begin erase expr.	silmeyi başlat
123	Computer	begin print job expr.	yazdırma işine başla
124	Computer	begin dictation expr.	dikte etmeye başla
125	Computer	begin a group expr.	gruba başla
126	Computer	begin a group expr.	grup başlat
127	Computer	move to line begin expr.	satır başına taşı
128	Computer	move to paragraph begin expr.	paragraf başına taşı
129	Computer	not begin with expr.	belirtilen karakterle başlamaz
130	Computer	not begin with expr.	ilk karakter farklı
Geography
131	Geography	begin morning nautical twilight n.	sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi
132	Geography	begin morning civil twilight n.	deniz şafağından sonraki zaman dilimi
133	Geography	bmnt (begin morning nautical twilight) abrev.	sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi
134	Geography	bmct (begin morning civil twilight) abrev.	deniz şafağından sonraki zaman dilimi
Football
135	Football	begin with a throw-in v.	taç atışıyla başlamak