dust

Sens de "dust" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 90 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	dust n.	toz
Your desk is covered in dust! Masan toz içinde! More Sentences
General
2	General	dust n.	toz
There is toxic dust, and toxic vapours are emerging from the lava. Ortada zehirli bir toz var ve lavlardan zehirli buharlar çıkıyor. More Sentences
3	General	dust n.	toprak
The first man was created from the dust of the earth. İlk insan topraktan yaratıldı. More Sentences
4	General	dust n.	kum
The wind blew dust in my eyes. Rüzgar gözlerime kum kaçırdı. More Sentences
5	General	dust v.	toz serpmek
The police dusted the van for fingerprints. Polis parmak izi için minibüse toz serpti. More Sentences
6	General	dust v.	tozunu almak
The maid spent the whole day cleaning, she dusted everything. Hizmetçi bütün gün temizlik yaptı, her şeyin tozunu aldı. More Sentences
7	General	dust v.	tozlamak
The police dusted the van for fingerprints. Polis parmak izi için minibüsü tozladı. More Sentences
Technical
8	Technical	dust n.	toz
There is toxic dust, and toxic vapours are emerging from the lava. Zehirli tozlar var ve lavlardan zehirli buharlar çıkıyor. More Sentences
Automotive
9	Automotive	dust n.	toz
Meanwhile, many victims who have inhaled asbestos dust have died from it. Bu arada asbest tozunu soluyan birçok mağdur bu nedenle hayatını kaybetmiştir. More Sentences
Meteorology
10	Meteorology	dust n.	toz
Meanwhile, many victims who have inhaled asbestos dust have died from it. Bu arada, asbest tozunu soluyan birçok mağdur bu nedenle hayatını kaybetmiştir. More Sentences
General
11	General	dust n.	para
12	General	dust n.	çiçek tozu
13	General	dust n.	pudra
14	General	dust n.	kemik kalıntıları
15	General	dust n.	hiç
16	General	dust n.	mangır
17	General	dust n.	çöp
18	General	dust n.	toz toprak
19	General	dust n.	toz halinde madde
20	General	dust n.	karışıklık
21	General	dust n.	altın tozu
22	General	dust n.	gidenin ardında kalan şey
23	General	dust n.	bulutlandıran şey
24	General	dust n.	karartıcı şey
25	General	dust n.	insanın fani vücudu
26	General	dust n.	değersiz şey
27	General	dust n.	aşağılanma hali
28	General	dust n.	(özellikle gömülen yer olarak) toprak
29	General	dust n.	yerdeki yüzey
30	General	dust n.	(ince veya tozlaştırılmış nesnede) küçük bir miktar
31	General	dust n.	toz bulutu
32	General	dust n.	kül
33	General	dust n.	atık
34	General	dust n.	çöp
35	General	dust n.	aşağılık durum
36	General	dust n.	kötü durum
37	General	dust v.	yanıltmak
38	General	dust v.	tozlanmak
39	General	dust v.	fırçalamak
40	General	dust v.	almak
41	General	dust v.	toz almak
42	General	dust v.	silkmek
43	General	dust v.	serpmek
44	General	dust v.	toz halinde bir maddeyle kaplamak
45	General	dust v.	tozlaştırmak
46	General	dust v.	toz haline getirmek
47	General	dust v.	yeniden kullanıma hazırlamak
48	General	dust v.	(ham yünü) makinede sallayarak kirden arındırmak
49	General	dust v.	vurmak
50	General	dust v.	dövmek
51	General	dust v.	kırbaçlamak
52	General	dust v.	gözüne toz atar gibi yapmak
Colloquial
53	Colloquial	dust n.	sarma sigara için ince/toz halinde tütün (cezaevlerinde)
54	Colloquial	dust n.	önemsiz konu
55	Colloquial	dust n.	kargaşa
56	Colloquial	dust n.	karışıklık
57	Colloquial	dust n.	gürültü patırtı
58	Colloquial	dust n.	patırtı
59	Colloquial	dust n.	(madencilik jargonunda) silikoz gibi solunum yolu hastalığı
60	Colloquial	dust n.	künge
61	Colloquial	dust v.	toz olmak
62	Colloquial	dust v.	gitmek
63	Colloquial	dust v.	çıkmak
64	Colloquial	dust v.	ayrılmak
65	Colloquial	dust v.	tozunu attırmak
66	Colloquial	dust v.	yenmek
67	Colloquial	dust v.	bozguna uğratmak
68	Colloquial	dust v.	mağlup etmek
69	Colloquial	dust v.	birini öldürmek
70	Colloquial	dust v.	indirmek (öldürmek)
71	Colloquial	dust v.	işini bitirmek
Technical
72	Technical	dust n.	pollen
73	Technical	dust n.	haşere tozu
74	Technical	dust v.	tozlu yapmak
Dyeing
75	Dyeing	dust n.	yeşilimsi açık bir kahverengi tonu
Automotive
76	Automotive	dust v.	rakibin tozunu attırmak
Mining
77	Mining	dust v.	patlama tehlikesini azaltmak için üstünü öğütülmüş kaya veya şeyl ile kaplamak
Gastronomy
78	Gastronomy	dust n.	serpmek (un, tuz vb)
79	Gastronomy	dust n.	ince öğütülmüş yiyecek
80	Gastronomy	dust v.	un serpmek
Math
81	Math	dust n.	kesirli yapıdaki ayrık nokta seti
Astronomy
82	Astronomy	dust n.	meteorik toz
Geology
83	Geology	dust n.	volkanik toz
Ornithology
84	Ornithology	dust v.	(kuş) kendini toza bulamak
Slang
85	Slang	dust n.	toz uyuşturucu
86	Slang	dust n.	toz halinde uyuşturucu (eroin, kokain)
87	Slang	dust v.	bir sigaranın/otun ucuna toz uyuşturucu eklemek
88	Slang	dust v.	koreks yapmak
89	Slang	dust v.	acele etmek
90	Slang	dust v.	aceleyle ayrılmak

Sens de "dust" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	gold dust n.	altın tozu
Tom had several bags of gold dust in the trunk of his car. Tom'un arabasının bagajında birkaç altın tozu torbası vardı. More Sentences
2	General	dust control n.	toz kontrolü
High-pressure dust control systems assist with the treatment of airborne dust and odor molecules. Yüksek basınçlı toz kontrol sistemleri, havadaki toz ve koku moleküllerinin arıtılmasına yardımcı olur. More Sentences
3	General	dust emission n.	toz emisyonu
The closed design minimizes the dust emission of YTRON-ContiCone. Kapalı tasarım YTRON-ContiCone'un toz emisyonunu en aza indirir. More Sentences
4	General	dust particles n.	toz parçacıkları
Make sure there are no fingerprints or dust particles. Parmak izi veya toz parçacıkları olmadığından emin olun. More Sentences
5	General	house dust n.	ev tozu
House dust is a mixture of many substances. Ev tozu birçok maddenin karışımıdır. More Sentences
6	General	cloud of dust n.	toz bulutu
The car raised a cloud of dust. Araba bir toz bulutu kaldırdı. More Sentences
7	General	dust bag n.	toz torbası
The choice of dust bag is very important. Toz torbası seçimi çok önemlidir. More Sentences
8	General	turn to dust v.	toza dönüşmek
I don't want to turn to dust. Toza dönüşmek istemiyorum. More Sentences
9	General	dust the furniture v.	mobilyanın tozunu almak
Their job is to dust the furniture. Onların işi mobilyanın tozunu almaktır. More Sentences
10	General	wipe the dust v.	tozu silkmek
Will you please wipe the dust off the table? Masanın üzerindeki tozu siler misin, lütfen? More Sentences
11	General	dust-covered adj.	tozla kaplı
Tom wrote his name on the dust-covered windshield. Tom tozla kaplı ön cama adını yazdı. More Sentences
Colloquial
12	Colloquial	dust off v.	tozunu almak
Tom dusted off the old lamp. Tom eski lambanın tozunu aldı. More Sentences
Idioms
13	Idioms	dry as dust adj.	kupkuru
It's dry as dust. Kupkuru. More Sentences
Technical
14	Technical	coal dust n.	kömür tozu
Other toxins like bacteria and minute particles such as coal dust are taken up and neutralized by the lymphatic system. Bakteriler gibi diğer toksinler ve kömür tozu gibi küçük parçacıklar lenfatik sistem tarafından alınır ve nötralize edilir. More Sentences
15	Technical	dust particles n.	toz parçacıkları
Only slight dust particles pass through the exhaust air to the filter and are caught there. Egzoz havasından filtreye yalnızca hafif toz parçacıkları geçer ve orada tutulur. More Sentences
16	Technical	dust removal n.	tozunu giderme
These conditions will result in a drop in dust removal efficiency. Bu koşullar toz giderme verimliliğinde düşüşe neden olacaktır. More Sentences
General
17	General	dust cover n.	kitap kabı
18	General	becoming dust n.	tozlaşma
19	General	dust jacket n.	gömlek (kitap)
20	General	dust cover n.	toz örtüsü
21	General	dust cover n.	ceket
22	General	dust storm n.	kum fırtınası
23	General	dust emission n.	tozuma
24	General	a veil of dust n.	toz perdesi
25	General	meteoric dust n.	meteorik toz
26	General	dust jacket n.	kitap kabı
27	General	gray dust n.	gri toz
28	General	dust cover n.	şömiz
29	General	dust jacket n.	şömiz
30	General	file dust n.	eğe tozu
31	General	dust collection n.	toz tutma
32	General	dust jacket n.	ceket
33	General	dust cover n.	toz kapağı
34	General	dust particle n.	toz kalıntısı
35	General	dust speck n.	toz zerresi
36	General	dust particle n.	toz zerresi
37	General	dust sheet n.	mobilya örtüsü
38	General	dust arrester n.	toz toplayıcı
39	General	dust particles n.	toz zerreleri
40	General	dust jacket n.	kağıt kitap kabı
41	General	dust mask n.	toz maskesi
42	General	dust mask n.	toz yüzlüğü
43	General	dust-laden air n.	toz yüklü hava
44	General	dust-laden air n.	tozlu hava
45	General	dust-loaden air n.	tozlu hava
46	General	dust-loaden air n.	toz yüklü hava
47	General	dust cart n.	çöp arabası
48	General	dust jacket n.	kitap kılıfı
49	General	dust cover n.	kitap kılıfı
50	General	dust wrapper n.	kitap kılıfı
51	General	dust in the wind n.	rüzgarda toz
52	General	dust cloud n.	toz bulutu
53	General	elf dust n.	peri tozu
54	General	dust bag n.	elektrikli süpürge toz torbası
55	General	dust ball n.	toz yumağı
56	General	dust kitten n.	toz topağı
57	General	dust curl n.	toz topağı
58	General	dust kitty n.	toz topağı
59	General	dust bunny n.	toz topağı
60	General	dust ball n.	toz topağı
61	General	dust ball n.	toz tutma topu/küresi
62	General	eraser dust n.	silgi tozu
63	General	fairy dust n.	peri tozu
64	General	wood dust n.	talaş
65	General	speck of dust n.	toz zerresi
66	General	floating dust particles n.	uçuşan toz taneleri
67	General	air conditioner dust n.	klima tozu
68	General	lime dust n.	kireç tozu
69	General	dust sticker n.	toz çıkartması
70	General	chalk dust n.	tebeşir tozu
71	General	bull dust [australia] n.	kalın toz
72	General	bull dust [australia] n.	ince kum
73	General	gold dust n.	nadir bulunan şey
74	General	gold dust n.	değerli şey
75	General	dust mop n.	yer tozu almada kullanılan kuru temizlik bezi
76	General	dust-up n.	tartışma
77	General	dust [uk] n.	toplanmaya hazır süprüntü
78	General	dust-point n.	eski bir kırsal bölge oyunu
79	General	dust mop n.	toz paspası
80	General	dust-up n.	kavga
81	General	dust-up n.	dalaşma
82	General	dust jacket n.	plak kılıfı
83	General	fig dust n.	yulaftan yapılan kafes kuşu yemi
84	General	kiss the dust v.	mağlup olmak
85	General	lick the dust v.	el etek öpmek
86	General	lick the dust v.	öldürülmek
87	General	lick the dust v.	yere serilmek
88	General	raise dust v.	tozutmak
89	General	become dust v.	tozlaşmak
90	General	kiss the dust v.	boyun eğmek
91	General	dust off v.	pratik yapmak
92	General	throw dust in somebody's eyes v.	gözünü boyamak
93	General	rise clouds of dust v.	tozu dumana katmak
94	General	kiss the dust v.	vurulup ölmek
95	General	settle the dust v.	tozu gidermek
96	General	dust a cake with sugar v.	keke şeker serpmek
97	General	lick the dust v.	yeri öpmek
98	General	settle the dust v.	tozu bastırmak
99	General	return to dust v.	ölmek
100	General	kick up a dust v.	tozu dumana katmak
101	General	lick the dust v.	çanak yalamak
102	General	bite the dust v.	ölmek
103	General	lick the dust v.	iki seksen uzanmak
104	General	beat out the dust v.	tozunu silkmek
105	General	bite the dust v.	başarısız olmak
106	General	bite the dust v.	düşüp ölmek
107	General	raise dust v.	toz kaldırmak
108	General	dust somebody's jacket v.	tozunu almak
109	General	dust out v.	içinin tozunu almak
110	General	dust off v.	yüzeyin tozunu almak
111	General	be covered in dust v.	tozla kaplı olmak
112	General	be covered with dust v.	toz ile kaplı olmak
113	General	be covered with dust v.	toz ile kaplanmak
114	General	be covered in dust v.	tozla kaplanmak
115	General	be covered with dust v.	tozla kaplı olmak
116	General	be covered with dust v.	tozla kaplanmak
117	General	be covered in dust v.	toz ile kaplı olmak
118	General	gather dust v.	tozlanmak
119	General	bite the dust v.	savaşta öldürülmek
120	General	swallow dust v.	toz yutmak
121	General	remove dust v.	toz almak
122	General	turn to dust v.	toz olmak
123	General	dust smb's jacket v.	tozunu almak
124	General	travel the dust around v.	tozutmak ( odayı/belli bir ortamı)
125	General	dust the shelves v.	rafların tozunu almak
126	General	dust the furniture v.	mobilyaların tozunu almak
127	General	dust the house v.	evin tozunu almak
128	General	dust (off) v.	tekrar kullanılmak üzere yenilemek
129	General	dust dry adj.	toz bırakmaz
130	General	without dust adj.	tozsuz
131	General	dust free adj.	tozsuz
132	General	dust-tight adj.	toz geçirmez
133	General	dust-proof adj.	toz geçirmez
134	General	covered with dust and dirt adj.	toz toprak içinde
135	General	dust-choked adj.	toza boğulmuş
136	General	dust-choked adj.	toz ile tıkanmış
137	General	dust-choked adj.	tozun tıkdığı
138	General	dust-sized adj.	toz tanesi boyutunda
139	General	dust-sized adj.	toz taneciği boyutunda
140	General	dust-sized adj.	toz zerresi boyutunda
141	General	dust-sized adj.	toz boyutunda
142	General	flying dust particles adj.	uçuşan toz taneleri
143	General	in dust and ashes adj.	aşağılanmış
144	General	in dust and ashes adj.	rezil halde olan
145	General	in dust and ashes adj.	karalar bağlamış
146	General	in dust and ashes adj.	yaslı
147	General	in dust and ashes adj.	kepaze olmuş
148	General	in dust and dirt adv.	toz toprak içinde
Phrasals
149	Phrasals	dust off v.	yeniden kullanıma almak
150	Phrasals	dust something out v.	tozunu almak
151	Phrasals	dust something off v.	yeniden kullanılır/işe yarar hale getirmek
152	Phrasals	dust off something v.	yeniden kullanılır/işe yarar hale getirmek
153	Phrasals	dust up v.	üstünü silkelemek
154	Phrasals	dust up v.	silkelemek
155	Phrasals	dust up v.	vurarak/fırçalayarak/silerek temizlemek
156	Phrasals	dust up v.	üstünü toz halinde bir şeyle kaplamak
157	Phrasals	dust up v.	üzerindeki ölü toprağını atmak
158	Phrasals	dust up v.	eski bir şeyi kullanmak
159	Phrasals	dust up v.	tozlu raflardan indirmek
160	Phrasals	dust up v.	uzun zamandır kullanılmayan bir şeyi kullanmak
161	Phrasals	dust up v.	yumruklamak
162	Phrasals	dust up v.	tozunu yutturmak
163	Phrasals	dust up v.	tozunu attırmak
164	Phrasals	dust up v.	geride bırakmak
165	Phrasals	dust up v.	kalkıp silkelenmek
166	Phrasals	dust up v.	dövmek
167	Phrasals	dust up v.	üstüne serpmek
168	Phrasals	dust up v.	kendine gelmek
169	Phrasals	dust down v.	tozunu almak
170	Phrasals	dust down v.	sertçe azarlamak
Phrases
171	Phrases	in dust and ashes adv.	pişmanlık ve üzüntüyle
172	Phrases	in dust and ashes adv.	(yas veya utanma işareti olarak) başına toz ve kül dökülerek
173	Phrases	ashes to ashes, dust to dust expr.	küller küllere, tozlar tozlara
174	Phrases	ashes to ashes, dust to dust expr.	küller küllere, toprak toprağa
175	Phrases	ashes to ashes, dust to dust expr.	topraktan geldi insan, yine toprağa dönecek
Proverb
176	Proverb	small rain lays great dust	damlaya damlaya göl olur
Colloquial
177	Colloquial	corral dust n.	saçmalık
178	Colloquial	corral dust n.	zırva
179	Colloquial	corral dust n.	bullshit yerine kullanılan bir hüsnütabir
180	Colloquial	corral dust n.	boş laf
181	Colloquial	corral dust n.	fasarya
182	Colloquial	corral dust n.	partal
183	Colloquial	dust mouse n.	eşyaların altında toplanan küçük toz yığını
184	Colloquial	budget dust n.	devede kulak
185	Colloquial	corral dust n.	yalan
186	Colloquial	corral dust n.	saçmalık
187	Colloquial	dust mouse n.	toz topağı
188	Colloquial	corral dust n.	palavra
189	Colloquial	budget dust n.	bütçeden arta kalan az miktarda para
190	Colloquial	corral dust n.	boş laf
191	Colloquial	corral dust n.	zırva
192	Colloquial	dust mouse n.	pamukçuk
193	Colloquial	corral dust n.	kuru gürültü
194	Colloquial	bull dust [australia] n.	saçmalık
195	Colloquial	bite the dust v.	işi bitmek
196	Colloquial	bite the dust v.	nalları dikmek
197	Colloquial	bite the dust v.	(makine vb) bozulmak
198	Colloquial	bite the dust v.	ölmek
199	Colloquial	bite the dust v.	topu dikmek
200	Colloquial	bite the dust v.	toprağa yaklaşmak
201	Colloquial	bite the dust v.	mevta olmak
202	Colloquial	dust off v.	kendine gelmek
203	Colloquial	dust off v.	silkelenip kendine gelmek
204	Colloquial	dust-up v.	tartışma
205	Colloquial	dust off v.	tozunu silkelemek/silmek
206	Colloquial	dust-up v.	alevlenme
207	Colloquial	dust-up v.	patırtı
208	Colloquial	dust-up v.	kavga
209	Colloquial	dust off v.	yenileyip kullanmak
210	Colloquial	dust-up v.	münakaşa
211	Colloquial	dust off v.	tekrar kullanılır hale getirmek
212	Colloquial	dust off v.	yeniden ayağa kalkmak
213	Colloquial	dust off v.	yeniden kullanıma hazırlamak/sokmak
214	Colloquial	dust off v.	silkelenmek
215	Colloquial	dust off the batter v.	(beyzbol) vurucuya teğet geçen bir top atmak
216	Colloquial	ashes to ashes dust to dust expr.	küller küllere tozlar tozlara
217	Colloquial	ashes to ashes dust to dust expr.	topraktan geldi insan yine toprağa dönecek
218	Colloquial	ashes to ashes dust to dust expr.	küller küllere toprak toprağa
219	Colloquial	watch my dust expr.	izle bak nasıl yapacağım
220	Colloquial	dust and ashes expr.	umduğunu bulamama
221	Colloquial	dust and ashes expr.	elle tutulur tarafı olmayan şey
222	Colloquial	watch my dust expr.	izle ve gör
223	Colloquial	eat my dust expr.	anca yetişirsin
224	Colloquial	eat my dust expr.	tozumu ye
Idioms
225	Idioms	dust bunny n.	toz yumağı
226	Idioms	a dust kitten n.	toz yumağı
227	Idioms	budget dust n.	bütçe kırıntısı
228	Idioms	budget dust n.	çok az/devede kulak gibi bir miktar para
229	Idioms	budget dust n.	geriye kalan çok az/önemsiz bir miktar para
230	Idioms	budget dust n.	bütçenin tozunu attırma
231	Idioms	budget dust n.	bütçede çok az/önemsiz/devede kulak gibi bir miktar para kalması
232	Idioms	bite the dust v.	ölmek
233	Idioms	gather dust v.	toz tutmak
234	Idioms	kick up a dust v.	karışıklık çıkarmak
235	Idioms	shake the dust off one's feet v.	başını alıp gitmek
236	Idioms	kick up a dust v.	toz koparmak
237	Idioms	raise up a dust v.	toz koparmak
238	Idioms	lick the dust v.	yenilgiye uğramak
239	Idioms	kick up a dust v.	sorun çıkarmak
240	Idioms	kick up a dust v.	gerilim yaratmak
241	Idioms	kick up a dust v.	olay çıkarmak
242	Idioms	kick up a dust v.	hır çıkarmak
243	Idioms	shake the dust off one's feet v.	öfkeyle çekip gitmek
244	Idioms	shake the dust from one's feet v.	öfkeyle terk etmek
245	Idioms	shake the dust off one's feet v.	öfkeyle terk etmek
246	Idioms	shake the dust from one's feet v.	öfkeyle çekip gitmek
247	Idioms	dust something out v.	süpürmek
248	Idioms	dust something out v.	tozunu almak
249	Idioms	not see somebody for dust v.	ortalıktan yok oluvermek
250	Idioms	not see somebody for dust v.	toz olmak
251	Idioms	like gold dust v.	bulunmaz hint kumaşı olmak
252	Idioms	like gold dust v.	çok rağbet görmek
253	Idioms	cut the dust v.	içki içmek
254	Idioms	turn to dust v.	boşa gitmek
255	Idioms	turn to dust v.	beş para etmemek
256	Idioms	turn to dust v.	heba olmak
257	Idioms	leave somebody in the dust v.	birine toz yutturmak/nal toplatmak
258	Idioms	leave somebody in the dust v.	birini çok geride bırakmak
259	Idioms	dust oneself off v.	yaralarını sarmak
260	Idioms	dust yourself off v.	yaralarını sarmak
261	Idioms	dust yourself off v.	toparlanmak
262	Idioms	dust oneself off v.	toparlanmak
263	Idioms	dust someone down v.	birini azarlamak
264	Idioms	beat the dust v.	(at) atlarken ön bacakları zeminden çok az kalkmak
265	Idioms	dust one's jacket v.	birini dövmek
266	Idioms	lick the dust v.	savaşta kaybetmek
267	Idioms	raise dust v.	kargaşa çıkarmak
268	Idioms	throw dust in one's eyes v.	aldatmak
269	Idioms	dust one's jacket v.	birine sopa atmak
270	Idioms	lick the dust v.	rezil olmak
271	Idioms	beat the dust v.	hafifçe şaha kalkmak
272	Idioms	throw dust in one's eyes v.	kandırmak
273	Idioms	bite the dust v.	savaşta öldürülmek
274	Idioms	throw dust in one's eyes v.	gözünü boyamak
275	Idioms	lick the dust v.	vurulup devrilmek
276	Idioms	throw dust in one's eyes v.	yanıltmak
277	Idioms	collect dust v.	bir kenara atılmak
278	Idioms	collect dust v.	uzun zamandır kullanılmamış olmak
279	Idioms	collect dust v.	eskiyip bir kenara atılmak
280	Idioms	collect dust v.	(eşya, alet) uzun zamandır el değmemiş olmak
281	Idioms	catch dust v.	uzun bir süre kullanılmamak
282	Idioms	catch dust v.	toz toplamak
283	Idioms	catch dust v.	el sürülmemek
284	Idioms	catch dust v.	kullanılmadan durmak/beklemek
285	Idioms	catch dust v.	süs gibi durmak
286	Idioms	catch dust v.	hiç kullanılmamak
287	Idioms	gather dust v.	toz toplamak
288	Idioms	collect dust v.	toz toplamak
289	Idioms	eat someone's dust v.	nal toplamak
290	Idioms	leave (someone or something) in the dust v.	fark atmak
291	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın yatışmasını/sakinleşmesini beklemek
292	Idioms	let the dust settle v.	durumun normale dönmesini beklemek
293	Idioms	catch dust v.	kullanılmadan yatmak
294	Idioms	gather dust v.	ihmal edilmek
295	Idioms	gather dust v.	kullanılmadan yatmak
296	Idioms	collect dust v.	kullanılmadan yatmak
297	Idioms	catch dust v.	uzun süre kullanılmamaktan toz içinde kalmak
298	Idioms	leave (someone or something) in the dust v.	nal toplatmak
299	Idioms	make the dust fly v.	olay çıkarmak/yaratmak
300	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın yatışmasına/sakinleşmesine izin vermek
301	Idioms	gather dust v.	uzun süre kullanılmadan bir köşede durmak
302	Idioms	throw dust in (one's) face v.	(birini) yanlış yönlendirmek
303	Idioms	make the dust fly v.	ortalığın tozunu attırmak
304	Idioms	leave (someone or something) in the dust v.	büyük fark atmak
305	Idioms	let the dust settle v.	durumun açıklığa/kesinliğe kavuşmasını beklemek
306	Idioms	gather dust v.	rafa kaldırılmak
307	Idioms	throw dust in (one's) face v.	(birini) göremez hale getirmek/uyutmak
308	Idioms	make the dust fly v.	duman attırmak
309	Idioms	collect dust v.	tozlanmak
310	Idioms	gather dust v.	uzun süre kullanılmamaktan toz içinde kalmak
311	Idioms	let the dust settle v.	durumun normale dönmesine izin vermek
312	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın durulmasına izin vermek
313	Idioms	make the dust fly v.	ortalığı birbirine katmak
314	Idioms	catch dust v.	tozlanmak
315	Idioms	gather dust v.	toz tutmak
316	Idioms	collect dust v.	toz tutmak
317	Idioms	make the dust fly v.	tozu dumana katmak
318	Idioms	leave (someone or something) in the dust v.	tozunu yutturmak
319	Idioms	leave (someone or something) in the dust v.	çok geride/oldukça arkada bırakmak
320	Idioms	make the dust fly v.	duman etmek
321	Idioms	gather dust v.	bir köşeye atılmak
322	Idioms	eat someone's dust v.	tozunu yutmak
323	Idioms	throw dust in (one's) face v.	(birini) kandırmak/yanıltmak
324	Idioms	make the dust fly v.	kıyameti koparmak
325	Idioms	make the dust fly v.	tozu dumana katmak
326	Idioms	catch dust v.	toz toplamak
327	Idioms	gather dust v.	bir kenara atılmak/itilmek
328	Idioms	eat someone's dust v.	(birinin) gerisinde/arkasında kalmak
329	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın durulmasını beklemek
330	Idioms	collect dust v.	uzun süre kullanılmamaktan toz içinde kalmak
331	Idioms	catch dust v.	toz tutmak
332	Idioms	gather dust v.	tozlanmak
333	Idioms	be eating (one's) dust v.	(biri tarafından) açık ara geçilmek
334	Idioms	be eating (one's) dust v.	(birinin) epey arkasında kalmak
335	Idioms	be eating (one's) dust v.	(biri tarafından) toz yutturulmak
336	Idioms	be eating (one's) dust v.	(birinin) tozunu dumanını yemek
337	Idioms	be eating (someone's) dust [us] v.	nal toplamak
338	Idioms	be eating (someone's) dust [us] v.	(biri tarafında) açık ara geçilmek
339	Idioms	be eating (someone's) dust [us] v.	(birinin) tozunu yutmak
340	Idioms	be eating (someone's) dust [us] v.	(birinin) tozunu dumanını yemek
341	Idioms	be eating (someone's) dust [us] v.	(birinin) epey arkasında/gerisinde kalmak
342	Idioms	bite the dust v.	öldürülmek
343	Idioms	bite the dust v.	nalları dikmek
344	Idioms	bite the dust v.	yenilmek
345	Idioms	bite the dust v.	eski kalmak
346	Idioms	bite the dust v.	gözden düşmek
347	Idioms	bite the dust v.	popülerliğini yitirmek
348	Idioms	bite the dust v.	alt edilmek
349	Idioms	leave somebody/something in the dust [us] v.	birini/bir şeyi çok geride bırakmak
350	Idioms	leave somebody/something in the dust [us] v.	birine/bir şeye toz yutturmak/nal toplatmak
351	Idioms	not see (one) for dust v.	toz olmak
352	Idioms	not see (one) for dust v.	ortalıktan yok oluvermek
353	Idioms	shake the dust of somewhere from your feet [uk] v.	(bir şeyi/bir yeri) gerisinde bırakmak
354	Idioms	shake the dust of (something or some place) from (one's) feet v.	(bir şeyi/bir yeri) gerisinde bırakmak
355	Idioms	shake the dust of (something or some place) from (one's) feet v.	(bir şeyden/bir yerden) çekip gitmek
356	Idioms	shake the dust off your feet v.	çekip gitmek
357	Idioms	shake the dust of somewhere from your feet [uk] v.	(bir şeyin/bir yerin) etkisini üzerinden atmak
358	Idioms	shake the dust off your feet v.	terk edip gitmek
359	Idioms	shake the dust of (something or some place) from (one's) feet v.	(bir şeyin/bir yerin) etkisini üzerinden atmak
360	Idioms	shake the dust off your feet v.	başını alıp gitmek
361	Idioms	shake the dust off your feet v.	geride bırakmak
362	Idioms	wait for the dust to settle v.	ortalığın yatışmasını beklemek
363	Idioms	wait for the dust to settle v.	kargaşanın geçmesini beklemek
364	Idioms	wait for the dust to settle v.	durumun oturmasını/düzelmesini beklemek
365	Idioms	wait for the dust to settle v.	durumun normalleşmesini beklemek
366	Idioms	throw dust in the eyes of v.	kafasını karıştırmak
367	Idioms	dust a dam v.	çatıyı toprak veya çakılla doldurmak
368	Idioms	throw dust in the eyes of v.	yanlış yönlendirmek
369	Idioms	dry-as-dust adj.	sönük
370	Idioms	dry-as-dust adj.	cansız
371	Idioms	dry-as-dust adj.	sıkıcı
372	Idioms	dry-as-dust adj.	ruhsuz
373	Idioms	dry-as-dust adj.	çok sıkıcı
374	Idioms	when the dust settles adv.	ortalık durulunca
375	Idioms	when the dust settles adv.	ortalık sakinleşince
376	Idioms	after the dust has settled expr.	toz dağıldıktan sonra
377	Idioms	after the dust has settled expr.	ortalık yatıştıktan sonra
378	Idioms	after the dust has settled expr.	ortalık sakinleşip herkes kendine geldikten sonra
379	Idioms	as dry as dust expr.	kupkuru
380	Idioms	after the dust settles expr.	ortalık yatışınca
381	Idioms	after the dust settles expr.	karışıklık düzelince
382	Idioms	after the dust settles expr.	durum düzelince
383	Idioms	charge it to the dust and let the rain settle it expr.	yaz tahtaya alırsın haftaya
384	Idioms	when the dust settles expr.	ortalık yatışınca
385	Idioms	when the dust settles expr.	toz duman dağıldığında
386	Idioms	when the dust settles expr.	ortalık durulunca
387	Idioms	after the dust has settled expr.	ortalık durulduktan sonra
388	Idioms	dry as dust expr.	çok kuru
389	Idioms	dry as dust expr.	aşırı kuru
390	Idioms	dry as dust expr.	aşırı sıkıcı
391	Idioms	dry as dust expr.	çok sıkıcı
392	Idioms	as dry as dust expr.	çok sıkıcı
393	Idioms	as dry as dust expr.	aşırı kuru
394	Idioms	as dry as dust expr.	çok kuru
395	Idioms	as dry as dust expr.	aşırı sıkıcı
396	Idioms	dust and ashes expr.	hepsi boşmuş
397	Idioms	dust and ashes expr.	yalan/fani dünya
398	Idioms	the dust clears expr.	ortalığın durulması
399	Idioms	in the dust expr.	bayağı arkada kalmış
400	Idioms	the dust settles expr.	ortalığın durulması
401	Idioms	the dust clears expr.	ortalığın sakinleşmesi
402	Idioms	the dust settles expr.	ortalığın yatışması
403	Idioms	in the dust expr.	fark yemiş
404	Idioms	in the dust expr.	tamamen geride kalmış
405	Idioms	in the dust expr.	çok geride
406	Idioms	in the dust expr.	büyük fark yemiş
407	Idioms	the dust settles expr.	ortalığın sakinleşmesi
408	Idioms	the dust clears expr.	ortalığın yatışması
409	Idioms	in the dust expr.	oldukça arkada kalmış
410	Idioms	after/when the dust settles expr.	durum düzelince
411	Idioms	after/when the dust settles expr.	karışıklık düzelince
412	Idioms	after/when the dust settles expr.	ortalık yatışınca
413	Idioms	after/when the dust settles expr.	karışıklık düzelince
414	Idioms	after/when the dust settles expr.	ortalık yatışınca
415	Idioms	after/when the dust settles expr.	durum düzelince
416	Idioms	once the dust has settled expr.	toz dağılınca
417	Idioms	once the dust has settled expr.	ortalık durulunca
418	Idioms	once the dust has settled expr.	ortalık sakinleşip herkes kendine gelince
419	Idioms	once the dust has settled expr.	ortalık yatışınca
420	Idioms	once the dust has settled expr.	ortalık sakinleşince
421	Idioms	when the dust has settled expr.	ortalık durulunca
422	Idioms	when the dust has settled expr.	toz dağılınca
423	Idioms	when the dust has settled expr.	ortalık sakinleşip herkes kendine gelince
424	Idioms	when the dust has settled expr.	ortalık yatışınca
425	Idioms	when the dust has settled expr.	ortalık sakinleşince
426	Idioms	when the dust has settled expr.	toz duman dağıldığında
427	Idioms	down with the dust expr.	parayı ödemek
428	Idioms	down with the dust expr.	parayı yatırmak
Speaking
429	Speaking	when the dust settles expr.	karışıklık düzelince
430	Speaking	when the dust settles expr.	durum düzelince
431	Speaking	when the dust settles expr.	ortalık yatışınca
432	Speaking	I got dirt/dust in my eye expr.	gözüme toz kaçtı
Politics
433	Politics	hardwood dust n.	sert ağaç tozları
Technical
434	Technical	dust removing n.	toz giderme
435	Technical	dust seal n.	toz keçesi
436	Technical	dust generation n.	toz oluşumu
437	Technical	anti dust n.	toz tutmayan
438	Technical	dust ejector n.	toz ejektörü
439	Technical	sand dust n.	kum unu
440	Technical	dust content n.	toz miktarı
441	Technical	steel dust n.	çelik tozu
442	Technical	dust removal efficiency n.	tozdan arındırma verimi
443	Technical	atmospheric dust n.	atmosferik toz
444	Technical	dust removal plant n.	tozdan arındırma tesisi
445	Technical	fine dust n.	ince toz
446	Technical	dust eliminator n.	toz ayırıcı
447	Technical	carbon dust resistor n.	karbon tozu direnci
448	Technical	sand dust n.	kum tozu
449	Technical	fine dust n.	taş unu
450	Technical	dust holding capacity n.	toz tutma kapasitesi
451	Technical	dust coat n.	toz tabakası
452	Technical	test dust n.	test tozu
453	Technical	dust removal n.	tozdan arındırma
454	Technical	dust counter n.	toz partiküllerinin sayılması için kullanılan bir cihaz
455	Technical	combustible dust n.	yanıcı toz
456	Technical	dust seal n.	fren toz lastiği
457	Technical	radioactive dust n.	radyoaktif toz
458	Technical	dust separator n.	toz tutucu
459	Technical	airborne dust n.	asılı toz
460	Technical	dust devil n.	rüzgar hortumu
461	Technical	dust measurement n.	toz ölçme
462	Technical	dust filter n.	toz filtresi
463	Technical	dust mask n.	toz maskesi
464	Technical	dust brush n.	toz fırçası
465	Technical	dust deposit n.	toz toplanması
466	Technical	dust core n.	toz çekirdek
467	Technical	boring dust n.	lağım tozu
468	Technical	dust cup n.	toz kabı
469	Technical	dust strainer n.	toz filtresi
470	Technical	dust guard kit n.	toz kapağı kiti
471	Technical	dust separation equipment n.	toz ayırma teçhizati
472	Technical	fibrous dust n.	fiber tozu
473	Technical	dust cloth n.	toz bezi
474	Technical	crusher dust n.	taş tozu
475	Technical	dust cover n.	toz lastiği
476	Technical	stone dust n.	taş unu
477	Technical	abrassive dust n.	aşındırıcı toz
478	Technical	fugitive dust emission n.	kaçak toz emisyonu
479	Technical	cork dust n.	mantar tozu
480	Technical	coal dust furnace n.	kömür tozu ocağı
481	Technical	dust suppression n.	toz tutma
482	Technical	dust precipitator n.	toz filtresi
483	Technical	dust catcher n.	toz toplayıcı
484	Technical	dust cap and seal n.	toz koruma cıvatası
485	Technical	dust content n.	toz muhtevası
486	Technical	dust separation equipment n.	toz ayırma teçhizatı
487	Technical	dust measurement n.	tozölçüm
488	Technical	dust protection helmet n.	tozdan koruma kaskı
489	Technical	dust precipitation n.	toz çöktürme
490	Technical	dust chamber n.	toz odası
491	Technical	dust measurement n.	toz ölçümü
492	Technical	dust catcher n.	toz tutucu
493	Technical	dust suppression n.	toz giderme
494	Technical	dust coal n.	toz kömür
495	Technical	dust explosion n.	toz patlaması
496	Technical	dust preventive n.	toz önleyici
497	Technical	dust trap n.	toz toplayıcı
498	Technical	dust settling n.	toz çökertme
499	Technical	dust palliative n.	toz yatıştırıcı
500	Technical	dust collecting n.	toz toplama