dose - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

dose

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "dose" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 39 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
dose n. doz
General
dose n. bir parça
dose n. cinsel hastalık kapma
dose n. düze
dose n. miktar
dose n. belirli bir dozda ilaç
dose n. doz
dose n. çekilen zahmet
dose n. çekilen eziyet
dose n. yaşanan tatsız deneyimin boyutu
dose n. katlanılan zahmet miktarı
dose v. dozunu ayarlamak
dose v. belli ölçüde ilaç vermek
dose v. dozlamak
dose v. yönlendirmek
dose v. tabi tutmak
dose v. standart artışta sermaye uygulamak
dose v. kademeli emek harcamak
dose v. standart artışta iş gücü sağlamak
Colloquial
dose n. tatsız olay
dose n. hoşa gitmeyen durum
dose n. nahoş durum
dose n. can sıkıcı deneyim
Industry
dose n. standart iş gücü artışı
dose n. standart sermaye artışı
dose n. (farklı işleme yoğunluğunda verimlilik değişimini ölçmek için toprağa uygulanan) kademeli emek artışı
Technical
dose n. ışıntı
dose v. bir doz ilaç almak
dose v. dozlamak
Medical
dose n. doz
dose n. radyoterapide doku içindeki doz dağılımı
Food Engineering
dose v. (şampanyaya) üretim esnasında şeker eklemek
Gastronomy
dose n. (şampanya veya şaraba eklenen) şeker miktarı
Chemistry
dose n. düze
dose n. doz
dose v. düzemek
Marine Biology
dose n. verit
Slang
dose n. asit (lsd)
British Slang
dose n. zührevi hastalık

Sens de "dose" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
döşe furnishing n.
Technical
döşe tile n.

Sens de "dose" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 401 résultat(s)

Anglais Turc
General
initial dose n. ilk doz
dose of clap n. cinsel hastalık kapma
total dose n. toplam doz
benchmark dose n. istatistiki alt sınır
radiation dose n. radyasyon dozu
stiff dose of n. kuvvetli dozda bir ilaç
daily dose n. günlük doz
low dose n. düşük doz
prophylactic dose n. profilaksi dozu
internal dose n. dahili doz
maximum permissible dose n. izin verilen en yüksek doz
ambient dose n. çevre dozu
ambient dose rate n. çevre doz debisi
the doctrine of the minimum dose n. minimum doz ölçütü
the doctrine of the minimum dose n. minimum doz kıstası
flexible dose n. değişken doz
booster dose n. bağışıklık artırıcı doz
recall dose n. bağışıklık artırıcı doz
wrong dose n. hatalı doz
give somebody a dose of their own medicine v. aynı şekilde karşılık vermek
give somebody a dose of their own medicine v. kendi silahıyla vurmak
give somebody a dose of their own medicine v. aynıyla mukabele etmek
give somebody a dose of their own medicine v. biriyle anladığı dilden konuşmak
high dose adj. yüksek dozajlı
healthy dose of adj. sağlıklı dozda
healthy dose of adj. makul miktarda
flexible dose adv. esnek doz olarak
Idioms
a dose of (one's) own medicine n. birini kendi silahıyla vurma
a dose of (one's) own medicine n. birinin yaptığı şeyin aynısını ona yapma
a dose of (one's) own medicine n. birine aynı şekilde karşılık verme
a dose of your own medicine n. kendi silahınla vurulma
a dose of your own medicine n. yaptığın şeyin aynısını yaşama
a dose of your own medicine n. başkalarına karşı gösterdiğin kötü muamelenin aynısı
dose of one's own medicine n. kendi silahıyla vurma
dose of one's own medicine n. birinin yaptığı şeyin aynısını ona yapma
dose of one's own medicine n. birine aynı şekilde karşılık verme
give someone a dose of their own medicine v. aynı şekilde karşılık vermek
give someone a dose of one's own medicine v. birisini kendi silahıyla vurmak
give someone a dose of their own medicine v. biriyle anladığı dilden konuşmak
go through someone like a dose of the salts v. cırcır yapmak
go right through someone like a dose of the salts v. cırcır yapmak
give someone a dose of their own medicine v. kendi silahıyla vurmak
go right through someone like a dose of the salts v. motoru bozmak
go right through someone like a dose of the salts v. midesine dokunmak
go through someone like a dose of the salts v. motoru bozmak
go through someone like a dose of the salts v. midesine dokunmak
go right through someone like a dose of the salts v. (bir şey) midesini bozmak
go through someone like a dose of the salts v. (bir şey) midesini bozmak
go right through one (like a dose of salts) v. birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go right through one (like a dose of salts) v. birinin yediği/içtiği vücudunda kalmamak
get a dose of (one's) own medicine v. kendi silahıyla vurulmak
get a dose of (one's) own medicine v. aynı şekilde karşılık görmek
give (one) a dose of (one's) own medicine v. (birini) kendi silahıyla vurmak
give (one) a dose of (one's) own medicine v. (birine) yaptığını aynı şekilde ödetmek
give (one) a dose of (one's) own medicine v. (birine) aynı şekilde karşılık vermek
give somebody a dose of their own medicine v. birini kendi silahıyla vurmak
give somebody a dose of their own medicine v. birine yaptığını aynı şekilde ödetmek
give somebody a dose of their own medicine v. birine aynı şekilde karşılık vermek
like a dose of salts [uk] expr. çok hızlı ve etkin şekilde
like a dose of salts [uk] expr. hızla
like a dose of salts [uk] expr. çabucak
dose of your own medicine expr. başkasına yapılanın başa gelmesi
dose of your own medicine expr. yaptığının aynısını yaşama
like a dose of salt expr. kaşla göz arasında
like a dose of salt expr. hemencecik
like a dose of salt expr. şipşak
Trade/Economic
calibrated high dose rate cavities n. kalibreli yüksek doz oyuklar
Technical
cumulative dose n. birikme dozu
ambient dose rate n. çevre doz debisi
exit dose n. çıkış dozu
ambient dose n. çevre dozu
depth dose n. derinlik dozu
dose equivalent n. doz eşdeğeri
dose rate n. doz derecesi
dose rate meter n. doz hızı ölçer
low-dose imaging n. düşük yoğunluklu görüntüleme
dose area product meter n. doz alan çarpım ölçeri
dose rate meter n. doz derecesi ölçeri
dose ratemeter n. doz hızı ölçer
absorbed dose n. emilmiş doz
absorbed dose n. emilen doz
electron dose n. elektron geliş sayısı
iso dose rate line n. eşit doz eğrisi
maximum permissible dose n. izin verilen en yüksek doz
radiation dose n. ışınım dozu
dose rate n. ışıntı oranı
irradiation dose n. ışınımlanma dozu
eutron ambient dose equivalent meter n. nötron ortam doz eşdeğer ölçeri
maximum absorbed dose n. soğrulmuş maksimum doz
absorbed dose rate n. soğrulmuş doz debisi
absorbed dose n. soğrulmuş doz
integral dose n. toplam ışınlanma miktarı
integral dose n. tüm ışınım alma miktarı
volume dose n. tüm ışınım alma miktarı
median incapacitating dose n. yarı etkisiz kılıcı doz
surface dose n. yüzey dozu
Electric
cumulative dose n. birikme dozu
depth dose n. derinlik dozu
dose rate meter n. doz derecesi ölçeri
cumulative dose n. toplam doz
Lighting
actinic dose n. aktiniksel doz
dose rate n. doz debisi
effective dose n. etkin doz
minimum erythema dose n. kızartıcı en az doz
minimum erythema dose n. ked
Aeronautic
integrating noise dose meter n. entegre gürültü dozajı göstergesi
Medical
recall dose n. ek doz
same dose n. aynı doz
adriamycin and cyclophosphamide cumulative dose n. adriamisin ve kümulatif siklofosfamid dozu
antipsychotic dose n. antipisikotik dozu
reduced dose intensity n. azaltılmış doz yoğunluğu
one dose measles vaccine n. bir doz kızamık aşısı
divided dose n. bölünmüş doz
individual dose n. bireysel doz
bolus dose n. bolus doz
unit dose container n. birim doz kabı
child dose n. çocuk dozu
multiple dose n. çoğul doz
multiple dose n. çoklu doz
exit dose n. çıkış dozu
flexible dose n. değişken doz
tolerance dose n. dayanılacak doz
dose-response relationship n. doz-etki ilişkisi
correct inhaled corticosteroid dose n. doğru kortikosteroit inhalasyon dozu
low-dose dexamethasone suppression test n. düşük doz deksametazon supresyon testi
dose-response relation n. doz-cevap veya doz-yanıt ilişkisi
pre-dose n. doz öncesi
high or low-dose protocol n. düşük veya yüksek doz protokolü
dose tapering n. dozu yavaş yavaş azaltma
dose rate contour line n. doz oranı eğrisi
dose finding study n. doz bulma çalışması
end-of-dose deterioration n. doz sonu kötüleşmesi
low dose steroid n. düşük doz steroid
dose-response curve n. doz cevap eğrisi
under dose n. doz altı
dose-response curves n. doz-cevap eğrileri
dose tapering n. dozun yavaş yavaş azaltılması
dose-time-fractionation relationships n. doz-zaman-fraksiyon ilişkisi
dose skipping n. doz atlama
dose-response curve n. doz-cevap eğrisi
dose-ranging n. doz bulma
tapering of the dose n. dozu yavaş yavaş azaltma
dose regime n. doz rejimi
low dose corticosteroids n. düşük dozda kortiko-steroitler
low dose step-up protocol n. düşük doz "step-up" protokolü
dose-tumor size relationship n. doz-tümör boyutu ilişkisi
tapering of the dose n. dozun yavaş yavaş azaltılması
low-dose corticosteroid n. düşük doz kortikosteroid
low-dose atracurium besylate n. düşük doz atrakuryum besilat
dose-response relationship n. doz yanıt ilişkisi
dose proportionality n. doz orantılılığı
low dose treatment n. düşük dozlarda tedavi
dose rate n. doz oranı
dose response curve n. doz cevap eğrisi
low dose isobaric bupivacaine n. düşük doz izobarik bupivakain
dose response curves n. doz cevap eğrileri
dose uniformity n. doz tekdüzeliği
dose proportionality n. doz oransallığı
low-dose oral methotrexate treatment n. düşük doz oral metotreksat tedavisi
post dose n. doz sonrası
correct dose n. doğru doz
low-dose aspirin n. düşük dozda aspirin
dose adjustment n. doz ayarlaması
the minimum dose n. en düşük doz
lowest dose n. en düşük doz
external dose n. eksternal doz
external dose n. eksterna doz
lfd (least fatal dose of toxin) n. en az ölümcül doz
effective dose 50 n. ed 50
erythema dose n. eritma dozu
intubation dose n. entübasyon dozu
threshold dose n. eşik doz
cell culture infectious dose n. hücre kültürü enfeksiyon dozu
heparin dose n. heparin dozu
dose of the drug n. ilacın dozu
two-dose hepatitis b vaccination n. iki dozluk hepatit b aşısı
drug dose-response relationship n. ilaç doz-etki ilişkisi
first dose n. ilk doz
maintenance dose n. idame dozu
percentage depth dose n. ışının derin dokulardaki dağılım miktarı
dose fractionation n. ışın dozunun bölümlere ayrılması
dose reduction n. ilaç dozunun azaltılması
first dose syncope n. ilk doz senkopu
reduced dose intensity n. indirgenmiş doz yoğunluğu
minimum tumor dose n. minimum tümör dozu
acceptable daily dose n. kabul edilebilir günlük doz
graded dose response relationship n. kademeli doz yanıt ilişkisi
tolerated dose n. kaldırılabilir doz
chlorine dose n. klor dozu
chronic radiation dose n. kronik radyasyon dozu
chronic high dose-alcohol consumption n. kronik yüksek doz-alkol tüketimi
chronic dose n. kronik doz
quantal dose response relationship n. kuantal doz yanıt ilişkisi
exposure dose reconstruction n. maruziyet dozu rekonstrüksiyonu
exposure-dose reconstruction n. maruziyet dozu rekonstrüksiyonu
cumulative effect dose n. kümülatif etki dozu
median lethal dose n. medyan letal doz
median lethal dose n. mediyan letal doz
median toxic dose n. medyan toksik doz
group collective dose n. ortaklaşa doz eşdeğeri
oral dose n. oral doz
nominal standard dose n. nominal standart doz
ld50 (median lethal dose) n. ortalama ölümcül doz
lethal dose n. öldürücü doz
recommended daily dose n. önerilen günlük doz
ld (lethal dose) n. ölümcül doz
metered dose inhaler n. ölçülü inhalasyon aleti
radiation dose n. radyasyon dozu
fixed dose n. sabit doz
absorbed dose n. radyasyonun emilen dozu
stable dose n. sabit doz
time-dose relationships n. radyoterapide zaman-doz ilişkisi
fixed-dose combination n. sabit doz kombinasyonu
fixed-dose oral combination n. sabit dozlu oral kombinasyon
remifentanil on thiopental dose n. remifentanilin tiyopental dozu
diluted heparin dose n. seyreltilmiş heparin dozu
subanalgesic dose of ketamine n. subanaljezik dozda ketamin
maintenance dose n. sürdürme dozu
subhypnotic-dose propofol n. subhipnotik doz propofol
last dose n. son doz
single-dose container n. tek dozluk kap
tolerance dose n. tolerans dozu
single dose n. tek doz
therapeutic dose n. terapötik doz
exact dose n. tam doz
single dose of ionising radiation n. tek doz iyonize radyasyon
test dose n. test dozu
systemic coadministration of subanalgesic dose of ketamine with tramadol n. tramadol ile birlikte subanaljezik dozda ketamin uygulaması
test dose n. test doz
single-dose steroid application n. tek doz steroid uygulaması
single dose of intramuscular antivenin n. tek doz yılan antiserumunun kas içine uygulanması
single dose toxicity n. tek doz toksisitesi
applied dose n. uygulanan doz
administered dose n. uygulanan doz
wrong dose n. yanlış doz
catch-up dose n. yakalama dozu
treatment with high dose corticosteroids n. yüksek doz kortikosteroid tedavisi
intake of high dose diclofenac sodium n. yüksek doz diklofenak sodyum alımı
high dose steroid treatment n. yüksek doz steroid tedavisi
high dose methylprednisolone therapy n. yüksek doz metilprednisolon tedavisi
high-dose intravenous proton pump inhibitor infusion n. yüksek doz intravenöz proton pompa inhibitörü infüzyonu
high-dose fentanyl anesthesia n. yüksek doz fentanil anestezi
high-dose methylprednisolone n. yüksek doz metilprednizolon
high-dose naproxen intake n. yüksek doz naproksen alımı
high dose oral hormone therapy n. yüksek doz oral hormon tedavisi
a single dose of 1.5 mg n. 1.5 mg'lık tek doz
high-dose dexamethasone suppression test n. yüksek doz deksametazon supresyon testi
loading dose n. yükleme dozu
high dose methylprednisolone therapy n. yüksek doz metilprednizolon tedavisi
high dose sodium bicarbonate therapy n. yüksek doz bikarbonat tedavisi
maximale tolerable dose n. yükleme dozu
high dose chemotherapy n. yüksek doz kemoterapi
repeat dose toxicity n. yinelenen doz toksisitesi
booster dose n. hatırlatma dozu (aşı)
booster dose n. hatırlatma dozu
minimal dose n. ilacın yetişkinlerde fizyolojik etki göstermesi için gerekli en küçük miktar
minimal lethal dose n. zehirli madde veya enfeksiyöz etkenin öldürücü olan en küçük miktarı
fd (fatal dose) n. ölümcül doz
dose proportional adj. dozla orantılı
metered dose adj. doz ayarlı
dose-adjusted adj. doz ayarlı
multi-dose adj. çok dozlu
dose-dependently adv. doz bağımlı olarak
in a dose dependent manner adv. doz bağımlı olarak
in a dose dependent manner expr. doza bağımlı biçimde
mhd (minimum hemolytic dose) abrev. minimum hemolitik doz
mrd (minimum reacting dose) abrev. minimum doz
rhd (recommended human dose) abrev. önerilen insan dozu
Psychology
peak-dose dyskinesia n. tepe dozu diskinezisi
Food Engineering
minimum lethal dose n. en az öldürücü doz
lethal dose n. letal doz
lethal dose n. öldürücü doz
Statistics
dose-response curve n. doz-yanıt eğrisi
dose metameter n. doz metameteri
equivalent dose n. eşdeğer doz
median lethal dose n. ortalama öldürücü doz
median effective dose n. ortanca etkili doz
Physics
dose rate n. doz derecesi
dose equivalent n. doz eşdeğeri
ion dose n. iyon dozu
ion dose rate n. iyon doz debisi
Chemistry
median incapacitating dose n. etkisizleştirici orta doz
chemical dose n. kimyasal doz
Biology
dose equivalent rate n. doz eşdeğer debisi
dose ratemeter n. doz debiölçeri
dose equivalent limit n. doz eşdeğer sınırı
dose protraction n. doz uzatımı
dose fractionation n. doz bölüntüsü
Biochemistry
dose response curve n. doz yanıtı eğrisi
dose response curve n. doz yanıtlama eğrisi
Marine Biology
dose response curve n. düze yanıtı eğrisi
dose response curve n. düze yanıtlama eğrisi
lethal dose n. letal doz
lethal dose n. ölümcül doz
Environment
acute dose n. akut doz
committed effective dose equivalent n. alınan etkin doz eşdeğeri
committed effective dose n. alınan etkin doz
intake dose n. alınan doz
dose limits for emergency workers n. acil durum boyunca alınabilecek toplam birikimli doz
positive dose n. artı doz
committed dose equivalent n. alınan radyoaktif doz eşdeğeri
maximum permissible dose n. azami müsaade edilebilir doz
committed dose n. alınan radyoaktif doz
acute radiation dose n. akut radyasyon dozu
troop equivalent dose n. askeri birlik eşdeğer dozu
annual effective dose equivalent n. bir yılda alınan etkin doza eşdeğer
annual dose equivalent n. bir yılda alınan doza eşdeğer
whole-body dose n. bütün vücut dozu
biologically effective dose n. biyolojik bakımdan etkili olan doz
dose rate n. birim zamandaki doz
incapacitating dose n. bitkinleştiren doz
interspecies dose conversion n. cinsler arası doz çevrimi
dermally absorbed dose n. cilt vasıtasıyla alına doz
internal radiation dose n. dahili radyasyon dozu
dose-effect n. doz tesiri
dose membrane n. doz bariyeri
dose-response n. doz-davranış ilişkisi
dose-response relationship n. doz-davranış ilişkisi
dose limit n. doz limiti
dose-response assessment n. doz-davranış değerlendirmesi
dose-response evaluation n. doz-davranış ilişkisi sonuçları
dose response n. doz sonucundaki etkiler
dose assessment n. doz değerlendirmesi
dose-response curve n. doz-davranış eğrisi
dose adjustment n. doz ayarlaması
dose conversion factor n. doz çevrim faktörü
dose-effect curve n. doz-etki eğrisi
equivalent dose n. eşdeğer doz
threshold dose n. eşık dozu
absorbed dose n. emilen doz
threshold dose n. eşik dozu
effective dose equivalent n. etkin doz eşdeğeri
public dose n. ferdi doz
eye dose equivalent n. göz dokusu eşdeğer dozu
occupational dose n. görev dozu
lens of the eye dose equivalent n. göz merceği eşdeğer dozu
delivered dose n. hedeflenen doz
external radiation dose n. harici radyasyon dozu
target organ dose n. hedef organ dozu
negative dose n. hedeften kurtulan doz
human equivalent dose n. insan eşdeğer dozu
lowest acceptable daily dose n. kabul edilebilir asgari günlük doz
chronic reference dose n. kronik referans miktarı
collective dose equivalent n. kolektif doz eşdeğeri
chronic dose n. kronik dozaj
collective effective dose n. kolektif etkin doz
subchronic reference dose n. kronik altı referans dozu
collective dose n. kolektif radyasyon miktarı
chronic radiation dose n. kronik maruz kalma miktarı
linear-quadratic dose response n. lineer-kuadratik mukabele dozu
population dose n. küme dozu
high-end exposure dose estimate n. maruz kalma dozunun üst tahmini
linear dose response n. lineer doz mukabelesi
non-linear dose response n. lineer olmayan biyolojik tepki
cumulative dose n. kümülatif doz
cumulative effective dose equivalent n. kümülatif etkin doz eşdeğeri
permissible dose n. müsaade edilebilir doz
median effective dose n. ortalama etkin doz
mean lethal dose n. ortalama ölümcül doz
median lethal dose n. ortalama öldürücü doz
average daily dose n. ortalama günlük doz
lifetime dose n. ömür boyu alınan doz
lifetime average daily dose n. ömür boyu ortalama günlük doz
lethal dose 50 n. öldürücü doz 50
potential dose n. potansiyel doz
dose rate contour line n. radyasyon dozuna ilişkin münhani
plume dose projection n. radyoaktif bulut dozu tahmini
risk-specific dose n. rizikoyu belirleyen doz
reference dose n. referans dozu
radiation dose n. radyasyon dozu
roentgen absorbed dose n. röntgen emme dozu
shallow dose equivalent n. sığ doz eşdeğeri
roentgen absorbed dose n. soğurulmuş radyasyon dozu birimi
shallow dose n. sığ doz
systemic dose n. sistemik doz
inhaled dose n. solunan doz
deep dose n. tam maruz kalma dozu
estimated exposure dose n. tahmini maruz kalma dozu
whole-body dose rate n. tam vücut doz hızı
toxic dose n. toksik doz
deep dose equivalent n. tam maruz kalma dozu eşdeğeri
projected dose n. tahmini doz
total effective dose equivalent n. toplam etkili doz eşdeğeri
approximate lethal dose n. yaklaşık öldürücü doz
repeated dose toxicity n. yinelenen doz zehirliliği
Military
radiation absorbed dose n. alınan radyasyon miktarı
radiation absorbed dose n. alınan radyasyon dozu
acute radiation dose n. aşırı radyasyon dozu
radiation absorbed dose n. emilen radyasyon dozu
reference dose n. kıstas doz
exposure dose n. maruz kalınan dozaj
booster dose n. mükerrer aşı
mean lethal dose n. ortalama öldürücü doz
reference dose n. ölçü doz
radiation dose rate n. radyasyon doz oranı
radiation dose n. radyasyon dozu
booster dose n. takviye aşısı
maximum permissible dose n. otoritelerce mevcut harekatlara göre belirlenen, askerlerin belirli bir zaman diliminde alabileceği en yüksek toplam radyasyon dozu
Modern Slang
a dose of buckley n. gerçeklerle yüzleştiren olay
a dose of buckley n. gerçeklerle yüzleşme
a dose of buckley n. rüyadan/hayal aleminden çıkaran sonuç/olay