boss - Turc Anglais Dictionnaire

boss

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "boss" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 63 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
boss n. patron
My boss told me to call you.
Patronum seni aramamı söyledi.

More Sentences
General
boss n. patron
No one knows who will be the next boss.
Sonraki patronun kim olacağını kimse bilmiyor.

More Sentences
boss n. oyma süs
Salisbury Cathedral has loads of roof bosses.
Salisbury Katedrali'nin pek çok oyma tavan süsü bulunur.

More Sentences
boss v. patronluk yapmak
Tom is always trying to boss everyone around.
Tom her zaman etraftaki herkese patronluk yapmaya çalışıyor.

More Sentences
boss v. patronluk taslamak
Sierra always wants to boss people around.
Sierra her zaman insanlara patronluk taslamak ister.

More Sentences
boss adj. muhteşem
I must say her house is the boss.
Evinin muhteşem olduğunu belirtmeliyim.

More Sentences
Trade/Economic
boss n. patron
"Now, who is the boss?" the father asked.
Söyle bakalım patron kimmiş?' diye sordu babası.

More Sentences
General
boss n. şef
boss n. yönetici
boss n. ustabaşı
boss n. şişlik
boss n. kabara
boss n. damlataşı
boss n. işveren
boss n. usta
boss n. kabartma
boss n. yetkili merci
boss n. okçuluk hedefinin saman arkalığı
boss n. kitap kapaklarına takılan bakır kenarlık
boss v. kabartma yapmak
boss v. yönetmek
boss v. otoriter olmak
boss v. idare etmek
boss v. (kibirli bir şekilde) emir yağdırmak
boss adj. şef
boss adj. usta
boss adj. sorumlu
boss adj. yetkili
boss adj. ana
boss adj. temel
Colloquial
boss n. (kadın eş anlamında) patron
Trade/Economic
boss n. şef
boss n. üst
Politics
boss n. bir partiyi kontrol eden profesyonel siyasetçi
Technical
boss n. alt kalıp
boss n. başlık
boss n. kabartma süs
boss n. topuz
boss n. seramik ve cam yapımında kullanılan yumuşak ped
boss n. fayans ve duvarcılıkta harç koymak için kullanılan ahşap kap
boss n. baraj
boss v. (sac) bir yüzeye uygun hale getirmek için çekiçlemek
Computer
boss n. (video oyunlarında) bölüm sonu canavarı
boss n. (video oyunlarında) baş düşman
boss n. (video oyunlarında) oyun sonunda yenilmesi gereken düşman
boss n. (video oyunlarında) bölüm sonu canavarı
Automotive
boss n. başlık
boss n. piston pini taşıyan piston bölümler
boss n. tekerleğin anahtarla sıkıştırıldığı şaftın geniş kısmı
Aeronautic
boss n. göbek
Marine
boss n. pervane göbeği
Medical
boss n. kifoz çıkıntısı
boss n. kamburluk çıkıntısı
Biology
boss n. çıkıntı
boss n. şişik
Agriculture
boss n. inek
boss n. buzağı
Geology
boss n. tümsekli yer
boss n. genellikle bitki örtüsünden yoksun düz tümseklik
Sport
boss n. hedef tahtasının asıldığı, eskiden saman balyasından yapılan köpük blok
Slang
boss adj. altı okka
British Slang
boss n. harika
boss n. mükemmel

Sens de "boss" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 152 résultat(s)

Anglais Turc
General
being a boss n. patronluk
a demanding boss n. çok iş bekleyen patron
shift boss n. vardiya şefi
propeller boss n. pervane burcu
media boss n. medya patronu
young boss n. genç patron
ex-boss n. eski patron
crime boss n. suç patronu
crime boss n. mafya babası
mob boss n. çete lideri
mob boss n. suç lordu
mob boss n. bir suç şebekesinin başındaki kimse
straw boss n. şef
female boss n. kadın patron
big boss n. büyük patron
yarder boss n. kereste deposu şefi
yard boss n. şantiye şefi
yard boss n. kereste deposu şefi
boss [dialect] [uk] n. hasır tabure
gang boss n. mafya babası
boss about v. patron gibi davranmak
boss around v. patronluk taslamak
boss someone around v. birine emir yağdırmak
boss about v. amirlik taslamak
boss someone around v. birine karşı amirane davranmak
boss over v. emir yağdırmak
boss over v. emirler yağdırmak
be one's own boss v. kendi patronu olmak
be one's own boss v. kendisinin patronu olmak
become one's own boss v. kendisinin patronu olmak
become one's own boss v. kendi patronu olmak
boss around v. (birisini) sindirmek
boss around v. kabadayılık etmek
boss around v. gözünü korkutmak
be one's own boss v. kendi kendisinin patronu olmak
boss-eyed adj. şaşı
like a boss adj. patron gibi
boss [dialect] [uk] adj. boş
boss [dialect] [uk] adj. delik
Phrasals
boss around v. amirane davranmak
boss around v. emir yağdırmak
boss (one) about v. (birine) emir yağdırmak
boss (one) about v. (birine) patronluk taslamak
boss (one) about v. (birine) amirane davranmak
boss (one) around v. (birine) amirane davranmak
boss (one) around v. (birine) emir yağdırmak
boss (one) around v. (birine) patronluk taslamak
boss (one) around v. (birine) ne yapacağını söylemek
boss (one) about v. (birine) ne yapacağını söylemek
Phrases
who died and made you boss expr. seni kim patron/lider yaptı?
who died and made you boss expr. ne hakla bunları söyleyebiliyorsun?
who died and made you boss expr. kim öldü de patron oldun?
who died and made you boss expr. sen ne zaman başımıza patron kesildin?
who died and made you boss expr. sen kendini ne zannediyorsun?
Colloquial
a real job with a boss n. patronu olan gerçek bir iş
pit boss n. kumarhanede masalardan sorumlu bir görevli
boss lady n. yetkili kadın
boss man n. yetkili adam
boss lady n. baştaki kadın
boss lady n. patron hanım
boss man n. patron adam
boss lady n. belli bir yerdeki en yetkili kadın
boss man n. baştaki adam
boss man n. belli bir yerdeki en yetkili adam
boss cocky [australia] n. patron
boss cocky [australia] n. yetkili kimse
pannikin boss [australia] n. usta başı
bil (boss is listening) abrev. patron dinliyor
Idioms
get in the doghouse with one's boss v. patronuyla başı dertte olmak
be in the doghouse with one's boss v. patronuyla papaz olmak
get in the doghouse with one's boss v. patronuyla papaz olmak
find oneself in the doghouse with one's boss v. patronuyla papaz olmak
find oneself in the doghouse with one's boss v. patronuyla başı dertte olmak
be in the doghouse with one's boss v. patronuyla başı dertte olmak
show somebody who's boss v. birine patronun kim olduğunu göstermek
like a boss adv. ustalıkla
like a boss adv. ustaca
like a boss adv. mahirane
who died and made you boss? expr. sem kimsin de böyle emirler yağdırıyorsun?
who died and made you boss? expr. bu ne cüret?
who died and made you boss? expr. sana bu yetkiyi kim verdi?
who died and made you boss? expr. sen kim oluyorsun?
who died and made you boss? expr. sen bu yetkiyi nereden aldın?
it's boss expr. harika
it's boss expr. muhteşem
that's boss expr. harika
it's boss expr. olağanüstü
that's boss expr. olağanüstü
that's boss expr. muhteşem
Speaking
my boss didn't even warn me expr. patronum beni uyarmadı bile
I'm the boss here expr. burada patron benim
you are the boss expr. patron sensin
I'll show them who’s boss expr. onlara kimin patron olduğunu göstereceğim
I am my own boss expr. kendi işimin patronuyum
I am the boss of my own business expr. kendi işimin patronuyum
don’t boss me around expr. bana patronluk taslama
boss fired me expr. patron beni işten kovdu
is your boss a nice person? expr. patronun iyi biri mi?
the boss must be crazy expr. patron çıldırmış olmalı
the boss must be crazy expr. patron deli olmalı
if you carry on like this the boss will reveal your identity expr. böyle gidersen patron seni deşifre edecek
get the info that'll take us to your boss and they're all yours expr. bizi patronuna ulaştıracak bilgileri getir hepsi senin
what did the boss say? expr. ne diyor patron?
If the boss tells me off I need you to back me up expr. patron fırça atarsa beni koruyacaksınız
Trade/Economic
party boss n. ortak işveren
bungee boss n. bir görevi gerçekleştirmek amacıyla kısa süreliğine göreve getirilmiş yönetici
little boss n. küçük patron
Law
boss (bureau of state security) abrev. güney afrika devlet güvenlik bürosu
Politics
political boss n. siyasi lider
political boss n. siyasi parti lideri
party boss n. siyaset lideri
party boss n. siyasi parti lideri
political boss n. siyaset lideri
party boss n. siyasi lider
party boss n. siyasi parti lideri
Technical
loose boss rollers with non-removable bosses n. çıkarılamayan kovanlı serbest baskılar
pin boss n. pim yuvası
support boss n. askı düğmesi
wheel boss n. tekerlek göbeği
rail boss n. ray göbeği
bearing boss n. burç başı
Computer
level boss n. bölüm sonu canavarı
level end boss n. (video oyunlarında) bölüm sonu canavarı
boss screen n. özellikle iş yerinde bilgisayarda oyun oynadığını gizlemek için kullanılan ekran görüntüsü
Automotive
piston boss n. piston çıkıntısı
wheel nut boss n. bijon somunu yuvası
gear selector boss n. vites kolu konsol bağlantısı
gear selector boss n. vites kolu topuzu
valve guide boss n. supap kılavuzu çıkıntısı
pin boss n. pim yuvası
piston boss distance n. piston pim yuvaları arasındaki mesafe
piston boss n. piston pim yuvası
horn boss n. korna düğmesi
Aeronautic
propeller boss n. pervane burcu
Mining
fire boss n. havalandırma gözetmeni
fire boss n. havalandırma nezaretçisi
pit boss n. kömür madeninin belirli bir bölümündeki işçilerden sorumlu formen
Breeding
trail boss n. çoban
Slang
convict boss n. hapishane sisteminde yetkilendirilmiş mahkum
tank boss n. cezaevinde herhangi bir bölümün huzurundan sorumlu mahkum
boss dick n. polis
boss dick n. polis memuru
boss dick n. aynasız
boss dick n. polis memuru
boss dick n. polis
boss up v. bastırmak
boss up v. her şeyini ortaya koymak
boss up v. kararlı bir şekilde yaklaşmak/ilerlemek/davranmak
boss up v. azmetmek
the boss got up me for being late expr. patron geç kaldığım için beni azarladı
Modern Slang
air boss n. hava trafik kontrolörü
air boss n. hava araçlarının hareketi, inmesi, kalkması gibi operasyonlardan sorumlu kontrol kulesinde oturan ve hava trafiğini izleyen görevli