boiling - Turc Anglais Dictionnaire

boiling

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "boiling" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 24 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
boiling n. kaynama
At the end of the boiling phase, a warning tone sounds again.
Kaynama aşamasının sonunda tekrar bir uyarı sesi duyulur.

More Sentences
General
boiling n. haşlama
boiling n. kaynatma
boiling adj. kavurucu
boiling adj. kızgın
boiling adj. köpüren
boiling adj. kaynatan
boiling adj. kaynar
boiling adj. çok sıcak
boiling adj. kaynayan
boiling adj. haşlayan
boiling adj. şiddetle çalkalanan
boiling adj. şiddetle dönen
boiling adv. kaynar halde
boiling adv. kaynama derecesinde
boiling adv. aşırı derecede
Technical
boiling n. kaynatma
boiling n. kaynama
boiling adj. kaynayan
Automotive
boiling n. kaynama
Food Engineering
boiling n. kaynama noktası
Archaic
boiling n. grup
boiling n. yığın
boiling n. parti

Sens de "boiling" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 189 résultat(s)

Anglais Turc
General
boiling water n. kaynar su
To prepare a standard filter pack, pour a glass of boiling water and insist for about 5 minutes.
Standart bir filtre paketi hazırlamak için bir bardak kaynar su dökün ve yaklaşık 5 dakika ısrar edin.

More Sentences
in boiling water adv. kaynayan suda
Cook the peeled and chopped potatoes for 20 minutes in boiling water.
Soyulmuş ve doğranmış patatesleri kaynayan su içinde 20 dakika pişir.

More Sentences
Idioms
reach (a) boiling point v. kaynama noktasına ulaşmak
Sami's rage reached boiling point.
Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.

More Sentences
Technical
boiling point n. kaynama noktası
Secondly, because 250°C is the boiling point chosen to define VOCs in the EU eco-labelling scheme.
İkinci olarak AB eko-etiketleme programında uçucu organik bileşikleri tanımlamak için seçilen kaynama noktası 250°C'dir.

More Sentences
Automotive
boiling point n. kaynama noktası
I also wish to mention the issue of the boiling point.
Kaynama noktası konusuna da değinmek istiyorum.

More Sentences
Food Engineering
boiling point n. kaynama noktası
Diethyl ether started boiling because lower pressure lowered its boiling point.
Dietil eter kaynamaya başladı çünkü düşük basınç kaynama noktasını düşürdü.

More Sentences
Chemistry
boiling point n. kaynama noktası
Do not bring the temperature of milk to the boiling point.
Sütün sıcaklığını kaynama noktasına getirmeyin.

More Sentences
Environment
boiling point n. kaynama noktası
For every 500 feet increase in elevation, the boiling point drops one degree.
Yükseklikteki her 500 fitlik artış için kaynama noktası bir derece düşer.

More Sentences
Geography
boiling point n. kaynama noktası
The higher gasoline pressure raises the boiling point.
Daha yüksek benzin basıncı kaynama noktasını yükseltir.

More Sentences
Meteorology
boiling point n. kaynama noktası
Ideally, the components of a sample should have different boiling points.
İdeal olarak, bir numunenin bileşenleri farklı kaynama noktalarına sahip olmalıdır.

More Sentences
General
pan boiling n. pişirme
concentrate by boiling n. kaynatarak koyulaştırma
boiling cauldron n. kaynayan kazan
boiling oil n. kızgın yağ
boiling pan n. kaynatma tenceresi
concentrate by boiling v. kaynatarak koyulaştırmak
pour pasta into boiling water v. haşlanmış suya makarna dökmek
be boiling with anger v. sinirden kaynamak
boiling over adj. coşkun
boiling hot adj. cehennem gibi
boiling hot adj. hamam gibi
boiling up adv. fokur fokur
Colloquial
boiling cauldron n. kaynayan kazan
Idioms
boiling point n. sabrının sınırı
boiling point n. geri dönüşü olmayan nokta
boiling point n. sabrının son noktası
boiling point n. taşma noktası
boiling the ocean n. beyhude işlere girme
boiling the ocean n. olmayacak duaya amin deme
boiling frog n. yavaş yavaş gelişen bir durumun/problemin vahim bir hale gelene kadar kendini fark ettirmemesi/fark edilmemesi
boiling point n. kritik nokta
boiling frog syndrome n. kaynayan kurbağa sendromu
boiling point n. vahim durum
boiling frog n. fark ettirmeden/yavaş yavaş çığırından çıkan durum
boiling frog n. hissettirmeden/alttan alta felakete götüren durum
boiling point n. çığırından çıkmış bir hal
boiling frog n. kaynayan kurbağa
keep the pot boiling v. geçinip gitmek
keep the kettle boiling v. bir şeyi sürdürmek
keep the pot boiling v. bir şeyi sürdürmek
have a low boiling point v. çabuk sinirlenmek
have a low boiling point v. kolay sinirlenmek
reach boiling point v. patlama noktasına gelmek
reach boiling point v. kontrol edilemeyecek noktaya gelmek
have a low boiling-point v. çok çabuk öfkelenmek
have a low boiling-point v. çok çabuk sinirlenmek
keep the pot boiling v. ilgiyi canlı tutmak
reach boiling point v. kaynama noktasına gelmek
be at the boiling point v. çok kızgın olmak
keep the pot boiling v. ilgiyi canlı tutmak
keep the pot boiling v. bir şeyi sürdürmek
be boiling with rage v. küplere binmek
reach (a) boiling point v. siniri tepesine çıkmak
reach (a) boiling point v. sabrının sonuna gelmek
reach (a) boiling point v. kontrolden çıkmak
reach (a) boiling point v. kritik noktaya gelmek
reach (a) boiling point v. vahim noktaya gelmek
reach (a) boiling point v. patlama noktasına gelmek
reach (a) boiling point v. kontrol edilemeyecek noktaya gelmek
boiling hot expr. çok ama çok sıcak
Speaking
put the pasta in the boiling water expr. makarnayı kaynar suyun içine atın
put the pasta in the boiling water expr. makarnayı kaynar suyun içine atın
Technical
boiling tub n. kaynatma kazanı
boiling tub n. pişirme kazanı
boiling of sand n. kum kaynaması
kier boiling plant n. pişirme tesisi
partial boiling n. yarı kaynatma
boiling test n. pişirme deneyi
nature of boiling n. kaynama karakteristiği
film boiling n. ince yüzey kaynama
film boiling n. film kaynama
boiling flask n. kaynatma kabı
laboratory boiling flask n. laboratuvar kaynatma kabı
kier boiling n. pişirme
boiling range distribution n. kaynama sıcaklığı aralığı dağılımı
kier boiling jigger n. pişirme jiggeri
boiling fastness n. kaynatma haslığı
kier boiling fastness n. pişirme haslığı
boiling water absorption n. kaynar su soğurması
soda boiling n. soda ile kaynatma
boiling point diagram n. kaynama noktası diyagramı
boiling point elevation n. kaynama noktası yükselimi
boiling temperature n. kaynama sıcaklığı
boiling-off bath n. zamk giderme banyosu
boiling-off loss n. pişirme kaybı
boiling-of loss n. pişirme kaybı
boiling-off agent n. zamk giderme maddesi
boiling-of-bath n. zamk giderme banyosu
boiling-of loss n. kaynatma kaybı
boiling-off loss n. kaynatma kaybı
fastness boiling n. kaynatma haslığı
fastness kier boiling n. kazanda pişirme haslığı
kier boiling n. kazanda pişirme
kier boiling liquor n. pişirme çözeltisi
boiling plant n. kaynatma tesisi
boiling off n. zamkını giderme
boiling temperature n. kaynama ısısı
average boiling point n. ortalama kaynama noktası
low-boiling liquid n. düşük kaynama noktalı sıvı
final boiling point n. nihai kaynama noktası
high boiling oil n. yüksek kaynama noktalı yağ
low-boiling organic compounds n. düşük kaynama noktalı organik bileşikler
boiling flaks with conical ground joints n. konik traşlı cam bağlantılı kaynatma balon
rapid boiling n. hızlı kaynatma
double boiling points n. çift kaynama noktaları
primary boiling n. birincil kaynama
double boiling system n. çift kaynamalı dizge
boiling water reactor n. kaynar su tepkimeci
elevation of boiling point n. kaynama noktası yükselimi
boiling in water n. suda kaynatma
resistance to boiling aqueous solution of mixed alkali n. alkali karışımı kaynar sulu çözeltisine dayanıklılık
nucleate boiling n. kabarcıklı kaynama
resistance to boiling water n. kaynar suya dayanıklılık
resistance to boiling citric acid n. kaynayan sitrik aside dayanıklılık
resistance of flat surfaces of vitreous and porcelain enamels to pure boiling citric acid n. düz camsı ve porselen emaye yüzeylerin kaynayan saf sitrik aside dayanıklılığı
laundering near the boiling point n. kaynama noktasına yakın sıcaklıkta yıkama
heating water below boiling temperature n. suyun kaynama noktası altındaki sıcaklığa kadar ısıtılması
matter soluble in boiling water n. kaynar suda çözünebilir madde
boiling frog syndrome n. haşlanmış kurbağa sendromu
boiling chip n. kaynama taşı
boiling chip n. kaynatma taşı
boiling stone n. kaynatma taşı
boiling stone n. kaynama taşı
equilibrium reflux boiling point n. denge reflü kaynama noktası
resistant boiling adj. kaynatmaya karşı dirençli
high-boiling adj. yüksek derecede kaynar
Textile
boiling fastness n. kaynatma haslığı
fastness to boiling n. kaynatma haslığı
fastness to kier boiling n. kazanda pişirme haslığı
kier boiling jigger n. pişirme jiggeri
kier boiling fastness n. pişirme haslığı
kier boiling n. pişirme
kier boiling n. kazanda pişirme
kier boiling liquor n. pişirme çözeltisi
kier boiling plant n. pişirme tesisi
fast to boiling adj. kaynatmaya karşı has
resistant to boiling adj. kaynatmaya karşı has
fast to boiling adj. kaynatmaya karşı dayanımlı
resistant to boiling adj. kaynatmaya karşı dirençli
Automotive
boiling point n. kaynama sıcaklığı
boiling the hides n. lastikleri yakma
wet boiling point n. ıslak kaynama noktası
dry boiling point n. kuru kaynama noktası
Petrol
high-boiling liquid n. yüksek kaynama noktalı sıvı
Medical
high boiling residues n. yüksek kaynama kalıntıları
Food Engineering
boiling house n. pişirme istasyonu
boiling point elevation n. kaynama noktası yükselmesi
pan boiling n. pişirme
hard boiling n. yavaş pişirme
hard boiling n. zor pişirme
Gastronomy
boiling temperature n. kaynama derecesi
pan boiling n. pişirme
hard boiling n. zor pişirme
hard boiling n. yavaş pişirme
boiling house n. pişirme istasyonu
thin-boiling starch n. sıcak suda çözünen modifiye nişasta
Physics
departure from nucleate boiling ratio n. kabarcıklı kaynamadan ayrılma oranı
boiling temperature n. kaynama sıcaklığı
boiling water reactor n. kaynar sulu reaktör
film boiling n. film kaynama
boiling point of water n. suyun kaynama noktası
boiling-water reactor n. kaynar su reaktörü
bwr (boiling-water reactor) abrev. kaynar su reaktörü
Chemistry
average boiling point n. ortalama kaynama noktası
boiling range n. kaynama aralığı
boiling citric acid n. kaynar sitrik asit
boiling hydrochloric acid n. kaynar hidroklorik asit
elevation of boiling point n. kaynama noktası yükselimi
initial boiling point n. başlangıç kaynama noktası
boiling-point elevation n. kaynama noktası yükselmesi
boiling n-heptane n. kaynar n-heptan
determination of matter extractable by boiling methanol n. ekstrakte edilebilen maddelerin kaynar metanolle tayini
boiling flask n. kaynatma balonu
boiling-point n. kaynama noktası
Environment
boiling water reactor n. kaynayan su tipi nükleer reaktör
Geography
boiling springs n. güney carolina eyaletinde yerleşim yeri
boiling spring lakes n. north carolina eyaletinde yerleşim yeri
boiling springs n. north carolina eyaletinde yerleşim yeri
red boiling springs n. tennessee eyaletinde yerleşim yeri
boiling spring n. kaynaç
boiling spring n. gayzer
Slang
the whole boiling n. cümbür cemaat
boiling mad adj. çok kızgın
boiling mad adj. tepesi atmış
boiling mad adj. gözü dönmüş
boiling mad adj. hiddetli
boiling mad adj. tepesinin tası atmış
boiling mad adj. öfkesi burnunda
boiling mad adj. köpürmüş