doku - Turc Anglais Dictionnaire

doku

Sens de "doku" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
doku tissue n.
The tumor was composed of nerve tissue.
Tümör sinir dokusundan oluşmaktaydı.

More Sentences
doku texture n.
The walls have a silky texture, I like it.
Duvarların ipeksi bir dokusu var, bunu sevdim.

More Sentences
General
doku fabric n.
They have the feeling that our industrial fabric is unravelling day after day.
Endüstriyel dokumuzun günden güne çözülmekte olduğu hissine kapılıyorlar.

More Sentences
Technical
doku texture n.
Every new shape, color, texture, taste and sound is a learning experience for them.
Her yeni şekil, renk, doku, tat ve ses onlar için bir öğrenme deneyimidir.

More Sentences
doku tissue n.
In this respect it is important that the use of aborted foetal tissue be excluded.
Bu bağlamda, kürtajla alınmış fetal doku kullanımının hariç tutulması önemlidir.

More Sentences
Informatics
doku texture n.
CSIRO's specialists in food texture and flavour science achieved this in eight months.
CSIRO'nun gıda dokusu ve lezzet bilimi uzmanları bunu sekiz ayda başardı.

More Sentences
Textile
doku texture n.
CSIRO’s specialists in food texture and flavour science achieved this in eight months.
CSIRO'nun gıda dokusu ve lezzet bilimi uzmanları bunu sekiz ayda başardı.

More Sentences
Construction
doku texture n.
Add some top layers with different textures to detail the surface.
Yüzeyi detaylandırmak için farklı dokulara sahip bazı üst katmanlar ekleyin.

More Sentences
Medical
doku tissue n.
It is equally important to ensure that no 'sub-standard' tissues and cells are exported to third countries.
"Standart altı" doku ve hücrelerin üçüncü ülkelere ihraç edilmemesini sağlamak da aynı derecede önemlidir.

More Sentences
Food Engineering
doku tissue n.
It is equally important to ensure that no 'sub-standard' tissues and cells are exported to third countries.
Standart altı' doku ve hücrelerin üçüncü dünya ülkelerine ihraç edilmemesini sağlamak da aynı derecede önemlidir.

More Sentences
doku texture n.
We also have blocks that use models and textures defined in Hytale Model Maker.
Ayrıca Hytale Model Maker'da tanımlanan modelleri ve dokuları kullanan bloklarımız da var.

More Sentences
Biology
doku tissue n.
It is good news for patients that we will soon have Community legislation on tissues and cells.
Yakında doku ve hücrelere ilişkin Topluluk mevzuatına sahip olacak olmamız hastalar için iyi bir haberdir.

More Sentences
General
doku configuration n.
doku fiber n.
doku web n.
doku fibre n.
doku contexture n.
Technical
doku grain n.
Computer
doku texture graphics n.
Construction
doku pattern n.
Biology
doku gray matter n.

Sens de "doku" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
(doku/organ) nakletmek graft v.
General
doku kültürü tissue culture n.
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Doku kültürü açısından bakıldığında, bu deney için ortam daha katı bir şekilde tanımlanmalıdır.

More Sentences
sosyal doku social fabric n.
Close to the citizens, they have made it possible to maintain a European social fabric.
Vatandaşlara yakın olarak, Avrupa sosyal dokusunun korunmasını mümkün kıldılar.

More Sentences
canlı doku living tissue n.
These particles emit alpha-radioactivity, which is particularly aggressive towards living tissue.
Bu parçacıklar özellikle canlı dokulara karşı saldırgan olan alfa radyoaktivitesi yayar.

More Sentences
zengin doku tapestry n.
The country offers a tapestry of ancient cultures and religions.
Ülke, antik kültürler ve dinler açısından zengin bir doku ortaya koyuyor.

More Sentences
Medical
doku örneği tissue sample n.
After the tissue sample is taken, your doctors will need to analyze it.
Doku örneği alındıktan sonra doktorlarınızın bunu analiz etmesi gerekecektir.

More Sentences
doku bozukluğu lesion n.
The doctor examined the lesion on the patient's arm.
Doktor, hastanın kolundaki doku bozukluğunu muayene etti.

More Sentences
doku kaybı tissue loss n.
Tissue loss reduces the amount of water in your body.
Doku kaybı vücudunuzdaki su miktarını azaltır.

More Sentences
yumuşak doku soft tissue n.
More invasive surgery releases soft tissue structures in the foot.
Daha invaziv cerrahi, ayaktaki yumuşak doku yapılarını serbest bırakır.

More Sentences
canlı doku living tissue n.
Living tissue is not preserved over millions of years.
Canlı doku milyonlarca yıl boyunca korunmaz.

More Sentences
kas doku muscle tissue n.
Muscle tissue consists of innumerable cells.
Kas dokusu sayısız hücreden oluşur.

More Sentences
doku masajı tissue massage n.
Deep tissue massage is more active and intense.
Derin doku masajı daha aktif ve yoğundur.

More Sentences
doku zararı tissue damage n.
The oil also may help to reduce the tissue damaging effects of radiation that is used to kill cancer cells.
Yağ ayrıca kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan radyasyonun dokuya zarar veren etkilerini azaltmaya da yardımcı olabilir.

More Sentences
doku hasarı tissue damage n.
Radon itself does not really cause tissue damage.
Radonun kendisi gerçekte doku hasarına neden olmaz.

More Sentences
yağ doku adipose tissue n.
In humans, the distribution of adipose tissue in the body can vary depending on sex.
İnsanlarda yağ dokusunun vücuttaki dağılımı cinsiyete bağlı olarak değişebilir.

More Sentences
sağlıklı doku healthy tissue n.
These diseases cause the immune system to attack healthy tissue and organs.
Bu hastalıklar bağışıklık sisteminin sağlıklı doku ve organlara saldırmasına neden olur.

More Sentences
(kan, doku, organ) bağışçısı olmak donate v.
All of his coworkers offered to donate skin for the badly burnt worker.
Tüm iş arkadaşları ağır yanan işçi için deri bağışında bulunmayı teklif etti.

More Sentences
General
ahşap doku wood texture n.
doku bozulması lesion n.
lifli doku fibrous tissue n.
doku oluşumu histogenesis n.
bitki dokusunu doku kültürüne almak için bitkiden ayırma explanting n.
kemiksi doku osteoid n.
doku büyümesi neoplasm n.
lokal olarak doku ve damarları büzen ilaç astringent n.
damarlı doku vascular tissue n.
taneli doku granulation tissue n.
yumuşak doku pith n.
ince doku light case n.
doku korunması tissue preservation n.
özel doku parenchyma n.
doku nakli transplantation n.
bağ doku ligament n.
dens konnektif doku epitendineum n.
giysi astarı olarak kullanılan ince yün kumaş doku shalloon n.
toplumsal doku social fabric n.
tarihsel doku historical texture n.
yapısal doku structural tissue n.
doku çürümesi necrosis n.
doku bilgisi tectology n.
kültürel doku cultural fabric n.
kültürel doku cultural make up n.
kültürel doku cultural texture n.
hayvansal doku animal tissue n.
tarihi doku historic fabric n.
lenf düğümü benzeri doku lymph node-like tissue n.
yapay doku artefact n.
yapay doku artifact n.
mimari doku architectural texture n.
sert doku solid tissue n.
istenmeyen maddenin (mukus, ölü doku) bir geçit veya delikten çıkarılması toilet n.
mermersi doku marbleisation n.
mermersi doku marbleizing n.
mermersi doku marbleising n.
mermersi doku marbleization n.
(kumaş, deri) doku handle [nz] n.
tane boyutu, doku gibi özellikleri sebebiyle tohum küspesine benzeyen ürün meal n.
vücuttaki fiziksel ve duygusal travma birikimini gidermeye yönelik bir tür derin doku masajı hellerwork n.
tırnak veya pençe benzeri keratinli doku horn n.
parlak doku glacé n.
alt dudağın altında bulunan pul doku infralabial n.
yerel doku local colour n.
yerel doku local color n.
kağıt doku paper n.
bir organa ait temel doku parenchyme n.
(tümör) anormal büyümeye ait temel doku parenchyme n.
lifli doku fibrous tissue n.
yapraksı doku foliation n.
yumuşak doku kalsifikasyonu ossification n.
bitki gövdesinde yumuşak doku pulp n.
pulpaya benzer doku pulp n.
dalağa ait sünger doku türü pulp n.
doku sertleşmesi sclerotization n.
doku sertleşmesi sclerotisation n.
kumaş üzerindeki havlı doku shag n.
kumaş üzerindeki pütürlü doku shag n.
çizgili doku striature n.
doku sertleşmesi induration n.
patojenin doku kültüründe inkübasyonu passage n.
(doku/organ) yeniden nakletmek regraft v.
yapı, doku veya formasyonunu gevşetmek relax [obsolete] v.
doku vermek texture v.
(doku, organ) yanlış nakletmek misgraft v.
(doku kesiti) fazla boyamak overstain v.
(organ, doku) nakledilmek ingraff [obsolete] v.
(organ, doku veya hücrelerde) geçiş yolu açmak supply v.
yeniden doku vermek retexture v.
gevşek (adale/doku) flabby adj.
doku kültürüne alınmak için bitkiden ayrılmış (bitki dokusu) explanted adj.
karton gibi (tat, doku, dayanıklılık) cardboardy adj.
doku eşitsizliği olan cloudy adj.
(doku, dayanıklılık veya kalite) kağıda benzer paper adj.
doku verilmiş contextured adj.
birçok doku türünü enfekte eden pantropic adj.
bağ doku işlevi gören sustentative adj.
yumuşak doku anlamı veren ön ek metro- pref.
doku anlamı veren ön ek hist- pref.
doku anlamı veren ön ek plasm- pref.
belirli bir bölgeyi çevreyen doku anlamı veren ön ek peri- pref.
lifli doku anlamına gelen son ek -ino suf.
fibröz doku anlamına gelen son ek -ino suf.
hücre veya doku oluşturucu malzeme anlamı veren son ek -plasm suf.
Trade/Economic
liman doku wet dock n.
Law
organ veya doku ticareti trading of organs and tissues n.
Industry
ağaç dokusuna benzeyen doku woodgraining n.
Technical
doku transferi yapma interpolation n.
doku sertliği case hardness n.
kristaloblastik doku crystalloblastic texture n.
karbonlanmış doku carburized case n.
doku sertleştirimi case hardening n.
doku delikleri pores n.
sıkı doku close texture n.
doku çözümlemesi texture analysis n.
doku kalınlığı case depth n.
doku sertleştirme fırını case hardening furnace n.
doku bölütlemesi texture segmentation n.
doku öznitelikleri texture features n.
kentsel doku urban texture n.
doku eşlemi texture map n.
doku sertleştirme çeliği case hardening steel n.
doku sertliği denemesi case hardness testing n.
işlenmiş (hücre/doku) engineered (cell/tissue) n.
karbonlu nitrürlenmiş doku carbonitrided case n.
doku sertleştirilmiş hadde case hardened roll n.
doku içyapısı case microstructure n.
doku sertleştirilmiş çelik case hardened steel n.
gözenekli doku areolar tissue n.
etkili doku effective case n.
kalın doku deep case n.
endüklemeli sertleştirilmiş doku induction hardened case n.
ince doku light case n.
nitrürlenmiş doku nitrided case n.
doku uyuşmazlığı histo-incompatibility n.
tel doku wire cloth n.
odun doku woody tissue n.
doku etkinlikölçeri tissue activity meter n.
genel ve doku özellikleri general and textural properties n.
akışkan doku fluidal texture n.
elyaflı doku bacillary structure n.
bağlayıcı doku connective tissue n.
çift elyaflı doku double fibre texture n.
donuk doku fuzzy texture n.
koyuntu-doku arayüzeyi implant-tissue interface n.
makro doku derinliği macro-texture depth n.
değiştirlmiş ızgara doku modified grid pattern n.
doku analizi tissue analysis n.
çelik parçanın doku sertleştirme uygulanmış yüzeyi case n.
doku veya örnekteki proteazların incelenmesinde kullanılan bir teknik zymography n.
lazer ile doku üzerinden kan akışının ölçüldüğü bir teknik doppler laser n.
(doku veya taş) mikroskobik incelemeye müsait çok küçük parça section n.
gevşek (doku) hypotonic adj.
(hücre veya doku) benzer boyalarla benzer şekilde boyanan isochromatic adj.
(hücre veya doku) aynı renkte isochromatic adj.
Computer
beyaz doku white texture n.
görüntü doku hücresi texel n.
kahverengi doku brown texture n.
mavi doku blue texture n.
özel doku custom texture n.
gri doku grey texture n.
önceden belirlenmiş doku preset texture n.
doku seç select texture expr.
doku ekle add texture expr.
Informatics
doku kaplama texture mapping n.
doku eşlemi texture map n.
Mechanic
doku sertleştirme case hardening n.
Textile
doku planı wave diagram n.
kumaşta çeşitli kimyasalların kullanımı ile elde edilen pürüzsüz ve parlak doku glaze n.
kumaşın dokuma, renk veya doku ile ayırt edilen yüzey görünümü ground n.
hafif pürüzlü doku vermek shagreen v.
süet doku kazandırmak suede v.
Architecture
doku analizi pattern analysis n.
Construction
doku aşısı implant n.
seramiklerin genel ve doku özellikleri general and textural properties of ceramics n.
Woodworking
ağaçtaki liflerin meydana getirdiği doku woodiness n.
ağaçtaki liflerin meydana getirdiği doku wood grain n.
iki ucuna doğru sivrilen ince ve membranöz tüpler içeren lif veya doku woody fibre n.
iki ucuna doğru sivrilen ince ve membranöz tüpler içeren lif veya doku woody fiber n.
odun doku splint n.
Dyeing
kumaş boyama, mürekkep yapımı, doku kesitlerini boyama ve benzin renklendirme için kullanılan sarımsı kırmızı renkte bir boya eosin n.
kumaş boyama, mürekkep yapımı, doku kesitlerini boyama ve benzin renklendirme için kullanılan sarımsı kırmızı renkte bir boya eosine n.
Marine
canlı doku organisms attaching n.
Mining
petrografik doku petrographic texture n.
hücresel doku cellular texture n.
(doku) pegmatite benzer pegmatitic adj.
(doku) pegmatite benzer pegmatoid adj.
Medical
canlı doku eşdeğeri living tissue equivalent n.
doku yapıştırıcısı tissue adhesive n.
nakledilen doku graft n.
komputerize tomografide doku yoğunluğu gösteren birim hounsfield units in computed tomography n.
ışının doku içindeki dağılımında en yüksek ışın dozu alan bölgeler hot flash n.
habis bir kıkırdak doku tümörü mesenchymal n.
doku yapıştırıcı toz ve çözücüsü powder and solvent for sealant n.
doku katılaşması scleromata n.
doku arasına uygulanan brakiterapi interstitial brachytherapy n.
tanı amacıyla hastadan doku alınması ve bu dokunun mikroskopik çalışmalarla incelenmesi biopsy n.
cerrahi operasyon sırasında tümör sınırlarını veya rest tümör varlığını belirtmek için doku içine konulan madde surgical clips n.
doku ölümü bionecrosis n.
doku adhezivleri tissue adhesives n.
vücudun bir kısmından kesilip diğer bir kısmına eklenen doku parçası flap n.
meninks ve çevre doku alanları parameningeal sites n.
habis bir yumuşak doku tümörü malignant fibrous histiocytoma n.
hayvandan insana nakledilen doku zoograft n.
hayvandan alınan doku zoograft n.
doku sertleşmesi scleroses n.
bir çeşit yumuşak doku sarkomu pleomorphic rhabdomyosarcoma n.
aynı türün bir bireyinden alınıp diğer bireyine nakledilen doku homeotransplant n.
doku faktörü tissue factor n.
doku ölümü necrosis n.
doku tespiti tissue embedding n.
radyoterapide doku içindeki doz dağılımı dose n.
yumuşak doku zedelenmeleri soft tissue injuries n.
doku uyuşmazlığı histoincompatibility n.
güdümlü doku onarımı guided tissue regeneration n.
radyoaktif madde ile doku içi tedavi implant n.
lenfli doku lymphatic tissue n.
kemik doku gelişimi osteogenesis n.
doku transplantasyonu tissue transplantation n.
doku arası implantı interstitial implant n.
doku plazminojen aktivatörü tissue plasminogen activator n.
kuru doku dry tissue n.
doku ve organlar arasında hava kalması emphysema n.
fibrinojen doku yapıştırıcısı fibrinogen glue n.
göz ve çevre doku tümörleri ophthalmic n.
bir çeşit habis yumuşak doku sarkomu hemangiosarcoma n.
aynı türün bir bireyinden alınıp diğer bireyine yapılan doku nakli homeotransplantation n.
yumuşak doku tümörleri soft tissue neoplasms n.
doku uyumluluğu testi histocompatibility testing n.
burunla ilşkili lenfoid doku nasal associated lymphoid tissue n.
lenfatik sistemden kaynaklanan habis yumuşak doku tümörü lymphangiosarcoma n.
konektif doku connective tissue n.
doku nakli transplant n.
bir çeşit yumuşak doku tümörü hemangiopericytoma n.
germinal doku germinal tissue n.
endometriyal doku plasminojen aktivatörü endometrial tissue plasminogen activator n.
epitel doku epithelium n.
doku yumuşaması malacia n.
doku yapıştırıcısı sealant n.
habis bir yumuşak doku tümörü malignant rhabdoid tumor n.
bronşla ilişkili lenfoid doku bronchus associated lymphoid tissue n.
bir yumuşak doku tümörü rabdomyoma n.
bağ doku connective tissue n.
doku iç yapısı case microstructure n.
doku materyali sealant n.
doku nakli graft n.
mikroskop altında incelemek için alınmış organik doku smear n.
sindirim sisteminde tahriş olmuş kırmızı renkte doku kümesi granulomatous colitis n.
aşılama için kullanılan doku parçası transplant n.
doku katılaşması scleroma n.
yeni doku gelişmesi anagenesis n.
transplantasyon için kullanılan doku parçası transplant n.
bağırsakla ilişkili lenfoid doku gut associated lymphoid tissue n.
sindirim sistemindeki kırmızı renkte tahriş olmuş doku kümesi gralunoma n.
yeni oluşan doku kitlesi neoplasm n.
deri veya doku grefi almada kullanılan özel bistüri greffotome n.
oftalmik sinirin üç kolundan biri olan sinir doku nasolachrymal nerve n.
yeni doku oluşumu neogenesis n.
gözeli doku epithelia n.
doku tedavisi tissue therapy n.
bağışçı ve doku alıcısının yakın akraba oldukları transplantasyon syngenesiotransplantation n.
bağışçı ve doku alıcısının aynı soydan geldiği transplantasyon syngenesiotransplantation n.
doku tahribatı tissue damage n.
doku kireçlenmesi calcinosis n.
geniş doku distribüsyonu wide tissue distribution n.
doku ve kandan ibaret histohematogenous n.
nakil yapılan doku graft n.
kanserli doku cancerous tissue n.
epitel doku epithelial tissue n.
bronşla ilişkili lenfoid doku bronchus-associated lymphoid tissue n.
bağırsakla ilişkili lenfoid doku gut-associated lymphoid tissue n.
burunla ilşkili lenfoid doku nasal-associated lymphoid tissue n.
doku sertleşmesi sclerosis n.
sertleşmiş doku scleroma n.
doku zedelenmesi tissue damage n.
doku zedelenmesi tissue injury n.
kıkırdak doku cartilaginous tissue n.
doku mekaniği tissue mechanics n.
doku reddi transplant rejection n.
patolojik doku pathological tissue n.
vasküler doku vascular tissue n.
doku ve organ bağışı tissue and organ donation n.
doku boşluğu tissue space n.
doku boşluğu interstitial space n.
doku aralığı interstitial space n.
doku aralığı tissue space n.
yaşayan doku living tissue n.
yumuşak doku kontrastı soft-tissue contrast n.
yardımcı doku ancillary tissue n.
yan doku ancillary tissue n.
hayvandan insana doku aşılama zooplasty n.
hayvandan insana doku aşılama zoografting n.
ışınımlı doku aşılama radiation grafting n.
kabarcık doku granulation tissue n.
üretken doku histogen n.
şerit doku tenia n.
şerit doku taenia n.
yeniden doku oluşturma tissue regeneration n.
kas doku globülini myosin n.
bağışıklık doku bilimi immunohistology n.
eş tür doku homograt n.
lifli doku fibrous tissue n.
yapay doku mühendisliği tissue engineering n.
yapay doku mühendisliği yapı iskeleleri tissue engineering scaffolds n.
aşılanan canlı doku implant n.
bağ doku bağlanması syndesmosis n.
sinir doku uru neuroma n.
sinir doku nerve tissue n.
yabancı doku aşısı heterograft n.
yabancı doku aşısı xenograft n.
doku konsantrasyonları tissue concentrations n.
ölü doku oluşumu infarction n.
özek doku parenchyma n.
olağandışı büyüyen doku neoplasm n.
olağandışı doku değişimi metamorphosis n.
ölü doku infarct n.
damarlı doku vascular tissue n.
doku bankacılığı tissue banking n.
organ ve doku nakli organ and tissue transplantation n.
organ ve doku transplantasyonu organ and tissue transplantation n.
dinamik doku dynamic tissue n.
ayak bileği yumuşak doku yaralanması ankle soft-tissue injury n.
yumuşak doku yaralanması soft-tissue injury n.
yumuşak doku yaralanmaları soft-tissue injuries n.
doku rezorbsiyonu tissue resorption n.
non-inflamatuar yumuşak doku romatizması non-inflammotory soft tissue rheumatism disease n.
kompartıman içi doku basıncı intracompartmental tissue pressure n.
akral doku hipertrofisi acral tissue hypertrophy n.
doku biyopsisi tissue biopsy n.
yumuşak doku sarkomları soft tissue sarcomas n.
çeşitli doku enfeksiyonları various tissue infections n.
subkütan doku subcutaneous tissue n.
doku travmasının büyüklüğü degree of tissue trauma n.
pankreas ve akciğerden alınan doku örnekleri lung and pancreatic tissue samples n.
karaciğer doku örnekleri liver tissue samples n.
yağsız doku kütlesi lean tissue mass n.
plevral doku örneğinin histopatolojik incelemesi histopathological examination of pleural tissue specimen n.
yumuşak doku osteomu soft tissue osteoma n.
ileum doku örnekleri specimens of ileum n.
doku tiplemesi tissue typing n.
süngerimsi doku spongy tissue n.
plevraya metastaz yapmış yumuşak doku sarkom soft tissue sarcoma metastatic to pleura n.
yumuşak doku kalsifikasyonu soft tissue calcification n.
deri-yumuşak doku tutulumu skin-soft tissue involvement n.
nadir görülen yumuşak doku tümörü rare soft tissue tumor n.
adipoz doku adipose tissue n.
kollajen doku hastalığı collagen tissue disease n.
eozinofilik doku infiltrasyonu eosinophilic tissue infiltration n.
matriks metalloproteinaz doku inhibitörü tissue inhibitor of matrix metalloproteinases n.
doku yapıştırıcısı tissue glue n.
homolog/otolog doku yapıştırıcısı homologous/autologous tissue glue n.
tüberkülozda meydana gelen doku hasarı tissue damage in tuberculosis n.
mikst konnektif doku hastalığı mixed connective tissue disease n.
karışık bağ doku hastalığı mixed connective tissue disease n.
doku nekrozu tissue necrosis n.
doku onarımı plerosis n.
serebral beyaz doku cerebral white tissue n.
beyaz doku anomalileri white tissue anomalies n.
doku plazminojen uyarıcısı tpa (tissue plasminogen activator) n.
bağırsak ile ilişkili lenfoid doku galt (gut-associated lymphoid tissue) n.
endometriyotik doku endometriotic tissue n.
yumuşak doku tümörü soft tissue tumor n.
doku reddi tissue rejection n.
doku aşındırıcılığı tissue corrosiveness n.
gaz veya gaz karışımının doku aşındırıcılığı tissue corrosiveness of a gas or gas mixture n.
doku hipoksisi tissue hypoxia n.
doku örnekleri tissue specimens n.
doku örnekleri tissue samples n.
yumuşak doku romatizmalı hasta patient with a soft tissue rheumatic disease n.
doku hidroksipirolin seviyesi tissue hydroxyproline level n.
destek doku supportive tissue n.
doku ve kan örnekleri tissue and blood samples n.
yumuşak doku yaralanması soft tissue injury n.
doku tepkisi tissue reaction n.
üst ekstremite yumuşak doku yaralanması upper extremity contusion injury n.
doku sıkıştırıcısı tissue compressor n.
doku nitrik oksit tissue nitric oxide n.
lazer-doku etkileşim mekanizmaları laser-tissue interaction mechanisms n.
yaygın doku hasarı disseminated tissue injury n.
doğum sonrasında oluşan aşırı kanamadan kaynaklanan beyindeki hipofiz bezine giden kanın azalması sonucu hipofiz bezinde doku kaybının oluşması sheehan syndrome n.
doğum sonrasında oluşan aşırı kanamadan kaynaklanan beyindeki hipofiz bezine giden kanın azalması sonucu hipofiz bezinde doku kaybının oluşması postpartum pituitary necrosis n.
doğum sonrasında oluşan aşırı kanamadan kaynaklanan beyindeki hipofiz bezine giden kanın azalması sonucu hipofiz bezinde doku kaybının oluşması postpartum hypopituitarism n.
doğum sonrasında oluşan aşırı kanamadan kaynaklanan beyindeki hipofiz bezine giden kanın azalması sonucu hipofiz bezinde doku kaybının oluşması sheehan's syndrome n.
doku uyumu tissue compatibility n.
tiroit doku örnekleri thyroid tissue specimens n.
tiroit doku örnekleri thyroid tissue samples n.
organ transplantasyonu sonrası doku reddi tissue rejection after organ transplantation n.
neonatal subkutan yağ doku nekrozu neonatal subcutaneous fat necrosis n.
doku morfolojisi tissue morphology n.
konakçı doku host tissue n.
dermisde ektopik adipoz doku ile karakterize characterized by ectopic adipose tissue in the dermis n.
yüzeysel doku superficial tissue n.
doku kesitleri tissue sections n.
doku oksijenlenmesinin bozulması impaired tissue oxygenation n.
doku oksijenlenmesi tissue oxygenation n.
sert doku kaybı hard tissue loss n.
doku yaralanması tissue injury n.
doku hasarı tissue injury n.
doku travması tissue trauma n.
yumuşak doku enfeksiyonu soft tissue infection n.
yumuşak doku travması soft tissue trauma n.
doku enfeksiyonu tissue infection n.
kronik yumuşak doku yarası chronic soft tissue wound n.
oksidatif doku hasarı oxidative tissue damage n.
yarayı çevreleyen doku/deri periwound tissue skin n.
el yumuşak doku defektleri hand soft tissue defects n.
mukoza ile ilişkili lenfoid doku lenfoması mucosa-associated lymphoid tissue lymphoma n.
burun yumuşak doku defektleri soft tissue defects of the nose n.
radyofrekans doku ablasyonu radiofrequency tissue ablation n.
yumuşak doku zedelenmesi soft tissue injury n.
hassas doku tender tissue n.
doku birikimi tissue accumulation n.
doku kaybı rekonstrüksiyonu reconstruction of tissue defects n.
kemik doku patolojisi bone tissue pathology n.
deri ve yumuşak doku enfeksiyonları skin and soft tissue infections n.
biyolojik doku materyalleri biological tissue materials n.
distal yumuşak doku prosedürü distal soft tissue procedure n.
metalloproteinaz doku inhibitörü-1 tissue inhibitor of metalloproteinase-1 n.
beyin doku hasarı brain tissue damage n.
doku savunma sistemi tissue defense system n.
doku genişletme tissue expansion n.
yüzdeki doku defektlerinin rekonstrüksiyonu reconstruction of face defects n.
adipoz doku hormonları adipotic tissue hormones n.
doku doppler ekokardiyografi tissue doppler echocardiography n.
Normal gözün iris tabakası periferinde görülen bağ doku birikimi ile karakterize küçük beyaz/grimsi/kahverengi lekeler brushfield spot n.
doku uyuşurluğu histocompatibility n.
göbek kordununda bulunan mukozal bağ doku substantia gelatinea funiculi umbilicalis n.
göbek kordununda bulunan mukozal bağ doku wharton's jelly n.
çok katlı yassı epitel hücrelerinin sıkışıp sertleşerek boynuzsu doku haline dönüşmesi hornification n.
beyinde doku kaybı loss of brain tissue n.
çoklu doku sertleşmesi multiple sclerosis n.
doku veya organdan sızan sıvı perfusate n.
kırık kemiklerin kaynaması esnasında oluşan bağ doku callus n.
doku plazminojen aktivatörü activase n.
(kan, doku, organ bağışı için) alıcı recipient n.
travma ya da cerrahi kesiğe tepki olarak aşırı doku tamirinden kaynaklanan kabarık, kırmızı lifli doku oluşumu cheloid n.
travma ya da cerrahi kesiğe tepki olarak aşırı doku tamirinden kaynaklanan kabarık, kırmızı lifli doku oluşumu keloid n.
bir kadının karnından alınan ve mastektomi sonrası göğsünün rekonstrüksiyonunda kullanılan cilt, kas ve yağdan oluşan doku parçası tram flap (transverse rectus abdominis myocutaneous flap) n.
bilek bağ doku ve eklemini çevreleyen bölgedeki lifli dokunun burkulması veya yırtılması turf toe n.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden yapılan doku veya organ nakli allotransplant n.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden nakledilen doku veya organ allograft n.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden nakledilen doku veya organ homograft n.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden nakledilen doku veya organ allotransplant n.
eklemi incelemek, doku çıkarmak, gibi amaçlarla ekleme yerleştirilen tüp şeklinde bir alet arthroscope n.
ses dalgaları kullanılarak vücudun iç kısmındaki doku ve organların incelenmesi ultrasonography n.
vücudun bir yerinden alınıp başka bir yerine nakledilen doku veya organ autogenous graft n.
aynı kişinin bir yerinden alınıp başka yerine nakledilen doku veya organ autotransplant n.
aynı kişinin bir yerinden alınıp başka bir yerine doku veya organ transplantı yapılması autotransplant n.
elastik doku dejenerasyonu elastosis n.
doku seçici östrojen kompleksi tissue-selective estrogen complex n.
değişmiş doku bed n.
özel doku bed n.
canlı doku veya vücut yapılarının ultrason veya MRI ile ölçümü biometry n.
biyopsi doku örneği biopsy n.
alt solunum yolu doku örneği lower respiratory tract smear n.
bronkoskopik doku örneği bronchoscopic smear n.
anormal bir yerde doku oluşumu heteroplasia n.
farklı bir doku türünden doku oluşumu heteroplasia n.
alıcıdan farklı türdeki bir donörden alınan doku heterograft n.
aynı türün genetik olarak farklı bireyleri arasında yapılan cerrahi doku nakli homotransplant n.
aynı türden olup genetik olarak farklı bireyler arasında cerrahi doku nakli homograft n.
lenf sistemini oluşturan doku lymphoid tissue n.
lenfoid doku lymphoid tissue n.
hücre maddesinin müsin benzeri yapışkan maddeye dönüşmesiyle karakterize doku bozulması mucoid degeneration n.
doğumdan sonra vajinadan gelen normal kan, doku ve mukus akıntısı lochial n.
genetik ve immünolojik olarak farklı bir doku nakli yapılmış kimse chimera n.
genetik ve immünolojik olarak farklı bir doku nakli yapılmış kimse chimaera n.
kafatasının iç ve dış yüzeylerindeki düz kemik tabakalarının arasındaki süngerimsi kemik doku diploe n.
organın yüzeyinde çıkıntı yapan ufak doku kitlesi granulation n.
organ veya yapının yüzeyine nakledilen doku onlay n.
yara kapama veya düzeltici ameliyatta doku katmanlarının üst üste binmesi imbrication n.
(kan, organ, doku) nakil alıcısı donee n.
sindirim kanalından alınan, duodenumdan elde edilen materyale ait organik doku paraduodenal smear n.
eksüda birikmesi görülen doku consolidation n.
fetal doku nakli fetal tissue transplant n.
kürtajla alınmış fetüsten kişiye tedavi amaçlı nakledilen doku fetal tissue transplant n.
kayıp doku bölgesine yerleştirilen doku parçası inlay n.
korneada yüzeysel opaklığa yol açan vasküler doku pannus n.
doku greftinin bağlı bulunduğu taban pedicle n.
önleyici tedavi ile kurtarılmış organ, doku veya hasta salvage n.
fibröz doku oluşumu fibroplasia n.
organ aşılamada kullanılan, kesilerek kısmi olarak ayrılmış doku parçası flap n.
yumuşak doku yaralanması flesh wound n.
ağızdan alınan sindirim sistemi doku örneği oral smear n.
(genellikle tüberküloz nedeniyle) akciğerde doku harabiyeti phthisipneumonia n.
doku sıvıları veya kan ile izotonik olan tuz çözeltisi physiological salt solution n.
esneyip zayıflamış doku ve kanalları fazlalıkları katlayıp dikerek germe plication n.
kemikli doku oluşumu osteosis n.
nakletmek (doku) graft v.
nakletmek (doku/organ) transplant v.
nakledilmek (doku) graft v.
doku nakletmek transplant v.
(doku) ölmek necrotize v.
(doku) ölmek necrotise v.
aynı hastadan doku alıp yine o hastaya emplante etmek autograft v.
nekrotizan yumuşak doku enfensiyonunu taklit etmek mimic a necrotizing soft tissue infection v.
(nakledilen doku ve organı) reddetmek reject v.
(organ, doku) nakledilmek engraft v.
fazla büyümek (organ veya doku) hypertrophy v.
fazla irileşmek (organ veya doku) hypertrophy v.
(kayıp doku veya organın) yeniden gelişmesini sağlamak reproduce v.
(vücut veya doku) su kaybetmek dehydrate v.