dive - Turc Anglais Dictionnaire

dive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "dive" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 67 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
dive v. dalmak
The children all dived into the sea with joy.
Çocukların hepsi sevinçle denize daldı.

More Sentences
General
dive n. dalış
If you want a deeper dive, try this.
Daha derin bir dalış istiyorsanız, bunu deneyin.

More Sentences
dive n. atlama
He did a pencil dive into the pool.
Havuza çivileme atladı.

More Sentences
dive n. batakhane
It is a dive bar.
Burası bir batakhane.

More Sentences
dive v. atlamak
I am not brave enough to dive off a bridge.
Köprüden atlayacak kadar cesur değilim.

More Sentences
dive v. pike yapmak
The bomber jet dived into the sky.
Bombardıman uçağı gökyüzüne pike yaptı.

More Sentences
dive v. düşmek
Exhausting high temperatures have been diving.
Perişan eden yüksek sıcaklıklar artık düşmekte.

More Sentences
dive v. dalmak
Peter has been taking diving classes.
Peter dalış dersleri alıyormuş.

More Sentences
dive v. dalış yapmak
Here you can play golf, go diving or surfing.
Burada golf oynayabilir, dalış yapabilir veya sörf yapabilirsiniz.

More Sentences
dive v. girivermek
They dived into a café for some refreshment.
Biraz serinlemek için bir kafeye giriverdiler.

More Sentences
Automotive
dive v. dalmak
He loves to make people laugh, to crash Excel, and to dive.
İnsanları güldürmeyi, Excel'i çökertmeyi ve dalmayı seviyor.

More Sentences
Aeronautic
dive n. dalış
Free dive snorkel should have a simple design.
Serbest dalış şnorkeli basit bir tasarıma sahip olmalıdır.

More Sentences
Sport
dive n. dalış
Each dive on the five-person submarine will last eight hours.
Beş kişilik denizaltıdaki her dalış sekiz saat sürecek.

More Sentences
dive v. kendini yalandan yere atmak
The player dived suddenly to avoid the attack.
Oyuncu saldırıdan kaçınmak için birdenbire kendini yalandan yere attı.

More Sentences
General
dive n. yaylanarak atlama
dive n. dalma
dive n. planjon
dive n. pike
dive n. kumru
dive n. iyilik simgesi
dive n. barış yanlısı kimse
dive n. sevgili
dive n. uysal kişi
dive n. ılımlı politikacı
dive n. beyaz güvercin
dive n. konuya dalma
dive n. konuyu keşfetme
dive n. ele geçirme amacıyla saldırma
dive n. mat veya alet üzerinden havaya balıklama atlayıp öne yuvarlanma
dive v. su altına dalmak
dive v. suya dalmak
dive v. azalmak
dive v. batmak
dive v. gömülmek
dive v. elini daldırmak
dive v. balıklama atlamak
dive v. suya atlamak
dive v. konuya dalmak
dive v. çabucak işe koyulmak
dive v. ele geçirmek için hücum etmek
dive v. acele etmek
dive v. hızla gitmek
dive v. hızla uzanmak
Irregular Verb
dive v. dove/dived - dived
dive v. dived/dove - dived
Trade/Economic
dive n. (hisse senedi, gayri maddi kıymette) keskin düşüş
Politics
dive n. barış yanlısı
dive n. savaş aleyhtarı
Technical
dive v. suya atlamak
Aeronautic
dive n. balıklama atlayış
dive n. pike
dive v. pike yapmak
Astronomy
dive n. güvercin (takımyıldızı)
Sport
dive n. atlama
dive n. dalma
dive n. plonjon
dive n. (amerikan futbolunda) top tutucusunun daha kısa mesafe koşmak için çizgiye daldığı bir hücum hareketi
dive n. (boks) sonucu önceden belirlenmiş maçta yalandan nakavt olma
dive n. (futbol) yalandan sakatlanma
dive v. atış kazanmak için çelme takılmış gibi yapmak
dive v. tüplü dalış yapmak
dive v. sualtı dalışı yapmak
Archaic
dive v. nüfuz etmek
dive v. keşfetmek
Slang
dive n. batakhane
dive n. iki boksörün çarpışması sonucu nakavt
British Slang
dive n. kötü/pis yer

Sens de "dive" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 184 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
nose dive n. pike
General
last dive n. son dalış
Chinese diver Chen Aisen earned a perfect score on his last dive.
Çinli dalgıç Chen Aisen son dalışında mükemmel bir puan aldı.

More Sentences
dive into v. dalmak
Are you ready to dive into the art of digital knife throwing and claim your high score?
Dijital bıçak fırlatma sanatına dalmaya ve yüksek puanınızı almaya hazır mısınız?

More Sentences
Phrasals
dive in v. direkt dalmak
Pat stripped off his clothes and dived in.
Pat, elbiselerini çıkardı ve direkt daldı.

More Sentences
dive in v. dalmak
It's dangerous to dive in shallow water.
Sığ suda dalmak tehlikeli.

More Sentences
dive into v. dalmak
Bill dived into the river to save the drowning child.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

More Sentences
General
nose dive n. ani düşüş
dive time at current depth n. dipte kalma süresi
feet-first dive n. çivileme
dive bomber n. bombardıman uçağı
scuba-dive n. tüplü dalış
dive bar n. ucuz, kalitesiz bar
swan dive n. ani düşüş
swan dive n. keskin iniş
swan dive n. çakılma
dive headfirst v. balıklama dalmak
dive into v. pike yapmak
dive headfirst v. balıklama atlamak
nose-dive v. aniden düşmek
nose-dive v. pike yapmak
dive into the crowd v. kalabalığın içine dalmak
dive into the crowd v. kalabalığa karışmak
dive into the crowd v. kalabalığın içine karışmak
dive into the crowd v. kalabalığa dalmak
dive into a bag v. çanta karıştırmak
dive into a bag v. çantasını karıştırmak
dive into the bushes v. çalılıklara dalmak
scuba-dive v. skuba ile dalmak
scuba-dive v. tüple dalmak
dive-bomb v. havada dalışa geçip bomba bırakmak
dive-bomb v. pikeye geçip bomba bırakmak
dive with sharks v. köpekbalıklarıyla dalış yapmak
dive into (something) v. (bir şeyin) içine atlamak
dive into (something) v. (bir şeye) dalmak
dive-bomb v. bölgesine giren insan veya hayvana saldırmak
dive-bomb v. bölgesine giren canlının baş kısmına saldırmak
skin-dive v. serbest dalış yapmak
stage-dive v. (konser sırasında) sahneden seyirciye doğru atlamak
swan-dive v. kuğu dalışı yapmak
swan-dive v. aniden düşmek
swan-dive v. sertçe inmek
swan-dive v. çakılmak
Phrasals
dive into v. iştahla yemeye başlamak
dive in v. balıklama atlamak/dalmak
dive in v. iştahla yemeye başlamak
dive into v. hevesle başlamak/girişmek
dive in v. bir şeyin içine dalmak
dive into v. balıklama atlamak/dalmak
dive in v. hevesle başlamak/girişmek
dive in v. balıklama dalmak
dive in v. hevesle başlamak/üstlenmek
dive into (something) v. yemeğe girişmek/gömülmek
dive into (something) v. iştahla yemeye başlamak
dive in v. hemen başlamak
dive into (something) v. (bir şeye) hevesle başlamak/girişmek
dive off v. bir yerden tepesi üstü/kafa üstü atlamak
dive into v. yemeğe girişmek/gömülmek
dive in v. hızlı bir giriş yapmak
dive in v. korkusuzca dalmak
dive in v. korkusuzca girişmek
dive off v. bir yerden balıklama dalış yapmak
dive into (something) v. (bir şeye) düşünmeden dalmak/girişmek
dive into v. bir şeyin içine dalmak
dive off v. bir yerden balıklama atlamak
dive into (something) v. yemeğe saldırmak
dive in v. yemeğe girişmek/gömülmek
Colloquial
a dive n. ucuz ve kalitesiz mekan
creep dive n. izbe mekan
creep dive n. boktan mekan
creep dive n. leş mekan
creep dive n. leş
Idioms
deep dive n. kılı kırk yararak inceleme
deep dive n. derinlemesine inceleme
deep dive n. altından girip üstünden çıkma
deep dive n. ıncığına cıncığına kadar bakmak
deep dive n. ayrıntılı/iyice inceleme
go into a nose dive v. baş aşağı gitmek
dive in with both feet v. dört elle sarılmak
dive in with both feet v. bir işe balıklama dalmak
make a dive (for something) v. (bir şeye ulaşmak için) ileri atılmak
make a dive (for someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önüne atlamak
take a dive v. aniden çakılmak
duck and dive v. ustalıkla sıyrılmak/sıvışmak
take a dive v. bir anda tepetaklak olmak
duck and dive v. ustalıkla baş etmek/başa çıkmak
make a dive (for something) v. (bir şeyi tutmak için) dalış yapmak
take a dive v. borsada bir anda piyasa değeri çakılmak/düşmek
duck and dive v. zekasıyla/beceriklilikle çözmek
duck and dive v. ustalıkla savuşturmak
duck and dive v. zekasıyla/beceriklilikle atlatmak
duck and dive v. ustalıkla başından savmak
duck and dive v. zekasıyla/beceriklilikle üstesinden gelmek
duck and dive v. zekasıyla/beceriklilikle savuşturmak
take a dive v. futbolda karşı takımdan biriyle çarpıştıktan sonra kendini yere atıp çok acı çekiyormuş gibi numara yapmak
take a dive v. borsada hisseler bir anda çakılmak
make a dive (for someone or something) v. (birini/bir şeyi) tutmak için uçmak
take a dive v. bir anda kötüleşmek
duck and dive v. ustalıkla kurtulmak
take a dive v. futbolda kendini bilerek yere atıp yaralanma numarası yapmak
duck and dive v. zekasıyla/beceriklilikle sıyrılmak
take a dive v. borsada bir anda hisse değeri düşmek
make a dive (for something) v. (bir şeyi tutmak için) atlamak
take a dive v. bir anda düşmek
crash dive v. ani dalışa geçmek
crash dive v. ani düşüşe geçmek
crash dive v. ani dalış yapmak
make a dive v. tutmak için uçmak
make a dive v. önüne atlamak
make a dive v. ileri atılmak
make a dive v. dalış yapmak
make a dive v. atlamak
Technical
angle of dive n. dalış açısı
power-dive v. ek motor gücüyle dik dalış yapmak
power-dive v. motorlu dalış yaptırmak
Computer
dive plane n. dalış uçağı
Automotive
anti-dive n. dalmayı önleme
dive plates n. bastırma plakaları
Aeronautic
dive flap n. dalış flabı
dive angle indicator n. dalma açısı göstergesi
dive flap n. pike flabı
dive brake n. dalış freni
angle of dive n. dalış açısı
angle of dive n. pike açısı
nose dive n. pike
power dive n. gazlı pike
nose-dive n. uçağın düşmesi
nose-dive n. uçağın yere çakılması
dive brake n. hava freni
take a nose-dive into v. yere çakılmak
power dive v. (uçak) gazlı pike yapmak
power dive v. (uçağa) gazlı pike yaptırmak
dive-bomb v. pike bombardımanı yapmak
dive-bomb v. dalış bombardımanı yapmak
sky dive v. paraşüt ile atlamak
sky dive v. uçaktan atlayış gösterisi yapmak
Marine
no-decompression dive n. duraksız dalış
pre-dive check n. dalış öncesi kontrol
crash dive n. ani dalış
dive support vessel n. dalış destek gemisi
reverse dive n. ters dalış
reverse dive n. geriye dönük yapılan dalış
Zoology
mammalian dive reflex n. memeli dalış refleksi
Military
fam dive n. tanıma dalışı
climb and dive indicator n. tırmanış ve dalış göstergesi
dive attack n. pike taarruzu
dive bombing n. pike bombardımanı
dive bomber n. pike bombardıman uçağı
dive-bomber n. pike bombardıman uçağı
dive attack n. dalış taarruzu
dive bombing n. dalış bombardımanı
night dive n. gece dalışı
hull search dive n. karina arama dalışı
salvage dive n. kurtarma dalışı
Sport
back dive n. geriye atlayış
feet first dive n. çivileme atlayış
dive shot n. düşerek atış
high dive n. yüksekten dalış
forward dive n. öne atlama
compulsory dive n. zorunlu atlayış
inward dive n. yunus atlayışı
cutaway inward dive n. yunus atlayışı
reserve dive n. ters dalma
warm up dive n. ısınma atlayışı
dive leader n. dalış lideri
twist dive n. yüzücünün hem yanal hem de dikey biçimde dönerek suya atladığı atlama stili
swan dive n. kuğu dalışı
swallow dive n. kuğu dalışı
swan dive n. kuğu hareketi
Volleyball
dive -dive & roll n. plonjon
Art
fish dive n. balerinin partneri tarafından kucaklanıp baş aşağı tutulduğu bir dans hareketi
Music
dive-bomb n. gitarda harmonik vurulduktan sonra tremolo kolu ile yapılan hareket
Abbreviation
rdp (recreational dive planner) n. eğlence dalış planlayıcısı
Slang
creep dive n. dejenere/kötü insanlarla dolu mekan
creep dive n. keşhane
creep dive n. izbe yer
gin dive n. köhne bar
gin dive n. izbe bar
take a dive v. nakavt numarası yapmak
dive a muff v. oral seks yapmak
dive a muff v. sakso çekmek
dive a muff v. ağzına almak
dive a muff v. bir kadına oral seks yapmak
British Slang
muff-dive v. kadına oral çekmek/yapmak
Star Wars
ahr's dive n. ahr'ın batakhanesi