crowded - Turc Anglais Dictionnaire

crowded

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "crowded" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 10 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
crowded adj. kalabalık (yer)
We are working in a crowded market, colleagues.
Kalabalık bir pazarda çalışıyoruz, meslektaşlarım.

More Sentences
crowded adj. kalabalık
General
crowded adj. dolu
The plane was crowded with tourists.
Uçak turistlerle doluydu.

More Sentences
crowded adj. mahşeri
crowded adj. sıkışık
crowded adj. toplanmış (bir yere)
crowded adj. dopdolu
crowded adj. tıkış tıkış
crowded adj. olay veya deneyimle dolu
crowded adj. olay veya deneyim bakımından zengin

Sens de "crowded" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 29 résultat(s)

Anglais Turc
General
crowded beach n. kalabalık plaj
Tom and Mary like crowded beaches.
Tom ve Mary kalabalık plajları severler.

More Sentences
be crowded v. kalabalık olmak
Since the train was crowded, I stood all the way to Kyoto.
Tren kalabalık olduğu için Kyoto'ya kadar ayakta gittim.

More Sentences
get crowded v. kalabalık olmak
It does get crowded, so come early.
Kalabalık oluyor, o yüzden erken gelin.

More Sentences
become crowded v. kalabalık olmak
The bus became crowded.
Otobüs kalabalık oldu.

More Sentences
become crowded v. kalabalıklaşmak
The bus became crowded.
Otobüs kalabalıklaştı.

More Sentences
too crowded adj. çok kalabalık
The theater was too crowded.
Tiyatro çok kalabalıktı.

More Sentences
very crowded adj. çok kalabalık
The Sic Bo table is often very crowded.
Sic Bo masası genellikle çok kalabalıktır.

More Sentences
more crowded adj. daha kalabalık
The train was more crowded than usual.
Tren normalden daha kalabalıktı.

More Sentences
Colloquial
crowded dance floor n. kalabalık dans pisti
The high ceilings and crowded dance floor will whip you up into a nocturnal frenzy!
Yüksek tavanlar ve kalabalık dans pisti sizi gece çılgınlığına sürükleyecek!

More Sentences
Speaking
it was crowded expr. kalabalıktı
It was crowded.
Kalabalıktı.

More Sentences
General
crowded profession n. çok rağbet gören meslek
crowded population n. kalabalık nüfus
crowded streets of the city n. şehrin kalabalık sokakları
be very busy and crowded v. arı kovanı gibi işlemek
get crowded v. kalabalıklaşmak
be very crowded v. adam almamak
be crowded with rednecks v. amele kaynamak
be crowded with hicks v. maganda kaynamak
be crowded with rednecks v. maganda kaynamak
very crowded adj. iğne atsan yere düşmez
very crowded adj. mahşer gibi
very crowded adj. tıklım tıklım
in crowded places adv. kalabalık yerlerde
Colloquial
be crowded with hicks v. amele kaynamak
be crowded with hicks v. maganda kaynamak
Speaking
it is very crowded here n. burası çok kalabalık
Automotive
crowded engine compartment n. kalabalık motor bölmesi
Dentistry
crowded teeth n. çapraşık dişler
Apiculture
crowded colony n. kalabalık koloni